ADET DÜZENSİZLİĞİ HAMİLE KALMAYI ENGELLER Mİ? (KISIRLIK YAPAR MI?)

Adet düzensizliğinin hamile kalmayı engellemesi veya kısırlık (inffertilite) durumuna neden olması hastalar tarafından merak edilen bir konudur. Adet (regl, mens) düzensizliği hamile kalmayı her zaman etkilemez ancak bazı durumlarda engelleyebilir veya geciktirebilir, bu adet düzensizliğinin sebebine göre değişir. Örneğin adet düzensizliğinin sebebi yumurtlama düzensizliği ve polikistik over sendromu gibi bir durum ise bu durumda her ay düzenli yumurtlama olmadığı için gebeliğin normalden daha geç elde edilmesi beklenir. Adet düzensizliğinin sebebi rahim içerisinde bulunan bir myom  ise gebeliğe engel olabilir veya düşüğe neden olabilir. Adet düzensziliğinin sebebi guatr hormonlarında bozukluk veya prolaktin (süt hormonu) gibi hormonal bozukluk ise bu hamile kalmayı da etkileyebilir çünkü adet düzensizliğini etkileyen hormonlar yumurtlamayı da etkilemektedir.

Adet düzensizliği veya yumurtlama düzensizliği hamile kaldıktan sonra hamileliğin gidişatını veya bebeği etkilemez. Bunlar ancak hamile kalmadan önce gebeliğin oluşma sürecini geciktirme konusunda etki edebilirler. 

Her adet düzensizliğinde hamile kalmanın engellenmesi veya gecikmesi beklenmez. Örneğin rahim içerisinde bulunan bir polipe bağlı adet düzensizliği, aşırı adet kanaması olan bir kadında hamile kalmanın etkilenmesi beklenmez. Adet düzensizliği ve hamile kalabilme süresi her zaman birebir ilgili durumlar değildir.

İlgili Konular:
- Adet Düzensizliği
Tamamını >>

TEK YUMURTALIKLA VEYA TEK TÜPLE GEBELİK

BİR YUMURTALIKLA VEYA BİR TÜPLE HAMİLELİK OLABİLİR Mİ?
Nadiren bazı nedenlerden dolayı sağ veya sol yumurtalıktan (veya tüplerden) birisinin ameliyatla alınması gerekebilmektedir. Tek taraflı yumurtalık veya tüp alınmışsa daha sonra diğer taraftan gebelik oluşma şansı vardır. Tek taraftaki yumurtalık ve tüp birlikte alınsa da (salpingoooferektomi) diğer taraftan gebelik oluşabilir. Önemli olan bir taraftaki yumurtalık ve tüpün kalmasıdır.
Tek yumurtalığı alınan kadının özellikle yaşı ileri değilse gebe kalma şansı vardır ancak tek yumurtalık alınması hormonal rezervi azaltabilir ve bu kadınların hamile kalması bu nedenle bazen zor olabilir. Tek yumurtalık alınması sonucu hormonal rezerv çok azalırsa menopoz bile gelişebilir. Ancak genellikle genç yaşlarda tek yumurtalığın alınması menopoza neden olmaz ve hormon rezervi çok azalmadığı için hamilelik de oluşabilmektedir.

İki yumurtalık veya tüp alınırsa gebelik olabilir mi?
Çok nadiren bazı hastalıklar nedeniyle iki taraftaki yumurtalıların veya tüplerin alınması gerekebilmektedir. İki taraftaki yumurtalık (over) alınırsa kişinin normal yoldan gebe kalma şansı yoktur, tüp bebek ile de gebelik olamaz. Ancak yumurta bağısı ile mümkün olabilir bu da ülkemizde yasaktır. Yumurta bağışı hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
İki taraftaki tüpü alınan kişi tüp bebek yöntemi ile gebe kalma şansına sahiptir, tabi tüp bebek için engel olabilecek başka bir durum yoksa.

Rahim alınırsa gebelik olabilir mi?
Rahim alınması ameliyatına histerektomi denir. Rahimi alınan bir kadının normal yollardan gebe kalması mümkün değildir, tüp bebek de yapılamaz. Bu durumda bir kadının çocuk sahibi olmasının tek yolu taşıyıcı annelik ile yumurtasının başka kadının rahmine yerleştirilmesidir. Taşıyısı annelik konusunda detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Yumurtalık ve tüp alınması ameliyatları ile ilgili terimler:
Over: Yumurtalık demektir.         Tuba veya salpenks: Tüp demektir.
Bilateral: İki taraflı.        Unilateral: Tek taraflı  demektir.
Ooforektomi: Yumurtalığın alınması
Unilateral ooforektomi: Tek taraftaki yumurtalığın alınması.
Bilateral ooforektomi: İki taraftaki yumurtalığın birden alınması
Unilateral salpenjektomi: Tek taraftaki tüpün alınması
Bilateral salpenjektomi: İki taraftaki tüpün birden alınması
Unilateral salpingoooforektomi (USO): Tek taraftaki yumurtalık ve tüpün birlikte alınması
Bilateral salpingoooforektomi: Her iki taraftaki yumurtalıkların ve tüplerin hepsinin alınması
Histerektomi: Rahmin alınması

İlgili Konular:
- Tüplerin Tıkalı (Kapalı) Olması
- Yumurtalık ve Tüp Alınması Ameliyatı
- Rahim Alınması (Histerektomi) Ameliyatı
Tamamını >>

TÜP BEBEKTE EN KALİTELİ EMBRİYOYU SEÇMEK İÇİN YENİ YÖNTEM: METABOLOMİCS

Tüp bebekte başarıyı arttırmak için en kaliteli embriyonun seçilerek rahim içerisine transfer edilmesi önemlidir. Yeni geliştirilen metabolomics yöntemi ile embriyonun ürettiği kimyasal maddeler ve metabolik aktivitelerine bakılarak en iyi embriyoyu daha hassas seçmek mümkün oldu. Bu yöntemden önce klasik olarak kullanılan yöntemde embriyolar mikroskop altında şekillerine bakılarak gözle değerlendirilmekteydi.

Metabolomiks yöntemi ile daha kaliteli embriyolar seçildiği için tüp bebek başarısı artmaktadır. Tüp bebek uygulanmasından önce embriyolar özel bir solüsyon içerisinde büyütülürler. Embriyo büyürken bu solüsyondan gerekli besin maddelerini alır ve aynı zamanda solüsyon içerisine bazi atık maddeler atar. Metabolomix yönteminde solüsyondaki bu değişimler saptanmaktadır ve atılan atık maddeler analiz edilerek ebriyonun kalitesi belirlenmektedir.

İlgili Konular:
Tamamını >>

YUMURTA DONDURMA

YUMURTANIN DONDURULMASI VE SAKLANMASI
Yumurta dondurma işlemi kadının yumurtalığından elde edilen yumurtanın (oosit) saklanarak ileride kullanılması amacıyla dondurulması işlemidir. Peki neden ileride kullanmak amacıyla yumurta dondurmak gerekebilir:
- Ailesinde erken menopoz öyküsü olan bir kadın henüz evlenmemişse ve evlenene kadar menopoza girip yumurtalarının tamamen tükenmesinden endişe ediyorsa şimdiden yumurtasının dondurulmasını isteyebilir
- Kanser tedavisi nedeniyle radyoterapi veya kemoterapi tedavisi yumurtalıkların fonksiyonunu bitirebilir. Bu durumda hasta tedaviden önce yumurtalarının dondurularak saklanmasını isteyebilir.
- Çocuk sahibi olmayı ileri yaşa ertelemek isteyenler veya çeşitli nedenlerle ertelemek zorunda olanlar

Günümüzde kadınların da toplumdaki statülerinin değişmesi, iş, meslek ve kariyer planları gibi nedenler bazen kadınların erken yaşta gebelik planlamasına engel olmaktadır ve gebelik planları ileri yaşlara ertelenmek zorunda kalmaktadır. Tabiki ileri yaşlarda gebe kalma ve yumurta elde edilme oranları düşmektedir. Bu durumlarda yumurtalar dondurularak ileri yaşlarda tekrar kullanılmak istenebilir. Ülkemizde yumurta dondurma işlemine bu tür nedenlerle izin verilmemektedir ancak kanser vb. hastalıklar nedeniyle yumurtalıkların zarar görebileceği durumlarda izin verilmektedir.

Dondurulan ve çözülen her yumurtadan gebelik elde edilememektedir. Ancak günümüzde tekniklerin ilerlemesi ile başarı oranı artmaktadır. Son yıllarda uygulanan camlaştırma (vitrifikasyon) yöntemi ve mikroenjeksiyon yöntemi döllenme ve gebelik oranlarını arttırmıştır. Ortalama olarak yumurta dondurulması yapılan kadınlarda %30'unda gebelik elde edilebilmektedir. Yumurtanın dondurulduktan sonra tekrar çözülmesi için belli bir süre yoktur, uzun yıllar kalabilir.

Tüp bebek uygulamasında olduğu gibi hormonal ilaçlarla uyarılarak büyütülen yumurtalar OPU yöntemiyle yumurtalıklardan toplanmaktadır ve daha sonra dondurulmaktadır. Yumurta toplamak yerine yumurtalığın bir kısmının laparoskopi ameliyatıyla alınarak dondurulması da mümkündür.

Yumurta hücresi vücuttaki en büyük hücre olduğu için dondurma işlemi sperm ve embriyo dondurulmasına göre çok daha zordur. Son yıllarda geliştirilen vitrifikasyon yöntemi yumurta dondurulması konusunda başarıyı arttırmıştır.


İlgili Konular:
- Embriyo Dondurma
- Sperm Dondurma - Sperm Bankası
Yumurta Bağısı (Oosit Donasyonu)
- Taşıyıcı Annelik
- Tüp Bebek Aşamaları
- Kısırlık
Tamamını >>

TÜM KROMOZOM ANALİZİ (24 SURE TESTİ) İLE TÜP BEBEK

Tüp bebek uygulamalarının başarısını arttırmak amacıyla İngiltere'nin Cambridge üniversitesinde geliştirilen tüm kromozom analizi (24 sure) yönteminde döllenmiş yumurtadan alınan hücredeki tüm kromozomlar kısa sürede incelenebilmektedir. Bu sayede önceki tüp bebek uygulanamalarına göre daha yüksek başarı elde edilmektedir, düşük oranı daha az olmaktadır çünkü tüp bebekteki başarısızlıkların en önemli nedeni düşüklerdir. Düşüklerin en önemli nedeni de kromozomal anormalliklerdir. Bu yöntem sayesinde tüm kromozomların sayısının normal olduğundan emin olunmaktadır ve ondan sonra rahim içerisine verilmektedir. Yöntem ülkemizde de yeni uygulanmaya başlamıştır.

24 sure testinde 12 saat gibi kısa bir sürede 24 kromozom sayısal normallik aşısından taranmaktadır. Anoploidi yani kromozom sayılarında bozukluk saptanmazsa tüp bebek yapılmaktadır. Özellikle ileri yaş gebeliklerde kromozomak bozukluk daha sık görülmektedir.
Tamamını >>

TAŞIYICI ANNELİK

Taşıyıcı annelik kavramı ülkemizde kanunen yasak olmasına rağmen yurtdışında yaygın olarak uygulanmaktadır. Taşıyıcı anneliği yumurta bağışı ile karıştırmamak gerekir. Yumurta bağışı hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilrisiniz. Taşıyıcı annelikte bebek sahibi olmayı isteyen eşler kendi yumurta ve sperm hücrelerini kullanırlar ancak başka bir kadının rahminde bebek taşınır. Annenin gebelik taşımaya uygun bir rahmi olmadığı için (veya rahmi hiç olmadığı için) eşlerin yumurta ve sperm hücreleri döllenerek elde edilen gebelik başka bir kadının rahmine nakledilir. Bu gebeliği taşıyan ve doğuran kadına "taşıyıcı anne" denir. Burada bebek genetik olarak kendi anne ve babasının genetiğini taşır yani kendisini sahiplenen anne babası biyolojik anne-babasıdır.

Nadiren rahmi olmayan kadının yumurta verme kapasitesi de olmadığında taşıyıcı anne aynı zamanda "yumurta veren" anne de olabilmektedir. Bu durumda taşıyıcı anne bebeğin aynı zamanda biyolojik annesi de olmaktadır. Bebeği sahiplenen annenin bebekle genetik bir bağı olmamaktadır. Yine bu tür durumlarda yumurta taşıyıcı anneden değil üçüncü bir kadından da alınabilmektedir. Ama bunlar nadir uygulamalardır, en sık rastlanan yukarıda anlatılan annenin kendi yumurtasınının ve başkasının rahminin kullanıldığı durumdur.

Kimler taşıyıcı annelik yöntemine başvurmaktadır:
- Doğuştan rahmi olmayan kadınlar
- Sonradan ameliğyat ile rahmi alınmış kadınlar
- Rahim var fakat rahim içerisinin gebeliğe müsait olmadığı durumlar. (Asherman sendromu gibi)
- Tekrarlayan gebelik kaybı yaşanan bazı vakalarda
- Annenin ciddi kalp vb. hastalığı nedeniyle gebelik taşımasının ve doğum yapmasının yaşamsal risk yaratacağı durumlar

Taşıyıcı annelik bazı ülkelerde yasak değildir. Bazı ülkelerde çok yaygındır ve taşıyıcı annelik yaparak para kazanmaya çalışan kadınlar vardır. Bazı ülkeler de ise bu olayın parasal boyuta taşınmasını engellemek için sadece akrabalardan birisinin taşıyıcı anne olmasına izin verilmektedir.

Türkiye'de hukuki durum nasıldır?
Ülkemiz kanunlarına göre çocuğun annesi çocuğu "doğuran" kişidir. Kanunlarımı yumurta veya sperm kimden olursa olsun, çocuğu kim doğurmuşsa onu annesi kabul etmektedir. Bu konuda bazı hukukçuların görüşü şu şekildedir: "Taşıyıcı annelik durumunda çocuğu başkası doğurduğu halde çocuğa bakacak olan anne-baba kendi üzerlerine nüfus kaydı yaptıracaklardır, bu da çocuğun soy bağını değiştirmek manasına gelmektedir. Çünkü çocuğun biyolojik (genetik) annesi farklı birisidir. Çocuğun soybağını değiştirmek ise türk ceza kanununa göre suçtur."


İlgili Konular:
- Yumurta Bağışı
Yumurta Dondurma
- Sperm Dondurma - Sperm Bankası
Tamamını >>

TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE AKUPUNKTUR

KISIRLIK TEDAVİSİNDE AKUPUNKTUR UYGULANMASI
Akupunktur bir çok hastalığın tedavisi için uygulanan çok eski bir Çin kökenli tedavi yöntemidir. Akupunkturun kısırlık (infertilite) tedavisinde uygulanması ise son yıllarda artmıştır. Bu konuda özellikle tüp bebek uygulanan hastalara başarı şansını arttırmak için ek olarak akupunktur uygulanmaktadır.

Peki akupunktur tüp bebekteki başarıyı nasıl arttırıyor? Bu açıklamak için öne sürülen başlıca mekanizma akupunturun endorfin benzeri hormonları arttırarak anne adayındaki stresi azaltması ve ayrıca rahim içerisine verilen embriyonun daha iyi tutunabilir (implantasyon) hale gelmesini sağlamasıdır. Zaten tüp bebek tedavilerindeki başlıca başarıyı etkileyen faktörler de bunlardır. Akupunktur genellike embriyo transferinden yarım saat önce ve yarım saat sonra olmak üzere iki seans uygulanmaktadır.

Akupunkturun tüp bebek uygulamalarındaki başarı şansını arttırdığını gösteren bazı bilimsel çalışmalar vardır. Ancak bazı bilim adamları da bu konuda daha büyük ve daha fazla çalışmaların yapılması gerektiğine inanmaktadır. 2008 yılında yapılan ve 7 çalışmadaki toplam 1336 kadını kapsayan bir çalışmada akupunktur yapılan ve yapılmayan tüp bebek hastaları karşılaştırılmıştır, sonuçta akupunktur uygulanan hasta grubunda gebelik oranları daha yüksek saptanmıştır. 2010 yılında yapılan bir kaç çalışmada ise akupunkturun tüp bebek başarısını arttırmadığı görülmüştür. (Kaynak: Journal reference: Manheimer E, Zhang G, Udoff L, et al. Effect of acupuncture on rates of pregnancy and live birth among women undergoing in vitro fertilization: systematic review and meta-analysis. British Medical Journal. Published online February 2008.)


İlgili Konular:
- Gebelikte Akupunktur
Tamamını >>

CGH (KOMPERATİF GENOMİK HİBRİDİZASYON) - TÜP BEBEKTE BAŞARIYI ARTTIRAN BİR YÖNTEM

Comparative genomic hybridization (CGH)
Chromosomal Microarray Analysis (CMA)

CGH yönteminde yumurtalardaki genetik ve kromozomal sorunlar araştırılarak normal yumurtalar seçiliyor ve bunlar donduruluyor. Bu yumurtalar gerektiğinde çözdürülerek tüp bebek uygulamasında kullanılıyor. Bu sayede hem gebelik şansı normal tüp bebek uygulamalarına göre daha fazla artıyor (%70-80) hem de bebekte down sendromu gibi bazı kromozomal anomalilerin olması önlenmiş oluyor. Yurtdışında 1-2 yıldır uygulanan yöntem ülkemizde yeni uygulanmaya başlandı.

CGH yönteminde daha eskiden uygulanan PGD yöntemine göre yumurtanın kromozomal ve genetik yapısı daha ayrıntılı incelenmektedir. Gebeliğin oluşmasına ve sağlıkla büyümesine engel yaratabilecek genetik kusurlar araştırılmaktadır.

Yöntem özellikle ileri yaştaki bayanlarda, daha önce başarısız tüp bebek geçirenlerde tercih edilmektedir. Daha önce PGD yöntemi ile normal yumurta verilmesine rağmen başarısız olunmuş hastalarda da bu yöntem kullanılabilmektedir. Ayrıca tekrarlayan düşükleri olan hastalarda da uygulanabilecek bir yöntemdir. Bu yöntem sayesinde normal tek yumurta seçilerek transfer edildiği için tüp bebekte artan çoğul gebelşk riski de azaltılmış olmaktadır.


İlgili Konular:
- Tüp bebek (IVF)
- PGD (Preimplantasyon Genetik Tanı)
Tamamını >>

PREİMPLANTASYON GENETİK TANI (PGT) (PGD)

PREİMPLANTASYON GENETİK DİYAGNOZ - Preimplantation Genetic Diagnosis (PGD)

Preimplantasyon genetik tanı tüp bebek uygulaması sırasında embriyonun anne rahmine yerleştirilmeden önce (implantasyon öncesi) genetik olarak bazı hastalıkların varlığını araştırmak amaçlı incelenmesidir. Tüp bebek uygulamasında döllenme ile embriyo elde edildikten 2 gün sonra bu embriyodan bir veya iki hücre alınır (embriyo biyopsisi) ve genetik - kromozomal incelemeye tabi tutulur.

Preimplantasyon genetik tanı ile embriyodaki kromozom sayısı eksikliği veya fazlalılığına bakılarak kromozomal hastalıkların tanısı ve ayrıca tek gen hastalıklarının tanısı konur. Embriyodan bu şekilde biyopsi yapılması embriyonun gelişimini etkilemez. Biyopsi sırasında embriyoya zarar verme ihtimali çok düşüktür. Embriyodan hücre alınması doğacak bebeğin sakat olmasına veya bazı organlarının eksik olmasına sebep olmaz. PGD yöntemi ile incelenen embriyoda genetik anormallik saptanırsa anne rahmine yerleştirme (implantasyon) yapılmaz ve böylece hastalıklı bir bebeğin doğması veya düşük gelişmesi önlenmiş olur. Genetik yapısı anormal olan embriyoların anne rahmine yerleştirilmesi kromozomal anomalili ve bazı hastalıklara sahip bebeklerin doğmasına sebep olabileceği gibi gebeliğin başlarında düşükle sonlanma ihtimali de fazladır.

Çok sayıda tekrarlayan düşüğü olan ve bir sebep bulunamayan durumlarda PGD yöntemi ile düşüklerin önlenmesine çalışılmaktadır. PGD'nin diğer bir uygulama alanı da doku nakli (kordon kanı, kemik iliği transplantasyonu) için doku uygunluğu olan bir bebeğin istenmesi gereken durumlardır. Bu durumda hasta kardeşe kendisi ile uyumlu bebekten doku nakli yapılması sağlanmış olur.

PGD yöntemi ile bebeğin cinsiyetini tahmin etmek yüzde yüz oranında mümkündür. Ancak bu işlen ahlaki açıdan doğru olmayacağı için bu amaçla PGD uygulanmaz, sadece hastalıkların tespiti için uygulanır.

PGD ile bildirilen anormal veya normal sonuçlar her zaman yüzde yüz doğru sonuç vermez. Yaklaşık %5 civarında hatalı sonuç verme ihtimali vardır.

PGD hangi durumlarda uygulanabilir:
- Aşağıda listelenen genetik hastalıklara sahip ailelerde
- Çiftlerde kromozomal translokasyon varsa
- İleri yaştaki anne adaylarında (35'den fazla)
- Daha önce genetik hastalığı olan bebek varsa ailede
- Şiddetli erkek inferilitesi durumunda
- Tekrarlayan düşük olan durumlarda
- Tekrarlayan IVF (tüp bebek) başarısızlığı
- Akraba evliliğine bağlı hastalıkların önlenmesinde

PGD ile tanısı konabilen bazı hastalıklar: Kistik fibrozis, hemofili, Tay sach's, orak hücreli anemi, talasemi, nörofibromatozis, myotonik distrofi, retinitis pigmentoza, akondroplazi...


İlgili Konular:
- CGH (Komperatif Genomik Hibridizasyon)
Tamamını >>

YAPAY RAHİM (CO-CULTURE) (KO-KÜLTÜR)

Tüp bebek uygulamalarında anne ve baba üreme hücrelerinden elde edilen embriyolar yapay bir ortam içerisinde bir süre büyümeye bırakılır ve daha sonra bu ortamdan alınarak anne rahmine yerleştirilir. Endometrial ko-kültür uygulamasında rahim içinden alınan çok az miktarda doku örneği laboratuvar koşullarında üretilerek yapay bir rahim içi dokusu oluşturulur. Bu uygulamada amaç embriyolar için normal tüp bebek uygulamalarında kullanılan yapay ortama göre daha uygun bir ortam sağlamaktır. Co-culture ile sağlanan ortam embriyonun gelişmesi için uygun proteinler ve büyüme faktörleri bulundurur ve daha sonra anne rahmine yerleştirildiğinde embriyonun daha iyi tutunmasını sağlar. Normal tüp bebek uygulamalarında kullanılan yapay ortamlarda bu proteinler ve büyüme faktörleri az miktarda bulunur. Bu nedenle tekrarlayan tüp bebek uygulamalarına rağmen başarı elde edilemeyen olgularda co-culture (yapay rahim) uygulamasıyla tüp bebek denenmesi faydalı olabilmektedir. Bu ko-kültür ortamında yaklaşık 5 gün bekletilen embriyo daha sonra anne rahmine konulmaktadır. Yani ülkemizde yapay rahim diye isimlendirilse de aslında tamamen anne rahminin yerine geçen bir uygulama değildir, embriyolar bu ortamda sadece kısa bir süre kaldıktan sonra anne rahmine transfer edilirler.

Co-culture içerisinde yaklaşık 5 gün kalan embriyo anne rahmine tutunmasını sağlayacak bazı proteinler üretir. Bu sayede tüp bebek başarısı artabilir. Endrometrial co-culture oluşturmak için anne rahminin iç tabakasından (endometriumdan) adetin 20 - 25'inci günleri arasında doku örneği alınır. Co-culture uygulaması özel teknikler ve alt yapı gerektirdiğinden şu an için çok az merkezde uygulanmaktadır.

İlgili Konular:
- Tüp Bebek
Tamamını >>

SİGARA KISIRLIK (İNFERTİLİTE) YAPAR MI?

Sigaranın sağlıkla ilgili yüzlerce konuda olduğu gibi doğurganlık (fertilite) konusunda da hem kadın hem erkek açısından çok çeşitli ters etkileri vardır. Bunlardan bazıları:

- Fertilite yani doğurganlık kapasitesini 2-3 kat azaltır.
- Sigara içen çiftlerde hem infertilite (kısırlık) oranı daha yüksektir hem de gebelik oluşana kadar geçen süre daha fazladır.
- Sperm ve yumurtanın birleşmesi (konsepsiyon) olayını zorlaştırır.
- Yumurtanın tüplerden rahim içeisine doğru taşınmasını güçleştirir.
- Yumurtlama (ovulasyon) kapasitesini azaltır.
- Kadında östrojen hormonu düzeyini azaltır.
- Kadının yumurta hücresinde (oosit) kromozomal bozukluk oluşma riskini arttırır.
- Rahim ağzındaki mukusun gebelik için daha elverişsiz hale gelmesine sebep olur.
- Rahim ağzından içeriye spermlerin geçişini zorlaştırır.
- Menopoza yaklaşık 2 yıl erken girilmesine sebep olur.
- Düşük ve dış gebellik oluşma riskini arttırır.
- Sigara kullananlarda tüp bebek (IVF) uygulamaları daha başarısız olmaktadır ve oluşan gebeliklerin düşükle sonlanma riski artmaktadır.
- Sperm sayısının azalmasına sebep olur. Daha az hareketli olmalarına ve şekil bozukluğuna sebep olur. Semen miktarını azaltır.
- Penisi besleyen damarlarda problemler yaratarak erkekte sertleşme (ereksiyon) problemlerine sebep olabilir.

Yukarıdaki anlatılan etkiler sadece aktif sigara içenler için geçerli değildir, pasif içiciler için de geçerlidir.


İlgili Konular:
- Gebelik Sırasında Sigara Kullanmanın Etkileri
- Kısırlık (İnfertilite)
Tamamını >>

TURNER SENDROMU (GONODAL DİSGENEZİ - MONOZOMİ X)

Turner sendromu bir kromozomal bozukluktur. Sadece kadınları etkiler, erkeklerde görülmez. Bu sendromda her kadında olması gereken iki X kromozomundan birisi yoktur yani kromozomal yapı 46 XX şeklinde değil, 46 X0 şeklindedir. Bazı Turner sendromlu hastalarda iki adet X kromozomu bulunur fakat bu kromozomlardan birisinin bir kısmı eksiktir yani delesyon vardır. Bazı Turner sendromlularda ise vücuttaki hücreler farklı kromozom sayılarına sahip olabilirler, buna mozaik kromozom yapısı denir. Vücuttaki bazı hücreler normal 46 XX yapısına bazıları ise eksik X kromozomuna (45 X) sahiptir. Bu karışık yapıya 46 XX/ 45 X0 mozaik denir.

Yeni doğan kız bebekelrde 2500'de 1 oranında görülür. Sendromun sebebi bilinmemektedir. Anne ve baba yaşı ile ilgisi yoktur.

Turner sendromlu bebeklerde ve kız çocuklarında tipik bazı dış görünüş özellikleri vardır: Bunlar kısa boy, küçük çene, düşük ense saç çizgisi, kepçe kulak, yele şeklinde kalın ve kısa boyun, kolların dışa dönük olması (kubitus valgus), kısa parmaklar, kolay kırılan ve dışa dönük tırnaklar, ciltte kahverengi benler, göğüs kafesinin geniş olması, meme başlarının birbirine uzak olması, doğumda el ve ayak üzerinde şişlik (lenfödem) olması, damağın yüksek olması, üst göz kapağında hafif düşüklük (pitozis), göz kapaklarının iç kenarlarında deri kıvrımları (epikantus) gibi...
Bu tipik dış görünüş özellikleri şüphelendirse de kesin tanı kromozom incelemesi ile konur. Anne karnında iken her zaman ultrasonla şüphelenilecek kadar çok görüntü özellikleri olmayabilir ve tanı konamayabilir fakat şüphelenilen bazı durumlarda veya başka nedenlerle yapılan amniyosentez (veya CVS) sonucunda Turner sendromu kromozomal anormalliği tespit edilerek tanı konabilir.

Turner sendromu olan kız bebeklerin daha anne karnında iken yumurtalıklarındaki follikül (yumurta hücresi) sayısı hızla azalmaya başlar ve doğuma kadar çoğunlukla bu hücreler biter. O yüzden ergenlik çağına geldiklerinde hiç yumurta bulunmadığı için yumurtlama olmaz ve adet kanamaları başlamaz. Nadiren bazı hastalarda az sayıda yumurta hücresi ergenlik dönemine kadar ulaşır ve bunlar adet görmeye başlar fakat genellikle kısa süre sonra bu yumurta hücreleri de tükenince adetleri tamamen kesilir. Turner sendromlularda bu yüzden gebelik görülme ihtimali çok çok azdır. Ergenlik döneminde meme gelişimi olmaz genellikle fakat koltuk altı ve genital bölgede hafif tüylenme olabilir. Turner sendromlu kızlarda yumurtalıklar normal fonksiyonlarını yerine getiremez fakat rahim, tüpler ve vajina normal olarak gelişmiştir. Normal cinsel yaşamları olabilir.

Turner sendromunda bazı organlarda anomalilere de rastlanır. Yaklaşık %20 oranında kalp anomalileri görülür. Tekrarlayan orta kulak iltihabı sık görülür, işitme problemlerine sebep olabilir. Böbrek ve idrar yolları ile ilgili anomaliler (atnalı böbrek) olabilir ve buna bağlı yüksek tansiyon gelişebilir. Erken yaşta kemik erimesi (osteoporoz) başlayabilir bunun için tedavi önlemleri alınmalıdır. Zeka düzeyleri normaldir. Turner sendromunda Tip 2 diabet (şeker hastalığı) gelişme riski normalden yüksektir. Hipotroidizm gibi troid hastalıkları gelişebilir.
Turner sendromlu hastalara çeşitli hormon tedavileri (östrojen, progesteron ve büyüme hormonu) ile ergenlik özellikleri gelişmesi (meme gelişmesi gibi) ve boy uzaması sağlanabilmektedir.


EK  BİLGİLER:
- İnsanda yaşama şansı veren tek monozomi Turner sendromudur (Monozomi X - 45, X0). Turner sendromunda bir takım doğumsal anomalilerde artış izlenir. Turner sendromunda bulunan tek X kromozomu %80 anne kaynaklıdır.


İlgili Konular:
- Kısırlık (İnfertilite)
- Down Sendromu (Trizomi 21)
- Edwards Sendromu (Trizomi 18)
Tamamını >>

TÜP BEBEK NEDİR?

Tüp bebek kısırlık (infertilite) problemi olan çiftlerin çocuk sahibi olabilmeleri için uygulanan bir yardımcı üreme yöntemidir.
Kısaca tanımlamak gerekirse kadının yumurta hücresi ve erkeğin sperm hücresinin laboratuvarda vücut dışında birleştirilmesi sonucunda oluşan embriyoların rahim içerisine verilmesi şeklinde uygulanır.
Laboratuvar koşullarında gerçekleştirilen döllenme IVF ve ICSI olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilir ve daha sonra döllenen yumurta rahim içerisine verilir.

Tüp bebekte IVF ve ICSI (mikroenjeksiyon) yöntemleri arasındaki  fark nedir?
IVF yönteminde anneden alınan yumurta hücresinin etrafına laboratuvarda özel bir ortamda binlerce (50 bin-100 bin arasında) sperm hücresi konur ve bu spermlerden birisi kendi kendine yumurta hücresini döller.
ICSI yani diğer adıyla mikroenjekssiyon yönteminde ise yine vücut dışında labarotuvar ortamında tek bir tane sperm hücresi alınarak mikroskopik yöntemlerle yumurta hücresinin içerisine verilir. Yani burada sperm yumurta hücresinin içerisine  kendi kendine girmez. Bu fark dışında diğer aşamalar her iki yöntemde aynıdır.

Mikroenjeksiyon (ICSI)
Sperm hücrelerinin herhangi bir nedenle kadın yumurtasına erişemediği veya yumurta zarını aşamadığı erkek kısırlığı durumlarında mikroenjeksiyon tekniği kullanılır. Sperm sayısı ve hareketliliği az olan veya spermlerinde şekil bozukluğu olan erkeklerin çocuk sahibi olabilmesi için en uygun yöntemlerden birisidir.
Tek bir sperm hücresi kadından elde edilen yumurtanın içerisine çok ince bir iğne yardımıyla mikroskop altında enjekte edilir ve döllenme sağlanır. Mikroenjeksiyon hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

IVF -ICSI programı 4 basamaktan oluşan bir işlemdir:
Yumurtalıklarda yumurta gelişimi
Yumurtaların toplanması
Yumurtaların döllenmesi
Embriyonun rahim içerisine verilmesi

IVF kimlere uygulanmalıdır?
Tüplerin tıkanıklığı ve karın içi yapışıklıklar
Erkeğe bağlı kısırlık nedenleri
Ovulasyon (yumurtlama) bozukluğu
Nedeni bulunamayan infertilite

İn vitro fertilizasyon yöntemlerinin uygulanma kuralları:
Çift mutlak evli olmalıdır
Çift mutlak İVF konseyince alınan karar sonrasında işlemlere başlar.
Çift mutlak rıza belgesi imzalamalıdır (bilgilendirme sonrasında).
Yalnızca çifte ait yumurta spermler kullanılabilir, hücre bağışı yapılamaz.
Kaç embryo transfer edileceğine doktorlar karar verir.
Hangi embryonun transfer edileceğine doktorlar karar verir.

İn vitro fertilizasyon nedeniyle gelişebilecek komplikasyonlar:
Kadında:
Yumurtalıkların aşırı uyarılması, karında sıvı toplanması ve yumurtalıkların büyümesiyle belirginleşir.
Yumurtalar toplanırken kanama ve sonrasında infeksiyon gelişebilir.
Embryoların transferi sonrasında infeksiyon gelişebilir.
Erkekte:
Yalnızca testisten sperm toplanarak işlem uygulanan olgularda testis içine kanama veya infeksiyon gözlenebilir.
Gebelikte:
Düşük riski normale oranla fazladır.
Erken doğum, ölü doğum riski normale oranla fazla değildir.
Anormal bebek gelişimi riski -tartışmalı olmakla birlikte- biraz artmıştır.
Çoğul gebelik oranları normalden fazladır.
Dış gebelik gelişimi normalden fazladır.


Tüp bebekte (IVF) başarı oranı ne kadardır?
Çeşitli tüp bebek merkezlerinde bu konuda farklı oranlar verilmektedir. Her merkezin başarısının farklı olmasını etkileyen bazı etkenler vardır. Fakat ortalama bir başarı oranı belirtmek gerekirse:
Her bir denenen tüp bebek (IVF) işleminin canlı doğumla sonuçlanma oranı:
35 yaşın altındaki kadınlarda %30-35
35-37 yaş arası kadınlarda %25
38-40 yaş arası kadınlarda %15-20
40 yaş üzerindeki kadınlarda %6-10


İlgili Konular:
- Tüp Bebekte Hamilelik Belirtileri
Tüp Bebekte Dış Gebelik Riski
Tüp Bebekte Başarı Oranı
Tüp Bebek Tedavisi Kimlere Uygulanır?
Tüp Bebek Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Tüp Bebek Tedavisinin Yan Etkileri, Zararları
İlaçsız Tüp Bebek
- Mikroenjeksiyon (ICSI)
Tüp Bebek Tedavisine Ne Kadar Ara Vermek Gerekir?
Tamamını >>

KISIRLIK (İNFERTİLİTE)

Kısırlık (infertilite) nedir?
İnfertilite yani kısırlık 1 yıl boyunca korunmadan, yeterli sayıda düzenli cinsel ilişkide bulunulmasına rağmen gebelik oluşmamasıdır.
Evli çiftlerin %10-15'inde infertilite görülür. İnfertiliteyi primer ve sekonder infertilite diye ikiye ayırabiliriz. Hiç çocuk sahibi olmayanlara primer infertil, daha önce hanile kalabilmiş  fakat şu an hamile kalamayanlara sekonder infertil denir.

Fekundabilite: Bir adet dönemi yani menstruel siklus içerisinde gebelik elde edebilme ihtimalidir ve bu da normal çiftlerde %20-25’tir
Fekundite: Bir adet dönemi içerisinde canlı doğum elde etme ihtimalidir.

Bütün çiftler ele alındığında hepsinin de ilk adet döneminde gebe kalması imkansızdır, gebelik oluşabilmesi için belli bir süre geçmesi gerekir. Gebelik istemi olan çiftlerin 3 ay sonunda ancak %57'sinde gebelik oluşur. 6 ay sonunda %72'sinde gebelik oluşur. 1 yıl sonunda %85'inde gebelik oluşur. 2 yıl sonunda %93'ünde gebelik oluşur.

İnfertil çiftlerin yaklaşık % 30-40'ında erkek, % 40-50'sinde kadında problem saptanır. Bazı çiftlerin her ikisinde birden sorun bulunur. % 10-15 çiftte ise ne kadında ne de erkekte neden bulunamaz. Hiçbir neden bulunamayan duruma açıklanamayan infertilite denir. Bu yüzden infertil çiftler mutlaka birlikte araştırılmalıdır, sadece kadının ya da sadece erkeğin araştırılması yeterli değildir. Çiftlerden birisinde bir sorun bulunsa bile aynı anda diğerinde de sorun olabilir.

Yaş ilerledikçe hamilelik oluşma şansı azalır. Yaşın ilerlemesi tüp bebek başarısını da azaltmaktadır. Ayrıca ileri yaşta hamile kalanlarda düşük yapma şansı daha yüksektir.

Kadında infertilite nedenleri:
- Ovulasyon (yumurtlama) bozuklukları % 40
- Tüplere ve karındaki yapışıklıklara bağlı nedenler % 40
- Endometriozis % 5-15,
- Nedeni izah edilemeyen (açıklanamayan) infertilite % 5-15
- Diğer nedenler % 5 (Örn: Endometrial osssifikasyon)

Erkekte infertilite nedenleri:
- Nedeni açıklanamayan grup % 30
- Varikosel % 15
- Endokrin hipogonadism % 9
- Subklinik enfeksiyonlar % 8
- İnmemiş testis %8
- Ereksiyon (sertleşme) sorunu ve hipospadias % 6
- İmmünolojik nedenler % 5
- Sistemik hastalıklar % 3
- Obstrüktif (tıkanıklık) patolojiler % 2
- Diğer nedenler % 13

İnfertiliteye yol açan nedenlere yönelik geçmişle ilgili sorgulama sonrasında, sadece üreme organlarının değil tüm vücudun değerlendirilmesine yönelik muayene ve ultrasonografi (USG) yapılır. Hormonal testlerden başka histerosalpingografı (HSG), laparoskopi ve histeroskopi gibi diğer inceleme yöntemleri kullanılabilir.
Erkek değerlendirilmesi için öykü ve muayene bulgularından başka sperm testi (semen analizi) çok önemlidir. Sperm analizi 3 günlük cinsel perhiz sonrası yapılır. Sperm analizi anormal çıkarsa 1 ay sonra tekrarlanmalıdır.

Çiftler ne kadar sürede gebelik oluşmazsa doktora başvurmalıdır?
35 yaşın altındaki çiftler 12 ay boyunca korunmasız düzenli ilişkiyi denemelerine rağmen hala gebelik oluşmamışsa doktora başvurmalılar. 35 yaşın üzerindeki çiftlerde bu süre 6 aydır.

Aşağıdaki durumlarda 1 yıl beklenmeden inceleme başlatılabilir:
Kadın
- Kadın yaşı > 35 ise
- Amenore (adet görememe) veya düzensiz adetleri varsa
- Pelvik enfeksiyon veya endometriosis öyküsü varsa
- Geçirilmiş abdominal veya pelvik cerrahi öyküsü varsa
- Anormal muayene bulguları varsa
Erkek
- Geçirilmiş ürogenital cerrahi öyküsü varsa
- Geçirilmiş cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü varsa
- Anormal muayene bulguları varsa

Tedavi:
Tedavi infertiliteye neden olan duruma göre değişir. Saptanan nedene göre ilaç, hormon veya cerrahi (ameliyat) tedavisi gerekebilir. İnseminasyon (aşılama) veya tüp bebek gibi yardımcı üreme teknikleri uygulanabilir. Detaylı bilgi >>
Hiç bir neden bulunamayan açıklanamayan infertilite durumda tedavi hakkında ayrıntı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.


İlgili Konular:
- Açıklanamayan İnfertilite (Nedeni Bilinmeyen Kısırlık)
- Hangi Günlerde Hamile Kalabilirim?
- Kadında Kısırlık Nedenleri
Erkekte Kısırlık Nedenleri
- Kısırlık Belirtileri Nelerdir?
- Kısırlık Varlığında Yapılan Tahliller, Testler
- Kısırlık Tanısında Laparoskopi (Kapalı ameliyat)
- Over (Yumurtalık) Rezervi
- FSH Hormonu Yüksekliği
- Kadının Yaşı ve Kısırlık Arasındaki İlişki
- Adet Düzensizliği Hamile Kalmayı Engeller Mi?
Hamile Kalmayı Kolaylaştırmak İçin Yapılması Gerekenler
- Hamile Kalmayı Zorlaştıran, Engelleyen Faktörler
Evde Kısırlık Testi
- Kısırlık (İnfertilite) Tedavisi
Klomifen (Klomen, Serophene, Gonaphene) İle Kısırlık Tedavisi
İğne ile Yumurtlama Tedavisi (KOH)
- Kısırlık ve Kök Hücre Tedavisi
- Stres ve Kısırlık
- Endometrial Ossifikasyon
Tamamını >>

RAHİMİN DOĞUMSAL ANOMALİLERİ (KONJENİTAL UTERİN ANOMALİLER)

Embriyonik dönemde serviks (rahim ağzı) ve uterus (rahim) sağlı sollu yerleşmiş "müller kanallarının" orta hatta birleşmesinden ve kaynaşmasından meydana gelir. İlk birleşmede iç duvarlar orta hatta ince bir bölme oluşturur. Kaynaşma ilerledikçe bu bölme serviksten uterusa doğru (aşağıdan yukarı) incelerek kaybolur. Rahimdeki anomalilerin bir kısmı bu birleşmenin hiç olmaması ya da birleşme ve kaynaşmanın yetersiz olmasından kaynaklanan doğumsal anatomik bozukluklardır.

Anomali olarak çift rahim, çift serviks ya da çift vajina görülebilir.
Daha nadir olarak, rahmin, vajinanın gelişmemesi (vajinal agenezi) söz konusu olabilir.Rahmin doğuştan yokluğu yani Müllerian agenezi (Rokitansky Kuster Mayer Hauser Sendromu) ayrı bir konu olarak anlatılmıştır. Rahim içinde veya vajinada bölmeler (perdeler) de görülebilir (ör; uterus didelfis, uterin septum, vajinal septum gibi). Bu bölme veya perdeler tam veya kısmi olabileceği gibi enine veya boyuna da olabilir.
Rahimin çift boynuzlu görünümü (uterus bikornis), tek boynuzlu şekli (uterus unikornis), rudimenter( gelişmemiş) boynuz görülebilir.

Bazı uterus (rahim) anormallikleri hafif ise hiç belirti vermeyebilir. Bazı durumlarda ise gebelik oluşumuna engel teşkil edecek düzeyde anomali şiddetli olabilir.

Uterin anomaliler nelere sebep olabilir?
Hamile kalamama (kısırlık, infertilite)
Hamile kalıpta düşük yapma (abortus)
Tekrarlayan gebelik kayıpları
Erken doğum
Amniyon suyunun erken gelmesi (EMR,erken membran rüptürü)
Bebeğin doğumda baş ile değilde makat veya yan olarak gelmesi
İntrauterin exitus (bebeğin rahim içinde ölümü)
Tekrarlayan erken gebelik kayıpları yani düşükler

Ancak doğuştan rahmin bu tür anatomik problemleri olsa dahi rahim içi hacmi bebeğin normal gelişimi için yeterli olan kadınlarda doğuma kadar hiç bir problem çıkmayabilir.
Vajinanın hiç olmadığı durumlarda tedavi bölgedeki dokularda bir kanal açılarak bir vajina yapılmasıdır.
Doğurganlığın etkilendiği durumlarda metroplasti (uterusun şeklinin ameliyatla düzeltilmesi) operasyonu gerekir. Septum (bölme) varlığında, histeroskopi ile rezeksiyonu (çıkartılması) en etkili tedavidir.

Uterin anomaliler ve abortus:
Uterin anomaliler sıklık sırasıyla: Septum (en sık), bikornus, arkuat, unikornus, didelfis şeklindedir. Bunlar içerisinde abortus riski en yüksek olan uterin septum iken, preterm doğum riski en yüksek olan uterin didelfistir. Uterin septumdan sonra abortus riski en fazla olan anomali unikorn uterustur.



Bu konudaki diğer resimler için tıklayın >>


İlgili Konular:
- Uterin Septum (Rahim İçerisinde Perde)
- Müllarian Agenezi (RKM)
- İnmemiş Over - Ektopik Over
Tamamını >>

VARİKOSEL (TESTİSTE DAMAR GENİŞLEMESİ)

TESTİSTE DAMARLARIN BÜYÜMESİ (ŞİŞMESİ)

Varikosel testislere ait toplar damarlarda (venler) varis oluşumudur. Bütün erkeklerin %10-15 'inde bulunur. Bu erkeklerin bir kısmında şikayet yaratır, bir kısmında ise hiçbir şikayet yoktur.
Varikosel erkeğe bağlı infertilitenin (çocuk sahibi olamama) en sık görülen nedeni olmakla birlikte en etkin tedavi edilebilenidir. İnfertil erkeklerin yüzde 30-40'ında varikosel saptanır.

Normalde testisler vücuttan 2 derece daha soğuk bir ortam olan skrotum (torbaların) içinde muhafaza edilirler. Varikosel durumunda atardamarla gelen 37 derecedeki kan genişlemiş toplardamarlarda birikerek testilerde ısı artışına neden olabilir. Bu da erkeklerin önemli bir kısmında sperm üretimi ve kalitesinde azalmaya veya ağrıya neden olabilir.

Tanı:
Varikosel, üroloji muayenesi sırasında genişlemiş damarların testis etrafında ele gelmesi ile ilk olarak saptanabileceği gibi kimi zaman erkekler yumurta çevresinde şişlik veya ağrı yakınmalarıyla başvurabilir. Bazen varikosel çok hafif derecede veya şüpheli olduğunda ultrasonografi yöntemi ile tanı konabilir.Eğer varikosel saptanırsa meni tahlili (spermiogram) ile sperm üretiminde bozulma olup olmadığı araştırılır. Varikosel nedeniyle sperm üretimi zarar görmüş ise bu tahlilde sperm sayısında azalma, hareket ve yapısında bozulma görülebilir.

Tedavi:
Hasta evli çocuk sahibi ve bir şikâyeti yoksa takip edilir. Eğer sperm üretiminde bozulma saptanırsa genellikle ameliyat önerilir. Bu ameliyat anestezi ile yapılır. Sol veya sağ alt karın düzeyinde yapılan bir kesi ile genişlemiş toplar damarlar (venler) bulunarak testisin atar damarı (arter) ve sperm kanalından ayrılır. Bu genişlemiş damarlar bağlanarak kesilir. Ameliyat sonrasında hasta aynı gün evine gidebilir ya da bir gece yatabilir. Normal sosyal aktivitelerine bir hafta içerisinde geri dönebilir. Yeni sperm üretiminin meni tahlili sonuçlarına yansıması en az 3 aylık bir zaman gerektirir. Bu nedenle ameliyat sonrası spermiogram kontrolü genellikle altıncı aydan önce yapılmaz.


İlgili Konular:
- Sperm Testi (Spermiogram)
- Sperm Sayısı
Tamamını >>

SPERMİOGRAM (SPERM TAHLİLİ, SPERM TESTİ, MENİ TESTİ)

Spermiogram (sperm analizi, sperm tahlili, meni tahlili, semen analizi) sperm sayısını, şeklini, hareketini değerlendirmeye yönelik bir testtir. Sperm sayısı, normal spermlerin anormal şekilli spermlere oranı, hareket derecesi iyi olan sperm miktarı değerlendirilir. Ayrıca verilen semen örneğinin miktarı, pH’sı, rengi, lökosit varlığı, fruktoz miktarı, likefaksiyonu gibi özellikleri değerlendirilir. Belli zaman dilimlerinde spermlerin hareketliliği incelenir. Hareket tiplerine göre sınıflama yapılır.
(Meni = Ejakulat = Semen = Döl sıvısı)

3 günlük cinsel perhizden sonra yapılır. İşlemin doğru sonuç vermesi için sperm örneği en gec 1 saat içinde laboratuara ulaştırılmalı, tercihen sperm örneği laboratuara yakın bir mekanda verilmelidir. Bu amaçla infertilite merkezlerinde sperm örneği verebileceğiniz bir alan ayrılmıştır.

Sperm değerlendirme kriterleri, birkaç farklı sınırı kullanır. Kruger kriterleri özellikle sperm şekil bozukluklarını göz önüne alan bir değerlendirme yöntemidir. Özel bir boyama sonrası sperm şekil (morfoloji) özellikleri incelenerek sperm örneğinin fertilite (doğurganlık) kapasitesi belirlenir. Sperm analizi sonucuna göre ideal olarak karar verebilmek için 1 ay ara ile yapılmış en az 2 farklı sperm örneği incelenmelidir. Sperm analizinde bir fertilite sorunu saptanırsa erkeğin fiziksel ve hormonal ileri muayenesine geçilir. Sperm üretim döngüsü 2-3 ayda bir tekrarlanır. Yani üretilen bir sperm 2-3 ay sonra semene salgılanacaktır. Aynı şekilde kişinin karşılaştığı zararlı etkenler veya tedavi için kullanılan faydalı ilaçlar da sperm üretimini 3 ay içinde etkileyebilir. Semen analizi sonuçlarını değerlendirirken bu süreç akılda tutulmalıdır.

Normal sperm analizi değerleri (WHO 2010):
- Volüm (hacim) 1.5 ml'den fazla olmalı
- Sperm konsantrasyonu 15 milyon/ml 'den fazla olmalı
- Total sperm sayısı 39 milyondan fazla olmalı
- Ph 7.2 'den büyük
- Total motilite: % 40'den fazla olmalı
- Progresif motilite: %32'den fazla olmalı
- Morfoloji  %4 'den fazla olmalı (KRUGER STRICT)
- Morfoloji % 30 normal 'dan fazla normal (WHO)
- Lökosit 1 milyon/ml' den az olmalı
- Yuvarlak hÜcre 5 milyondan az olmalı
- Viabilite %58'den fazla olmalı
- İmmünobead aglutinasyon (MAR testi): %50'den az olmalı
- Çinko > 2.4
- Fruktoz >13

Sperm tahlili verirken dikkat edilmesi gereken önemli noktalar:
- En ideali 3-4 günlük bir cinsel perhiz sonrası sperm vermektir. Perhiz süresinin daha uzun tutulması sperm sayısının aldatıcı şekilde artmasına ve hareketlerinin azalmasına neden olabilir. Perhiz süresinin 3-4 günden kısa tutulması da sperm sayısının azalmasına ve hareketli sperm oranının artmasına neden olarak aldatıcı olabilir. Bu nedenle sperm tahlili vermeden önceki 3-4 gün herhangi nedenle boşalmamış olmanız gerekir.
- Sperm örneğini vermeden önce idrarın tamamen tuvalete yapılması gerekir.
- Sperm örneği vermeden önce eller sabunlu su ile yıkanması ve bol su ile durulanmalı ve sonra kurulanmaldır.
- Sperm örneği masturbasyon yöntemi ile verilmelidir. Bu işlem sırasında hiçbir kayganlaştırıcı madde (sabun, tükrük, yağ, vazelin vb.) veya prezervatif kullanılmamalıdır.
- Sperm örneğinin verileceği kaplar sterildir. Kabın ve kapağın iç kısmına dokunulmamalıdır.
- Penisten gelen menilerin tamamının kabın içine verilmesi gerekir. Eğer yanlışlıkla dışarıya akar ise görevlilere bildirilmelidir.
- Sperm örneği en fazla yarım saat içerisinde oda ısısında veya vücut ısısında güneş ışığı görmeyecek şekilde labaratuara ulaştırılmalıdır.

Sperm tahlili ile ilgili terimler:
- NORMOZOOSPERMİ: Sayı, hareket ve şekil bakımından normal spermler.ASPERMİ: Ejakulatın (semenin) hiç gelmemesidir.
- AZOOSPERMİ: Ejakulat yani semen vardır fakat içerisinde hiç sperm yoktur. Detaylı bilgi >>
- OLİGOSPERMİ: 20 milyon/mL 'den az sperm olmasına denir.
- ŞİDDETLİ OLİGOSPERMİ: 5 milyon/ml 'den az sperm olmasıdır.
- ASTENOSPERMİ: Spermlerin motilitesi yani hareketleri zayıftır.
- TERATOZOOSPERMİ: Kruger kriterlerine göre normal şekilli sperm sayısı %4’ün altında olan spermler için kullanılır.
- POLİSPERMİ: Sperm sayısı 250 milyon'dan fazladır.
- HİPOSPERMİ: Meni haci normalden azdır.
- HİPERSPERMİ: Meni hacmi normalden fazldır.
- OLİGOASTENOZOOSPERMİ: Hem sayı hem de hareket yönünden normal değerlerin altında olan sperm örnekleri için kullanılır.
- OLİGOTERATOZOOSPERMİ: Hem sayı hem de morfolojik yapı yönünden normal değerlerin altında olan sperm örnekleri için kullanılır.
- OLİGOASTENOTERATOZOOSPERMİ: Hem hareket hem de morfolojik yapı yönünden normal değerlerin altında olan sperm örnekleri için kullanılır.
- HEMATOSPERMİ: Menide kan hücrelerinin fazla olmasıdır.
- NEKROSPERMİ: Meni örneğinde ölü hücrelerin fazla olmasıdır.


İlgili Konular:
- Sperm Sayısı
- Azoospermi (Menide Hiç Sperm Olmaması)
- İnfertilite (Kısırlık)
- Evde Kısırlık Testi
Tamamını >>

İNFERTİLİTE (KISIRLIK)

KISIRLIK
İnfertilite (Kısırlık)
Açıklanamayan İnfertilite (Nedeni Bilinmeyen Kısırlık)


TÜP BEBEK


İNFERTİLİTE İLE İLGİLİ DİĞER KONULAR
Tamamını >>

AŞILAMA (İNTRAUTERİN İNSEMİNASYON) (IUI)

Aşılama (intrauterin inseminasyon) (IUI) işlemi erkeğin spermlerinin rahim içerisine özel ince bir boru ile verilmesidir. Verilmeden önce erkeğin spermleri özel bazı yöntemlerle yıkanıp hazırlanır. Bu hazırlama işleminde spermlerin hareketli ve normal olanları seçilir. Hazırlanmış olan spermler rahim içerisine özel bir enjektör vasıtasıyla verilir ve yumurtaya kolayca ulaşmaları sağlanır. Özellikle nedeni açıklanamayan kısırlık ve sperm sayısı, yapısı ve hareketliliği normalin altında olan hastalarda uygulanmaktadır. Aşılama yapılması için tüplerin açık olması gereklidir, tüplerin kapalı olması durumunda aşılama fayda sağlamaz.

Erkeğin sperm verme işleminden önce 3 gün ilişkiye girmemesi gerekir. Spermi verdikten sonra spermlerden harketli ve normal olanlar seçilerek hazırlanır ve rahim içerisine verilmesi için kadın doğum uzmanına gönderilir. Sperm hazırlandıktan sonra en geç 1 saat içerisinde rahim içerisine verilmesi gereklidir. Rahim içerisine verilirken hasta ağrı hissetmez. Spermler rahim içerisine verildikten sonra hasta 15-20 dakika yatmaya devam eder.

Bu işlem öncesinde anneye bazı ilaçlar verilerek yumurtlama sağlanabileceği gibi, doğal adet dönemlerinde de aşılama yapılabilir. Eğer anneye yumurtlama için ilaç verilmişse yumurtanın içinde bulunduğu folikül adı verilen kesenin çapı 18-20 mm’ye ulaştığında hCG enjeksiyonu (folikülün çatlamasını sağlayan iğne) yapılır. Çatlatma iğnesinden 36 saat sonra yumurtlama olduğu için aşılama da çatlatma iğnesi yapıldıktan 36 saat sonra yapılır.
Her bir aşılama için başarı % 10-15’ler civarındadır ortalama. Genellikle 6 uygulamadan sonra gebelik oranlarının artmadığı bilindiğinden daha fazla aşılama yapmaya gerek yoktur. Çoğu merkezde 3 kez aşılama yapılmasına rağmen gebelik oluşmayan kişilerde genellikle tüp bebek tedavisi önerilir, bazen 6 kereye kadar yapılabilir.

Aşılama uygulanan infertil hasta grupları:
- Açıklanamayan infertilite
- Servikal faktör
- Erkek subfertilitesi (oligoastenoteratospermi)
- Hafif şiddette endometriozis
- Vajinismus
- Erkekte hipospadias, impotans, ejekulasyon problemleri


İlgili Konular:
- Aşılama Nasıl Yapılır - Video İzle
- Aşılama Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
- İğne ile Yumurtlama Tedavisi (KOH)
- Yumurta Çatlatma İğnesi Nedir?
Yumurta Takibi (Folikül Ölçümü)
Rahim Ağzı Darlığı Hamileliğe Engel mi?
- Kısırlık (İnfertilite)
Tamamını >>

ANOVULASYON (YUMURTLAMANIN OLMAMASI)

YUMURTLAMA GERÇEKLEŞMEMESİ

Normalde kadının yumurtalıklarında her ay bir yumurta hücresi gelişir, olgunlaşır ve ortalama adetinin 12.-14. günleri arasında ovulasyon (yumurtlama-çatlama) meydana gelir. Bazı kadınlarda bu gerçekleşmez ve buna duruma “Anovülasyon” adı verilir.

Anovulasyon genellikle adet düzensizliklerine yol açar. Bu kadınlarda genellikle adet araları uzar (oligomenore), bazen fazla kanamalar da görülebilir.

Hormon tahlilleri ve yumurtalıkların ultrason ile incelenmesi bilgi vermektedir. Adetinin 3. günü yapılan hormon tetkikleri bilgi verebilir.
Anovulasyon olup olmadığı ise ultrasonla takip edilebildiği gibi, vücut ısısı ölçümleri ve adetin 21. günü ölçülen progesteron hormonu seviyesiyle de anlaşılabilir.

Yumurtlama olmaması belirtileri nedir? Nasıl Anlaşılır?
Yumurtlama belirtileri için burayı tıklayarak ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz. Bu tür belirtilerin olmaması bazı aylarda kadınları yumurtlama olmaması hakkında oldukça kuşkulandırabilir ancak kesin tanı ultrason incelemesi ve bazı hormon (progesteon hormonu) tahlilleri ile konabilir.

Tedavisi:
Tedavi hastanın gebelik isteyip istememesine göre değişebilir. Gebelik isteyen hastalarda ovulasyon indüksiyonu (yumurtlama tedavisi, yumurta büyütme tedavisi) verilir. hamilelik istemeyen hastalarda genellikle değerlendirme sonucunda hormonal ilaçlar ile adet düzenleyici tedavi verilir. Tedavi hastanın yaşına, gebelik isteminei anovulasyonun sebebine, diğer hastalık ve şikayetlerin varlığına göre değişkenlik gösterir.

Yumurtlama olmayan hastalar ile ilgili halk arasında "yumurtalık tembelliği" veya "yumurta tembelliği" deyimi sık kullanılır ancak bu isimde bir hastalık tıpta yoktur. Burada tembellik kelimesinden kasıt yumurtalıklardan her ay düzenli yumurtlama olmaması, hastanın sık sık anovulasyon dönemleri geçirmesidir. Kadınlarda yumurtlama olmamasının çeşitli nedenleri vardır, nedenler hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Yumurtalık tembelleşmesi deyiminin en çok kullanıldığı ve yumurtlayamama probleminin en sık rastlandığı hastalıklardan biri için polikistik over sendromu (PCOS) konusuna bakınız.

İlgili Konular:
- Geç Yumurtlama, Geç Döllenme
- Yumurtlama Olmadan Hamile Kalınır mı?
Yumurtlama Olmadan Adet Olunur Mu?
- Yumurtlama Olmamasının Nedenleri
Yumurtlama Belirtileri
Yumurtlama Problemi (Yumurtlama Bozukluğu)
- Polikistik Over Sendromu (PCOS)
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"