POLİKİSİTİK OVERDE GEBELİK (HAMİLE KALMAK)

Polikistijk over sendromunda (PKO, PCOS) hastaların en çok merak ettikleri soruların başında polikistik overle hamile kalanlar var mı? Hamileliği engeller mi? Kısırlığa neden olur mu? Gebeliğe zarar verir mi? Polikistik overle hamile kalmak mümkün mü, riskli mi? gibi sorulardır...

Bu sorular kısaca cevap vermek gerekirse: "polikistik over hastaları hamile kalabilir ancak bazen diğer kadınlara göre hamilelik daha geç elde edilir." Bu konunun detaylı olarak açıklaması aşağıda...

Polikistik overde neden gebelik daha geç elde edilebilir?
Polikistik overde hamile kalmayı geciktiren başlıca neden ovulasyon (yumurtlama) olmaması veya düzensiz olmasıdır. Bu nedenle ovulasyon düzenleyici tedaviler verilir gebelik elde etmeyi hızlandırmak için. Ancak polikistik over hastaları bazen kendiliğinden ve tedavi olmadan, çok çabuk, evlendikten sonra birkaç ay içerisinde gebe kalabilmektedirler. Hamilelik her zaman zor, geç ve tedavi ile elde edilir şeklinde bir kural yoktur.

Polikistik overde hamilelik için ne gibi tedaviler uygulanır?
Polikistik overde öncelikle varsa fazla kiloların verilmesi gerekir. Bu hem yumurtlamayı düzenlemeye yardımcı olur hem de gebelik şansını arttırır. Bunun dışında klomifen sitrat (klomen, serophene) türü ilaçlar ovualasyon yani yumurtlama sağlamak amacıyla genelliklel 6 ay kullanılır. 6 ay içerisinde klomifen ilaçları  ile gebelik elde etme oranı ortalama %40-50'dir. (Yüzde 80 ovulasyon elde edilir, %40-50 gebelik elde edilir.)
6 ay sonunda klomifen ile gebelik elde edilmez ise genellikle gonadotropin (iğne ile tedavi) uygulanır. 3-6 ay gonadotropin uygulaması ile gebelik elde edilemezse son seçenek tüp bebek (IVF) uygulamasıdır.
Klomen ve gonadotropin tedavilerine aşılama (IUI) eklenebilir.
Polikistik overde ameliyat konusunda anlatıldığı gibi bazı hastalarda tüp bebek tedavisinden önce ameliyat ile drillig yapmak bir tedavi seçeneği oalbilir.

Polikistik overde hangi durumlarda tüp bebek (IVF) uygulanır?
- Ovulasyon indüksiyonu (klomen, gonadotropin, aşılama) uygulamalarına rağmen gebelik elde edilmemesi
- HSG'de (rahim filmi) tüplerin kapalı saptanması
- Anne yaşının ileri (35 üzeri) olması
- İleri evre endomtriozis saptanması
- Sperm sayı veya morfolojisinin anormal olması

Polikistik over hastalarında yapılan tüp bebek (IVF) uygulamasının başarı şansı diğer hastalardaki tüp bebek başarısı ile aynıdır. Ancak fazla kilo (obezite) polikistik over hastalarında tüp bebek uygulamasının başarı şansını düşürmektedir ve düşük riskini arttırmaktadır.

Polikistik over hastalarında hamilelikte artan riskler:
- Düşük riskinin normalden fazla olduğunu gösteren araştırmalar vardır. (Bu bilgi çok net değil, daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu bildiriliyor.)
- Gebeliğe bağlı diabet (Gestasyonel diabet,  şeker hastalığı)
- Gebeliğe bağlı yüksek tansiyon (hipertansiyon, preeklampsi)
- Erken doğum
- Düşük doğum ağırlığı (SGA)


İlgili Konular:
- Polikistik Over Sendromu
Tamamını >>

ADET DÜZENSİZLİĞİ HAMİLE KALMAYI ENGELLER Mİ? (KISIRLIK YAPAR MI?)

Adet düzensizliğinin hamile kalmayı engellemesi veya kısırlık (inffertilite) durumuna neden olması hastalar tarafından merak edilen bir konudur. Adet (regl, mens) düzensizliği hamile kalmayı her zaman etkilemez ancak bazı durumlarda engelleyebilir veya geciktirebilir, bu adet düzensizliğinin sebebine göre değişir. Örneğin adet düzensizliğinin sebebi yumurtlama düzensizliği ve polikistik over sendromu gibi bir durum ise bu durumda her ay düzenli yumurtlama olmadığı için gebeliğin normalden daha geç elde edilmesi beklenir. Adet düzensizliğinin sebebi rahim içerisinde bulunan bir myom  ise gebeliğe engel olabilir veya düşüğe neden olabilir. Adet düzensziliğinin sebebi guatr hormonlarında bozukluk veya prolaktin (süt hormonu) gibi hormonal bozukluk ise bu hamile kalmayı da etkileyebilir çünkü adet düzensizliğini etkileyen hormonlar yumurtlamayı da etkilemektedir.

Adet düzensizliği veya yumurtlama düzensizliği hamile kaldıktan sonra hamileliğin gidişatını veya bebeği etkilemez. Bunlar ancak hamile kalmadan önce gebeliğin oluşma sürecini geciktirme konusunda etki edebilirler. 

Her adet düzensizliğinde hamile kalmanın engellenmesi veya gecikmesi beklenmez. Örneğin rahim içerisinde bulunan bir polipe bağlı adet düzensizliği, aşırı adet kanaması olan bir kadında hamile kalmanın etkilenmesi beklenmez. Adet düzensizliği ve hamile kalabilme süresi her zaman birebir ilgili durumlar değildir.

İlgili Konular:
- Adet Düzensizliği
Tamamını >>

TÜP BEBEKTE EN KALİTELİ EMBRİYOYU SEÇMEK İÇİN YENİ YÖNTEM: METABOLOMİCS

Tüp bebekte başarıyı arttırmak için en kaliteli embriyonun seçilerek rahim içerisine transfer edilmesi önemlidir. Yeni geliştirilen metabolomics yöntemi ile embriyonun ürettiği kimyasal maddeler ve metabolik aktivitelerine bakılarak en iyi embriyoyu daha hassas seçmek mümkün oldu. Bu yöntemden önce klasik olarak kullanılan yöntemde embriyolar mikroskop altında şekillerine bakılarak gözle değerlendirilmekteydi.

Metabolomiks yöntemi ile daha kaliteli embriyolar seçildiği için tüp bebek başarısı artmaktadır. Tüp bebek uygulanmasından önce embriyolar özel bir solüsyon içerisinde büyütülürler. Embriyo büyürken bu solüsyondan gerekli besin maddelerini alır ve aynı zamanda solüsyon içerisine bazi atık maddeler atar. Metabolomix yönteminde solüsyondaki bu değişimler saptanmaktadır ve atılan atık maddeler analiz edilerek ebriyonun kalitesi belirlenmektedir.

İlgili Konular:
Tamamını >>

YUMURTA DONDURMA

YUMURTANIN DONDURULMASI VE SAKLANMASI
Yumurta dondurma işlemi kadının yumurtalığından elde edilen yumurtanın (oosit) saklanarak ileride kullanılması amacıyla dondurulması işlemidir. Peki neden ileride kullanmak amacıyla yumurta dondurmak gerekebilir:
- Ailesinde erken menopoz öyküsü olan bir kadın henüz evlenmemişse ve evlenene kadar menopoza girip yumurtalarının tamamen tükenmesinden endişe ediyorsa şimdiden yumurtasının dondurulmasını isteyebilir
- Kanser tedavisi nedeniyle radyoterapi veya kemoterapi tedavisi yumurtalıkların fonksiyonunu bitirebilir. Bu durumda hasta tedaviden önce yumurtalarının dondurularak saklanmasını isteyebilir.
- Çocuk sahibi olmayı ileri yaşa ertelemek isteyenler veya çeşitli nedenlerle ertelemek zorunda olanlar

Günümüzde kadınların da toplumdaki statülerinin değişmesi, iş, meslek ve kariyer planları gibi nedenler bazen kadınların erken yaşta gebelik planlamasına engel olmaktadır ve gebelik planları ileri yaşlara ertelenmek zorunda kalmaktadır. Tabiki ileri yaşlarda gebe kalma ve yumurta elde edilme oranları düşmektedir. Bu durumlarda yumurtalar dondurularak ileri yaşlarda tekrar kullanılmak istenebilir. Ülkemizde yumurta dondurma işlemine bu tür nedenlerle izin verilmemektedir ancak kanser vb. hastalıklar nedeniyle yumurtalıkların zarar görebileceği durumlarda izin verilmektedir.

Dondurulan ve çözülen her yumurtadan gebelik elde edilememektedir. Ancak günümüzde tekniklerin ilerlemesi ile başarı oranı artmaktadır. Son yıllarda uygulanan camlaştırma (vitrifikasyon) yöntemi ve mikroenjeksiyon yöntemi döllenme ve gebelik oranlarını arttırmıştır. Ortalama olarak yumurta dondurulması yapılan kadınlarda %30'unda gebelik elde edilebilmektedir. Yumurtanın dondurulduktan sonra tekrar çözülmesi için belli bir süre yoktur, uzun yıllar kalabilir.

Tüp bebek uygulamasında olduğu gibi hormonal ilaçlarla uyarılarak büyütülen yumurtalar OPU yöntemiyle yumurtalıklardan toplanmaktadır ve daha sonra dondurulmaktadır. Yumurta toplamak yerine yumurtalığın bir kısmının laparoskopi ameliyatıyla alınarak dondurulması da mümkündür.

Yumurta hücresi vücuttaki en büyük hücre olduğu için dondurma işlemi sperm ve embriyo dondurulmasına göre çok daha zordur. Son yıllarda geliştirilen vitrifikasyon yöntemi yumurta dondurulması konusunda başarıyı arttırmıştır.


İlgili Konular:
- Embriyo Dondurma
- Sperm Dondurma - Sperm Bankası
Yumurta Bağısı (Oosit Donasyonu)
- Taşıyıcı Annelik
- Tüp Bebek Aşamaları
- Kısırlık
Tamamını >>

SİGARA KISIRLIK (İNFERTİLİTE) YAPAR MI?

Sigaranın sağlıkla ilgili yüzlerce konuda olduğu gibi doğurganlık (fertilite) konusunda da hem kadın hem erkek açısından çok çeşitli ters etkileri vardır. Bunlardan bazıları:

- Fertilite yani doğurganlık kapasitesini 2-3 kat azaltır.
- Sigara içen çiftlerde hem infertilite (kısırlık) oranı daha yüksektir hem de gebelik oluşana kadar geçen süre daha fazladır.
- Sperm ve yumurtanın birleşmesi (konsepsiyon) olayını zorlaştırır.
- Yumurtanın tüplerden rahim içeisine doğru taşınmasını güçleştirir.
- Yumurtlama (ovulasyon) kapasitesini azaltır.
- Kadında östrojen hormonu düzeyini azaltır.
- Kadının yumurta hücresinde (oosit) kromozomal bozukluk oluşma riskini arttırır.
- Rahim ağzındaki mukusun gebelik için daha elverişsiz hale gelmesine sebep olur.
- Rahim ağzından içeriye spermlerin geçişini zorlaştırır.
- Menopoza yaklaşık 2 yıl erken girilmesine sebep olur.
- Düşük ve dış gebellik oluşma riskini arttırır.
- Sigara kullananlarda tüp bebek (IVF) uygulamaları daha başarısız olmaktadır ve oluşan gebeliklerin düşükle sonlanma riski artmaktadır.
- Sperm sayısının azalmasına sebep olur. Daha az hareketli olmalarına ve şekil bozukluğuna sebep olur. Semen miktarını azaltır.
- Penisi besleyen damarlarda problemler yaratarak erkekte sertleşme (ereksiyon) problemlerine sebep olabilir.

Yukarıdaki anlatılan etkiler sadece aktif sigara içenler için geçerli değildir, pasif içiciler için de geçerlidir.


İlgili Konular:
- Gebelik Sırasında Sigara Kullanmanın Etkileri
- Kısırlık (İnfertilite)
Tamamını >>

TÜP BEBEK NEDİR?

Tüp bebek kısırlık (infertilite) problemi olan çiftlerin çocuk sahibi olabilmeleri için uygulanan bir yardımcı üreme yöntemidir.
Kısaca tanımlamak gerekirse kadının yumurta hücresi ve erkeğin sperm hücresinin laboratuvarda vücut dışında birleştirilmesi sonucunda oluşan embriyoların rahim içerisine verilmesi şeklinde uygulanır.
Laboratuvar koşullarında gerçekleştirilen döllenme IVF ve ICSI olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilir ve daha sonra döllenen yumurta rahim içerisine verilir.

Tüp bebekte IVF ve ICSI (mikroenjeksiyon) yöntemleri arasındaki  fark nedir?
IVF yönteminde anneden alınan yumurta hücresinin etrafına laboratuvarda özel bir ortamda binlerce (50 bin-100 bin arasında) sperm hücresi konur ve bu spermlerden birisi kendi kendine yumurta hücresini döller.
ICSI yani diğer adıyla mikroenjekssiyon yönteminde ise yine vücut dışında labarotuvar ortamında tek bir tane sperm hücresi alınarak mikroskopik yöntemlerle yumurta hücresinin içerisine verilir. Yani burada sperm yumurta hücresinin içerisine  kendi kendine girmez. Bu fark dışında diğer aşamalar her iki yöntemde aynıdır.

Mikroenjeksiyon (ICSI)
Sperm hücrelerinin herhangi bir nedenle kadın yumurtasına erişemediği veya yumurta zarını aşamadığı erkek kısırlığı durumlarında mikroenjeksiyon tekniği kullanılır. Sperm sayısı ve hareketliliği az olan veya spermlerinde şekil bozukluğu olan erkeklerin çocuk sahibi olabilmesi için en uygun yöntemlerden birisidir.
Tek bir sperm hücresi kadından elde edilen yumurtanın içerisine çok ince bir iğne yardımıyla mikroskop altında enjekte edilir ve döllenme sağlanır. Mikroenjeksiyon hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

IVF -ICSI programı 4 basamaktan oluşan bir işlemdir:
Yumurtalıklarda yumurta gelişimi
Yumurtaların toplanması
Yumurtaların döllenmesi
Embriyonun rahim içerisine verilmesi

IVF kimlere uygulanmalıdır?
Tüplerin tıkanıklığı ve karın içi yapışıklıklar
Erkeğe bağlı kısırlık nedenleri
Ovulasyon (yumurtlama) bozukluğu
Nedeni bulunamayan infertilite

İn vitro fertilizasyon yöntemlerinin uygulanma kuralları:
Çift mutlak evli olmalıdır
Çift mutlak İVF konseyince alınan karar sonrasında işlemlere başlar.
Çift mutlak rıza belgesi imzalamalıdır (bilgilendirme sonrasında).
Yalnızca çifte ait yumurta spermler kullanılabilir, hücre bağışı yapılamaz.
Kaç embryo transfer edileceğine doktorlar karar verir.
Hangi embryonun transfer edileceğine doktorlar karar verir.

İn vitro fertilizasyon nedeniyle gelişebilecek komplikasyonlar:
Kadında:
Yumurtalıkların aşırı uyarılması, karında sıvı toplanması ve yumurtalıkların büyümesiyle belirginleşir.
Yumurtalar toplanırken kanama ve sonrasında infeksiyon gelişebilir.
Embryoların transferi sonrasında infeksiyon gelişebilir.
Erkekte:
Yalnızca testisten sperm toplanarak işlem uygulanan olgularda testis içine kanama veya infeksiyon gözlenebilir.
Gebelikte:
Düşük riski normale oranla fazladır.
Erken doğum, ölü doğum riski normale oranla fazla değildir.
Anormal bebek gelişimi riski -tartışmalı olmakla birlikte- biraz artmıştır.
Çoğul gebelik oranları normalden fazladır.
Dış gebelik gelişimi normalden fazladır.


Tüp bebekte (IVF) başarı oranı ne kadardır?
Çeşitli tüp bebek merkezlerinde bu konuda farklı oranlar verilmektedir. Her merkezin başarısının farklı olmasını etkileyen bazı etkenler vardır. Fakat ortalama bir başarı oranı belirtmek gerekirse:
Her bir denenen tüp bebek (IVF) işleminin canlı doğumla sonuçlanma oranı:
35 yaşın altındaki kadınlarda %30-35
35-37 yaş arası kadınlarda %25
38-40 yaş arası kadınlarda %15-20
40 yaş üzerindeki kadınlarda %6-10


İlgili Konular:
- Tüp Bebekte Hamilelik Belirtileri
Tüp Bebekte Dış Gebelik Riski
Tüp Bebekte Başarı Oranı
Tüp Bebek Tedavisi Kimlere Uygulanır?
Tüp Bebek Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Tüp Bebek Tedavisinin Yan Etkileri, Zararları
İlaçsız Tüp Bebek
- Mikroenjeksiyon (ICSI)
Tüp Bebek Tedavisine Ne Kadar Ara Vermek Gerekir?
Tamamını >>

KISIRLIK (İNFERTİLİTE)

Kısırlık (infertilite) nedir?
İnfertilite yani kısırlık 1 yıl boyunca korunmadan, yeterli sayıda düzenli cinsel ilişkide bulunulmasına rağmen gebelik oluşmamasıdır.
Evli çiftlerin %10-15'inde infertilite görülür. İnfertiliteyi primer ve sekonder infertilite diye ikiye ayırabiliriz. Hiç çocuk sahibi olmayanlara primer infertil, daha önce hanile kalabilmiş  fakat şu an hamile kalamayanlara sekonder infertil denir.

Fekundabilite: Bir adet dönemi yani menstruel siklus içerisinde gebelik elde edebilme ihtimalidir ve bu da normal çiftlerde %20-25’tir
Fekundite: Bir adet dönemi içerisinde canlı doğum elde etme ihtimalidir.

Bütün çiftler ele alındığında hepsinin de ilk adet döneminde gebe kalması imkansızdır, gebelik oluşabilmesi için belli bir süre geçmesi gerekir. Gebelik istemi olan çiftlerin 3 ay sonunda ancak %57'sinde gebelik oluşur. 6 ay sonunda %72'sinde gebelik oluşur. 1 yıl sonunda %85'inde gebelik oluşur. 2 yıl sonunda %93'ünde gebelik oluşur.

İnfertil çiftlerin yaklaşık % 30-40'ında erkek, % 40-50'sinde kadında problem saptanır. Bazı çiftlerin her ikisinde birden sorun bulunur. % 10-15 çiftte ise ne kadında ne de erkekte neden bulunamaz. Hiçbir neden bulunamayan duruma açıklanamayan infertilite denir. Bu yüzden infertil çiftler mutlaka birlikte araştırılmalıdır, sadece kadının ya da sadece erkeğin araştırılması yeterli değildir. Çiftlerden birisinde bir sorun bulunsa bile aynı anda diğerinde de sorun olabilir.

Yaş ilerledikçe hamilelik oluşma şansı azalır. Yaşın ilerlemesi tüp bebek başarısını da azaltmaktadır. Ayrıca ileri yaşta hamile kalanlarda düşük yapma şansı daha yüksektir.

Kadında infertilite nedenleri:
- Ovulasyon (yumurtlama) bozuklukları % 40
- Tüplere ve karındaki yapışıklıklara bağlı nedenler % 40
- Endometriozis % 5-15,
- Nedeni izah edilemeyen (açıklanamayan) infertilite % 5-15
- Diğer nedenler % 5 (Örn: Endometrial osssifikasyon)

Erkekte infertilite nedenleri:
- Nedeni açıklanamayan grup % 30
- Varikosel % 15
- Endokrin hipogonadism % 9
- Subklinik enfeksiyonlar % 8
- İnmemiş testis %8
- Ereksiyon (sertleşme) sorunu ve hipospadias % 6
- İmmünolojik nedenler % 5
- Sistemik hastalıklar % 3
- Obstrüktif (tıkanıklık) patolojiler % 2
- Diğer nedenler % 13

İnfertiliteye yol açan nedenlere yönelik geçmişle ilgili sorgulama sonrasında, sadece üreme organlarının değil tüm vücudun değerlendirilmesine yönelik muayene ve ultrasonografi (USG) yapılır. Hormonal testlerden başka histerosalpingografı (HSG), laparoskopi ve histeroskopi gibi diğer inceleme yöntemleri kullanılabilir.
Erkek değerlendirilmesi için öykü ve muayene bulgularından başka sperm testi (semen analizi) çok önemlidir. Sperm analizi 3 günlük cinsel perhiz sonrası yapılır. Sperm analizi anormal çıkarsa 1 ay sonra tekrarlanmalıdır.

Çiftler ne kadar sürede gebelik oluşmazsa doktora başvurmalıdır?
35 yaşın altındaki çiftler 12 ay boyunca korunmasız düzenli ilişkiyi denemelerine rağmen hala gebelik oluşmamışsa doktora başvurmalılar. 35 yaşın üzerindeki çiftlerde bu süre 6 aydır.

Aşağıdaki durumlarda 1 yıl beklenmeden inceleme başlatılabilir:
Kadın
- Kadın yaşı > 35 ise
- Amenore (adet görememe) veya düzensiz adetleri varsa
- Pelvik enfeksiyon veya endometriosis öyküsü varsa
- Geçirilmiş abdominal veya pelvik cerrahi öyküsü varsa
- Anormal muayene bulguları varsa
Erkek
- Geçirilmiş ürogenital cerrahi öyküsü varsa
- Geçirilmiş cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü varsa
- Anormal muayene bulguları varsa

Tedavi:
Tedavi infertiliteye neden olan duruma göre değişir. Saptanan nedene göre ilaç, hormon veya cerrahi (ameliyat) tedavisi gerekebilir. İnseminasyon (aşılama) veya tüp bebek gibi yardımcı üreme teknikleri uygulanabilir. Detaylı bilgi >>
Hiç bir neden bulunamayan açıklanamayan infertilite durumda tedavi hakkında ayrıntı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.


İlgili Konular:
- Açıklanamayan İnfertilite (Nedeni Bilinmeyen Kısırlık)
- Hangi Günlerde Hamile Kalabilirim?
- Kadında Kısırlık Nedenleri
Erkekte Kısırlık Nedenleri
- Kısırlık Belirtileri Nelerdir?
- Kısırlık Varlığında Yapılan Tahliller, Testler
- Kısırlık Tanısında Laparoskopi (Kapalı ameliyat)
- Over (Yumurtalık) Rezervi
- FSH Hormonu Yüksekliği
- Kadının Yaşı ve Kısırlık Arasındaki İlişki
- Adet Düzensizliği Hamile Kalmayı Engeller Mi?
Hamile Kalmayı Kolaylaştırmak İçin Yapılması Gerekenler
- Hamile Kalmayı Zorlaştıran, Engelleyen Faktörler
Evde Kısırlık Testi
- Kısırlık (İnfertilite) Tedavisi
Klomifen (Klomen, Serophene, Gonaphene) İle Kısırlık Tedavisi
İğne ile Yumurtlama Tedavisi (KOH)
- Kısırlık ve Kök Hücre Tedavisi
- Stres ve Kısırlık
- Endometrial Ossifikasyon
Tamamını >>

VARİKOSEL (TESTİSTE DAMAR GENİŞLEMESİ)

TESTİSTE DAMARLARIN BÜYÜMESİ (ŞİŞMESİ)

Varikosel testislere ait toplar damarlarda (venler) varis oluşumudur. Bütün erkeklerin %10-15 'inde bulunur. Bu erkeklerin bir kısmında şikayet yaratır, bir kısmında ise hiçbir şikayet yoktur.
Varikosel erkeğe bağlı infertilitenin (çocuk sahibi olamama) en sık görülen nedeni olmakla birlikte en etkin tedavi edilebilenidir. İnfertil erkeklerin yüzde 30-40'ında varikosel saptanır.

Normalde testisler vücuttan 2 derece daha soğuk bir ortam olan skrotum (torbaların) içinde muhafaza edilirler. Varikosel durumunda atardamarla gelen 37 derecedeki kan genişlemiş toplardamarlarda birikerek testilerde ısı artışına neden olabilir. Bu da erkeklerin önemli bir kısmında sperm üretimi ve kalitesinde azalmaya veya ağrıya neden olabilir.

Tanı:
Varikosel, üroloji muayenesi sırasında genişlemiş damarların testis etrafında ele gelmesi ile ilk olarak saptanabileceği gibi kimi zaman erkekler yumurta çevresinde şişlik veya ağrı yakınmalarıyla başvurabilir. Bazen varikosel çok hafif derecede veya şüpheli olduğunda ultrasonografi yöntemi ile tanı konabilir.Eğer varikosel saptanırsa meni tahlili (spermiogram) ile sperm üretiminde bozulma olup olmadığı araştırılır. Varikosel nedeniyle sperm üretimi zarar görmüş ise bu tahlilde sperm sayısında azalma, hareket ve yapısında bozulma görülebilir.

Tedavi:
Hasta evli çocuk sahibi ve bir şikâyeti yoksa takip edilir. Eğer sperm üretiminde bozulma saptanırsa genellikle ameliyat önerilir. Bu ameliyat anestezi ile yapılır. Sol veya sağ alt karın düzeyinde yapılan bir kesi ile genişlemiş toplar damarlar (venler) bulunarak testisin atar damarı (arter) ve sperm kanalından ayrılır. Bu genişlemiş damarlar bağlanarak kesilir. Ameliyat sonrasında hasta aynı gün evine gidebilir ya da bir gece yatabilir. Normal sosyal aktivitelerine bir hafta içerisinde geri dönebilir. Yeni sperm üretiminin meni tahlili sonuçlarına yansıması en az 3 aylık bir zaman gerektirir. Bu nedenle ameliyat sonrası spermiogram kontrolü genellikle altıncı aydan önce yapılmaz.


İlgili Konular:
- Sperm Testi (Spermiogram)
- Sperm Sayısı
Tamamını >>

SPERMİOGRAM (SPERM TAHLİLİ, SPERM TESTİ, MENİ TESTİ)

Spermiogram (sperm analizi, sperm tahlili, meni tahlili, semen analizi) sperm sayısını, şeklini, hareketini değerlendirmeye yönelik bir testtir. Sperm sayısı, normal spermlerin anormal şekilli spermlere oranı, hareket derecesi iyi olan sperm miktarı değerlendirilir. Ayrıca verilen semen örneğinin miktarı, pH’sı, rengi, lökosit varlığı, fruktoz miktarı, likefaksiyonu gibi özellikleri değerlendirilir. Belli zaman dilimlerinde spermlerin hareketliliği incelenir. Hareket tiplerine göre sınıflama yapılır.
(Meni = Ejakulat = Semen = Döl sıvısı)

3 günlük cinsel perhizden sonra yapılır. İşlemin doğru sonuç vermesi için sperm örneği en gec 1 saat içinde laboratuara ulaştırılmalı, tercihen sperm örneği laboratuara yakın bir mekanda verilmelidir. Bu amaçla infertilite merkezlerinde sperm örneği verebileceğiniz bir alan ayrılmıştır.

Sperm değerlendirme kriterleri, birkaç farklı sınırı kullanır. Kruger kriterleri özellikle sperm şekil bozukluklarını göz önüne alan bir değerlendirme yöntemidir. Özel bir boyama sonrası sperm şekil (morfoloji) özellikleri incelenerek sperm örneğinin fertilite (doğurganlık) kapasitesi belirlenir. Sperm analizi sonucuna göre ideal olarak karar verebilmek için 1 ay ara ile yapılmış en az 2 farklı sperm örneği incelenmelidir. Sperm analizinde bir fertilite sorunu saptanırsa erkeğin fiziksel ve hormonal ileri muayenesine geçilir. Sperm üretim döngüsü 2-3 ayda bir tekrarlanır. Yani üretilen bir sperm 2-3 ay sonra semene salgılanacaktır. Aynı şekilde kişinin karşılaştığı zararlı etkenler veya tedavi için kullanılan faydalı ilaçlar da sperm üretimini 3 ay içinde etkileyebilir. Semen analizi sonuçlarını değerlendirirken bu süreç akılda tutulmalıdır.

Normal sperm analizi değerleri (WHO 2010):
- Volüm (hacim) 1.5 ml'den fazla olmalı
- Sperm konsantrasyonu 15 milyon/ml 'den fazla olmalı
- Total sperm sayısı 39 milyondan fazla olmalı
- Ph 7.2 'den büyük
- Total motilite: % 40'den fazla olmalı
- Progresif motilite: %32'den fazla olmalı
- Morfoloji  %4 'den fazla olmalı (KRUGER STRICT)
- Morfoloji % 30 normal 'dan fazla normal (WHO)
- Lökosit 1 milyon/ml' den az olmalı
- Yuvarlak hÜcre 5 milyondan az olmalı
- Viabilite %58'den fazla olmalı
- İmmünobead aglutinasyon (MAR testi): %50'den az olmalı
- Çinko > 2.4
- Fruktoz >13

Sperm tahlili verirken dikkat edilmesi gereken önemli noktalar:
- En ideali 3-4 günlük bir cinsel perhiz sonrası sperm vermektir. Perhiz süresinin daha uzun tutulması sperm sayısının aldatıcı şekilde artmasına ve hareketlerinin azalmasına neden olabilir. Perhiz süresinin 3-4 günden kısa tutulması da sperm sayısının azalmasına ve hareketli sperm oranının artmasına neden olarak aldatıcı olabilir. Bu nedenle sperm tahlili vermeden önceki 3-4 gün herhangi nedenle boşalmamış olmanız gerekir.
- Sperm örneğini vermeden önce idrarın tamamen tuvalete yapılması gerekir.
- Sperm örneği vermeden önce eller sabunlu su ile yıkanması ve bol su ile durulanmalı ve sonra kurulanmaldır.
- Sperm örneği masturbasyon yöntemi ile verilmelidir. Bu işlem sırasında hiçbir kayganlaştırıcı madde (sabun, tükrük, yağ, vazelin vb.) veya prezervatif kullanılmamalıdır.
- Sperm örneğinin verileceği kaplar sterildir. Kabın ve kapağın iç kısmına dokunulmamalıdır.
- Penisten gelen menilerin tamamının kabın içine verilmesi gerekir. Eğer yanlışlıkla dışarıya akar ise görevlilere bildirilmelidir.
- Sperm örneği en fazla yarım saat içerisinde oda ısısında veya vücut ısısında güneş ışığı görmeyecek şekilde labaratuara ulaştırılmalıdır.

Sperm tahlili ile ilgili terimler:
- NORMOZOOSPERMİ: Sayı, hareket ve şekil bakımından normal spermler.ASPERMİ: Ejakulatın (semenin) hiç gelmemesidir.
- AZOOSPERMİ: Ejakulat yani semen vardır fakat içerisinde hiç sperm yoktur. Detaylı bilgi >>
- OLİGOSPERMİ: 20 milyon/mL 'den az sperm olmasına denir.
- ŞİDDETLİ OLİGOSPERMİ: 5 milyon/ml 'den az sperm olmasıdır.
- ASTENOSPERMİ: Spermlerin motilitesi yani hareketleri zayıftır.
- TERATOZOOSPERMİ: Kruger kriterlerine göre normal şekilli sperm sayısı %4’ün altında olan spermler için kullanılır.
- POLİSPERMİ: Sperm sayısı 250 milyon'dan fazladır.
- HİPOSPERMİ: Meni haci normalden azdır.
- HİPERSPERMİ: Meni hacmi normalden fazldır.
- OLİGOASTENOZOOSPERMİ: Hem sayı hem de hareket yönünden normal değerlerin altında olan sperm örnekleri için kullanılır.
- OLİGOTERATOZOOSPERMİ: Hem sayı hem de morfolojik yapı yönünden normal değerlerin altında olan sperm örnekleri için kullanılır.
- OLİGOASTENOTERATOZOOSPERMİ: Hem hareket hem de morfolojik yapı yönünden normal değerlerin altında olan sperm örnekleri için kullanılır.
- HEMATOSPERMİ: Menide kan hücrelerinin fazla olmasıdır.
- NEKROSPERMİ: Meni örneğinde ölü hücrelerin fazla olmasıdır.


İlgili Konular:
- Sperm Sayısı
- Azoospermi (Menide Hiç Sperm Olmaması)
- İnfertilite (Kısırlık)
- Evde Kısırlık Testi
Tamamını >>

İNFERTİLİTE (KISIRLIK)

KISIRLIK
İnfertilite (Kısırlık)
Açıklanamayan İnfertilite (Nedeni Bilinmeyen Kısırlık)


TÜP BEBEK


İNFERTİLİTE İLE İLGİLİ DİĞER KONULAR
Tamamını >>

POLİKİSTİK OVER SENDROMU (PCOS, PKOS)

Polikistik Over Görüntüsü
Polikistik over sendromu (PCOS) (Stein-Leventhal Sendromu) genç ve orta yaş kadınlarda görülen en sık metabolik bozukluktur. İlk olarak 1935 yılında Irving Freiler Stein ve  Michael Leo Leventhal tarafından tarif edilmmiştir.
Poli: çok anlamındadır polikistik: çok sayıda kist içeren anlamına gelir. Polikistik over hastalarının çoğunda (hepsinde değil) yumurtalıklarda çok sayıda yan yana dizilmiş ufak kistler izlenir. Bunlar aslında normal anlamda yumurtalık kistleri gibi değildir, onlardan farklıdır, küçüktür.

- Oligomenore, amenore (seyrek adet görme, adet görememe)
- Anovulasyon (Yumurtlama düzensizliği)
- Androjen hormonlarında yükseklik ve/veya buna bağlı aşırı tüylenme (hirsutismus), akne vb. bulgular
- Yumurtalıklarda çok sayıda küçük yumurta kistleri
- Şişmanlık
ile karakterize bir hastalıktır.

Polikistik Over Sendromu (PKO, PKOS) olan hastaların % 80’ninde ultrasonografide yumurtalıklarda büyüme, yumurtalık kapsülünde kalınlaşma ve kapsülün hemen altında birçok (10 taneden fazla) küçük kist görülür. Ancak bu görünümün olması her zaman polikistik over sendromu olduğunu göstermez, çünkü normal kadınların % 23’ünde de ultrasonografide aynı bulgulara rastlanabilir.

Hastalık genellikle adet düzensizliği (daha çok seyrek adet görme şeklinde), sivilce, yağlı cilt, kıllanma, infertilite (kısırlık) ve kilo artışı gibi belirtilere yol açar.

Tanı için değişik kriterler kullanılmaktadır:
- Kanda erkeklik hormonlarının yükselmesi
- Muayenede kıllanma, sivilce ve ciltte yağlanma gibi erkeklik hormonlarının yükselmesi ile ortaya çıkan belirtilerin varlığı
- Seyrek adet görme veya seyrek yumurtlama
- Şişmanlık
- İnsülin direncinin artması gibi...
Tanı (teşhis) hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

PCOS'ta laboratuvar bulguları:
- LH/FSH  oranı artar (3'ün üzerinde)
- E1/E2 oranı artar
- Testosteron, androstenedion, DHEA-S düzeyi artar
- SHBG azalır.
- IGF-BP azalır. IGF artar.
- Total kolesterol, trigiliserid, LDL artar; HDL azalır.
- İnsülin direnci artar.
- Ovulasyon olmadığı için progeseron düzeyi düşük saptanır.

İnsülin direncini (insülin rezistansını) değerlendirmek için kullanılan laboratuvar testleri: Açlık glukoz insülin oranı, 75 gram OGTT testi, HOMA-IR testi, açlık insülin düzeyi, QUICKI test, hiperinsülinemik öglisemik klemp testi.

Ayırıcı tanı:
- Geç başlangıçlı konjenital adrenal hiperplazi
- Hiperprolaktonemi
- Hipotiroidi
- Androjen salgılayan over tümörleri

Tedavi:
Tedavide amaçlar diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleri ile normal vücut ağırlığına gelmeyi sağlamak, androjen hormonlarının seviyesini düşürmek ve tüylenmeyi azaltmak, gebelik istemi varsa bunu sağlamaktır. Ayrıca bu hastalarda kronik anovulasyona (yumurtlama bozukluğu) bağlı endometrium (rahmin iç tabakası) sürekli östrojen hormonuna maruz kalır ve bu da endometrium kanseri riskini arttırır, tedavi amaçlarından birisi de bunu önlemektir.
Kilolu hastalarda diyet ve egzersizler sayesinde kilo kaybı ile yumurtlama fonksiyonları ve dolayısı ile adet düzeni normale dönebilmektedir, gebelik şansı artabilmektedir.
Çocuk istemeyen hastalarda en çok kullanılan tedavi seçeneklerinden birisi doğum kontrol hapları ve progesteron hormonlarıdır.
Bu hastalardaki aşırı tüylenmeyi azaltmak için yine doğum kontrol hapları, siproteron asetat, flutamid, finasterid gibi ilaçlar kullanılabilmektedir.
Bir diabet ilacı olan metformin androjen üretimini azaltmanın yanı sıra ovulasyon (yumurtlama) üzerine olumlu etkileri olması nedeniyle bu hastalarda kullanılabilmektedir. Bu yüzden özellikle çocuk istemi olan hastalarda tedaviye eklenebilmektedir.
Çocuk isteyen hastalarda yumurtlamayı uyaran ilaçlar kullanılır. Genel olarak klomifen sitratla başlanıp yanıt alınamazsa daha etkin ilaçlara geçilmektedir. Bütün tedavi yöntemleriyle hala gebelik elde edilemeyen hastalarda seçenek tüp bebek (IVF)'tir.
PCOD hastalarında cerrahi tedavi olarak eskiden ovarian wedge rezersiyon uygulanmaktaydı, günümüzde laparoskopik ovaryan drilling uygulanabilmektedir. Wedge rezersiyonda yumurtalığın (over) içerisinden kama şeklinde bir bölüm çıkarılarak alınır. Drilling operasyonunda ise yumurtalıklara 4-5 adet delikler açılır. Bunda da amaç yumurtlama düzenini sağlamak ve bu sayede gebelik şansını arttırmaktır.


İlgili Konular:
- Polikistik Over Neden Olur? Sebebi Nedir?
- Polikistik Over Tanısı
- Polikistik Over Sendromu Belirtileri
Polikistik Overde Adet Gecikmesi ve Adet Düzensizliği
- Polikistik Overde İlaç ve Tedavi
- Polikistik Overde Ameliyat
- Polikistik Overde Gebelik (Hamile Kalmak)
- Polikistik Over İle İlgili Hastalıklar ve Riskler
- Hormon Bozukluğu
- Aşırı Tüylenme
Yumurtlama Olmaması (Anovulasyon)
Tamamını >>

AŞILAMA (İNTRAUTERİN İNSEMİNASYON) (IUI)

Aşılama (intrauterin inseminasyon) (IUI) işlemi erkeğin spermlerinin rahim içerisine özel ince bir boru ile verilmesidir. Verilmeden önce erkeğin spermleri özel bazı yöntemlerle yıkanıp hazırlanır. Bu hazırlama işleminde spermlerin hareketli ve normal olanları seçilir. Hazırlanmış olan spermler rahim içerisine özel bir enjektör vasıtasıyla verilir ve yumurtaya kolayca ulaşmaları sağlanır. Özellikle nedeni açıklanamayan kısırlık ve sperm sayısı, yapısı ve hareketliliği normalin altında olan hastalarda uygulanmaktadır. Aşılama yapılması için tüplerin açık olması gereklidir, tüplerin kapalı olması durumunda aşılama fayda sağlamaz.

Erkeğin sperm verme işleminden önce 3 gün ilişkiye girmemesi gerekir. Spermi verdikten sonra spermlerden harketli ve normal olanlar seçilerek hazırlanır ve rahim içerisine verilmesi için kadın doğum uzmanına gönderilir. Sperm hazırlandıktan sonra en geç 1 saat içerisinde rahim içerisine verilmesi gereklidir. Rahim içerisine verilirken hasta ağrı hissetmez. Spermler rahim içerisine verildikten sonra hasta 15-20 dakika yatmaya devam eder.

Bu işlem öncesinde anneye bazı ilaçlar verilerek yumurtlama sağlanabileceği gibi, doğal adet dönemlerinde de aşılama yapılabilir. Eğer anneye yumurtlama için ilaç verilmişse yumurtanın içinde bulunduğu folikül adı verilen kesenin çapı 18-20 mm’ye ulaştığında hCG enjeksiyonu (folikülün çatlamasını sağlayan iğne) yapılır. Çatlatma iğnesinden 36 saat sonra yumurtlama olduğu için aşılama da çatlatma iğnesi yapıldıktan 36 saat sonra yapılır.
Her bir aşılama için başarı % 10-15’ler civarındadır ortalama. Genellikle 6 uygulamadan sonra gebelik oranlarının artmadığı bilindiğinden daha fazla aşılama yapmaya gerek yoktur. Çoğu merkezde 3 kez aşılama yapılmasına rağmen gebelik oluşmayan kişilerde genellikle tüp bebek tedavisi önerilir, bazen 6 kereye kadar yapılabilir.

Aşılama uygulanan infertil hasta grupları:
- Açıklanamayan infertilite
- Servikal faktör
- Erkek subfertilitesi (oligoastenoteratospermi)
- Hafif şiddette endometriozis
- Vajinismus
- Erkekte hipospadias, impotans, ejekulasyon problemleri


İlgili Konular:
- Aşılama Nasıl Yapılır - Video İzle
- Aşılama Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
- İğne ile Yumurtlama Tedavisi (KOH)
- Yumurta Çatlatma İğnesi Nedir?
Yumurta Takibi (Folikül Ölçümü)
Rahim Ağzı Darlığı Hamileliğe Engel mi?
- Kısırlık (İnfertilite)
Tamamını >>

ANOVULASYON (YUMURTLAMANIN OLMAMASI)

YUMURTLAMA GERÇEKLEŞMEMESİ

Normalde kadının yumurtalıklarında her ay bir yumurta hücresi gelişir, olgunlaşır ve ortalama adetinin 12.-14. günleri arasında ovulasyon (yumurtlama-çatlama) meydana gelir. Bazı kadınlarda bu gerçekleşmez ve buna duruma “Anovülasyon” adı verilir.

Anovulasyon genellikle adet düzensizliklerine yol açar. Bu kadınlarda genellikle adet araları uzar (oligomenore), bazen fazla kanamalar da görülebilir.

Hormon tahlilleri ve yumurtalıkların ultrason ile incelenmesi bilgi vermektedir. Adetinin 3. günü yapılan hormon tetkikleri bilgi verebilir.
Anovulasyon olup olmadığı ise ultrasonla takip edilebildiği gibi, vücut ısısı ölçümleri ve adetin 21. günü ölçülen progesteron hormonu seviyesiyle de anlaşılabilir.

Yumurtlama olmaması belirtileri nedir? Nasıl Anlaşılır?
Yumurtlama belirtileri için burayı tıklayarak ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz. Bu tür belirtilerin olmaması bazı aylarda kadınları yumurtlama olmaması hakkında oldukça kuşkulandırabilir ancak kesin tanı ultrason incelemesi ve bazı hormon (progesteon hormonu) tahlilleri ile konabilir.

Tedavisi:
Tedavi hastanın gebelik isteyip istememesine göre değişebilir. Gebelik isteyen hastalarda ovulasyon indüksiyonu (yumurtlama tedavisi, yumurta büyütme tedavisi) verilir. hamilelik istemeyen hastalarda genellikle değerlendirme sonucunda hormonal ilaçlar ile adet düzenleyici tedavi verilir. Tedavi hastanın yaşına, gebelik isteminei anovulasyonun sebebine, diğer hastalık ve şikayetlerin varlığına göre değişkenlik gösterir.

Yumurtlama olmayan hastalar ile ilgili halk arasında "yumurtalık tembelliği" veya "yumurta tembelliği" deyimi sık kullanılır ancak bu isimde bir hastalık tıpta yoktur. Burada tembellik kelimesinden kasıt yumurtalıklardan her ay düzenli yumurtlama olmaması, hastanın sık sık anovulasyon dönemleri geçirmesidir. Kadınlarda yumurtlama olmamasının çeşitli nedenleri vardır, nedenler hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Yumurtalık tembelleşmesi deyiminin en çok kullanıldığı ve yumurtlayamama probleminin en sık rastlandığı hastalıklardan biri için polikistik over sendromu (PCOS) konusuna bakınız.

İlgili Konular:
- Geç Yumurtlama, Geç Döllenme
- Yumurtlama Olmadan Hamile Kalınır mı?
Yumurtlama Olmadan Adet Olunur Mu?
- Yumurtlama Olmamasının Nedenleri
Yumurtlama Belirtileri
Yumurtlama Problemi (Yumurtlama Bozukluğu)
- Polikistik Over Sendromu (PCOS)
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"