ÇOK KERE SEZARYEN OLMANIN RİSKLERİ NELERDİR?

Her sezaryen ameliyatı bazı riskler taşır. İlk sezaryen bile olsa kanama, enfeksiyon gibi her ameliyatta ve doğumda olabilecek riskler vardır. Hiçbir ameliyat sıfır riskli değildir. Ancak sezaryen sayısı arttıkça bazı risklerde daha da artma meydana gelir.

Örneğin:
- Birinci ve ikinci sezaryenlerde karın katları çok yapışık olmazken üçüncü ve özellikle dördüncü sezaryende karın katları çok yapışık olabilir, bu nedenle karın içerisine girmek ve rahime ulaşmak bile uzun süre alabilir. Ayrıca karın içerisinde de yapışıklıklar olabilir. Bu nedenle genellikle sezaryen sayısı arttıkça ameliyat süresi artar. - Sezaryen sayısı arttıkça plasentanın (bebeğin eşi) rahim ağzına doğru aşağıya yerleşme riski artar. Plasenta previa denilen bu durum ameliyatı çok zorlaştırabilen, hatta bazen aşırı kanama ve rahimin alınması gibi ciddi riskleri getirebilen bir durumdur. Plasenta previa hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Plasentanın rahim duvarına yapışık olması yani plasenta akreata veya perkreata da eşlik edebilir. Plasenta previa ve plasenta perkreata riski olan 4. veya 5. sezaryenlerde mutlaka ameliyatta aşırı kanama olma ihtimaline karşı ameliyat öncesinde kan hazırlanır. Her zaman dördüncü veya beşinci sezaryende değil bazen üçüncü hatta daha önceki sezaryen ameliyatlarında bile görülebilmektedir.
- Plasenta previa, plasenta perkreata, uterin atoni, uterin rüptür gibi aşırı kanamaya neden olan durumlar nedeniyle acil histerektomi yani rahmin sezaryen sırasında alınması gerekebilir (peripartum histerektomi). Sezaryen sayısı arttıkça sezaryen sırasında acil nedenlerle rahmin alınması riski de artmaktadır.
- Özellikle 3. ve sonrasındaki (4. , 5.) sezaryenlerde rahim ve idrar torbası (mesanae) arasındaki yapışıklığa bağlı olarak rahimin kesilmesi ve bebeğin çıkarılması esnasında idrar torbasında yaralanma olabilir. Bu durumda idrar kesesi dikişlerle onarılır ve genellikle sorunsuz bir şekilde iyileşir. İdrar kesesindeki yaralanma ikinci sezaryende hatta nadiren ilk sezaryende bile olabilir ancak daha nadirdir.
- İdrar kesesi dışında barsaklar (kolon, rektum), üreter, omentum gibi organlarda da yapışıklıklara bağlı yaralanma ve kanama olma riski artar.
- Sezaryen sayısı ne kadar çok olursa dikiş yeri kozmetik olarak o kadar kötü olur. Özellikle 4. sezaryenden sonra dikiş yerinde çok belirgin skar dokusu oluşmaya başlar.
- Rahim ve yumurtalık etrafında yapılan her ameliyat bu organlar arasında yapışıklıklar oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle kişi ne kadar çok sezaryen ameliyatı geçirirse tüplerinde, yumurtalık ve etraf dokular arasında yapışma oluşma riski artar, oluşan bu yapışıklıklar tüplerin tıkanmasına yani kısırlık durumuna neden olabilir. Normal doğumda bu tür bir yapışıklık artma riski yoktur.
- Ağrı konusu çok değişken olabilmektedir. Bazı hastalar ilk sezaryenlerinden sonra çok ağrı olduğunu ifade ederken bazı hastalar ikinci, üçüncü veya daha sonraki sezaryende daha çok ağrı olduğunu ifade ederler.
- Her sezaryen ameliyatından sonra az miktarda vajinal kanama, lekelenme bir süre devam eder. Bunun sezaryen sayısı ile ilgisi yoktur.

Sezaryen doğum ameliyatı kaç kere yapılabilir?
- Sezaryen ameliyatı sayısını cerrahi teknik olarak kısıtlayacak bir durum yoktur, bu nedenle yukarıdaki riskler el verdiği sürece her zaman yapılabilir. Ancak sayı arttıkça rahimin alınması ve aşırı kanama gibi anne hayatını tehlikeye atacak riskler, zararlar ortaya çıkabilir. İdeal olan ailenin istediği sayıda çocuk sayısına ulaştıktan sonra uygun şekilde korunması ve kazayla olabilecek gebelikler neticesinde tekrar sezaryen olmak zorunda kalmamasıdır. Bu şekilde isteyerek veya kazayla gebe kalmalar sonucunda 6. hatta 7. defa sezaryen olan hastalar nadiren görülebilmektedir, bunların hepsinde bir problem yaşanmamaktadır ancak bazı hastalarda çok ciddi problemler meydana gelebilmektedir.

Bu giderek artan risklerden kaçınmak için bazı çiftler ikinci, üçüncü veya dördüncü sezaryen sırasında kadının tüplerinin bağlanması (tüp ligasyonu) talebinde bulunurlar. Ancak yaşayan çocuk sayısı ve hatta çocukların cinsiyeti bu kararı etkileyebildiği için bazı çiftler 5. sezaryende bile tüplerin bağlamasını istemezler. Tüplerin bağlanması tamamen doktor ve anne baba arasında geçen konuşmaya göre karar verilmesi gereken bir durumdur, hekimin tek başına karar verebileceği bir husus değildir.


İlgiliiKonular:
- Sezaryen Ameliyatı
- Sezaryen Doğumun Zararları, Riskleri
- Çok Fazla Doğum Yapmak Zararlı Mı?
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"