ANNE ÖLÜM ORANI

Anne ölümü nedir?
Dünya Sağlık Örgütü anne ölümünü şu şekilde tanımlamıştır:
Gebeliğin herhangi bir döneminde ve doğumdan (veya gebeliğin bitiminden) sonraki 42 gün içerisinde gebeliğe bağlı nedenlerle meydana gelen ölümlerdir. Bu tanımda annenin ölüm sebebi gebeliğe direk olarak bağlı bir neden veya gebelik nedeniyle bir hastalığın şiddetlenmesine bağlı nedenler veya gebeliğin yönetimi, verilen tedavi yöntemleri ile ilgili nedenler olabilir.  Tanımda gebeliğin "yeri ve süresinden bağımsız olarak" ifadesi yer almaktadır. Kazara ve tesadüfen olan anne ölümleri bu tanımın dışında kalmaktadır.

Anne ölüm oranı (maternal mortality ratio): Belli bir zaman diliminde anne ölümü sayısının canlı doğum sayısına oranıdır. (100 bin canlı doğum başına düşen anne ölüm sayısı)
Anne ölüm hızı (maternal mortality rate): Anne ölüm sayısının doğurganlık çağındaki kadınların sayısına oranıdır. (15-45 yaşındaki kadınlar)

Doğrudan Anne Ölümü:
Hamilelik dönemi ve doğumdan sonraki 42 gün süresince gebeliğe bağlı doğal komplikasyonlar veya yapılan müdahaleler neticesinde yani direk gebelikle ilgili patolojilere bağlı olarak meydana gelen komplikasyonlardan kaynaklanan  ölümlerdir.

Dolaylı Anne Ölümü:
Hamilelikten önce annede var olan bir hastalığın gebeliğin etkisiyle şiddetlenmesi neticesinde meydana gelen anne ölümleridir. (Örneğin hamilelikten önce olan bir kalp kapak hastalığının gebeliğin etkisiyle şiddetlenmesi ve ölüme neden olması)

Geç Anne Ölümü:
Doğumdan veya  düşüklerden sonraki 42. gün ile bir yıla kadar olan zaman diliminde doğrudan veya dolaylı  nedenlerle meydana gelen anne ölümleridir.

Tesadüfî Ölümler:
Gebelik, doğum, doğum sonrası 42 gün içerisinde meydana gelen gebeliğin herhangi bir etkisine bağlı olmayan ölümlerdir. Örneğin kaza, yaralanma,  intihar, zehirlenme vb.

Dünya Sağlık Örgütüne göre 2008 yılında 358.000 anne ölümü gerçekleşmiştir. Bu ölümlerin %60'ı doğum sonrası dönemde meydana gelmiştir. Doğum sonrası ölümlerin %45'i doğumdan sonraki ilk 24 saat içerisinde meydana gelmiştir. %65'i ilk bir hafta içerisinde meydana gelmiştir.

Dünyada anne ölümlerinin en sık görüldüğü bölgeler Afrika ve Güney-doğu Asya bölgeleridir, anne ölümlerinin yaklaşık yarısı bu bölgelerde meydana gelmektedir.Gelişmekte olan ülkelerde çok daha fazla görülmektedir. Anne ölümü bir ülkenin gelişmişlik düzeyi ile ve sağlık hizmetlerine ulaşma başarısı ile doğrudan orantılıdır.

Anne ölüm nedenleri:
- Aşırı kanama
- Enfeksiyonlar
- Preeklampsi ve eklampsi
- Distosi (Zor doğum)
- Güvenli olmayan düşükler
- Tromboembolik olaylar
- Amnion Sıvı Embolisi
- İndirekt nedenler

Dünya Sağlık Örgütüne göre.
- Her gün yaklaşık 800 kadın gebeliğe ve doğuma bağlı önlenebilir nedenlerle kaybedilmektedir.
- Anne ölümleri kırsal ve fakir bölgelerde daha yüksektir.
- 15 yaş altındaki adolesan gebeliklerde anne adayı ileri yaşlardaki gebeliklere göre komplikasyonlara ve anne ölümüne karşı daha fazla risk atındadır.
- 1900 ve 2010 yılları arasınnda anne ölüm oranı yaklaşık %50 oranında azalmıştır. Gebelik sırasında ve doğum öncesi, doğum sonrası bakım imkanları anne ölümlerini azaltmakta çok önemlidir.
- 2010 yılında Dünyada gebelik sırasında veya doğumdan sonra 287.000 anne ölümü  meydana gelmiştir.

Anne ölüm oranının artmasına neden olan faktörler:
Bazı ülkelerde anne ölüm oranlarının diğerlerinden yüksek olmasından rol alan başlıca nedenler şunlardır:
- Anne adaylarının sağlık hizmetlerine ulaşamayacak kadar uzak ve kırsal alanlarda yaşaması
- Kaliteli sağlık hizmeti verebilecek kalifiye personel sayısının yetersiz olması
- Yoksullluk
- Bilgi eksikliği
- Yöresel kültürel uygulamalar

Dünyada anne ölüm oranı:
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Dünya Bankası (WB) bütün dünyada anne ölümlerini azaltmak amacıyla çalışma başlatmıştır.
Anne ölüm oranlarının azaltılması "Birleşmiş Milletler Binyıl Kalkınma Hedefleri"nden birisidir
(bkz: millennium development goals). Burada 1990 ile 2015 yılları arasında anne ölüm oranının dünyada dörtte üç oranında azaltılması hedeflenmiştir. 2012 yılı itibariyle yayınladıkları raporda henüz amaçlanan hedefe ulaşılamadığını ancak anne ölümlerinin 1990 yılına göre yarıya düştüğünü bildirmişlerdir (bkz: millennium development goals - report 2012). Aynı raporda doğum öncesi bakıma ulaşma ve doğuma sağlık personelinin eşlik etme oranlarında artış olduğu bildirilmiştir.
2012 yılı raporuna göre:
2010 yılında dünyada yaklaşık 297000 anne ölümü meydana gelmiştir, bu 1990 yılına göre %47 oranında azalma olduğu anlamına gelmektedir. Bu ölümlerin %56'sı Sahraaltı Afrika'da ve %29'u Güney Asya'da meydana gelmiştir. 1990 ve 2010 yılları arasında Dünya genelinde anne ölüm oranı (MMR) 400'dan 240'a düşmüştür. Ancak hala gelişmekte olan ülkelerde anne ölüm oranı gelişmiş ülkelere göre 15 kat fazladır.
2012 yılında gelişmiş ülkelerde anne ölüm oranı ortalama: 16 (1900 yılında 26)
2012 yılında gelişmekte olan ülkelerde anne ölüm oranı ortalama: 240 (1900 yılında 440)

Türkiye'de anne ölüm oranı:
Ülkemizde anne ölüm oranı son yıllarda yüksek oranda düşüş göstermiştir ve 2011 yılında 15.5 olarak bildirilmiştir (100.000 canlı doğumda 15.5) (kaynak: sağlık istatistikleri yıllığı 2011).
2012 yılında 64.0 olan oran 2007 yılında 21.2'ye 2011 yılında 15.5'e düşmüştür.
2011 yılı sağlık istatistikleri yıllığında görüldüğü üzere ülkemizde anne ölüm oranı İstanbul (8.4) ve Doğu Marmara bölgesinde en düşüktür (8.7). En fazla Orta Anadolu bölgesindedir (23.9).

Faydalanılan diğer kaynaklar:
http://www.who.int/maternal_child_adolescent/epidemiology/maternal/en/
http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs348/en/
http://www.who.int/healthinfo/statistics/indmaternalmortality/en/
http://data.worldbank.org/indicator/SH.STA.MMRT


İlgili Konular:
- Güvenli Olmayan Düşük Ve Küretaj Anne Ölüm Nedenidir
Tamamını >>

PERİMORTEM (POSTMORTEM) SEZARYEN

ANNE ÖLÜMÜ VE SEZARYEN
Perimortem sezaryen veya postmortem sezaryen annenin hayatını kaybetme riski olan ciddi durumlarda bebeği kurtarmak için yapılan sezaryen ameliyatıdır. Genellikle trafik kazaları, intihar gibi ani ve olağanüstü durumlarda gerekebilen bir girişimdir. Trafik kazası ve benzeri anne hayatını tehlikeye sokan olaylar sırasında annenin hayatını kaybetmemesi için gerekli resüsitasyon (kalp masajı vb. girişimler) yapılır ancak buna rağmen annenin kalp ve solunum fonksiyonlarının geri dönmemesi durumunda bebeğin de kaybedilmemesi için sezaryen ameliyatı ile bebek anne karnından dışarıya alınır. Annenin kalbinin durmasından itibaren bebeğin ameliyatla alınmasına kadar geçen süre çok önemlidir, bu süre fazla uzun olduğunda bebek ameliyatla alınsa bile yaşama oranı çok düşük olmaktadır. Ancak annenin kalbinin durmasından kısa süre sonra ameliyatla anne karnından alınan ve tamamen sorunsuz hayata devam eden bebekler vardır. Tabii ki bu ameliyat bebeğin yaşayabileceği kadar büyük olduğu durumlarda yapılır, genel olarak 24 haftadan küçük olan gebeliklerde bebek doğsa bile yaşama şansı pek olmadığı için bu ameliyat uygulanmaz.
(perimortem: ölüm sırasında, postmortem ölüm sonrasında)

Gebelik sırasında kardiyak arrest yani kalp atımının durması ne sıklıkla gerçekleşir net olarak bilinmese de yaklaşık 30.000 gebelikte bir olduğu tahmin edilmektedir. Bazen trafik kazası, intihar girişimi, doğal afetler gibi ani durumlar sonucunda meydana gelirken; bazen ciddi kalp hastalığı ve benzeri hastalıklar nedeniyle yoğun bakımda gözlenen gebelerde meydana gelebilir. Tromboemboli, amniyotik sıvı embolisi, kanama, travma, alerji diğer nedenlerdir.

1980'lerin başlarında yayınlanan bazı araştırmalarda postmortem sezaryenin bebek hayatını kurtarmanın yanında anne hayatını kurtarma açısından da faydalı olduğu bildirilmiştir. İçerisinde bebek bulunan büyük uterus karındaki büyük damarlara bası yaptığı için kalp damar dolaşımını engeller ve anneye uygulanan kardiyopulmoner resusitasyonun başarısını azaltır şeklinde tanımlamalar yapılmıştır. Bebeğin alınmasını takiben damarlara olan bası ortadan kalkar ve annenin kalp damar dolaşımının başlaması şansı artar. Ayrıca sezaryen sonrası uterusun kasılması ile anne kan dolaşımına daha fazla kan geçmiş olacaktır (kaynak 1, 2).  24 haftadan küçük yani bebeğin doğsa da yaşama şansının olmadığı gebeliklerde uterusun büyüklüğü ve ağırlığı az olduğu için karında bulunan büyük damarlara fazla bası  yapmamasından dolayı anne kan dolaşımını engellemesi  gözününde bulundurulmaz, bu nedenle bu haftanın altında ameliyatın anne açısından da bir faydası beklenmez. Amerikan kalp derneği (American Heart Association, AHA) 20-23 haftalar arasında da uygulanan sezaryenin annenin kalp dolaşımının sağlanması açısından fayda sağlayabileceğini bildirmesine rağmen bunu destekleyecek fazla veri henüz yoktur, bu nedenle genel kabul 24 haftadan küçük gebeliklerde perimortem sezaryenin anne ve bebek açısından fayda sağlamayacağı için uygulanmamasıdır.

Perimortem sezaryen ne zaman uygulanmalıdır?
Kalp ve solunum fonksiyonları duran anneye uygulanan resusitasyon (CPR) başarılı olmazsa yani annenin spontan kalp atımı başlamazsa perimortem (postmortem) sezaryen uygulanır. Resusitasyon başarılı olursa yani annenin kalp atımı başlarsa sezaryen uygulanmaz.
Bebeğin yaşama şansının en fazla olması ve nörolojik sekel riskinin en az olması için kardiyak arrest gerçekleştikten 4 dakika sonra sezaryen ameliyatına başlanmalıdır ve 5. dakikada bebek dışarıya alınmış olmalıdır. Yani sezaryen ameliyatında bebeğin alınması 1 dakika kadar kısa sürede gerçekleştirilmelidir. Daha uzun sürelerde gerçekleştirilen ameliyatlar sonucunda da sağlıklı bebekler bildirilmiştir ancak oran azalmaktadır. Ameliyat öncesinde ve ameliyat sırasında kalp masajına devam edilmelidir. Ameliyat öncesi bebeğin kalp atımlarının bakılması önerilmez çünkü vakit kaybına neden olacaktır ayrıca fetal kalp atımı izlenmese dahi doğum sonrası hayata döndürülen sağlıklı bebekler bildirilmiştir. Zaman kaybı olmaması açısından anne ameliyathaneye taşınmadan kalp masajının uygulandığı yerde mümkün mertebe sterilite uygulanarak ameliyat gerçekleştirilir.

Postmortem sezaryen uygulamasında bebeğin yaşama şansını etkileyen faktörler:
- Gebelik haftası arttıkça bebeğin yaşama şansı ve nörolojik sekel gelişmeme şansı artar.
- Kalp ve solunum durmasından itibaren doğuma kadar geçen süre (en önemli faktör budur)
- Anneye uygulanan resusitasyonun efektivitesi
- Yenidoğan yoğun bakım ünitesi ve neonatolog bulunması

Postmortem sezaryen doğum (PMCD) için kontrendikasyonlar:
- Fetusun 24 haftadan küçük olması
- Kısa süren resusitasyon sonrası annenin spontan kalp atımlarının başlaması

Cerrahi teknik:
Perimortem sezaryen için göbek altı pubise kadar uzanan midline insizyon ile batına girilmesi ve takiben uterusa vertikal kesi yapılması önerilmektedir. (Ameliyat sırasında anneye uygulanan resusitasyon devam etmelidir.) Cilt kesisinden itibaren bebeğin doğumuna kadar geçen sürenin bir dakika kadar kısa olması gerekir. Bebeğin doğurtulması ve mümkünse pediatri veya neonatoloji uzmanına teslim edilmesini takiben plasenta ekleriyle alınır, uterus ve batın katları kapatılır. Özellikle annenin kalp atımlarının geri dönme ümidinin yüksek olduğu vakalarda uterus ve batın katlarının hemostaza çok özen gösterilerek kapatılması önerilmektedir çünkü ameliyat sırasında annede yeterli kan dolaşımı olmaması kanama olasılığı olan damarların gözlenememesine neden olacaktır ve ameliyat sonrasında annenin kalp atımı geri dönerse dolaşım düzelirse bu damarlardan kanama meydana gelebilecektir. Cerrahi antibiyotik proflaksisi uygulanmalıdır.

2007 yılında bildirilen bir vakada doğum sırasında 4. kattan atlayarak intihar eden bir anne kardiyak arrest tespitinden tam 30 dakika sonra sezaryene alınabilmiş ve bebeğin tamamen sağlıklı yaşadığı bildirilmiştir. Bu vaka en uzun süre sonra sezaryene alınan olgulardan birisidir, bebeğin 4 yaşına kadar tamamen sağlıklı izlenmesi ve hiçbir nörolojik problem gelişmemesi ilginçtir (kaynak).


İlgili Konular:
- Sezaryen Ameliyatı
- Sezaryen Ameliyatının Tarihçesi
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"