AMELİYAT SONRASI DİKİŞ İZLERİ

SEZERYAN VE DİĞER AMELİYATLARDA DİKİŞ İZİ
Skar cilt yaralanmasından sonra veya  ameliyatlarda cildin kesilmesinden sonra oluşan fibröz dokudur. Cildin iyileşmesi neticesinde oluşan fizyolojik bir oluşumdur. Bazen çok az belli olacak kadar olmasına rağmen bazen çok belirgin görülebilecek hatta kabarıklık oluşturabilecek kadar belirgin yara iyileşmeleri olabilir. Skar Türkçe'de yara izi olarak adlandırılır ancak yaraların çoğuna dikiş atıldığı için yaygın olarak dikiş izi terimi de kullanılmaktadır, ancak dikiş olsun veya olmasın her yara iyileşmesinde mutlaka az veya çok iz meydana gelir. Yara izi (dikiş izi) oluşmasında rol alan bazı etkenler vardır. Bunlar içerisinde en önemli faktör genetik faktördür. Çünkü aynı cerrah tarafından aynı büyüklükte, aynı aletlerle, tıpatıp aynı şekilde yapılan kesilerin sonucunda farklı kişilerde çok farklı yara izleri oluşabilmektedir.

Skar dokusu aslında sadece cilt değil vücuttaki farklı dokularda da oluşan yara sonrası iyileşme sürecinde oluşan bir biyolojik süreçtir. Skar oluşum sürecinde eğer kollojen dokusu çok fazla sentezlenirse ciltten bariz kabarık ve kırmızı renkte oluşan skara "hipertrofik skar" denir. Bunların daha belirgin ve tümöral kitle şeklinde oluşanlarına "keloid" denir, genellikle siyah cilt rengine sahip kişilerde meydana gelir. Ameliyat sonrası bu kadar çok belirgin yara izi oluşmuşsa bu durumda estetik cerrahi müdahale ile düzeltme yapılabilmektedir.

Skar (kesi izi) oluşumunu etkileyen faktörler:
- Yaş ilerledikçe derinin elastikiyeti ve kalınlığı azalır. Bunun sebebi ciltteki kollajenin değişmesi ve yağ dokusunun azalmasıdır. Bu nedenle ileri yaşta cilt dokusunun iyileşmesi daha kötü olur, daha uzun zaman alır, yara izi daha belirgin olabilir.
- Siyah ırk skar oluştırmaya daha yatkındır. Daha büyük ve kalın skarlar oluşur.
- Genetik ve aile: Anne babasında ve kardeşlerinde skar oluşmaya yatkınlık olan kişilerde de benzer durum izlenebilir.
- Büyük ve derin cilt kesileri daha çok skar dokusu oluşturma eğilimindedirler. Çünkü büyük kesilerin iyileşmesi daha uzun sürer ve yaraya binen gerilim kuvveti daha fazla olur.
- Sigara bazı yaraların iyileşmesini geciktireceği için skar oluşumunu arttırabilir. Bu nedenle bazı plastik cerrahlar ameliyattan önceki birkaç hafta hiç sigara içilmemesini isterler.
- Alkol ve kafein vücutta su kaybına neden olduğu için dikiş izi oluşumunu arttırabilir bu nedenle yara iyileşmesi tamamlanana kadar uzak durmak gerekir.
- Sağlıklı ve dengeli beslenme yara iyileşme sürecini etkiler. Özellikle et ve süt ürünleri ile proteinden zengin beslenmek önemlidir.
- Bol su içmek önemlidir. Susuz (dehidrate) kalındığında cilt elastikiyeti azalır bu da yara iyileşmesi üzerine olumsuz etki eder.
- Aşırı kilo yara iyileşmesini olumsuz etkiler.
- Taburcu oldukta sonra doktorunuz yara yeri bakımı ile ilgili önerilerde bulunmuşsa bunları değiştirmeden aynen uygulamanız gerekir.
- Yara yerinde oluşabilecek enfeksiyon yara iyileşmesini geciktirir ve fazla skar oluşumuna neden olur.
- Diyabet ve diğer kronik hastalıklar olumsuz etki gösterir. Diyabet hastalarının ameliyattan önce ve sonra kan şekerlerinin normal seviyede tutulması yara iyileşmesini olumlu etkiler.
- Yara yeri yani dikiş bölgesinin çekilmesi, gerdirilmesi, baskı yapılması gibi üzerine basınç uygulayan eylemlerden kaçınmak gerekir. Bunlar yara iyileşmesini geciktirir ve fazla dikiş izi oluşmasına neden olur.
- Dikiş yerinin direk güneş ışığına fazla maruz kalmasından kaçınmak gerekir.

Dikiş bölgesinin bakımı:
- Ameliyat sonrası taburcu olmadan önce yara yerinizin kaç gün kuru kalması gerektiği ve ne zaman banyoya başlayabileceğiniz konusunda doktorunuzdan bilgi alın, bunları dikkatlice uygulayın.
- Yara yerinize hergün kızarıklık, akıntı, kanama var mı diye göz atın.
- Yara yerini ve dikişlerin üzerini ovalamaktan kaçının.
- Dikiş bölgesindeki iplik veya zımbaları dotorunuzdan habersiz almayın.
- Doktorunuzdan habersiz dikiş yerine krem, yağ, pudra, losyon v.b sürmeyin.
- Dikiş bölgesini 3-6 ay direk güneşe maruz bırakmayın.
- Doktorunuz önermişse pansumanı uygun şekilde yapın.
- Yara yerinin deri katlantısı arasında kalıp, nemlenmesinden sakının.
- Yara yerini kirletmemeye özen gösterin.

Normal doğum sorası dikiş izleri:
Normal doğumda epizyotomi (doğum kesisi) yapılmışsa dış tarafta 3-4 cm uzunluğunda hafif bir dikiş izi genellikle belli olur. İlk doğumlarda sıklıkla epizyotomi kesisi uygulanır ancak sonraki doğumlarda daha azalır uygulama sıklığı. Epizyotomi kesisi yapılmamışsa ve yırtık meydana gelmemişse dikiş atılmayacağı için normal doğum sonrası dış tarafta herhangi bir iz veya skar dokusu oluşmaz.

Sezaryen doğum sonrası dikiş izleri:
Sezaryende en sık uygulanan kesi yatay ve pubik tüylerin hemen üzerinden uygulanan bir kesi olduğu için ameliyat sonrası iz belirgin bile olsa genellikle mayo, bikini gibi giysilerin altında kalır ve dışarıdan belli olmaz. Sezeryan ameliyatında uygulanan cilt dikişleri hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bitkisel çözümler, yağlar, kremler, merhemler:
Bu tür maddeler asla doktor tavsiyesi olmadan dikiş bölgesine sürülmemelidir. Sakıncalı ve ters etkileri olabilir. Doktor önerisi dahilinde yara iyileşmesi için bazı kremler, merhemler kullanılabilir. Bitkisel çözümler, otlar, bitkisel tedaviler yara iyileşmesi veya dikiş izi konusunda fayda sağlamaz.


İlgili Konular:
- Sezaryen Dikişleri
- Sezaryen Sonrası Yara Yeri Enfeksiyonu
- Sezaryen Ameliyatı
- Sezaryen Sonrası Öneriler ve Yapılması Gerekenler
Tamamını >>

SEZARYEN DİKİŞLERİ

SEZARYEN AMELİYATI VE CİLT DİKİŞİ
Sezaryen ameliyatında uterus, fasya, cilt altı, cilt gibi çeşitli dokulara katmanlar şeklinde dikişler konularak ameliyata son verilir. Cilt kapatılması için atılan dikişler hem kozmetik açıdan hem de yara yerinde enfeksiyon, açılma vb. komplikasyonlar gelişmesini önlemek açısından önemlidir. Sezaryen ameliyatında rutin olarak uygulanan cilt kesisi karın alt kısmında yatay olarak uygulanan "pfannenstiel insizyon" denilen kesidir. Çok nadiren bazı durumlarda göbekten aşağıya dik uzanan kesi uygulanması gerekebilir, buna "göbek altı midline kesi" denir.  Her iki durumda da benzer dikiş yöntemleri cilt kesisi için uygulanır. Tabii ki hastanın kozmetik memnuniyeti açısından rutin uygulanan pfannenstiel kesi çok daha iyi sonuç verir, ayrıca daha az ağrıya sebep olur.

Sezaryen ameliyatında cilt nasıl dikilir?
En sık uygulanan cilt dikiş yöntemleri genellikle şunlardır:
1- Ciltin altına dışarıdan görünmeyecek şekilde atılan dikiş: Buna subkutikuler sütur denir ve genellikle kendiliğinden eriyen (absorbable) dikiş materyalleri kullanılır. Dikiş tek tek değil devamlı (continue) olacak şekilde atılır. Halk arasında buna "estetik dikiş" adı verilir. Sezaryen estetik dikiş denilmesinin sebebi dikişin dıştan görünmemesi ve en önemlisi az miktarda iz bırakmasıdır.
2- Cilt üzerine stapler (tel zımba) ile atılan tek tek dikiş yöntemi: Bu yöntemde aynı tel zımba gibi tek tek yerleştirilen ilmeklerle yara kenarları birbirine yaklaştırılır. Ameliyattan genellikle bir hafta sonra bu zımba telleri basit ve ağrısız bir şekilde alınır.
3- Cilt üzerine tek tek iplik ile atılan dikiş yöntemleri: Genellikle bu tür dikişler kendiliğinden erimeyen süturlerle atılır ve ameliyattan yaklaşık 1 hafta sonra dikişlerin tek tek alınması gerekir.
4- Yapıştırıcı bant yöntemi (strip): Strip denilen şeffaf ince bant yara üzerine yapıştırılarak yara kenarlarının karşı karıya gelmesi sağlanır. Gerilimi fazla olmayan yaralarda kullanılabilen pratik bir yöntemdir.

Bunlar arasında en sık kullanılan yöntem bir numarada belirtilen halk arasında estetik dikiş denilen yöntemdir. 1 ve 2 numarada belirtilen yöntemleri karşılaştıran birçok araştırma mevcuttur ve bunlarda farklı sonuçlar elde edilmiştir:
Bir araştırmalarda görünüm, ağrı, enfeksiyon gibi faktörler arasında fark izlenmemiştir (kaynak).
Bir diğer araştırmada zımba ile kapatmada yara yeri açılması ve enfeksiyon daha fazla izlenmiştir, ancak yara yeri görüntüsü, ağrı, hasta memnuniyeti gibi konularda fark izlenmemiştir. Ciltaltı sütur tekniği daha uzun zaman almıştır (kaynak). Diğer bir metaanalizde de benzer şekilde zımba ile kapatmada yara yeri açılması ve enfeksiyon iki kat daha fazla görülmüştür. Staple yani zımba yöntemi daha kısa süre almasına rağmen ağrı ve kozmetik açıdan bir fark izlenmemiştir (kaynak). Diğer bir ararştırmada cilt altı subkutüküler sikiş yönteminin kozmetik açıdan da daha iyi sonuç verdiği saptanmıştır (kaynak).

Zımba (Staple)
Dikişler ne zaman iyileşir?
Cildin en üst epitel tabakasının oluşması 24-48 saat içerisinde gerçekleşir. Bu nedenle genellikle ameliyattan 2-3 gün sonra hastanın banyo yapmaya başlamasına izin verilir. Cilt dokusunun karşı karşıya kuvvetle yapışması ve tamamen kapanması yaklaşık 1 haftada gerçekleşir.

Dikişler ameliyattan kaç gün sonra alınır?
Normalde rutin uygulanan cilt altı süturlar alınmaz ve kendiliğinden eriyerek kaybolurlar. Eğer erimeyen sütur ile dikiş atılmışsa genellikle ameliyattan 6-7 gün sonra alınır. Bazı durumlarda dikiş alma süresi değişebilir.

Dikiş yerlerinde sertlik ve şişlik, ödem normal midir?
Özellikle ilk haftalarda ödem nedeniyle dikiş alanına yakın bölgelerde hafif sertlik ve şişlik olması normaldir. Aşırı bir şişlik varsa doktorunuza danışmanız gerekir. Çok büyük ve kırmızı-mor renkte şişlik hematom anlamına gelebilir.

Dikişin açılması (patlaması):
Cilt dikişinin açılması veya halk arasındaki değimiyle patlaması nadiren gerçekleşebilen bir durumdur. Bunda hastanın hijyen tedbirleri, dikiş yöntemi gibi birçok faktör rol oynayabilir. Dikişlerin açılması durumunda genellikle pansuman yapılarak kendiliğinden kapanması sağlanır kısa süre içerisinde. Nadiren özellikle açıklık büyük ise tekrar bir kaç dikiş atılması gerekebilir. Cilt kesisi yapılan alanda yara kenarları bitişik görünmüyorsa ve aradan cilt altı sarı doku görülüyorsa, sıvı geliyorsa açılma olduğu anlaşılabilir.

Dikiş bölgesinde ağrı, yanma, kaşıntı ve uyuşukluk:
Sezaryenden sonraki ilk günlerde hafif derecede ağrı ve yanma dikiş bölgesi yakınında normaldir. Ağrı özellikle cilt kesisinin uç kısımlarında ve genelde sağ uçta daha fazla olur. Cilt kesisinin kenarlarında hissislik, uyuşukluk haftalarca sürebilir. Ara sıra hafif kaşıntı meydana gelebiliir. Aşırı ağrı durumunda doktorunuza danışmalısınız.

Dikiş yerinde kızarıklık, sıcaklık, kötü kokulu akıntı:
Dikiş bölgesinde ısı artışı ve kızarıklık olması özellikle kokulu sarı-yeşil akıntı varsa enfeksiyon (iltihap) belirtisi olabilir, bu durumda doktorunuza başvurmalısınız. Sıcaklık olmadan sadece berrak kokusuz akıntı olması genellikle enfeksiyon olmayan bir akıntıdır. İltihap olduğu tespit edilirse genellikle antibiyotik ve yara yeri bakımı, pansuman, debridman gibi yöntemlerle yeniden iyileşme süreci gözlenir.

Dikiş yerinda kanama olması:
Ameliyatın yapıldığı gün dikiş yerinde hafif kanamaya sık rastlanır. Dikiş bölgesi üzerinde beyaz flaster veya gazlı bez olduğu için buraya sızan kırmızılıkla farkedilir. Kanama fazla ise üzerine konulan ağırlık ile baskı yapılarak çoğunlukla kolay şekilde durdurulur. Ancak hasta taburcu olup evine gittikten sonra dikiş bölgesinden kanama olmaması gerekir, kanama veya kırmızı akıntı durumunda hemen doktorunuza danışmalısınız.

Sezaryende estetik dikiş nasıl yapılır? Dikiş alınır mı?:
Halk arasında estetik dikiş veya gizli dikiş diye adlandırılan ve cilt altına dışarıdan görünmeyecek şekilde atılan dikişe sub-kutiküler (subkutan) dikiş adı verilir. Halk arasında çok yanlış bir şekilde lazer ile dikiş olarak da adlandırılır ancak lazer ile hiçbir ilgisi yoktur bu işlemin. Sezaryende lazerli dikiş diye bir yöntem dünyada hiçbir yerde yoktur.
Estetik dikiş nasıl yapılır: Genellikle kendiliğinden eriyen (absorbable) dikiş iplikleri kulllanılır ve dikiş alınmasına gerek kalmadan kendiliğinden erir. Ancak erimeyen ve ameliyattan genellikle 1 hafta sonra alınması gereken dikiş iplikleri ile de uygulanabilir. Cilt altına dışarıdan görünmeyecek şekilde kesinin bir ucundan diğer ucuna kadar ilerleyen sütur atılır. İnce sütur materyalleri kullanılır.




İlgili Konular:
- Sezaryen Sonrası Yara Yeri Enfeksiyonu
- Ameliyat Sonrası Dikiş İzleri
- Sezaryen Ameliyatı
- Sezaryen Sonrası Öneriler ve Yapılması Gerekenler
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"