KEMİK ERİMESİNDE BESLENME

OSTEOPOROZDA NASIL BESLENİLMELİ?

Kemik erimesinden korunmak için neler yemeliyiz?
Kemik erimesi gelişmeden önce uygulanan dengeli ve düzenli beslenme kemik erimesini önler. Kemik erimesi gelişen hastalarda da buna uygun beslenme uygulanması kemik erimesinini ilerlemesini yavaşlatır. Bu nedenle aşağıdaki belirtilen faydalı besinler sadece kemik erimesi olan kişiler için değil hayatın her döneminde herkes için belli oranlarda tüketilmesi gereken besinlerdir.

Kemik erimesini önleyen ve tedavide iyi gelen yiyecek ve içecekler:
- Kemikler için en önemli mineral kalsiyumdur bu nedenle kemik erimesinden koruyan en önemli besinler süt ve süt ürünleridir. Günde 2 bardak kadar süt veya yoğurt tüketilmesi faydalıdır. Peynir ve diğer süt ürünleri de kalsiyumdan zengindir.
- Yeşil yapraklı sebzeler kalsiyumdan zengindir. Yeşil sebzeler ve meyveler bol tüketilmelidir. Kıvırcık, lahana, ıspanak gibi...
- Kuru baklagiller, fasulye, bezelye v.b...
- Haftada bir iki gün balık tüketilmesi önerilir. İstiridye, karides gibi deniz ürünleri de kalsiyumdan zengin besinlerdir.
- Kuruyemiş, badem, ceviz
- Yumurta sarısı vitamin D kaynağıdır.
- Tahıllar

Kemik erimesini engellemek için uzak durulması gereken besinler:
- Çay ve kahve gibi kafein içeren içecekler aşırı tüketilmemelidir.
- Sigara ve alkolden uzak durulmalıdır.
- Aşırı protein (et) alımı da kemik erimesini arttırır. Bunun nedeni fazla potein alımıyla vücuda fazla miktarda fosfor girmesidir, alınan fazla miktarda fosfor kalsiyumundan faydalanmamızı engeller.
- Fazla sodyum (tuz) içeren besinlerden kaçınmak gerekir. Sodyumun fazla alınması idrarla kalsiyum kaybını azaltır. Bu nedenle turşu, konserve gibi aşırı tuz içeren yiyeceklerden kaçınmak gerekir.
- Fazla yağlı beslenmemek gerekir.

Güneş ve Egzersiz:
Gün içerisinde 20-30 dakika yüz ve kolların güneşe temas etmesi aktif D vitamini üretilmesini sağlar, bu da kemik yapısı için gereklidir. Ayrıca haftada 3-4 gün yürüyüş veya diğer egzersizler kemik erimesini önlemek açısından son derece faydalıdır.

Kemik erimesinde faydalı şifalı bitkiler, çaylar, otlar v.b bitkisel doğal çözüm var mı?
Kemik erimesi mutlaka doktor takibinde yapılmalıdır ve bu tür bitkisel doğal çözümlerle çare aranılmamalıdır. Kemik erimesinden korunma ve tedavi sırasında sadece yiyecek, içecekler yeterli değildir, hareketli yaşam, egzersiz, güneşe yeterince maruz kalma ve gerekirse kalsiyum - D vitamini takviyeleri hatta diğer ilaçlar gerekebilir. Bu nedenle mutlaka doktor kontrolünde gerekli tetkik ve tedaviler uygulanmalıdır.


İlgili Konular:
- Kemik Erimesi (Osteoporoz)
Kemik Erimesi Tedavisi ve Kullanılan İlaçlar
- Kemik Erimesi ve D Vitamini
Kemik Erimesi ve Kalsiyum
Kemik Erimesi İçin Bitkisel Tedavi Var Mıdır?
Tamamını >>

KEMİK YOĞUNLUĞU ÖLÇÜMÜ (KEMİK TARAMASI)

KEMİK MİNERAL YOĞUNLUĞU ÖLÇÜMÜ TESTİ (KMY, BMD)

Resim yazısı ekle
Kemik yoğunluğu ölçümü (kemik taraması testi) nedir?
Kemik mineral yoğunluğu (KMY) = BMD (Bone Mineral Density)
Kemik yapısının önemli kısmını içerisindeki kalsiyum ve fosfor gibi mineraller oluşturur. Kemik yoğunluğu (dansitesi) ölçüm yöntemlerindeki amaç kemiğin bu mineral kısmının miktarsal oranını belirlemektir. Kemikteki minerallerin kaybı ne kadar fazla ise yoğunluk o kadar düşük ölçülür, bu durumda kemik mineral yoğunluğu azalmış yani kemik erimesi (osteoporoz) meydana gelmiş şeklinde yorum yapılır. Kemik mineral yoğunluğu ölçümü kadınlarda, erkeklerde, çocuklarda bazı durumlarda yapılması gereken bir tetkiktir, bu yazıda kadınlarda özellikle menopoza bağlı kemik erimesi durumunda kemik yoğunluğu ölçümlerinden bahsedilecektir.
Kemik mineral yoğunluğu ölçümü sıklıkla kemik taraması, kemik taraması tahlili, kemik taraması testi, kemik erimesi testi, kemik tarama filmi, kemik erimesi filmi gibi de isimlendirilmektedir. Kısaca KMY veya BMD şeklinde yazılır.

Kemik yoğunluğu ölçümü kimlere ve ne zaman yapılır?
- Menopoz sonrasında
- 65 yaş üzeri kadınlarda
- Steroid ilaçlar gibi kemik kaybına neden olan ilaçları kullananlar
- Kendisinde veya annesinde kalça kırığı hikayesi olan hastalar
- Tip 1 diabet, karaciğer ve böbrek hastalığı olanlar
- Ciddi hipertiroidi hastaları
- Hiperparatiroidi hastaları
- Hafif bir travma ile kırık oluşan hastalar
- Röntgen filminde kemik erimesi (osteoporoz) veya omurga kırığı şüphesi gözlenen hastalar

Kemik tarama testi ne sıklıkla yapılır?
Kemik yoğunluğu ölçümü menopoz sonrasında ortalama 2 yılda bir yapılmakla beraber risk faktörleri varlığında daha sık yapılabilir veya kemik yoğunluğu iyi olan bir risk faktörü olmayan kişilerde 3-5 yılda bir gibi daha seyrek yapılabilir.

Kemik mineral yoğunluğu ölçümü (kemik tarama testi) nasıl yapılır?
Kemik mineral yoğunluğunu saptamak için günümüzde en sık kullanılan DEXA (DXA diye de kısaltılabilir) yöntemi basit, kısa süren, ağrısız bir yöntemdir. Hasta resimde görüldüğü gibi cihaz üzerine yatar ve bu pozisyonda işlem gerçekleştirilir. Hasta çok az miktarda radyasyon ışınına maruz kalır, alınan radyasyon miktarı bir akciğer röntgen filmindeki dozun onda biri kadardır neredeyse. Omurganın bel kısmı (L1-L4) ve kalçaya (femur) çekim yapılır genellikle. Çekim en fazla 10 dakika sürer ve çekim sonrasında sonuç raporu genellikle yarım saat içerisinde hastaya verilir.
Ölçümün yapılacağı gün hastanın aç veya tok olması farketmez. Önceden bir ilaç alması gerekmez. Çekim alanına girmemesi için üzerinde metal düğme, kemer, fermuar olmayan kıyafetler tercih edilmelidir. Çekim alanına metal girmediği sürece elbise ile de çekim yapılabilir ancak bazen bazı kıyafetleri çıkarmanız istenebilir.

Çekim sırasında omurganın bel bölgesinin düzleşmesi için (lordozun düzleşmesi için) hastanın bacakları karnına doğru gelecek şekilde çekilerek destek üzerine konur. Kalça çekiminde bacak yani femur kemiği içe doğru çevrilir (iç rotasyon).

Kemik yoğunluğu ölçümü neden yapılır?
Başlıca sebep kişide kemik erimesi (osteoporoz) varlığını araştırmaktır. Bunun yanısıra kırık riskini belirlemede kullanılır. Kemik erimesi olan hastalarda kalça kırıkları ve omurga kırıkları daha sık görülür. Kemik mineral yoğunluğu (DEXA) ölçümünde saptanan T-skor değeri ile kırık riski arasında doğrudan ilişki saptanmıştır. T skoru ne kadar düşükse kemik erimesi o kadar fazladır ve kırık riski de aynı oranda üstsel olarak artmaktadır. Ayrıca kemik erimesi için tedavi verilen hastalarda tedavi ile meydana gelen değişimi ve tedavinin faydasını gözlemek için de belli aralıklarla kemik yoğunluğu ölçümü yapılır.

WHO (Dünya Sağlık Örgütü) kriterlerine göre kemik erimesi sınıflaması:
DEXA yöntemi ile belirlenen T-skor (T-score) değerine göre kemik erimesi sınıflandırılır. T-skoru değerinin eksi değer olarak fazla olması fazla kemik kaybı olduğu anlamına gelir.

- Aşikar osteoporoz (Ciddi kemik erimesi): T-skor değerinin -2.5 SD’nin altında olması ve aynı zamanda hastada kırık öyküsü olması.
- Osteoporoz (Kemik erimesi): T-skor değerinin -2.5 SD’nin altında olması. (-3, -4 gibi...)
- Osteopeni (Kemik kütlesinde azalma): T-skor değerinin -1 ile -2.5 SD arasında olması
- Normal: T-skor değerinin -1'den iyi olması

Kemik yoğunluğu ölçümü değerleri:
DEXA yöntemi ile kemik mineral yoğunluğu ölçümü (KMY) sonucunda değerlendirilen başlıca iki parametre vardır. Bunlardan özellikle T-skora göre kemik erimesinin seviyesi belirlenir ve gerekirse tedavi planlanır.
T-Score (T-Skor): Hastanın kemik kütlesi değeri aynı cinsiyetteki genç  erişkin insanların ortalama kemik kütlesi ile karşılaştırılarak aradaki fark belirlenir.
Z-Score (Z-Skor): Hastanın kemik kütlesi değeri aynı yaş ve cinsiyetteki insanların kemik kütlesi ile karşılaştırılarak aradaki farkbelirlenir.

DEXA sonuçlarının değerlendirilmesimde iki birim kullanılmaktadır:
BMC (Kemik Mineral İçeriği): Birim kemik uzunluğuna düşen kemik ağırlığını ifade eder (gr/cm).
BMD (Kemik Mineral Yoğunluğu): Birim kemik alanına düşen kemik ağrılığını ifade eder (gr/cm2).

Kırık açısından risk faktörleri:
Kemik mineral yoğunluğunun düşük olması kırık açısından belirgin bir risk faktörüdür. Kemik yoğunluğu ölçümünde t-skor ne kadar düşükse kırık riski o kadar fazladır ve arada yaklaşık olarak üstsel bir korelasyon bulunmuştur. Örneğğin T-skor -3 olan bir hastada kırık riski 2 üzeri 3 olacak şekilde yani 8 kat artmıştır.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır, kırık riskini belirleyen tek faktör KMY (kemik mineral yoğunluğu) değildir hatta KMY normal saptanan hastalarda da kırıklar meydana gelebilmektedir. Bu nedenle hastada KMY dışında kırık ile ilgili diğer risk faktörlerinin de varlığı değerlendirilmelidir. Aşağıdaki risk faktörlerinin varlığında kemik mineral yoğunluğu normal bile olsa kırık riski artmıştır:
- İleri yaş (65 yaş üzeri)
- Eskiden kırık hikayesi olan hastalar
- Glukokortikoid (steroid) tedavisi almış olan hastalar
- Kilosu çok az olan hastalar
- Ailesinde kalça kırığı hikayesi olan hastalar
- Fazla miktarda sigara ve alkol kullanan hastalar
Resmi büyütmek için üzerine tıklayın (sonuç raporu)

DEXA ile kemik yoğunluğu ölçümlerinde hataya neden olabilecek faktörler:
- Aort duvarında kalsifikasyon olması gibi kemik dışında gelişen kalsifikasyonların çekim alanına girmesi
- Omurgada dejenerasyon
- Omurgada kırıklar ve kamalaşma
- Omurgaya sklerotik metastazlar
- Omurgada metal implant v.b maddeler bulunması
- Paget hastalığı
- Lenf nodlarında kalsifikasyon

Kemik mineral yoğunluğu ölçümü yapılabilen radyolojik yöntemler:
- Dual-energy X-ray absorptiometry (DXA veya DEXA): Çift ışın (çift enerji) absorbsiyometri: Yukarıda açıklanan ve en sık kullanılan yöntemdir. Enerji kaynağı X-ışınlarıdır.
- Quantitative computed tomography (QCT) : Kantitatif bilgisayarlı tomografi : X ışınları ve bilgisayarlı tomografi kullanılarak yapılır. QCT ile hacimsel ölçüm (üç boyutlu) yapılır ve KMY sonucu gr/cm3 olarak verilir. Dejeneratif değişiklikler ve aort kalsifikasyonundan v.b etkilenmemesi avantajıdır. İşlemin daha uzun sürmesi ve aletin daha pahalı olması bir dezavantajdır ayrıca hasta DEXA yöntemine göre daha fazla radyasyona maruz kalır.
- Qualitative ultrasound (QUS) : Kantitatif Ultrasonografi
- Single photon absorptiometry (SPA): Tek Foton Abzorbsiyometri
- Dual photon absorptiometry (DPA) : Çift  Foton Abzorbsiyometri (DPA)
- Digital X-ray radiogrammetry (DXR)
- Single energy X-ray absorptiometry (SEXA): Tek Enerji (tek ılın) X-Ray Abzorbsiyometri
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI)

Kemik yoğunluğu ölçümü (kemik taraması) hangi merkezlerde ve hangi bölümde yapılır?
Menopoza giren hastalar genellikle jinekolojik muayene sırasında kadın doğum polikliniklerinde bu testi yaptırırlar. Ancak fizik tedavi ve ortopedi bölümleri de kemik taraması gerektiğinde yapmaktadır. Devlet hastanelerinin ve özel merkezlerinin çoğunda bulunan yaygın bir tetkiktir günümüzde.


İlgili Konular:
- Kemik Erimesi (Osteoporoz)
- Kemik Erimesi Nedenleri
Tamamını >>

KEMİK ERİMESİNDE EGZERSİZ VE SPOR

OSTEOPOROZ TEDAVİSİNDE HAREKET, EGZERSİZ VE SPORUN ÖNEMİ

Öncelikle sunu belirtmek gerekir ki kemik erimesi yani osteoporozu önlemenin en akıllıca yolu kemik erimesi başlamadan önce yani genç yaşlarda sağlıklı beslenme, düzensizli egzersiz ve spor gibi kurallara dikkat etmektir. Elbette kemik erimesi başladıktan sonra da bunların yapılması fayda sağlar ancak genç yaştan itibaren bunlara dikkat etmek daha avantajlıdır. Bir kadın menopoza ne kadar güçlü kemiklerle girerse bundan sonraki hayatında kemik erimesi ve buna bağlı gelişebilecek sorunlar açısından o kadar korunmuş olacaktır.

Kemik erimesinin ilerlemesini engellemek için hangi egzersiz ve hareketler yapılmalıdır?
Kemik erimesi saptanan bir hasta beslenme ve egzersiz (spor) ve gerekirse bazı ilaçlar ile takibe alınır. Amaç kemik erimesinin ilerlemesini engellemek ve kemiklerin kasların güçlenmesini sağlayarak olası komplikasyonları önlemektir. Kemik ve kasları güçlendirmek için yapılacak harketler, egzersizler ve spor mutlaka bu konuda uzman doktora danışılarak (fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı) yapılmalıdır. Hayatın her döneminde olduğu gibi kemik erimesi durumunda da egzersiz ve sporların bilinçsiz ve yanlış yapılması fayda değil zarar getirir. Kemik erimesinin önlenmesi ve ilerlemesinin engellenmesi amacıyla düzenli egzersiz, hareketler ve spor son derece fayda sağlar.

Kemik erimesi  durumunda egzersiz ve spor yapılması ne tür faydalar sağlar?
- Kemikleri güçlendirir, kemik kütlesini arttırır.
- Kemik kaybını azaltır.
- Kas kütlesinin artmasını ve kasların güçlenmesini sağla, bu sayede düşmeleri engeller.
- Egzersiz ve spor yapmak kişinin denge yeteneğini geliştirir. Bu sayede düşmelere bağlı kırıklar önlenmiş olur.
- Eklemlerin etrafındaki  kasların güçlenmesini sağlar, bu sayede vücudun duruşu ve hareketleri daha düzgün olur, eklemler korunur.
- Kemik ve eklemlerdeki ağrıların azalmasını sağlar.
- Hastanın psikolojik olarak kendisini çok daha iyi hissetmesini sağlar.
- Fazla kilo almayı, şişmanlığı önler bu sayede eklemlere ve bacaklara binen yük azalır. Ayrıca obeziteye bağlı kalp damar hastalıkları gibi riskler de azalmış olur.
- Vücudun esnekliğini arttırır.

Kemik erimesinde ne tür egzersiz ve sporlar yapılabilir?
Aşağıda belirtilen egzerisizlerden hangisinin uygun olduğu mutlaka bir fizik tedavi uzmanı tarafından belirlenmelidir. Bir uzmana danışılmadan rastgele egzersiz ve sporlar yapılmamalıdır. Hastanın genel sağlık durumuna göre, mevcut hastalıklarına göre, daha önceki spor alışkanlıklarına göre ve fiziksel durumuna göre uygun egzersizler belirlenir.
- Uygun hastalara haftada 3 kere 30 dakika civarında yürüyüş önerilir.
- Uygun hastalara hafif ağırlık egzersizleri önerilir. Bu egzersizler küçük ağırlıklarla veya ağırlık makinaları ile yapılabilir.
- Bazı hastalara yüzme veya su içi egzersizler önerilir.
- Aerobik egzersizler önerilebilir.
- Esneklik ve germe egzersizleri önerilebilir. Bu egzersizler eklem hareketlerinin esnek ve güvenli olmasını sağlar.
- Postür düzeltme egzersizleri önerilebilir.
- Merdiven çıkma egzersizleri önerilebilir.

Kemik erimesi varlığında hangi egzersiz ve sporlar önerilmez:
- Hızlı ve ani hareketler gerektiren sporlar
- Düşme riski olan sporlar
- Eklemleri aşırı eğilmeye, bükülmeye zorlayan sporlar


İlgili Konular:
- Kemik Erimesi (Osteoporoz)
- Kemik Erimesi Tedavisi ve Kullanılan İlaçlar
Tamamını >>

KEMİK ERİMESİ BELİRTİLERİ

KEMİK ERİMESİNİN (OSTEOPOROZ) BELİRTİLERİ NELERDİR?

Öncelikle belirtmek gerekir ki kemik erimesi çoğunlukla hiçbir belirti ve şikayete neden olmaz, yani hasta çoğunlukla kendisinde kemik erimesi başladığını ve ilerlediğini farketmez. Bu yüzden kemik erimesine "sinsi hırsız" denmiştir, sinsi ve sessiz bir şekilde kemik dokusunu çalar anlamında. Belirti olmayan bu kadınlar çoğunlukla doktora başvurduklarında yapılan tetkikler neticesinde tesadüfen teşhis alırlar. Menopoza girdiği için hastaneye başvuran her hastaya kemik erimesini araştırmak için kemik mineral yoğunluğu bakılır ve kemik erimesi varsa bu esnada farkedilir. Bu nedenle hiçbir şikayeti olmayan ve iskelet olarak kendisini çok sağlam hisseden bir kadında da kemik erimesi olabilir, bu yüzden menopoza giren her kadına kemik erimesi açısından da muayene ve tetkik yapılması gerekir. Daha sonra bir kaç yıl aralarla kemik mineral yoğunluğu ölçümü tekrar edilir.
 Kemik erimesi yeni başlamış veya çok hafif olan bir hastada mevcut olan bel ağrısı, diz ağrısı gibi şikayetler kemik erimesi ile ilgili değildir mutlaka başka nedenlerin araştırılması gerekir.

Kemik erimesi genellikle çok ileri aşamalara geldiğinde ve yaş çok ilerlediğinde bazı belirtiler verir.

İleri derecede kemik erimesi durumunda görülebilen şikayet ve belirtiler:
- Sırt ağrısı (Omurga kemiklerinde kemik erimesinin ilerlemesi nedeniyle gelişir.)
- Bel ağrısı
- Boyun ağrısı
- Boy kısalması
- Öne eğik ve kambur vücut şekli
- El bileği, kalça ve omurga gibi kemiklerde kırıklar. Çok ileri derecede kemik erimesi varlığında umulmadık basit travmalarla bile kırıkların meydana geldiği görülür.
- Çok ilerlemiş osteoporoz hastalarında kemik ağrıları ve kemiklerde hassasiyet meydana gelebilir.
- Omurga ve diğer kemiklerdeki kırıklara bağlı vücutta şekil bozuklukları meydana gelebilir.
- Ağrı ve kırıklardan dolayı hasta giderek hareketsizleşir.

Kemik erimesi belirtileri tedavi ile kaybolur mu? Şikayetler tamamen geçer mi?
Yukarıda sıralanan belirtilerin tamamınn tedavi ile yok olması beklenemez. Kamburluk ve vücut şekil bozuklukları yok olmasa da en azından ilerlemesinin durdurulması tedavi ile mümkündür. Ağrı şikayetleri çoğunlukla tedavi ile hafifler veya geçer. Kemik erimesi tedavisinde amaç herşeyi tamamen normale döndürmek değildir, kemik erimesinin ilerlemesini durdurmak bile büyük bir kazançtır çünkü tedavi edilmediği taktirde sürekli ilerleyen bir hastalıktır. Tedavi ile en önemli amaçlardan birisi de kırık riskini azaltmaktır.


İlgili Konular:
- Kemik Erimesine Bağlı Ağrılar
- Kemik Erimesi (Osteoporoz)
- Kemik Erimesi Nedenleri
- Kemik Erimesi Tedavisi ve Kullanılan İlaçlar
Tamamını >>

KEMİK ERİMESİ NEDENLERİ

OSTEOPOROZ NEDEN OLUR (SEBEPLERİ)

Kemik erimesi kadınlarda özellikle menopoz döneminin başlaması ve yaşın ilerlemesi ile birlikte yaygın görülmeye başlayan bir hastalıktır. Aşağıda belirtilen diğer bazı risk faktörlerinin varlığında daha erken yaşlarda da görülebilmektedir. Kemik erimesinden yani osteoporozdan korunmak için hastalık başlamadan henüz küçük yaşlardan itibaren sağlıklı beslenme ve egzersiz gibi gerekli önlemlerin alınması ve aşağıda belirtilen sebeplerden uzak durulması en akılcı yaklaşımdır. Her kadın henüz genç yaşlarda bu bilinçle davranmalıdır ve bilmelidir ki bu önlemleri şimdiden almazsa ileride bu problemle karşılaşma riski çok daha fazla olacaktır.

- Kadınlar erkeklere göre kemik erimesi açısından daha risklidir. Erkeklerin kemik dokusu daha sağlamdır.
- İleri yaş: Özellikle 50 yaşından sonra insanlarda kemik kaybı hızlanır.
- Menopoz: Kadınlarda kemik erimesi (osteoporoz) açısından en önemli risk faktörlerinden birisidir. Erken menopoza girmek bu riski daha da güçlendirir. Menopoz sonrası östrojen hormonunun azalması kemik erimesine sebep olan en önemli faktördür.
- Ameliyat ile yumurtalıkların (overlerin) alınması
- Turner sendromu
- Beslenme bozukluğu. Kalsiyum içeren yiyeceklerin az tüketilmesi.
- Anoreksia nervosa
- Hiponadizm
- Glukokortikoid hormonların fazlalığı (Cushing sendromu)
- Hareketsiz bir yaşam tarzına sahip olmak.
- Egzersiz ve spor yapmamak.
- Ailesinde kemik erimesi olan kişiler.
- Zayıf olmak. Kilolu insanlarda kemik erimesi daha az görülür.
- Beyaz ırkta siyah orka göre kemik erimesi riski daha yüksektir.
- Sigara kullanmak
- Alkol kullanmak
- Kahve, kola gibi kafeinden zengin içecekleri çok fazla tüketmek
- Proteinli besinlerin aşırı tüketilmesi
- Steroidler ve antikoagulanlar gibi ilaçlar kemik erimesine neden olabilir.
- Felç gibi hareketsizliğe neden olan hastalıklar
- Bazı mide ve barsak ameliyatları sonrasında kalsiyum emilimi bozulabilir ve kemik erimesi meydana gelebilir.
- Enflamatuar (iltihabi) barsak hastalıkları
- Hipertroidizm (troid bezinin fazla çalışması) ve hiperparatiroidizm (paratroid bezinin fazla çalışması) gibi bazı hormonal bozukluklar
- Hipokalsitoninemi
- Hiperprolaktinemi
- Tip I diabetes mellitus (İnsülin bağımlı şeker hastalığı)
- Sistemik mastositoz
- Multiple myeloma
- Lenfoproliferatif hastal›klar
- Myeloproliferatif hastalıklar
- Romatoid artrit ve ankilozan spondilit gibi bazı romatizmal hastalıklar
- Çok aşırı derecede egzersiz ve yoğun spor yapmak (normal miktarda egzersiz kemik erimesinden koruyucu etki gösterir)
- Primer biliyer sirozda
- Çölyak hatsalığı
- Güneş ışığına az maruz kalma (Vücutta aktif D vitamini sentezi için güneş ışığı gereklidir.)
- Çok fazla miktarda sodyum alımı (tuz tüketimi)


İlgili Konular:
- Kemik Erimesine Neden Olan İlaçlar
- Kemik Erimesi (Osteoporoz)
- Kemik Erimesi İçin Risk Faktörleri
Kemik Erimesinde Sigaranın Etkileri
Kemik Erimesi Belirtileri
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"