GEBELİKTE STRES, ÜZÜNTÜ, SIKINTI VB. DURUMLAR BEBEĞE ZARAR VERİR Mİ?
Anne adayları hamilelik döneminde gebelik ile ilgili problemlerden dolayı veya başka nedenlerden dolayı zaman zaman stres, üzüntü, sıkıntı, ağlama, bunalım, depresyon, sinirlenme, aşırı kızgınlık, öfke gibi durumlarla karşı karşıya kalabilirler. Yapılan araştırmalar anne adayında oluşan bu stres durumlarının anne karnındaki bebeği de etkileyebildiğini göstermektedir. Bu etkilenmenin başlıca nedeni annenin stres yaşaması durumunda artan stres hormonlarının (kortizol, adrenalin) anne kanı aracılığıyla bebeğe de geçebilmesidir.
Annedeki stres ve üzüntü bebeği nasıl etkiler? Zarar verir mi?
Hayvanlar üzerinde ve insanlar ile yapılan birçok araştırmada anne adayının yaşadığı ciddi stresin bebek üzerinde bazı olumsuz etkilerde bulunduğu gösterilmiştir. Bunlar:
- Düşük riskinde artma
- Erken doğum
- Doğum ağırlığının az olması
- Bebeğin zihinsel fonksiyonlarında azalma
- Dikkat eksikliği
- Hiperaktivite
- Duygusal problemler
- Sinirlilik
Bazı araştırmalar annenin hamilelik sırasında büyük depremler ve benzeri ciddi doğal felaketler nedeniyle çok ciddi psikolojik travma ve stres yaşamasının bebeğin ergenlik yaşlarına geldiğinde depresyon, şizofreni gibi ciddi psikolojik rahatsızlıklıklara yakalanma riskinin arttığını göstermiştir.
Hamilelik sıraasında stresi ve yukarıdaki riskleri azaltmak için öneriler:
- Sizi strese sokan durumları not edin ve çözümü için uygun tanıdıklarınız ile paylaşın
- Sağlıklı beslenmeye özen gösterin
- Düzenli uyuyun
- Doktorunuzun önerileri doğrultusunda uygun egzersiz ve spor programları yapın
- Gebelik ve doğum hakkında bilginizin az olmasından dolayı endişe hissediyorsanız doktorunuzdan veya hamile eğitim sınıflarından bu konuda bilgi alın. Bilgisizlik korku ve endişeye neden olur.
- Kendi kendinize baş edemediğiniz veya ciddi düzeyde bir psikolojik probleminiz varsa mutlaka bir psikiyatri uzmanı ile bunu paylaşın.
Kansızlık (anemi) gebelik ve bebek açısından ne gibi zararlar ve riskler verebilir?
Yapılan araştırmaların çoğunda hamilelik döneminde anemik olan annelerin bebeklerinde bazı olumsuz etkilerin daha sık görüldüğü saptanmıştır. Annede anemi ne kadar fazla ise bebekte oluşan olumsuz etkiler de doğru orantılı olarak fazla görülmektedir. Bunlar:
- Erken doğum
- Düşük doğum ağırlığı
- Anne karnında gelişme geriliği
-Doğumdan sonra bebeğe yoğun bakım gereksiniminde artış
- Annede anemi ciddi boyutta ise bu plasentadan bebeğe demir geçişinin az olmasına neden olur ve bebekte de demir eksikliği ve anemiye neden olur. Bu da bebeğin beyinsel ve fiziksel gelişimini olumsuz etkileyebilir.
Hamileliğin 40. haftasında bebek:
40. gebelik haftasında bebeğin boyu yaklaşık 51-52 cm, ağırlığı 3400 gram kadardır.
40. hafta normalde doğumun tam zamanı olan haftadır. Bebeklerin bir kısmı kırkıncı haftaya gelmeden doğmuş olsa da bir kısmı bu haftayı da anne karnında geçirir. Nadiren bazı bebekler bu haftada doğmaz ve 41. haftaya ulaşır.
Bu haftaya kadar gelmiş olsa bile yeni doğan bebek sadece 2.5 santimetre kadar yakını görebilir, daha uzağı çok bulanık görür. Bu nedenle kucağında yattığı annesinin yüzünü bile net göremez. Anneyi sesinden tanımaya çalışır.
Bu haftalarda bebekte kilo almak dışında pek bir değişiklik olmaz; anne, baba ve aile doğum hazırlıkları ve planlamaları ile uğraşır genellikle. (bkz: doğum yaklaşıyor) Hamileliğin 40. haftasında anne:
Kırkıncı haftaya kadar hamilelerin bir kısmı doğurmuş olsa da bir kısmı hala sancıların gelmesini sabırsızlıkla beklemektedir. 40. haftada doğumun başlamaması yani 41. haftaya geçiş "gün aşımı, gün geçmesi, gün dolması" olarak adlandırılır ve bu dönemden sonra suni sancı gibi ilaçlarla doğumu başlatmak gerekebilir. Ancak 40. hafta içerisinde bu ilaçlar çoğunlukla gerekmez, annenin kendiliğinden doğal sancılarının başlaması beklenir. Bebeğin suyunda azalma yoksa, NST'de kalp atımları normalse ve diğer muayene bulgularında sıkıntı yoksa sıkı takiple gebelik gözlenir.
Günler geçtikçe bebeğin kilosu da bir miktar artmaktadır o nedenle doğumun bu haftadan sonraya kalması nadiren normal doğuma engel teşkil edebilir, ancak kilo normalse 40. haftadan sonra da normal doğum olabilmektedir. Bu nedenle tahmini kilo ölçümü ve su miktarı ölçümü bu haftalarda devam eder.
OTUZ YEDİ HAFTALIK HAMİLELİK - BEBEĞİN BOYU, KİLOSU, BÜYÜKLÜĞÜ
Hamileliğin 37. haftasında bebek:
37. gebelik haftasında bebeğin boyu yaklaşık 48 cm, ağırlığı 2800 gram kadardır.
Otuz yedinci haftada bebek artık solunum alıştırmaları yapabilir çünkü doğum yaklaşmaktadır ve buna alışması gerekmektedir. Bebeğin akciğerleri oldukça gelişmiştir bu nedenle bu haftadan itibaren olan doğumlar erken doğum olarak adlandırılmazlar ancak yine de bebeğin anne karnında bir kaç hafta daha kalması faydalıdır. Bebek eli ile sıkıca tutma hareketi yapabilir. Bebek dışarıdan ışık veya ses gelen tarafa doğru dönebilir. Bebeğin kilosu ve tombullaşması giderek artar. Bebeği enfeksiyonlara karşı koruyacak olan bağışıklık sistemi gelişmektedir ancak buna en önemli katkıyı doğumdan sonra anne sütü yapar. Anne sütü içerdiği maddeler ve antikorlar nedeniyle bağışıklık sistemine çok katkı sağlar.
Hamileliğin 37. haftasında anne:
Hamileliğin otuzyedinci haftasından sonra artık her an sancıların başlayabileceği bir dönem başlar. Doğumların çoğu 37-39 haftalar arasında olduğu için anne ve baba her an hastaneye gitmeye hazırlıklı olmalıdır, evde doğum çantası, hastaneye gündüz ve gece ulaşım planları hazır olmalıdır.
Bu haftadan sonra anneye haftalık veya bazen daha sık NST uygulanır, özel bir durum yoksa son haftalarda başka bir test veya tahlil genellikle yapılmaz, ultrason ile bebeğin kilo ve su miktarı takibi devam eder. Bu haftaya giren annenin doğumun başladığı nasıl anlaşılır ve nişan kanaması nedir gibi konularda bilgili olması faydalı olacaktır. Sadece normal doğum yapacak anneler değil, sezaryen olacakların da bunları bilmesi gerekir çünkü su gelmesi veya sancı başlaması, nişan gelmesi gibi durumlarda sezaryen için planlanan vakti beklemeden hemen ameliyata almak gerekebilir. Normalde sancı, su gelmesi vb. olmazsa, hiçbir problem olmayan hamileliklerde 39. haftanın dolduğu güne (yani 38 hafta 7 gün olunca) veya buna yakın günlere sezaryen ameliyatı randevusu verilir. Hasta o sabah hastaneye giderken gece boyunca ve sabah hiçbir şey yemeden, içmeden gitmelidir. Su dahi içilmemelidir.
Normal doğum yapacaklar için annenin çatı muayenesi genellikle bu haftalar civarında yapılır. Annenin doğum yolunun bebeğin geçişine ne kadar uygun olduğu elle muayene edilerek anlamaya çalışılır. Annenin çatı kemiklerinde darlık varsa normal doğumdan vazgeçilebilir, çatı darlığı alttan parmaklar ile doğum kanalı kontrol edilerek anlaşılır, ultrason ile bunu anlamak mümkün değildir.
OTUZ ALTIHAFTALIK HAMİLELİK - BEBEĞİN BOYU, KİLOSU, BÜYÜKLÜĞÜ
Hamileliğin 36. haftasında bebek:
36. gebelik haftasında bebeğin boyu yaklaşık 47 cm, ağırlığı 2600 gram kadardır.
Yağ birikiminden dolayı bebeğin diz, dirsek, boyun, bilek bölgelerinde katlanmalar oluşur. Bebeğin damakları sertleşir. 36. haftada bebek oldukça geliştiği için bu andan itibaren doğan bebekler genellikle yoğun bakıma gerek kalmadan yaşarlar ve çoğunlukla zamanında doğan bebekler gibi bir sıkıntı yaşamadan hayata devam ederler. Bebeğin bağışıklık sistemi oldukça gelişmiştir. Sindirim sistemi gelişmiştir ancak katı besinleri sindirecek kadar değil.
Hamileliğin 36. haftasında anne:
Hamileliğin otuzaltıncı haftasında anne nefes almasında ve yeme içmesinde bir rahatlama hissedebilir, bunun nedeni bu haftada bebeğin kafasının pelvise (leğen kemiğine) girip aşağı inmesi nedeniyle rahim yüksekliğinin bir miktar azalmasıdır. Rahim bebekle beraber aşağı inince mide ve göğüs üzerine olan baskı azalır annenin nefes alması ve yemek yemesi rahatlar. Bebeğin aşağı inmesinden kasıt rahim ağzının açılarak doğum kanalında ilerlemesi değildir, bebek doğum kanalına girmez sadece leğen kemiği içine oturur baş, rahim ağzı hala kapalıdır. Halk arasında "bebek aşağı "indi" denir.
Göğüslerden süt gelmesi daha fazla sıklaşabilir bu haftalarda. Meme uçlarında çatlaklar meydana gelebilir.
Bu haftalarda bebeği ters duran yani makat aşağıda duran anneler "acaba bebek tekrar döner mi?" diye çok merak ederler. Aslında bebeğin dönmesi doğum olacak güne kadar her gün mümkün olabilir ancak bebek büyüdükçe rahim içerisinde alan azaldığı için dönüş hareketi yapması zorlaşır, bu nedenle dönme ihtimali her geçen hafta daha da azalır. Genel olarak 35-36 haftadan sonra bebeğin dönme ihtimali azdır ancak yine de mümkündür.
OTUZ BEŞ HAFTALIK HAMİLELİK - BEBEĞİN BOYU, KİLOSU, BÜYÜKLÜĞÜ
Hamileliğin 35. haftasında bebek:
35. gebelik haftasında bebeğin boyu yaklaşık 46 cm, ağırlığı 2400 gram kadardır.
Otuz beşinci haftada yağ dokusundaki artış devam ederken bebeğin el ve ayakları tombullaşır. Erkek bebeklerde testisler dışarıya çıkışlarını tamamlar. Bu haftadan sonra artık bebek rahim içerisinde oldukça fazla yer kaplar ve bu nedenle hareket edecek fazla alan kalmaz, annenin bebeğin hareletlerinde azalma hissetmesi bu nedenledir. Akciğer ve diğer iç organlar neredeyse tamamen olgunlaştığı için bu haftadan itibaren erken doğumla dünyaya gelen bebeklerde solunum sıkıntısı ve diğer problemlerin yaşanma ihtimali çok çok düşüktür. Hamileliğin 35. haftasında anne:
Hamileliğin otuzbeşinci haftasından sonra anne günde birkaç kere karnında seğirme, kasılma benzeri sertleşmeler hissedebilir. Bu tür sertleşmeler günde bir kaç kere ve uzun aralıklarla olabilir ancak sık ve şiddetli oluyorsa doktora başvurmak gerekir, gerçek doğum sancıları başlıyor olabilir.
Az da olsa kanama veya kırmızı leke olması mutlaka doktora başvurmayı gerektirir. Su gelmesi ise bu haftadan sonra doğuma kadar her an her yerde gerçekleşebilecek bir durumdur. Su gelmesi ve akıntıyı anne her zaman ayıramayabilir, bu durumda da doktora başvurmak en iyisidir. Su gelmesi sıklıkla daha fazla miktarda olur ve bacaktan aşağı doğru akarken, akıntı genellikle koyu kıvamda ve sadece iç çamaşırında kalacak şekilde olur. Ancak bu tarife dayanarak annenin bunu ayırması zordur o nedenle en iyisi su gelmesine benzer bir his olduğunda hemen doktora başvurmaktır.
Anneye zaman zaman NST çekilebilir, NST anne karnına bağlanan bir cihazla yapılan testtir ve bebeğin kalp atımları ile annenin sancılarını gösterir. Anne sancı hissetmese bile eğer rahimde kasılmalar varsa bunu NST cihazı tespit edebilir.
OTUZ DÖRT HAFTALIK HAMİLELİK - BEBEĞİN BOYU, KİLOSU, BÜYÜKLÜĞÜ
Hamileliğin 34. haftasında bebek:
34. gebelik haftasında bebeğin boyu yaklaşık 45 cm, ağırlığı 2150 gram kadardır.
Otuz dördüncü haftada bebek artık yeni doğmuş bebekler gibi uyurken göz kapaklarını kapatır ve uyandığında açar. Bebeğin bağışıklık sistemi enfeksiyonlarla mücadele edebilmesi için gelişir. Bebeğin el tırnakları oldukça uzamıştır. Bebek eliyle cisimleri sıkıca tutabilecek hale gelmiştir. Bu haftada bebeğin akciğer ve diğer organları oldukça olgunlaşmıştır o yüzden bu haftadan itibaren doğan bebeklerde solunum sıkıntısı ve diğer problemler çok az görülür.
Hamileliğin 34. haftasında anne:
Hamileliğin otuzdördüncü haftasında artık doğuma bir kaç hafta veya en fazla 6-7 hafta kalmıştır. Anne adayları normalde gebelik süresi 40 haftadır bilgisine dayanarak her zaman 40 haftayı bulduğunu sanmamalıdır. Birçok gebelik 37-38-39 haftalarda da doğumla sonlanmaktadır ve bu haftalar erken doğum değil zamanında doğum olarak değerlendirilir. Hamileliklerin çoğunda kendiliğinden sancı başlaması veya kendiliğinden su gelmesi ile 37-40 haftalar arasında doğum başlar ve gerçekleşir, buna göre doğuma hazırlıklı bulunmak gerekir. Nadiren 37 haftadan önce de (erken doğum) gerçekleşebildiğini unutmamak gerekir.
Hamileliğin son aylarında gebelik kontrol muayeneleri biraz daha sıklaşabilir. Daha önceleri ayda bir olan muayeneler, 15 günde bire düşer, hatta son bir kaç hafta her hafta muayene ve NST yapılır. Bunların sıklığı hastaneye göre ve doktorun görüşüne göre hatta gebeliğin durumuna göre değişebilmektedir.
OTUZ ÜÇ HAFTALIK HAMİLELİK - BEBEĞİN BOYU, KİLOSU, BÜYÜKLÜĞÜ
Hamileliğin 33. haftasında bebek:
33. gebelik haftasında bebeğin boyu yaklaşık 43 cm, ağırlığı 1900 gram kadardır.
Otuz üçüncü hafta bebeğin içerisinde bulunduğu amnion sıvısının en fazla miktara ulaştığı haftadır, bu haftadan sonra sıvının bir miktar azalması doğaldır. Su azalacağı için bu haftadan sonra bebek hareketlerinde biraz azalma meydana gelebilir. Beyin gelişimi ve bebeğin kafa çapı artar. Ciltte pembe renk değişikliğine neden olan yağ depolanması devam eder.
Bebeğin kafa kemikleri hariç diğer kemiklerinin hepsi sertleşmeye devam eder çünkü doğum sırasında kafa kemiklerinin esnek olması gereklidir.
Hamileliğin 33. haftasında anne:
Hamileliğin otuzüçüncü haftası civarında anne adayının vücüt ağırlığındaki artma, vücut ağırlık merkezindeki değişim, bel kemiği eğiminde artış gibi nedenlerle paytak yürüme benzeri bir yürüyüş değişikliği oluşabilir. Doğumdan sonra eski yürüyüş şekli hemen geri gelecektir.
Anne kendisini yorgun, bitkin hissedebilir. Eğer kansızlık gibi bir neden yoksa bu şikayetlere en iyi çözüm yürüyüş ve temiz hava almaktır. Hareketsiz kaldıkça ve yatmaya alıştıkça bitkinlik daha da üzerinizden çıkmaz hale gelecektir.
Gece uykuya dalma problemleri nedeniyle çok az uyuyabilen anne adayları gündüzleri kısa da olsa uyuyarak dinç kalmayı başarabilirler.
OTUZ İKİ HAFTALIK HAMİLELİK - BEBEĞİN BOYU, KİLOSU, BÜYÜKLÜĞÜ
Hamileliğin 32. haftasında bebek:
Otuz ikinci gebelik haftasında bebeğin boyu yaklaşık 42 cm, ağırlığı 1700 gram kadardır.
Bebek günün neredeyse %90-95'ini uyuyarak geçirir. Bebeğin saçları oldukça uzamıştır. Ayak tırnakları tamamen gelişmiştir. Bebeğin cilt altında yağ dokusu arttığı için cildi iyice kalınlaşır ve pembeleşir. Bebeğin yüzündeki kırışıklıklar azalır. Doğduktan sonra kendisine gerekecek bazı hareketlerin egzersizlerini yapmaya devam eder, tekme atma, emme, yutma, soluk alma gibi...
Hamileliğin 32. haftasında anne:
Hamileliğin otuzikinci haftası civarında anne adayı göbek deliğinin dışarı doğru çıktığını fark edebilir. Bu bir problem değildir, rahmin büyümesiyle oluşan basınçtan dolayı dışarı doğru çıkar, doğumdan sonra eski haline döner.
Doğum zamanı yaklaştığı için hastaneye ulaşma konusunda bir asıl bir yedek planınız olmalı. Asıl planda eşinizin veya diğer bir yakınınızın sizi sancınız başladığında, suyunuz geldiğinde hastaneye nasıl en kolay ulaştıracağını planlamalısınız. Eşinizin bir aksilik nedeniyle o gün yanınızda olamayacağını veya yanınıza gelmesinin uzun zaman alabileceğini düşünerek mutlaka bir yedek plan da yapmalısınız. Örneğin şiddetli bir sancı veya kanama durumunda eşinizin yanınıza eve gelmesi 2-3 saat sürecekse bunu bekleyemezsiniz, başka bir tanıdığınızın sizi hastaneye hızla ulaştırması gerekir.
32. haftanın dolması ile anne doğum iznine hak kazanır, bu konudaki kanunlar zaman zaman değişiklik gösterebilmektedir ve anne doğum izninin bir kısmını doğum sonrasına aktarabilmektedir. Bu konulardaki en güncel kanunu ve bilgileri işyerinizden öğrenebilirsiniz, buna göre doğum iznine başvurmalısınız.
OTUZ BİR HAFTALIK HAMİLELİK - BEBEĞİN BOYU, KİLOSU, BÜYÜKLÜĞÜ
Hamileliğin 31. haftasında bebek:
31. gebelik haftasında bebeğin boyu yaklaşık 40 cm, ağırlığı 1500 gram kadardır.
Bu haftalarda bebeğin kilo alması boy uzamasından daha fazla olur. Bebeğin akciğerleri ve sindirim sistemi hemen hemen tamamen gelişmiştir. Bebeğin göz bebeği (iris) ışıkta genişleme ve daralma yapabilir. Bebeğin cilt altında beyaz yağ depolanmasından dolayı ciltteki kırmızı renk yerini yeni doğan bebeklerdeki gibi pembe renge bırakır. Bebek gün içerisinde düzenli hareket etmeye başlar.
Hamileliğin 31. haftasında anne:
Hamileliğin otuzbirinci haftasından sonra anne zaman zaman yalancı doğum sancılarını hissedebilir hatta bazen bunlar sadece kasılma şeklinde olabilir yani anne ağrı veya sancı hissetmeden karnın sertleşmesi olur. Yalancı doğum sancılarını gerçek doğum sancısından ayırt etmek önemlidir çünkü yalancı doğum sancıları rahim ağzında açılmaya ve doğuma neden olmazken, gerçek sancılar buna neden olabilir. Bu haftalarda fazlaca büyümüş olan rahim midenin yukarda sıkışmasına neden olabilir ve bu da mide yanması ve hazımsızlık gibi belirtilere neden olabilir, bu tür şikayetler bazı ilaçlarla kolayca hafifletilebilir.
Daha önce doğum yapmış yani çocuğu olan anne adayları yeni gelecek kardeş konusuna çocuklarını alıştırmalıdır. Nadiren küçük çocuklar bu durumu kabullenmekte zorlanabilirler ve ciddi davranış değişiklikleri gösterebilirler, bu durumlarla karşılaşırsanız çocuğunuzun doktorundan yardım almasınız.
İkiz hamileler 31. haftadan sonra, tekil hamileler 35. haftadan sonra seyahatinde sakınca yoktur diye doktor raporu alsalar bile çoğu havayolu şirketleri seyahatlerine izin vermez. Bu haftalar havayolu şirketine göre ve ülkeye göre değişebilir. Bulunduğunuz ülkedeki firmalardan bu konuda bilgi alabilirsiniz ve doğumdan önce seyahat etmeniz gerek yerler varsa bu haftalara ulaşmadan seyahatinizi tamamlamalısınız. Bazı anne adayları bulundukları şehirden farklı bir şehirde (annelerinin bulunduğu şehir) doğum yapmayı planlayabiliyorlar, bu durumda seyahat planını önceden oluşturmak gerekir. Hamileliğin 35. haftasından sonra her an sancı ve doğum başlayabileceği için bu tür planları 35. haftadan önce tamamlamakta fayda vardır.
OTUZ HAFTALIK HAMİLELİK - BEBEĞİN BOYU, KİLOSU, BÜYÜKLÜĞÜ
Hamileliğin 30. haftasında bebek:
30. gebelik haftasında bebeğin boyu yaklaşık 40 cm, ağırlığı 1300 gram kadardır.
Otuzuncu haftada bebeğin kemik iliği kan hücreleri üretebilecek kabiliyettedir. Bebeğin tırnakları uzamaya devam eder. Bebek gözlerini açıp kapatma hareketleri yapar. Bebeğin kalıcı dişleri gelişmiştir ve damakların altında bulunur. Bebek etrafındaki uyaranların oldukça farkındadır artık, etrafına bakabilir ve ışık gelen yöne doğru dönebilir. Bebeğin akciğerleri bu haftada oldukça gelişmiştir, soluk alıp verme kabiliyeti yüksektir. Barsakları ve sindirim sistemi olgunlaşmıştır.
Hamileliğin 30. haftasında anne:
Hamileliğin otuzuncu haftasında anne hamileliğin son dönemlerine yaklaşmaktadır. Doğum zamanının yaklaşması özellikle ilk gebeliği olan annelerde (ve hatta babada) bir miktar heyecana neden olabilir. Doğum konusunda aklınıza takılan ve merak ettiğiniz her konuyu doktorunuzla paylaşmanız, bilgi almanız heyecanınızın azalmasını sağlayacaktır. Doğum hangi yöntemle olacak, anestezi genel mi spinal mi olacak gibi konularda doktorunuzdan bilgi almalısınız. Tabii bazı şeyler doğum haftasına kadar belli olmayabilir. Bu haftadan sonra artık normalde yapılacak özel bir test veya tahlil kalmamıştır. Sadece normal kan tahlili (kansızlık kontrolü için), idrar tahlili, tansiyon ölçümü, ultrasonla bebeğin kilo ve su miktarı ölçümü, gerekliyse doppler ölçümleri gibi rutin işlemlerle doğuma kadar devam edilir. NST genellikle doğuma yakın son haftalarda başlar ancak bazı risklerden şüphe edilen gebeliklerde bu haftalarda da başlayabilir. Doğumun başladığı nasıl anlaşılır, hangi belirtiler doğumun başladığını gösterir konularında anne fikir sahibi olmaya şimdiden başlamalıdır ki buna göre hastaneye gitmeye karar vermesi gerekebilir. Bu konularda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.