PRETERM DOĞUMU ÖNLEMEK AMACIYLA PROGESTERON TEDAVİSİ

ERKEN DOĞUMU ÖNLEMEK İÇİN PROGESTERON TEDAVİSİNİN ETKİNLİĞİ

Preterm doğum (erken doğum) 37. gebelik haftasından önce meydana gelen doğumlara denir. Preterm eylem tehtidi ise 37. gebelik haftasından önce kontraksiyonların başlaması durumudur. Tüm doğumların yaklaşık yüzde 10'u erken doğum şeklinde gerçekleşmektedir. Yenidoğan dönemindeki ölümlerin çok önemli bir kısmından erken doğumlar sorumludur, bu nedenle erken doğumları önlemek ve tedavisini, komplikasyonlarını en iyi şekilde yönetmek için sürekli yeni protokoller ve yeni ilaçlar araştırılmaktadır. Aşağıda preterm doğumların önlenmesinde progesteron ilaçlarının etkinliği konusunda son yıllarda yapılan araştırmalar ve öneriler kaynakları belirtilerek özetlenmiştir.

Doğumdan önceki haftalarda anne kanında progesteron seviyesinde değişiklik izlenmemektedir ancak doğumdan hemen önce (preterm veya term doğumlarda) fonksiyonel progesteron çekilmesi gerçekleşmektedir. Bu nedenle progesteronun gebelik haftaları boyunca uterin relaksasyondan ve sonrasında doğumun başlamasından sorumlu olduğu düşünülmektedir (kaynak 1, 2). Şubat 2001'de FDA daha önce en az bir preterm doğumu olan hastalarda tekrarlayan preterm doğumun önlenmesi amacıyla progesteron özellikle (hydroxyprogesterone caproate) kullanımını onaylamıştır (kaynak 1, 2). Annenin gebelik sırasında progesteron kullanımı ile ilgili bildirilen en önemli risk erkek bebeklerde hipospadias riskinin artmasıdır (kaynak 1, 2).

Erken doğum önlenmesi amacıyla progesteron kullanımı:
- Daha önce preterm doğum öyküsü olmayan ve servikal uzunluğu bilinmeyen hastalarda preterm eylemi önlemek amacıyla progesteron kullanımı önerilmemektedir. Önerilmesi için yeterli kanıt yoktur.
(Gebelikte düşük-risk hasta grubunda rutin servikal uzunluk değerlendirmesi önerilmemektedir.)
- Daha önce preterm eylem öyküsü olmayan ve servikal uzunluk 20 mm altında ölçülen hastalarda preterm doğum önlenmesi amacıyla progesteron tedavisi önerilmektedir.
- Daha önce preterm doğum öyküsü olan gebeliklerde tekrar preterm doğum gerçekleşmesini önlemek amacıyla 20-37 gebelik haftaları arasında haftada tek doz 250 mg hidroksiprogesteron (intramuskuler) önerilmektedir.
- İkiz-üçüz gebeliklerde preterm eylemin önlenmesi amacıyla progesteron kullanımı önerilmemektedir, faydası ispatlanmamıştır.
- PPROM hastalarında preterm eylem önlenmesi amacıyla progesteron kullanımı önerilmemektedir.

Kaynaklar:
Progesterone and preterm birth prevention: translating clinical trials data into clinical practice (2012)
Progesterone Supplementation and the Prevention of Preterm Birth (2011)
ACOG Committee Opinion number 419 (2008)
Progestogens for Prevention of Preterm Birth (2012)


İlgili Konular:
- Preterm Doğum (Erken Doğum)
- Gebelikte Servikal Uzunluk Ölçümü
Tamamını >>

ERKEN DOĞUM NEDENLERİ

Erken doğumların veya erken doğum tehditlerinin bir çoğunda neden olan faktör bilinemez. Ancak bazı faktörler erken doğum gelişiminde rol oynayabilir. Bazı durumların erken doğum riskini arttırdığı bilinmektedir. Yine de erken doğumun başlamasında ve gelişmesinde rol alan makanizmalar tamamıyla net olarak bilinmemektedir.

Erken doğum sebepleri:
- Enfeksiyonlar: Örneğin idrar yolu enfeksiyonları.
- Plasenta ile ilgili anormallikler: Plasentanın önde olması (plasenta previa) veya dekolman plasenta
- Polihidramnios: Bebeğin amnion suyunun fazla olması
- İkiz, üçüz ve çoğul gebelikler
- Servikal yetmezlik
- Rahim veya rahim ağzı ile ilgili doğumsal bazı anormallikler
- Gebelik sırasında ameliyat geçirmek
- Karın bölgesine travma almak

Bunların dışında bazı nedenler erken doğum riskini arttırmaktadır:
- Daha önceden erken doğum yapmış olmak
- Sigara veya alkol kullanmak
- Anne yaşının çok genç olması (18'den küçük)
- Anne yaşının ileri olması (35'ten fazla)
- Aşırı zayıf olmak
- Kansızlık (anemi)
- Sosyoekonomik düzeyin düşük olması
- Stres
- Kokain
- Doğumlar arası sürenin çok az olması
- IVF gibi yardımcı üreme teknikleri ile elde edilen gebelikler (tekil gebelik bile olsa risklidir erken doğum açısından)


Erken doğum ile ilgisi olmayan faktörler:
Halk arasında bazı yanlış bilinen durumlar vardır ki bunlar erken doğum sebebi değildir. Örneğin bebeğin cinsiyeti erken doğum riskini etkilemez. Daha önce sezaryen geçirmiş olmak erken doğum konusunda risk faktörü değildir. Daha önce bir düşük yapmış olmak sonraki gebeliklerin erken doğumla sonlanmasına sebep olmaz. Gebelikte gelişen bulantı ve kusmalar erken doğuma sebep olmaz. Bazı yiyeceklerin ve içeceklerin aşırı tüketilmesi veya az tüketilmesi erken doğuma sebep olmaz, erken doğuma neden olan bir besin maddesi yoktur.

İlgilli Konular:
- Erken Doğum
- Erken Doğum Belirtileri
Gebelikte Servikal Uzunluk (Rahim Ağzı Uzunluğu)
Tamamını >>

ERKEN DOĞUM BELİRTİLERİ NELERDİR?

Erken (preterm, zamanından önce) doğum gebeliğin 37. haftası dolmadan önce gerçekleşen doğumlara denir. Bu haftadan önce erken doğum riskini gösteren bazı belirti ve bulguların meydana gelmesi "erken doğum tehditi" olarak adlandırılır. Erken doğum şüphesi oluşturan belirtilerin varlığında vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerekir çünkü erken doğum varlığında tedaviye doğum ilerlemeden erkenden başlanması doğumun durdurulması konusunda başarıyı arttırır.

Erken doğum belirtileri:
- Karında ağrı ve sertleşmeler olması
- Kasıklarda ağrı ve kramplar (adet sancısına benzeyebilir)
- Bel ağrısı
- Su gelmesi, vajinadan aşırı sulu akıntı gelmesi
- Lekelenme veya kanama olması, nişan gelmesi
- Karından aşağıya doğru baskı hissi

Yukarıda bahsedilen belirtiler her zaman erken doğum riskinin sözkonusu olduğu anlamına gelmez, kesin netice ancak doktor muayenesi ve bazı değerlendirmelerden sonra anlaşılabilir. Erken doğum belirtileri başka bazı durumlarla karışabilir, örneğin yalancı doğum sancıları, vajinal akıntı, idrar yolu enfeksiyonu ve başka nedenlerle meydana gelen karın-kasık ağrıları gibi. Gerçek ve yalancı doğum sancılarının ayrımı hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.


İlgili Konular:
- Erken Doğum (Preterm Doğum)
- Erken Doğum Nedenleri
- Gerçek ve Yalancı Doğum Sancıları
- Doğumun Başladığı Nasıl Anlaşılır?
- Gebelikte Servikal Uzunluk (Rahim Ağzı Uzunluğu)
Tamamını >>

ERKEN DOĞUM (PRETERM DOĞUM)

ERKEN DOĞUM RİSKİ - ERKEN DOĞUM TEHDİDİ
Erken doğum ya da preterm doğum son adet tarihine göre 24 hafta ile 37 hafta arasında doğum olmasıdır. 34-37 haftalar arasında olan erken doğumlar tüm erken doğumların %70'ini oluşturur ve geç preterm eylem olarak adlandırılır.
37 hafta ile 41 hafta arasında olan doğumlar ise miadında yani normal zamanında (term) doğumlar olarak değerlendirilir. Doğum sancılarının başlaması ise erken doğum tehdidi olarak adlandırılır.

Bütün doğumların yaklaşık %10'u erken doğum şeklinde olmaktadır. Preterm doğumlar konjenital anomaliler hariç neonatal ölümlerin (yenidoğan dönemindeki ölümlerin) %75'inden sorumludur. Erken doğum ile sonuçlanan gebeliklerde bebekte görme ve işitme problemleri, kronik akciğer hastalığı, okul başarısızlığı, serebral palsy (spastik çocuk) görülme ihtimali daha yüksektir.

Erken doğumlarda bebeğin yaşama şansı doğum haftası arttıkça giderek artar. Örneğin 24. gebelik haftasında olan doğumlarda bebeklerin çok az bir kısmı yaşayabilirken, 26. haftadaki doğumlarda bebeklerin yaşama şansı yaklaşık %50'dir. Ölüm oranı 28. haftada gerçekleşen doğumlarda yaklaşık %25 iken 30. haftada %10 civarındadır. 34 haftadan sonra doğanlar yüksek oranda yaşama şansına sahiptir. Halk arasında bazen söylenen "7 aylık doğan bebeğin yaşama şansı sekiz aylık doğana göre daha fazladır" sözü tamamen yanlıştır.

Erken doğum eylemi nedir?
Erken doğum tehdidi (tehdit) yani erken doğum riski 37 haftadan önceki bir gebelikte sadece sancıların başlamasını ifade eder, bu sancılar artarsa erken doğum meydana gelebilir. Eğer rahim ağzında açılma olmuşsa, bebek doğum kanalında ilerlemeye başlamışsa artık doğum eylemi gerçekleşiyordur, buna erken doğum eylemi denir. Erken doğum tedidinde eylem yani açılma, ilerleme yoktur veya çok azdır, sadece sancılar vardır.


gebelik süresi, gün aşımı, preterm
Resmi büyütmek için üzerine tıklayın

Erken doğum için risk faktörleri, nedenleri:
- Daha önce erken doğum yapanlar
- Daha önce ölü doğum hikayesi
- Rahim ağzıyla ilgili ameliyat geçirenler
- Rahimle ilgili anomaliler, şekil bozuklukları
- Sigara içimi
- İlaç bağımlılığı
- Annede kansızlık
- Annedeki kronik hastalıklar
- Annede stres ve depresyon
- Gebelik sırasında idrar yolu enfeksiyonu geçirmek
- Zarların erkenden açılması ve su gelmesi (EMR)
- Gebelikte kanama meydana gelmesi
- Düşük sosyoekonomik düzey
- Siyah ırkta erken doğuma 2-4 kat daha sık rastlanır
- Gebelikte yüksek tansiyon olması
- Çoğul gebelikler
- Aşırı fiziksel aktivite
- Doğumlar arasındaki sürenin kısa olması
- Anne yaşının 18'den küçük veya 40'dan büyük olması
- Annenin kilosu azaldıkça erken doğum riski de artmaktadır. (Kilo fazlalığının da getirdiği başka riskler vardır.)
- Oligohidramnios, polihidramnios (Amnion suyunun az veya fazla olması)
- IVF, ICSI (tüp bebek)

Erken doğan bebeklerde artan problemler:
- Respiratuat distres sendromu (Solunum sıkıntısı)
- Bronkopulmoner displazi
- İntraventriküler kanama
- Nekrozitan enterokolit
- Sepsis, Grup B streptokok enfeksiyonu
- Hiperbilirubinemi
- Prematüre retinopatisi
- Patent duktus arteriozus
- Prematüre anemisi
- Hipoglisemi
- Uzun dönemde görme ve işitme problemleri, miyopi, şaşılık, astım, hipertansiyon, bozulmuş glikoz toleransı

Tedavi:
Erken doğumda tedavi için yapılan sancıları durdurma işlemine tokoliz denir. Bunun için ritodrin, magnezyum sülfat, nifedipin, indometazin, oksitosin antagonistleri (atosiban), nitrik oksit gibi ilaçlar kullanılabilir. İlaç tedavisinin yanı sıra annenin yatak istirahati, sakinleştirilmesi ve sıvı ihtiyacının giderilmesi önemlidir. Ayrıca akciğer gelişimini tamamlamadığı düşünülen bebeklerin doğumdan önce tamamlamasına yardımcı olabilmek amacıyla betametazon türü steroid ilaçlar anneye verilir. Bu ilaçlar 24-34 hafta arası gebeliklerde yapılır.

Aşağıdaki durumlarda erken doğumu durdurmak için tokoliz yapılmaz:
- Ölü fetus varlığında
- Fetusta ölümcül anomali varlığında
- Fetal iyilik hali testlerinin kötü sonuç vermesi durumunda (fetal distres)
- Ciddi rahim içi gelişme geriliği
- Koryoamnionit yani gebelik zarlarının iltihabı
- Annenin aşırı vajinal kanaması olması
- Ciddi tansiyon yüksekliği, ciddi preeklampsi

Erken doğum riski ne zaman başlar? Nasıl anlaşılır?
İlk aylardan muayene ederek bir gebelikte erken doğum riski kesin olarak yoktur demek imkansızdır. O yüzden her gebelikte potansiyel olarak bunun olabileceği gerçektir ancak bazı gebeliklerde olur bazılarında olmaz. Erken doğum riski bulunan gebeliklerde mesela rahim ağzında açılma ve sancı olan gebeliklerde ilerleyen haftalarda erken doğum olabileceği anlaşılabilir ancak tersi mümkün değildir; yani bu gebelikte asla erken doğum olmaz demek mümkün değildir. 20 haftadan önceki gebelik kayıplarına düşük nedir, 20-37 hafta arasında olan doğumlara erken doğum denir; bu nedenle erken doğum riski teorik olarak 20. haftada başlar, 37 haftada biter. Hiçbir gebeliğe erken doğum tehlikesi sıfırdır, böyle bir tehlike hiç yoktur denilemez ancak bazılarında tehlike daha azdır, bazılarında tehlike daha fazladır. Mesela eski yıllarda erken doğum yapmış veya şu an ikiz gebelik mevcut ise erken doğum riski ortalamaya göre daha yüksektir denir; ancak bu da erken doğumun kesin olarak olacağı anlamına gelmez, erken doğum olmayabilir de böyle bir gebelikte.

Erken doğum tehlikesi nasıl önlenir? 
Erken doğum tehtidi belirlenen hamileler hastaneye yatırılır ve yatak istirahatı, hidrasyon (serum verilmesi) ve gerekirse sancı azaltıcı ilaç tedavisi başlanır. NST cihazı ile bebeğin kalp atımları ve annenin sancısı takip kontrol edilir. Sancılar tamamen durur ve anne taburcu edilirse erken doğumun önlenmesi için fazla yorulmaması, egzersiz ve spor yapmaması, susuz kalmaması önerilir. Evde kullanması için de bazen ilaçlar verilir.

Erken doğum riski olanlar nelere dikkat etmeli? Ne yapmalı?

Normal bir hamilelikte egzersiz serbest olmasına rağmen erken doğum riski olanlarda örneğin daha önce çok erken doğum yapmış bir hastada egzersiz, spor yasaklanabilir. Yürüyüş hafif tempoda yapılabilir ancak aşırı yorulmak ve fazla terlemekten kaçınmak gerekir. Bunun dışında erken doğum tehlikesi olan anne adayları susuz kalmamalı, bol su içmeli, aşırı terlemekten kaçınmalı, çok yorucu işlerde çalışmamalı, stresten uzak durmalıdır. Sigara kullananlar günde 1-2 tane bile içseler erken doğum riskleri artar, bu nedenle her gebenin uzak durması gerekir. Anne adayının kan tahlilleri ve kontrollerine dikkat ederek kansızlığı önleyici ilaçlarını kullanması da önemlidir, çünkü kansızlık erken doğum riskini arttıran faktörlerden birisidir. Erken doğum riski olanlar normal gebeler gibi yatmalı, yani eğer rahatsızlık yaratmıyorsa daha çok sol yana dönük şekilde yatmaları önerilir. Cinsel ilişki rahim ağzı açılması olmayan hafif riskl bulunan durumlarda yasaklanmaz, ancak rahim ağzında açılma olan veya ara ara kanama olan hastalarda cinsellik yasaklanabilir. Tekrar erken doğum yapmamayı kesin olarak garantileyecek bir yöntem, ilaç veya ameliyat olmasa da bu tür noktalara dikkat etmek riskleri azaltacaktır.

Erken doğum yapanlar doğumdan sonra nelere dikkat etmeli?
Erken doğum sonrası annenin bakımı normaldoğumda ve sezaryende aynen zamanında gerçekleşen bir doğumda olduğu gibidir. Erken doğum yapan annelerin bir dahaki gebeliklerinden önce hamile kalmaya niyetlendiklrinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmaları önerilir, doğumdan önce yapılması gerekli tahliller yapılır ve örneğin kansızlık gibi erken doğum riskini arttıran bir bozukluk varsa erkenden düzeltilir. Muayene ve ultrason yapılır. Erken doğum yapan annelerin tekrar erkenden hamile kalmaları erken doğum riskini biraz daha arttırır, bu nedenle yaklaşık 2 yıl ara vermeleri önerilir; bu konuda hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Kısa süre sonra tekrar hamile kalınması erken doğum, düşük doğum ağırlığı gibi risklerde bir miktar artma meydana getirir.

EK BİLGİLER:
- Preterm eylem ile ilişkili enfeksiyonlardan bazıları: Bakteriel vajinozis, trikomanas vajinalis, mikoplazma hominis, üroplazma ürolitikum, fusobakterium, gonore, klamidya,  asemptomatik bakteriüri, pyelonefrit, apandisit, pnömoni
- Aşırı zayıflık (düşük kilo) preterm doğum için risk faktörüdür, obezite ise günaşımı için risk faktörüdür.
- IVF, ICSI gibi yardımcı üreme yöntemleri (tüp bebek) ile elde edilen gebelikler tekil gebelik bile olsa erken doğum açısından kendiliğinden oluşan gebeliklere göre daha risklidirler.


İlgili Konular:
- Erken Doğum Belirtileri Nelerdir?
- Erken Doğum Nedenleri
- Erken Membran Rüptürü (EMR)
- Bebeğin Akciğer Gelişimi İçin Steroid İlaç Uygulanması
- Gebelikte Servikal Uzunluk (Rahim Ağzı Uzunluğu)
- Normal doğum
- Gebeliğin Kaçıncı Haftasında Doğum Olur?
- Preterm (Erken) Doğumu Önlemek Amacıyla Progesteron Tedavisi
- Günaşımı (Günü Geçmiş Gebelik)
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"