BEBEĞİN EŞİNİN RAHİM AĞZINDA OLMASININ (PLASENTA PREVİA) RİSKLERİ

Doğum yaklaştığında bebeğin eşinin (plasenta) rahim ağzını kapatması durumunda normal doğum mümkün değildir, doğum sezaryen ile gerçekleştirilir. Gebeliğin erken dönemlerinde bebeğin eşi rahim ağzını kapatmışsa bu durum doğuma kadar değişebilir ve plasenta yukarı doğru çekilerek rahim ağzı serbest kalabilir bu durumda normal doğum mümkün olabilir. Plasenta previa saptanan gebeliklerin bir çoğunda bir problem yaşanmadan doğum sonuçlanır ancak bir kısmında aşağıda bahsedilen problemler hamilelik sırasında veya doğum sırasında yaşanabilir. Bu nedenle plaenta previa varlığında gebeliğin ve doğum eyleminin sıkı takibi gereklidir.

Plasenta previa (bebeğin eşinin rahim ağzında olması) durumu sonraki gebeliklerde yaklaşık %4 - %8 oranında tekrarlar.

Plasenta previa durumunda olası riskler:
- Kanama: Doğumdan önce, doğum sırasında veya doğumdan sonra annede aşırı kanama olma riski vardır. Kan kaybına bağlı anneye kan transfüzyonu gerekebilir.
- Erken doğum: Gebelik sırasında olası bir kanama halinde acil doğum (sezaren) gerekebilir bu da erken doğuma neden olabilir.
- Plasenta previa olan gebeliklerin yüzde bir ila beşine plasenta akreata denilen durum eşlik edebilir. Anne daha önceden sezaryen veya rahim ameliyatı geçirmişse bu oran daha da artar. Plasenta akreata bebeğin eşinin rahim duvarına yapışması durumudur detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- Malprezentasyon (bebeğin ters durması, yan durması vb.) daha sıktır.
- PPROM (Suyun erken gelmesi)
- Bebekte anne karnında gelişme geriliği daha sık görülür.
- Vasa previa


İlgili Konular:
- Plasenta (Bebeğin Eşi)
- Bebeğin Eşinin Önde Olması (Plasenta Previa)
Tamamını >>

PLASENTA KALSİFİKASYONU (BEBEĞİN EŞİNİN ERKEN YAŞLANMASI)

Plasental kalsifikasyon ( Bebeğin eşinde kireçlenme, Erken yaşlanma):
Plasenta anne ve bebek arasında her türlü alış verişi sağlayan organdır, halk arasında bebeğin eşi diye adlandırılır. Plasenta hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Plasental kalsifikasyon gebeliğin özellikle son aylarında ultrason muayenesinde görülebilen parlak, beyaz alanlardır. Bu alanlarda kalsiyum birikmesi (kireçlenme) olduğu için bu şekilde parlak görüntü verir. Bu kalsifikasyonlar hamileliğin her ayında görülebilir özellikle son aylarda daha sık ve büyük görülürler. Bu beyaz alanlar doğumdan sonra plasenta incelendiğinde gözle de görülebilir. Bazı araştırmalarda plasental kalsifikasyonların gebelikte sigara kullanan anne adaylarında daha sık görüldüğünü bildirmiştir.

Yapılan bir araştırmada ultrasonografide 32. haftadan önce erken plasental kalsifikasyon (yaşlanma) saptanan gebeliklerde bebek ve anne ile ilgili risklerde artış izlenmiştir. (Annede doğum sonrası kanama, dekolman plasenta, erken doğum, düşük doğum ağırlığı, neonatal bebek ölümü gibi...) 32. haftadan sonra plasental kalsifikasyon izlenen gebeliklerde ayrı risklerde artış izlenmemiştir. (kaynak
2005 yılında yapılan bir diğer araştırmada 36. gebelik haftasında ileri derecede (grade 3) kalsifikasyon saptanan gebeliklerde hipertansiyon (preklampsi) ve bebekte anne karnında gelişme geriliği daha sık görüldüğü bildirilmiştir. (kaynak)
2011 yılında yapılan bir çalışmada plasentada kalsifikasyon görülen gebeliklerde bebekte anne karnında gelişme geriliği saptanma riskinde artış bildirilmiştir. (kaynak)

Sonuç olarak:
Grade 3 plasental kalsifikasyon (bebeğin eşinde erken yaşlanma) gebeliğin son ayında normal kabul edilen bir durumdur. Ancak özellikle çok erken gebelik haftalarında, 30-32 haftadan önce saptanmışsa uyarıcı bir gösterge olarak kabul edilmeli ve bu gebelikler daha yakından sıkı takip edilmelidir. Bu kalsifikasyonları azaltmak için herhangi bir tedavi yöntemi yoktur, gebelik haftaları ilerledikçe kendi kendine azalma da görülmez. Her plasental erken yaşlanma izlenen hamilelik risk altındadır ve sorun yaşanacaktır anlamına gelmez ancak bu gebelikler daha sık muayene, tansiyon ölçümü, ultrason ve NST takibi altında tutulmalıdır.

İlgili Konular:
- Plasenta (Bebeğin Eşi)
Tamamını >>

KAN UYUŞMAZLIĞI TESTİ (İNDİREKT COOMBS TESTİ)

Kan uyuşmazlığı testi nedir?
Halk arasında kan uyuşmazlığı testi denilen testin esas adı ile indirekt coombs testi kısaca ICT'dir. Bu test kan uyuşmazlığı olan çiftlerin gebeliklerinde anneden kan alınarak yapılır. Aynen normal kan tahlillerinde olduğu gibi annenin kolundan az miktarda kan alınır. Amaç çiftte kan uyuşmazlığı var mı araştırmak değildir, kan uyuşmazlığına bağlı olarak anne bebek arasında etkileşim var mı araştırmaktır. Evli bir çiftte kan uyuşmazlığı var mı diye araştırmak için İndirekt coombs testi yapılmaz, sadece kan gruplarının bakılması yeterlidir. Anne Rh(-), baba Rh (+) olan hamilelikler kan uyuşmazlığı olan hamilelilerdir. İndirekt coombs testi sadece kan uyuşmazlığı olan gebeliklerde yapılır, diğer gebeliklerde yapılmaz.

Kan uyuşmazlığı (İndirekt coombs) testi ne zaman, kaçıncı haftalarda yapılır?
Kan uyuşmazlığı olan gebeliklerde gebeliğin başlangıcında ilk muayene sırasında yapılır. Bu test negatif çıkarsa daha sonra 20. hafta civarında ve sonra doğuma kadar ayda bir olacak şekilde yapılır.

Kan uyuşmazlığı (İndirekt coombs) testinin negatif olması neyi gösterir?
Gebelikte indirekt coombs testinin negatif olması anne kanında bebek kan hücrelerine karşı oluşmuş antikorların olmadığını gösterir. Bu istenilen bir durumdur. Anne ve bebek kanları arasında Rh uyuşmazlığı olmasına rağmen bebek kanı anneye geçerek anne kanına temas etmemiştir ve etkileşme olmamıştır. 28. haftada yapılan indirekt coombs testi negatif ise doğuma kadar etkileşme olmasını engellemek için anneye anti-D immunglobulin (kan uyuşmazlığı iğnesi) yapılır.

Kan uyuşmazlığı (İndirekt coombs) testinin pozitif olması neyi gösterir?
Hamileliket indirekt coombs testinin pozitif olması anne kanında Rh antijenlerine karşı antikorların mevcut olduğunu gösterir. Bu istenmeyen bir durumdur çünkü anne kanındaki antikorlar bebeğe geçerek bebeğin kırmızı kan hücrelerindeki (alyuvar)  Rh antijenlerine bağlanabilir ve kan hücrelerinin parçalanmasına (hemoliz) neden olabilir, bu da bebekte kansızlığa yani anemiye neden olur.

DİREKT COOMBS TESTİ (DCT) NEDİR?
Bu testte indirekt coombs testi gibi annenin bebek kan hücrelerine karşı oluşturduğu antikorlar araştırılır. Yallnız burada tahlil anneden kan alarak değil, bebeğin kordonundan kan alarak yapılır. Bu nedenle gebelik sırasında yapılamaz, bebek doğar doğmaz yapılır. Bebek doğduğunda kordonundan alınan az miktarda kan ile  bebeğin kan grubu bakılır ve direkt coombs testi yapılır.
Testin sonucu indirekt coombs testinde olduğu gibi negatif (-) olmalıdır. Bu annenin bebeğe karşı antikor oluşturmadığını gösterir. Bu durumda anneye anti-D immunglobulin (kan uyuşmazlığı iğnesi) yapılır. Direkt coombs testi sonucu pozitif gelirse anne bebeğe karşı antikor oluşturmuştur bu durumda anneye anti-D immunglobulin yapılmaz.



İlgili Konular:
Kan Uyuşmazlığı (Rh Uygunsuzluğu)
- Kan Uyuşmazlığı İğnesi (Anti-D İmmunglobulin)
Tamamını >>

ÜÇLÜ VE DÖRTLÜ TEST GEREKLİ Mİ? NEDEN YAPILIR?

Üçlü veya dörlü test yaptıranlar nasıl karar vermeli?
Günümüzde dörtlü test daha yaygın kullanılmaktadır çünkü başarı oranı üçlü teste göre daha yüksektir. Üçlü ve dörtlü testin amacı aynıdır tek fark dörtlü testte başarı oranının daha yüksek olmasıdır, bu nedenle burada bahsedilenler her iki test için de aynen geçerlidir. Bu testler doğum öncesi  tarama testleridir, tarama testleri kesin tanı koyan testler değildir, bir hastalık hakkında tarama yapmaya ve şüpheli olguları tespit etmeye yararlar. Bu testleri yaptırmadan önce anne ve babanın testlerin neden yapıldığı, hangi konularda fayda sağlayacağı, hangi konularda fayda sağlamayacağı, test sonucunda hangi kararlar verilmek zorunda kalınabilir gibi konularda detaylı bilgi sahibi olmalıdır. Bu bilgilendirme sonrasında anne ve baba isterse bu testleri yaptırır, istemezse yaptırmayabilir, zorunlu değildir, ancak günümüzde aile uygun görürse bütün gebeliklerde önerilir.

Üçlü - dörtlü test neden yapılır? Amacı nedir?
Üçlü ve dörtlü test bebekte 3 hastalığın taranması için yapılır. Bunlar trizomi 21 (Down sendromu), trizomi 18 (Edwards sendromu) ve nöral tüp defektleridir.

Üçlü ve dörtlü testte ikili testten farklı olarak sadece nöral tüp defekti denilen hastalıkların taranması yapılabilir. Bunu sağlayan AFP hormon ölçümüdür. Bu konuda detaylı bilgiye "afp yüksekliği" yazısında ulaşabilirsiniz. Üçlü ve dörtlü testte nöral tüp defekti hastalıkları yüksek oranda saptanabilir ancak üçlü-dörtlü test yapmadan sadece AFP hormonu ölçümü ile de bu hastalığın taranması mümkündür bu nedenle üçlü ve dörtlü test yapılmasındaki esas amaç trizomi 21 (Down sendromu) ve da trizomi 18 taramasıdır.

Üçlü ve dörtlü test yaptırmayı düşünenler öncelikle şunları bilmelidir:
1- Down sendromu (trizomi 21) olması anne karnında bir bebeği dört aylıkken düşük ile aldırmayı gerektirir mi? Bu bebeği aldırmakla normal bir bebeği aldırmak arasında ne kadar fark vardır? Bu konuda dünya üzerinde çok farklı görüşler ve tartışmalar vardır. Dünyadaki bazı görüşler şöyle der: Bazı ölümcül anomalilere sahip bebekler zaten doğumdan sonra ölecekleri için gebeliğin erken aylarında düşükle alınmaktadır ancak Down sendromu genellikle ölümcül bir hastalık değildir, bu bebekler yüksek oranda doğumdan sonra uzun yıllar yaşarlar, bu yüzden düşükle alınmaları gerekmez. Dünyadaki bazı görüşler de bu bebeklerin zor bir yaşam yaşayacaklarını, doğumdan sonra birçok hastalık ve ameliyat geçirme riskleri olduğunu söyler ve bu nedenle düşükle alınabileceklerini savunur. Bu konu her anne bananın kendisinin karar verebileceği bir konudur. Doktorlar bu konularda sadece aileye aydınlatıcı bilgiler verir, kararı aileye bırakırlar. Bu soruya cevap vermeye çalışan anne babanın öncelikle Down sendromlu bir insanın özelliklerini ve nasıl bir yaşam sürebileceğini çok iyi bilmesi gerekir. Bu konuda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Down sendromlu bir bebek doğarsa yaşamın ilk yıllarında kaybedilebileceği gibi 50-60 yaşlarına kadar da yaşayabilir. Aile isterse gebeliğin 24. haftasına kadar gebeliğin sonlandırılmasına kanunlar izin vermektedir.
2- Üçlü veya dörtlü test yaptırmak Down sendromlu bir bebek sahibi olmamı kesin engeller mi? Bu sorunun cevabı hayır. Üçlü test Down sendromlu bebeklerin ancak %70'ini tespit edebilir, bu oran dörtlü teste %80'dir. Daha sonra yapılacak olan ayrıntılı ultrason ve tetkikler de asla Down sendromlu bebeklerin hepsinin tespit edilmesini sağlayamaz.  Üçlü veya dörtlü test sonucunun normal gelmesi bebekte kesinlikle Down sendromu olmadığı anlamına gelmeyecektir. Yukarıda da belirtildiği gibi  üçlü veya dörtlü  test Down sendromlu bebeklerin hepsini tespit edemez, az bir kısmında test sonucu normal gelerek yanıltıcı olabilir, bunu engellemenin bir yolu yoktur.
3-  Üçlü veya dörtlü  test sonucunda Down sendromu riski çıkması bebekte kesin Down sendromu olduğunu göstermez, bunu netleştirmek için amnioyosentez yaptırmak gerekecektir. Bu işlemin yaklaşık 200'de bir düşüğe neden olma riski vardır. Amniosentez yaptırmayacak bir annenin üçlü veya dörtlü test sonucu net bilgi vermeyeceği için strese sebep olarak faydadan çok zarar getirecektir.
4-  Hamilelikte  üçlü veya dörtlü  test yapılması bebekte sadece trizomi 21,trizomi 18 ve nöral tüp defekti varlığı hakkında bilgi verebilir. Bunun dışındaki hastalıkları gösteremez. Örneğin  üçlü veya dörtlü testi normal çıkan bir bebekte kalp anomalisi, böbrek anomalisi, beyin anomalisi hatta zeka geriliğine neden olan bir hastalık olabilir. Bu testlere halk arasında "zeka testi" denmesinin sebebi Down sendromunda zeka geriliği olmasıdır, bu testler bebeğin zeka düzeyini ölçemez, zeka geriliği yapabilen bütün hastalıkları tespit edemez.

Üçlü ve dörtlü test yaptırmayanlar:
Üçlü veya dörtlütest yaptırmayanlar şu risklerle karşı karşıya kalacaklarını bilmelidir:
1- Gebelikte bebekte down sendromu varsa bunu tespit edebilecek en başarılı testlerden birisi dörtlü
testtir. En iyi ultrasonografi cihazları bile bu kadar başarılı olamaz. Üçlü ve dörtlü test yapılmadığı taktirde bebekteki down sendromunun tespit edilmeme oranı yüksektir.
2- Trizomi 18 için durum farklıdır, bu hastalığa ait bulgular ultrason ile %90 gibi yüksek oranda tespit edilebilmektedir.


İlgili Konular:
- Üçlü Tarama Testi Nedir?
- Dörtlü Tarama Testi Nedir?
- AFP Yüksekliği
- Üçlü ve Dörtlü Test Sonuçlarının Yorumlanması
Tamamını >>

TRİZOMİ 18 (EDWARDS SENDROMU)

Trizomi 18 diğer adıyla Edwards sendromu (Trizomi E) 6000 canlı doğumda bir görülen bir kromozomal anomalidir. Normalde insanın bütün hücrelerinde her kromozomdan iki çift bulunurken, bu anomalide 18. kromozomdan üç çift bulunur. 1960 yılında bu sendromu ilk tarif eden bilim adamı John H. Edwards'tır. Down sendromunda (trizomi 21) sonra ikinci sıklıkta görülen otozomal trizomi budur. Bu sendromu taşıyan bebeklerin yaklaşık %80'i kız bebektir. Anne yaşı ilerledikçe trizomi 18 görülme sıklığı artar.

Trizomi 18 kromozomal yapısına sahip gebeliklerin yaklaşık %90'ı anne karnında embriyonal dönemde veya fetal dönemde kaybedilir. Canlı doğanların da %90'ı bir yaşını doldurmadan ölür. Edwards sendromu ile doğan bebeklerin yaklaşık yarısı ilk bir haftada ölürler.

Trizomi 18'de görülen anomaliler:
- Zeka geriliği
- En sık kalp anomalileri görülür (VSD, ASD)
- Böbrek anomalileri (atnalı böbrek)
- Omfalosel, gastroşizis
- Anne karnında gelişme geriliği
- Büyüme yetersizliği
- Polihidramnios
- Trizomi 18’de gözlenen el ve ayak anomalileri tipiktir (clenched hand, yumru ayak ya da rocker-bottom feet, radius aplazisi)
- Doğumdan sonra yeme ve solunum güçlüğü
- Yarık damak, yarık dudak

Edwards sendromlu çocukların tipik görüntüsü: Kafa küçük, gözler aşağı yerleşimli, küçük çene, kulaklar aşağı yerleşimli...

Tanı:
Gebelik sırasında yapılan ikili test, üçlü test, dörtlü test veya ultrasonografi incelemeleri trizomi 18 varlığına dair bilgi verebilir ancak kesin tanı bu yöntemlerle konulamaz. Kesin tanı için CVS veya amniyosentez ile kromozomal inceleme yapılması gerekmektedir. Doğumdan önce tanı konulmamış olgularda doğum sonrasu yine kromozomal inceleme ile tanı konur. Kromozom incelemesinde 18. kromozomun üç çift olduğu görülür.

İlgili Konular:
- Down Sendromu (Trizomi 21)
- Turner Sendromu (45, X0)
- Doğum Öncesi Tarama Testleri
Tamamını >>

İKİLİ TEST GEREKLİ Mİ? NEDEN YAPILIR?

İkili test yaptıranlar nasıl karar vermeli?
Gebelikte ikili test (ve üçlü dörtlü test) günümüzde çok yaygınlaşmıştır. Ancak bu testleri her gebe yaptırmak zorunda değildir. Hamilelikle ilgili her müdahalede olduğu gibi bu testlerle ilgili olarak da öncelikli karar anne ve ailesine aittir. Bu tarama testleri diğer basit kan tahlillerinden farklı olarak ailenin gebelikle ilgili önemli kararlar vermesini gerektirebilir. Bu nedenle anne ve bana bu tarama testlerini yaptırmadan önce bu testlerin ne için yapıldığını, sonuçta ne konuda fayda sağlayacağını, hangi konularda fayda sağlamayacağını, sonucun normal veya riskli çıkması durumunda aileyi hangi kararları almak zorunda bırakabileceğini iyi anlamalıdır, bundan sonra isterlerse testi yaptırmalıdır. Bunları tamamen anlamadan tarama testlerini yaptıran bir aile test sonuçlarını öğrendikten sonra büyük kafa karışıklığı ve stres yaşayabilir ancak testin amaçlarını iyi anlayarak yaptıran bir aile test sonucunda fayda görebilir.

İkili test neden yapılır? amaç nedir?
İkili test gebeliğin 11-14 haftaları arasında yapılır ve bebekte trizomi 21 (Down sendromu) ve Trizomi 18 (Edwards sendromu) denilen iki kromozomal anomalinin varlığını araştırmak için yapılır. Trizomi 21 daha sık görülür, trizomi 18 olan bebeklerin yüzde doksanı doğumdan önce ölür, doğanların da çoğu erken aylarda kaybedilir. Bu nedenle testin yapılma amacında ve ailenin kararında daha çok trizomi 21 önemlidir. Bu iki hastalık bebekte zeka geriliği ve çeşitli iç organ anomalileri ile karakterizedir. İkili testi yaptırmaktaki amaç bu hastalıklar bebekte varsa gebeliğin üçüncü dördüncü aylarında bunu farketmek ve aile isterse düşük yaptırarak gebeliği sonlandırmaktır.

İkili test yaptırmayı düşünenler öncelikle şunları bilmelidir:
1- Down sendromu (trizomi 21) olması anne karnında bir bebeği dört aylıkken düşük ile aldırmayı gerektirir mi? Bu bebeği aldırmakla normal bir bebeği aldırmak arasında ne kadar fark vardır? Bu konuda dünya üzerinde çok farklı görüşler ve tartışmalar vardır. Dünyadaki bazı görüşler şöyle der: Bazı ölümcül anomalilere sahip bebekler zaten doğumdan sonra ölecekleri için gebeliğin erken aylarında düşükle alınmaktadır ancak Down sendromu genellikle ölümcül bir hastalık değildir, bu bebekler yüksek oranda doğumdan sonra uzun yıllar yaşarlar, bu yüzden düşükle alınmaları gerekmez. Dünyadaki bazı görüşler de bu bebeklerin zor bir yaşam yaşayacaklarını, doğumdan sonra birçok hastalık ve ameliyat geçirme riskleri olduğunu söyler ve bu nedenle düşükle alınabileceklerini savunur. Bu konu her anne bananın kendisinin karar verebileceği bir konudur. Doktorlar bu konularda sadece aileye aydınlatıcı bilgiler verir, kararı aileye bırakırlar. Bu soruya cevap vermeye çalışan anne babanın öncelikle Down sendromlu bir insanın özelliklerini ve nasıl bir yaşam sürebileceğini çok iyi bilmesi gerekir. Bu konuda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Down sendromlu bir bebek doğarsa yaşamın ilk yıllarında kaybedilebileceği gibi 50-60 yaşlarına kadar da yaşayabilir. Aile isterse gebeliğin 24. haftasına kadar gebeliğin sonlandırılmasına kanunlar izin vermektedir.
2- İkili test yaptırmak Down sendromlu bir bebek sahibi olmamı kesin engeller mi? Bu sorunun cevabı hayır. İkili kombine test Down sendromlu bebeklerin ancak %85'ini tespit edebilir. Daha sonra yapılacak olan ayrıntılı ultrason ve tetkikler de asla Down sendromlu bebeklerin hepsinin tespit edilmesini sağlayamaz. İkili test sonucunun normal gelmesi bebekte kesinlikle Down sendromu olmadığı anlamına gelmeyecektir. Yukarıda da belirtildiği gibi ikili test Down sendromlu bebeklerin hepsini tespit edemez, az bir kısmında test sonucu normal gelerek yanıltıcı olabilir, bunu engellemenin bir yolu yoktur.
3- İkili test sonucunda Down sendromu riski çıkması bebekte kesin Down sendromu olduğunu göstermez, bunu netleştirmek için CVS veya amnioyosentez yaptırmak gerekecektir. Bu işlemlerin de yaklaşık 200'de bir düşüğe neden olma riski vardır. CVS ve amniosentez yaptırmayacak bir annenin ikili test sonucu net bilgi vermeyeceği için strese sebep olarak faydadan çok zarar getirecektir.
4-  Hamilelikte ikili test yapılması bebekte sadece trizomi 21 ve trizomi 18 varlığı hakkında bilgi verebilir. Bunun dışındaki hastalıkları gösteremez. Örneğin ikili testi normal çıkan bir bebekte kalp anomalisi, böbrek anomalisi, beyin anomalisi hatta zeka geriliğine neden olan bir hastalık olabilir. Bu testlere halk arasında "zeka testi" denmesinin sebebi Down sendromunda zeka geriliği olmasıdır, bu testler bebeğin zeka düzeyini ölçemez, zeka geriliği yapabilen bütün hastalıkları tespit edemez.

İkili test yaptırmayanlar:
İkili test yaptırmayanlar şu risklerle karşı karşıya kalacaklarını bilmelidir:
1- Gebelikte bebekte down sendromu varsa bunu tespit edebilecek en başarılı testlerden birisi ikili testtir. En iyi ultrasonografi cihazları bile bu kadar başarılı olamaz. İkili test (veya üçlü dörtlü test) yapılmadığı taktirde bebekteki down sendromunun tespit edilmeme oranı yüksektir.
2- Trizomi 18 için durum farklıdır, bu hastalığa ait bulgular ultrason ile %90 gibi yüksek oranda tespit edilebilmektedir.
3- Gebeliğin 11-14 haftaları arasında ikili test yaptırmayanlar sonraki ay 16-20 haftalar arasında üçlü, dörtlü test yaptırabilirler. Yukarıda anlatılan fayda ve riskler benzer şekilde bu testler için de geçerlidir.


İlgili Konular:
- İkili tarama Testi Nedir?
- İkili Test Sonuçlarının Yorumlanması
İkili Test Nasıl Yapılır?
Doğum Öncesi Tarama Testleri
Tamamını >>

AFP (ALFA FETO PROTEİN) YÜKSEKLİĞİ

AFP nedir?
Alfa feto protein kısaca AFP gebelikte anne karnındaki bebeğin karaciğerinde üretilen bir proteindir, erikinlerin kanında bulunan albumin'e benzer bir proteindir. Gebeliğin erken haftalarında yolk sak kesesinde üretilirken sonradan esas üretim yeri karaciğer olur. Anne karnındaki bebekte üretilen AFP'nin görevi bugün için bilinmemektedir. Anne rahmindeki bebeğin karaciğerinde üretilen AFP sadece bebeğin kanına geçmekle kalmaz, bebeği çevreleyen amnion suyuna ve anne kanına da geçer. Bu nedenle anne kanı ile yapılan tahlille değeri ölçülebilir.

AFP testi ne zaman yapılır?
Gebeliğin 16-20 haftaları arasında anne kanında AFP değeri ölçülür, 16-18 haftalar arasında yapılması en idealidir. Bu ölçüm sadece AFP (MSAFP) tahlili yapılarak veya üçlü, dörtlü testler yapılarak yapılabilir. Üçlü ve dörtlü testte ölçülen hormonlardan birisi de AFP'dir. Gebelikte AFP ölçümü bütün hamilelere yapılmalıdır.

AFP testi neden yapılır?
Hamileliğin 16-20 haftaları arasında anne karnındaki AFP düzeyinin değerlendirilmesindeki amaç bebekte olabilecek bazı hastalıkları taramaktır. Bu hastalıklar aşağıda AFP yüksekliğinin nedenleri şeklinde sıralanmıştır. AFP'nin yüksek saptanması bebekte kesin olarak bu hastalıklardan birisinin olduğunu göstermez ancak bu konuda araştırma yapılması için uyarı vermiş olur. Bebekte hastalık var mı kesin olarak belirlemek için ultrason ve bazı diğer tetkikler yapılır.
AFP yüksekliğine bağlı bebekte olabilecek başlıca hastalık nöral tüp defekti (NTD) denilen anomalilerdir. Nöral tüp defekti bebeğin sinir sistemi, beyin ve omurilik dokuları ile ilgili anomalidir. Halk arasında bebeğin sırtında açıklık olması diye adlandırılan spina bifida ve beynin gelişmemesi yani anensefali başlıca nöral tüp defekti anomalileridir. Ülkemizde nöral tüp defekti ortalama 1000 canlı doğumda 3 oranında görülür. Nöral tüp defektleri hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Gebelikte folik asit vitamini kullanılmaası bu anomalileri azaltır.

AFP normal değeri nedir? Kaçın üzeri yüksektir?
Anne kanında ölçülen AFP değerleri MoM olarak belirtilir. Bu değerin 2.5 MoM'un üzerinde olması yüksek kabul edilir.

AFP yüksekliğinin nedenleri:
Erişkin bir insanda da (kadın veya erkek) karaciğer tümörü, hepatit, yumurtalık kanseri gibi bazı nedenlerle AFP yükselebilir. Burada bahsedilecek olan AFP yüksekliği gebeliğin 16-20 haftaları arasında anne kanında yapılan AFP ölçümünün yüksek olmasıdır. Anne kanındaki AFP bebekle ilgili çeşitli anomalilere bağlı yükselebilir. Bunlar:
- Nöral tüp defektleri (Açık spina bifida, anessefali, ensefalosel, eksensefali)
- Bebeğin karın duvarında olan anomaliler (Barsakların karnın dışında olması, omfalosel, gastroşizis)
- Bebekte bazı böbrek anomalileri, renal agenezi (böbreğin gelişmemesi)
- Bebeğin idrar yollarında tıkanıklık (üretral obstrüksiyon)
- Bebekte konjenital cilt defektleri ( Epidermolysis bullosa , aplasia cutis)
- Bebeğin akciğerinde kistik adenoid malformasyon
- Fetal tümörler (teratom)
- Oligohidramnios (Bebeğin suyunun az olması)
- Kistik higroma
- Turner sendromu
- Konjenital amputasyon , amniyotik band sendromu
- Bebeğin sindirim sisteminde tıkanıklık: Duodenal atrezi , özefagus atrezisi , konjenital diafragma hernisi

Spina bifida bebeğin omuriliğinde tam birleşememe durumudur. Açık ve kapalı spina bifida şeklinde olabilir. Açık spina bifidada AFP yükselir ancak kapalı spina bifidada AFP yükselmez, bu testle tespit edilemez.

AFP'nin yüksek çıkması durumunda ne yapılır?
Yukarıda belirtildiği gibi AFP yükselmesi bebekte kesin olarak bir hastalık olduğunu göstermez. Bu bir tarama testidir, kesin netice için başka metodlar uygulanır. (AFP değeri hafif yüksek yani 2.5 MoM üzerinde gelmişse tekrar AFP ölçümü yapılabilir, özellikle hafif yüksek değerler tekrar edildiğinde normal çıkabilir.) AFP yüksek çıkmışsa öncelikle ayrıntılı ultrason incelemesi ile buna neden olabilecek nöral tüp defekti, karın duvarı defekti (omfalosel, gastroşizis) gibi anomaliler araştırılır. Bu tür anomaliler ultrason ile yüksek oranda saptanabilir. Ultrasonda bebekte anomali saptanırsa anomalinin ciddiyetine göre aile ile görüşülerek gebeliğin sonlandırılmasına veya devamına karar verilir.
Eğer ayrıntılı ultrason incelemesi ile bebekte bir anomali saptanamaz ise amniyosentez ile bebeğin amniyon suyundan alarak incelemek gerekir. Amnion sıvısında AFP (AFAFP) ve Asetilkolinesteraz (AChE) değerlerine bakılır. Eğer amnion sıvısında AFP ve asetinkolinesteraz değerleri yüksek çıkarsa bebekte %96 oranında açık nöral tüp defekti vardır anlamına gelir. Özellikle küçük nöral tüp defektleri ve küçük ensefaaloseller ultrason ile saptanamayabilir, amnion sıvısı incelenmesi ile saptanabilir. Amnion sıvısında bebekte kromozomal anomali varlığı da araştırılabilir.

AFP testinin güvenilirliği ne kadardır?
Araştırmalar gebelikte anne kanında AFP ölçülmesinin (MSAFP) oldukça güvenilir bir tarama testi olduğunu göstermiştir. Bu test sayesinde açık spina bifida (omurilikte açıklık olması) bulunan bebeklerin %75-90 kadarı, anensefali (beynin gelişmemesi) olan bebeklerin %95 kadarı tespit edilebilmektedir. Bir çalışmada omfolosel olan gebeliklerin %90'ında AFP yüksek saptanmıştır, gastroşizis olan gebeliklerin %100'ünde AFP yüksek saptanmıştır. AFP'nin yüksek olması bebekte kesin bir hastalık olduğu anlamına gelmez, AFP'nin 2.5 MoM üzerinde olması durumunda bebekte bir hastalık olma riski %4.5 kadardır. AFP ne kadar yüksek olursa bu risk o kadar fazla olur.

AFP değerini etkileyebilecek faktörler:
- Gebelik haftası: AFP ölçümü 16-20 hafta arasında yapılabilir ancak en doğru ölçüm için 16-18 haftalar arası idealdir. Hamilelik haftası yanlış hesaplanırsa veya ultrasonla yanlış ölçülürse AFP sonucunu ciddi derecede etkileyebilir. Gebelik haftası gerçekte olduğundan az hesaplanırsa AFP sonucu yüksek gelecektir. Gebelik haftası gerçekte olduğundan fazla hesaplanıra AFP düzeyi yanlışlıkla düşük gelecektir.
- Annenin kilosu: Aşırı kilolu annelerde AFP düşük çıkabilir. Bunu engellemek için her zaman annenin kilosu AFP tetkik istem kağıdına not edilmelidir.
- Annede diyabet (şeker hastalığı) olması: Diyabetik annelerde AFP değeri daha düşük çıkar. Diyabet varsa labaratuara mutlaka bildirilmelidir. Ayrıca diyabetik annelerin bebeklerinde nöral tüp defektine daha sık rastlanır. Bu nedenle annede diyabet varsa AFP sınırı daha düşük (1.5 MoM) alınmalıdır.
- İkiz, üçüz gebeliklerde AFP daha yüksek olur. İkizlerde sınır 4 MoM alınır.
- Siyah ırkta AFP düzeyi daha yüksektir, ancak bu ırkta NTD görülme oranı daha düşüktür.
- Fetusun (bebeğin) ölmesi de AFP düzeyinde yükselmeye neden olur.

Açıklanamayan AFP yüksekliği:
Anne serumunda ve amniyon sıvısında AFP yüksek olmasına rağmen bunu açıklayabilecek hiçbir anomali saptanamaması durumudur. Açıklanamayan AFP yüksekliği durumunda gebelik yine de bazı riskleri beraberinde taşır. Bunlar kromozomal anomali, fetal anomali, IUGR, preterm eylem, EMR, dekolman plasenta, preeklampsi, oligohidramnios gibi risklerdir.


İlgili Konular:
- Nöral tüp Defektleri (Spina bifida, Meningosel)
- Anensefali (Beynin Oluşmaması)
- Gastroşizis - Omfalosel
- Gebelikte Folik Asit Kullanımı
- Doğum Öncesi Tarama Testleri
Tamamını >>

ÜÇLÜ - DÖRTLÜ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI

Gebelikte (hamilelikte) üçlü ve dörtlü test sonuçları nasıl değerlendirilir?
Üçlü ve dörtlü tarama testlerinin amaçları ve sonuçları birbiri ile aynı olduğu için birlikte anlatılacaktır. Bu yazıda yazılan her şey her iki test için de geçerlidir aralarındaki tek fark dörtlü testin down sendromlu bebekleri tespit etme başarısının daha yüksek olmasıdır. Bu testleri yaptırmadan önce anne ve aile teslerin amacını ve sonuçta aileye hangi konularda bilgi verebileceğini, hangi konularda bilgi veremeyeceğini iyi anlamalıdır. Testin sonucunun iyi veya kötü çıkması ne işe yarayacak, hangi konularda fikir verecek bilimnmelidir. Bunları bilen ve anlayan aile eğer isterse üçlü veya dörtlü testi yaptırmalıdır, istemezse yaptırmayabilir bu konuda karar aileye aittir.

Üçlü ve dörtlü tarama testi sonucunda yazanlar:
Üçlü testte anne kanında üç hormonun B-HCG, AFP, uE3 (estriol) ölçümü yapıldığı için sonuç kağıdında bunların değerleri ve bu değerlere göre hesaplanan risk oranları aşağıdaki gibi yazar. Dörtlü testte bunlara ek olarak İnhibin-A da değerlendirilir.
Trizomi 21 (Down sendromu) riski: .....
Trizomi 18 (Edwards sendromu) riski: .....
Yaş riski (Age risk): .....
AFP Mom değeri: .....
Risk of open spina bifida (Açık spina bifida riski): .....

Burada down sendromu riski sınırı genellikle 1/270 kabul edilir. Bu sınırın üzerindeki riskler yani 1/200, 1/100, 1/50 gibi değerler yüksek riskli kabul edilir. Bu sınırın altındaki değerler yani 1/300, 1/1000 gibi düşük riskli kabul edilir. Trizomi 18 için bu sınır genellikle 1/100 olarak alınır. Aynı şekilde bunun üstündeki değerler yüksek riskli, altındaki değerler düşük riskli olarak belirlenir. Yaş riski ise annenin yaşındaki kaç kadından birinde down sendromu riski olabileceğini gösterir.

AFP değeri 2.5 MoM üzerinde ise yüksek kabul edilir. Bu değerin yüksek olması nöral tüp defekti (açık spina bifida) riski olduğunu gösterir.Nöral tüp defektleri (NTD) bebeğin beyin ve omuriliği ile ilgili bazı anomalilere verilen isimdir, detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Üçlü veya dörtlü test sonucunda yüksek risk çıkması ne anlama gelir?
Gebelikte üçlü veya dörtlü test sonucunda risk oranının yüksek riskli çıkması bebekte belirtilen oranda down sendromu olabileceği anlamına gelir. (Edwards sendromu riski ayrıca değerlendirilir) Örneğin Down sendromu riski (Downs risk) 1/100 gelmiş ise bu bebekte 100'de bir oranında Down sendromu olma riski vardır anlamına gelir. Bebekte kesin Down sendromu olduğu anlamına gelmez, hatta bebekte yüzde 99 oranında Down sendromu yoktur anlamına gelir. Bu durumda bebekte Down sendromu var mı yok mu kesin öğrenmek için amniosentez ile durum kesin olarak netleştirilebilir. Tabi bunun kararını yine aileye aittir çünkü  amniosentez yapılan hamileliklerde çok az da olsa düşük riski vardır, düşük yaklaşık 200-300 gebelikte bir gerçekleşebilir. Aile amniyosentez yaptırmak isterse birkaç gün içerisinde kesin sonucu öğrenebilir, yaptırmak istemezse kesin sonuç ancak doğumda görülebilecektir.

Üçlü veya dörlü test sonucunda düşük risk çıkması ne anlama gelir?
İkili test sonucunda risk oranının yukarıda belirtildiği gibi 1/270'den düşük örneğin 1/1000 gelmesi bebekte Down sendromu olma riskinin düşük olduğunu gösterir ama bebekte kesin down sendromu olmadığı anlamına gelmez. Örneğin sonuç 1/1000 ise bebekte down sendromu riski binde birdir yani çok düşüktür ama sıfır değildir, aile bunu doğru anlamalıdır.

Üçlü ve dörtlü test sonucu hangi hastalıkları gösterir, hangilerini göstermez?
Hamilelikte üçlü ve dörtlü test yaptırmak sadece Down sendromu, Trizomi 18 e nöral tüp defekti denilen üç hastalığın riskini gösterebilir. Bunların dışındaki hastalıklar hakkında bilgi vermez. Bu testlerin sonuçlarının normal olması bebekte her şeyin normal olduğu anlamına gelmez, bebekte kalp veya diğer organ anomalileri olabilir, doğuştan bazı sakatlıklar olabilir. Bu testlere halk arasında "zeka testi" denilmesinin nedeni Down sendromlu bebeklerde zeka geriliği görülmesidir, bu testler bebeğin zeka düzeyini ölçemez.

İlgili Konular:
- AFP Yüksekliği
- Üçlü Tarama Testi Nedir?
- Dörtlü Tarama Testi Nedir?
- Doğum Öncesi Tarama Testleri
Tamamını >>

İKİLİ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI

Gebelikte (hamilelikte) ikili test sonuçları nasıl değerlendirilir?
Aile ikili -kombine- testin hangi konularda bilgi verebileceğini ve hangi konularda bilgi veremeyeceğini testi yaptırmadan önce detaylı bir şekilde öğrenmeli ve buna göre test yaptırmaya veya yaptırmamaya karar vermelidir. Test zamanı yaklaştığında doktor muayenesinde bu konuda detaylı bilgiler verilmektedir. Eğer anne ve aile ikili test yaptırmaya karar verirse test sonucunu yine dikkatli bir şekilde anlamalı çünkü bundan sonraki aşamalarda yine öncelikli karar aileye aittir.

İkili tarama testi sonucunda yazanlar:
İkili testte anne kanında iki hormonun (B-HCG ve PAPP-A) ölçümü yapıldığı için sonuç kağıdında bunların değerleri ve bu değerlere göre hesaplanan risk oranları aşağıdaki gibi yazar.
Trizomi 21 (Down sendromu) riski: .....
Trizomi 18 (Edwards sendromu) riski: .....
Yaş riski (Age risk): .....
NT (Nuchal translucency).....: NT İkili test için kan vermeden önce ultrasonda ölçülen değerdir, genellikle 3 mm üzerinde olması anormal kabul edilir, ikili test sonucundan bağımsız olark ayrıca değerlendirilir. İkili test sonucu normal dahi olsa NT kalınlığı fazla olan bebeklerde kalp anomalisi vb. olma riski vardır, bu nedenle fetal eko yapılmalıdır. NT hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Burada down sendromu riski sınırı genellikle 1/270 kabul edilir. Bu sınırın üzerindeki  değerler yani 1/200, 1/100, 1/50 gibi yüksek riskli kabul edilir. Bu sınırın altındaki  değerler yani 1/300, 1/1000 gibi düşük riskli kabul edilir. Trizomi 18 için bu sınır genellikle 1/100 olarak alınır. Aynı şekilde bunun üstündeki  değerler  yüksek riskli, altındaki  değerler düşük riskli olarak belirlenir. Yaş riski ise annenin yaşındaki kaç kadından birinde down sendromu riski olabileceğini gösterir. Peki sonucun yüksek riskli veya düşük riskli gelmesi ne demektir?

İkili test sonucunda yüksek risk çıkması ne anlama gelir?
İkili test sonucunda risk oranının yüksek riskli çıkması bebekte belirtilen oranda down sendromu olabileceği anlamına gelir. (Edwards sendromu riski ayrıca değerlendirilir) Örneğin Down sendromu riski (Downs risk) 1/100 gelmiş ise bu bebekte 100'de bir oranında Down sendromu olma riski vardır anlamına gelir. Bebekte kesin Down sendromu olduğu anlamına gelmez, hatta bebekte yüzde 99 oranında Down sendromu yoktur anlamına gelir. Bu durumda bebekte Down sendromu var mı yok mu kesin öğrenmek için ne yapmak gerekir? CVS veya amniosentez denilen tanı yöntemleri ile bu durum kesin olarak netleştirilebilir. Amniosentez 16 haftadan sonra yapılabildiği için çok beklemek gerekir bu da ailede strese neden olabilir bu nedenle 10-13 haftalar arasında yapılabilen CVS daha mantıklı bir seçimdir. Tabi bunun kararını yine aileye aittir çünkü CVS ve amniosentez yapılan hamileliklerde çok az da olsa düşük riski vardır, düşük yaklaşık 200-300 gebelikte bir gerçekleşebilir. Aile CVS veya amniyosentez yaptırmak isterse birkaç gün içerisinde kesin sonucu öğrenebilir, yaptırmak istemezse kesin sonuç ancak doğumda görülebilecektir.

İkili test sonucunda düşük risk çıkması ne anlama gelir?
İkili test sonucunda risk oranının yukarıda belirtildiği gibi 1/270'den düşük örneğin 1/1000 gelmesi bebekte Down sendromu olma riskinin düşük olduğunu gösterir ama bebekte kesin down sendromu olmadığı anlamına gelmez. Örneğin sonuç 1/1000 ise bebekte down sendromu riski binde birdir yani çok düşüktür ama sıfır değildir, aile bunu doğru anlamalıdır.

İkili test sonucu hangi hastalıkları gösterir, hangilerini göstermez?
Yukarıdaki risk sonuçlarına ek olarak şunu belirtmek gerekir ki ikili test (veya ikili kombine test) sadece Down sendromu ve Trizomi 18 denilen iki hastalığın riskini gösterebilir. Bunların dışındaki hastalıklar hakkında bilgi vermez. İkili testi normal olan bir bebekte kalp veya diğer organ anomalileri olabilir, doğuştan bazı sakatlıklar olabilir. Bu testlere halk arasında "zeka testi" denilmesinin nedeni Down sendromlu bebeklerde zeka geriliği görülmesidir, bu testler bebeğin zeka düzeyini ölçemez.

İkili test sonucu normalse üçlü test veya başka test yaptırmaya gerek var mı?
Bu konuda yaygın görüş gerek olmadığıdır, bunun faydadan çok zarar getireceği şeklindedir. Çünkü ikili kombine testin başarı oranı üçlü testten daha yğksektir. Bu durumda ikili testi normal gelen bir gebeye daha sonra üçlü test yaptırmak hatalı olabilecek yanlış pozitif sonuçların artmasına ve gereksiz amniyosentez yapılmasına neden olabilir. Amniyosemtez işlemi de yukarıda anlatıldığı gibi az da olsa düşük riski taşır. Yalnız ikili testte AFP değerlendirilmediği için bu hastalara sonraki ay nöral tüp defekti riskini belirlemek için sadece AFP bakılması gerekir.
İkili test sonucu normal olan gebelere 16-20 hafta arası dörtlü test yapılabilir, bu şart değildir ancak yapılırsa testin başarı oranı biraz daha artar. Bu konuda ayrıntılı bilgiye entegre test (Sequential Screening Test) yazısında ulaşabilirsiniz.


İlgili Konular:
- İkili Tarama Testi Nedir?
- İkili Test Nasıl Yapılır?
İkili Test Gerekli Mi? Neden Yapılır?
Gebelik Öncesi Tarama Testleri
Tamamını >>

DÖRTLÜ TEST NASIL YAPILIR?

DÖRTLÜ TARAMA TESTİ NASIL YAPILIR?
Dörtlü test ne zaman yapılır?
Gebelikte dörtlü test 16-20 (bazı merkezlerde 15-22) haftalar arasında yapılır. Bu haftaların dışında yapılamaz.

Nasıl yapılır?
Hamilelikte dörtlü test yapılacağı gün anneye önce ultrason muayenesi yapılır ve bebeğin ölçümleri alınır. Aynı gün anne tahlil için kan verir. Kanın aç karnına veya tok karnına verilmesi sonucu etkilemez. Aynı normal kan tahlillerinde olduğu gibi az miktarda kan alınır ve bu kanda B-HCG, u-E2 (serbest estriol), AFP, İnhibin-A isminde 4 değere bakılır. Bu değerlerle birlikte ultrasonda ölçülen değerler ve annenin doğum tarihi, son adet tarihi, kilosu, sigara kullanıp kullanmadığı gibi bilgiler bilgisayar programına girilir. Bilgisayar programı yaptığı hesaplamalar sonucunda risk düzeyini belirler. Sonuçta trizomi 21 (Down sendromu), trizomi 18 (Edwards sendromu) ve nöral tüp defekti için üç ayrı risk sonucu verir.

Sonuç kaç günde çıkar?
Dörtlü test sonucu en geç bir kaç gün içerisinde çıkmaktadır. Sonuç çıktığında mutlaka doktorunuza göstermelisiniz. Sonuçtaki riskin düşük veya yüksek olmasına göre hamilelikte bundan sonra izlenecek yol size anlatılacaktır. Düşük riskli sonuçlarda bir müdahale yapılmazken yüksek riskli sonuçlarda CVS veya amniyosentez yapılabilir, buna doktorun aydınlatması ile aile karar vermelidir.

Dörtlü test fiyatı kaç liradır?
Testin yapıldığı hastaneye veya labaratuara göre değişebilir ancak ortalama 100 - 200 TL civarında değişmektedir. SGK ve özel sigortalar anlaşmalı hastanelerde dörtlü test ücretini karşılamaktadır.


İlgili Konular:
Dörtlü Tarama Testi Nedir?
Üçlü ve Dörtlü Test Sonuçlarının Yorumlanması
Üçlü ve Dörtlü Test Gerekli Mi? Neden Yapılır?
Doğum Öncesi Tarama Testleri
Tamamını >>

ÜÇLÜ TEST NASIL YAPILIR?

ÜÇLÜ TARAMA TESTİ NASIL YAPILIR?
Üçlü test ne zaman yapılır?
Gebelikte üçlü test genellikle 16-20 haftalar arasında yapılır ancak bazı hastanelerin labaratuarları 15-22 haftalar arasında yapabilmektedir. Bu haftalardan önce veya sonra yapılamaz.

Nasıl yapılır?
Hamileliğin yukarıda belirtilen haftalarında anneye önce ultrason muayenesi yapılır daha sonra anne normal kan tahlillerinde verdiği kadar kan verir. Kanın aç karnına, tok karnına veya günün hangi saatinde verildiği farketmez yalnız ultrasonun yapıldığı gün verilmesi gerekir. Bu kanda B-HCG, u-E2 (serbest estriol), AFP isminde 3 değere bakılır. Bu değerlerle birlikte ultrasonda ölçülen değerler ve annenin doğum tarihi, son adet tarihi, kilosu, sigara kullanıp kullanmadığı gibi bilgiler bilgisayar programına girilir. Bilgisayar programı yaptığı hesaplamalar sonucunda risk düzeyini belirler. Sonuçta trizomi 21 (Down sendromu), trizomi 18 (Edwards sendromu) ve nöral tüp defekti için üç ayrı risk sonucu verir.

Sonuç kaç günde çıkar?
Üçlü test sonucu en geç bir kaç gün içerisinde çıkmaktadır. Sonuç çıktığında mutlaka doktorunuza göstermelisiniz. Sonuçtaki riskin düşük veya yüksek olmasına göre bundan sonra izlenecek yol size anlatılacaktır. Düşük riskli sonuçlarda bir müdahale yapılmazken yüksek riskli sonuçlarda CVS veya amniyosentez yapılabilir, buna doktorun aydınlatması ile aile karar vermelidir.

Üçlü test fiyatı kaç liradır?
Testin yapıldığı hastaneye veya labaratuara göre değişebilir ancak ortalama 100 - 200 TL civarında değişmektedir. SGK ve özel sigortalar anlaşmalı hastanelerde üçlü test ücretini karşılamaktadır.

İlgili Konular:
- Üçlü Tarama Testi Nedir?
Üçlü ve Dörtlü Test Sonuçlarının Yorumlanması
Üçlü ve Dörtlü Test Gerekli Mi? Neden Yapılır?
Doğum Öncesi Tarama Testleri
Tamamını >>

İKİLİ TEST NASIL YAPILIR?

İKİLİ KOMBİNE TEST NASIL YAPILIR?
İkili test ne zaman yapılır?
Gebelikte ikili tarama testi gebeliğin 11 - 14 haftaları arasında yapılır. (11 hafta 0 gün - 13 hafta 6 gün) Bu haftalardan önce veya sonra yapılamaz.

Nasıl yapılır?
Hamilelikte ikili kombine test yapılırken önce ultrason muayenesi yapılır. Ultrasonda bebeğin ense kalınlığı (NT, ense saydamlığı) ve boyu (CRL) ölçülür. Bu ölçüm sonuçları tetkik kağıdına not edilir. Aynı gün anne bu kağıt ile tahlil için kan vermeye gider. Kanın aç karnına, tok karnına veya günün hangi saatinde verildiği farketmez yalnız ultrasonun yapıldığı gün verilmesi gerekir. Anneden normal kan tahlillerinde olduğu gibi az miktarda kan tüp içerisine alınır ve bu kanda B-HCG ve PAPP-A tahlilleri yapılır. Bu kan tahlili sonucu çıkan değerler, ultrasonda ölçülen değerler ile birlikte bilgisayar programına girilir. Ayrıca bilgisayara annenin doğum tarihi, son adet tarihi, kilosu gibi bilgiler de girilir. Bilgisayar programı bu girilen verilen ile risk hesaplaması yapar ve sonuçta trizomi 21 (down sendromu) için risk oranı ve trizomi 18 (Edwards sendromu) için risk oranı diye iki ayrı sonuç verir. Bu oranlar 1/200 , 1/700, 1/2000 gibi yazılıdır sonuç kağıdında... Bu verilen oranlara göre sonuç düşük riskli veya yüksek riskli şeklinde ikiye ayrılır. Düşük riskli sonuçlarda bir müdahale yapılmazken yüksek riskli sonuçlarda CVS veya amniyosentez yapılabilir, buna doktorun aydınlatması ile aile karar vermelidir.

Sonuç kan günde çıkar?
Hastaneye ve labaratuara göre değişmekle birlikte ikili test sonucu genellikle en geç bir kaç gün içerisinde çıkar. Sonuç çıktığında mutlaka doktorunuza göstermelisiniz. Sonuç normal yani düşük riskli ise ne anlama gelir? Sonuç yüksek riskli ise ne anlama gelir ve bundan sonra hangi yolları izlemelisiniz doktorunuz size anlatacaktır.

İkili test fiyatı kaç liradır?
Testin yapıldığı hastaneye veya labaratuara göre değişebilir ancak ortalama 100 - 200 TL civarında değişmektedir. SGK ve özel sigortalar anlaşmalı hastanelerde ikili test ücretini karşılamaktadır.

Not: Yukarıda anlatılan ikili kombine testtir. İkili test yapılacaksa ultrason ile NT ölçümüne gerek yoktur sadece kan tahlili yapılması yeterlidir.(bkz: İkili kombine test nedir?)

İlgili Konular:
- İkili Tarama Testi Nedir?
İkili Test Sonuçlarının Yorumlanması
İkili Test Gerekli Mi? Neden Yapılır?
Doğum Öncesi Tarama Testleri
Tamamını >>

ENTEGRE TEST NEDİR?

Gebelikte entegre test (entegre tarama testi) iki testin ardışık yapılması ile uygulanır.
1) 11-14 haftalar arasında anne kanında PAPP-A ölçümü ve bebeğin ense kalınlığı (NT) ölçümü yapılır. Bu ölçümlere göre bir risk belirlenmez, sadece daha sonra yapılacak olan test beklenir.
2) 16-20 haftalar arasında dörtlü test yapılır ve birinci maddede belirtilen ölçümler ile entegre edilerek risk sonucu belirlenir.

Testte yukarıda anlatıldığı gibi NT ölçümü yapılarak sonuç belirlenirse buna tam entegre test (full integrated test) denir. Ultrasonla NT ölçümü yapılmadan sadece PAPP-A ve dörtlü test ölçümleri hesaplanarak test yapılırsa buna serum entegre test (serum integrated test) denir.

Hamilelikte entegre test Down sendromlu gebelikleri tespit etme başarısı en yüksek, en güvenilir testtir. Down sendromlu bebeklerin %92'si tam entegre test ile belirlenebilir. Serum entegre testte bu oran %89'dur.

Entegre test sonucuna göre bebekte Down sendromu (trizomi 21) ve Edwards sendromu (trizomi 18) riski belirlenir. Sonucun yüksek riskli çıkması durumunda bebekte hastalık riski vardır ancak bebek tamamen normal de olabilir bu nedenle kesin netice için amniosentez yapılması gerekir. Bu test ile AFP ölçümü yapıdığı için bebekte nöral tüp defekti riski de belirlenebilir.

Basamaklı Tarama Testi (Sequential Screening Test): 11-14 hafta arsında NT ve PAPP-A veya NT, PAPP-A ve B-HCG bakılır. Sonuçta Down sendromu riski çıkanlara amniosentez önerilir. Down sendromu riski normal çıkanlara 16-20 hafta arasında dörtlü test yapılarak yukarıdaki gibi entegre test sonucu belirlenir.

Şartlı Tarama Testi (Contingent screening test): Burada basamaklı tarama testten farklı olarak riski düşük olan hastalara başka test yapılmamaktadır. Basamaklı tarama testinde olduğu gibi riski yüksek olan gruba amniosentez önerilir. Sonucu orta riskli çıkan gebelere ise 16-20 hafta arasında dörtlü test yapılır.


İlgili Konular:
- Doğum Öncesi Tarama Testleri
Tamamını >>

İKİLİ KOMBİNE TEST NEDİR?

Gebelikte (Hamilelikte) ikili kombine test 11-14 haftalar arasında yapılır. İkili kombine test (sadece kombine test diye de adlandırılır) anneden alınan kan tahlilinde B-HCG ve PAPP-A düzeylerine bakılması ve bebeğin ense kalınlığı (NT) ölçülmesi ile elde edilen sonuçların kombine edilmesidir. Yani sadece B-HCG ve PAPP-A bakılarak yapılan test iki testtir, buna NT ölçümü eklenmesi ile yapılan test ikili kombine testtir. İKili kombine testin down sendromlu bebekleri tespit etme başarı (%85) oranı sadece ikili teste (%65) göre çok daha yüksektir. Bu nedenle ikili kombine test hem yüksek tespit oranı nedeniyle hem de gebeliğin erken haftalarında yapılabilmesi nedeniyle en çok önerilen tarama testlerinden birisidir.

İkili kombine test ile tarama yapılan gebeliklerde bulunan down sendromlu bebeklerin yaklaşık %85'i tespit edilebilir ancak kalan Down sendromlu bebeklerde (%15'inde) test sonucu normal çıkacaktır ve tespit edilemeyecektir. Test sonucu yüksek riskli çıkan gebeliklerde bebeğin Down sendromlu veya trizomi 18 (Edwards sendromu) olma riski vardır ancak bebek tamamen normal de olabilir. Bu durumda kesin neticeyi belirlemek için CVS veya amniosentez yapılmalıdır. Ancak amniosentez 16. haftadan sonra geç yapılabildiği için aile üzerinde stres yarataccaktır bu nedenle erken haftalarda (13. haftada) yapılabilen CVS yöntemi daha uygundur, erkenden kesin sonucun belirlenmesini sağlar.

İkili kombine test sonucuna göre risk belirleme:
İkili kombine test sonucunda down sensromu için yüksek risk sınırı 1/270 kabul edilir. Yani sonuç 1/270'den büyük çıkarsa (örneğin 1/200) bebekte down sendromu olma riski normalden yüksektir  ancak bebek normal de olabilir. Kesin tanı için CVS veya amniyosentez yapılmalıdır.
İkili test sonucunda Edwards sendromu (trizomi 18) için yüksek risk sınırı 1/100 kabul edilir. Yani sonuç 1/100'den büyük çıkarsa (örneğin 1/80) bebekte Edwards sendromu olma riski normalden yüksektir ancak bebek normal de olabilir. Kesin tanı için CVS veya amniyosentez yapılmalıdır.

İkili kombine test sonucu normal çıkan bir gebelikte ek olarak üçlü test  yapılması önerilmez, bu faydadan çok zarar getirir. Çünkü ikili kombine testin başarı oranı üçlü testten yüksektir ve ikili kombine testi normal olan bir hamilelikte üçlü test yaptırmak sadece gereksiz amniosentezlere bağlı düşük riskinde artış sağlayacaktır.

Burun Kemiği ölçümü (nazal bone):
Burun kemiği yokluğu (nazal bone absence) diye tanımlamak daha doğrudur, çünkü kemiğin varlığı veya yokluğu değerlendirilir. Nazal kemik yani burun kemiğinin ultrasonla değenlendirilmesini de ikili testle kombine ederek değerlendiren bazı merkezler vardır. Nazal kemiğin ultrasonda görülememesi trizomi olma riskini arttırır. Çünkü nazal kemik 11-14 hafta arasında normal fetusların %98'inde görülebilir, sadece %2'sinde görülemez. Trizomili 21 olan fetusların ise %70'inde nazal kemik görülemez. Trizomi 18 olan fetusların %50'sinde nazal kemik görülmez. Trizomi 13 olan fetusların %30'unda nazal kemik görülmez.


İlgili Konular:
- İkili Test nedir?
- İkili Test Nasıl Yapılır?
İkili Test Sonuçlarının Yorumlanması
İkili Test Gerekli Mi? Neden Yapılır?
Doğum Öncesi Tarama Testleri
Tamamını >>

DÖRTLÜ TARAMA TESTİ NEDİR?

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) DÖRTLÜ TEST NEDİR?
Gebelikte dörlü test (Quadruple test)  üçlü test ile tamamen aynı amaçla yapılan bir testtir ancak üçlü teste göre başarısı daha yüksektir. Dörtlü testte down sendromlu bebek tespit etme oranı %80'dir. Üçlü testte anneden alınan kanda değerlendirilen  B-hCG ve serbest estriol (uE3) ve AFP düzeylerine ek olarak dörtlü testte İnhibin-A düzeyinin de formüle katılması testin başarısını yükseltmektedir. Bu dört maddenin anne kanında ölçülmesinden dolayı adı dörtlü testtir, aynen ikili ve üçlü testte olduğu gibi. Anneden aynen normal kan tahlillerinde olduğu gibi az miktarda kan alınaran dörtlü tarama testi değerlendirmesi yapılır.

Trizomi 21 ve 18 zeka geriliği, kalp anomalileri ve diğer organ anomalileri olan hastalıklardır. Bu testlere zeka testi denmesinin nedeni de budur, dörtlü test bebeğin zeka düzeyini ölçen bir test değildir.

İlk trimesterde 11-14 haftalar arasında tarama testlerini yani ikili test, kombine test ve NT ölçümlerini yaptırmayanlar, zamanını kaçıranlar için sonradan önerilebilecek en iyi test dörtlü testtir.

Dörtlü test sonucuna göre risk belirleme:
Dörtlü testte aynen üçlü testte olduğu gibi Down sednromu (trizomi 21), Edwards sendromu (trizomi 18) ve nöral tüp defekti anomalilerinin risk araştırması yapılır. Detaylı bilgi için üçlü test yazısına bakabilirsiniz. Tek farkı burada tespit etme başarısı daha yüksektir. Aynen ikili test ve üçlü test gibi dörtlü test de bebekte kesin olarak hastalık varlığını göstermez, sadece bebekte bu kromozomal anomalilerin bulunma riskinin normalden yüksek olduğunu gösterir ancak bu yüksek riske rağmen bebeğin tamamen normal olma ihtimali de vardır. Bu nedenle kesin tanı için CVS ve amniosentez gibi yöntemler uygulanır.
35 yaş üzerindeki gebelere risk fazla olduğu için "genellikle" dörtlü test yapılmasına gerek duyulmadan direkt olarak amniosentez önerilir.

İlgili Konular:
- Dörtlü Tarama Testi Nasıl Yapılır?
- Üçlü ve Dörtlü Test Sonuçlarının Yorumlanması
Üçlü ve Dörtlü Test Gerekli Mi? Neden Yapılır?
- AFP Yüksekliği
Doğum Öncesi Tarama Testleri
Tamamını >>

ÜÇLÜ TARAMA TESTİ NEDİR?

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) ÜÇLÜ TEST NEDİR?
Üçlü tarama testi (Triple test) gebelikte bebekte olabilecek bazı kromozomal anomalileri ve nöral tüp defekti denilen doğumsal anomalileri araştırmak için yapılan bir testtir. İkili test de olduğu gibi bebekte trizomi 21 (down sendromu) ve trizomi 18 (edwards sendromu) olma riski belirlenir ancak bu sendromların bebekte kesin olarak varlığını belirlemez. Eğer üçlü test sonucunda bu kromozomal anomalilerin bebekte olma riski yüksek çıkarsa kesin tanı için CVS veya amniyosentez yapılır.  B-hCG ve serbest Estriol (uE3) ölçümü bu riskleri belirler.
Üçlü testte ikili testten farklı olarak nöral tüp defekti denilen anomalilerin de riski belirlenebilir, bunu sağlayan üçlü testte ölçülen AFP (alfafötoprotein) değeridir. Nöral tüp defektleri bebeğin sinir sistemi ile ilgili omurulik hasarları (halk arasında bebeğin sırtında açıklı olması) veya beyin hasarları ile ilgili anomalilerdir.

Trizomi 21 ve 18 zeka geriliği, kalp anomalileri ve diğer bir çok organ anomalileri olan hastalıklardır. Bu testlere zeka testi denmesinin nedeni de budur, üçlü test bebeğin zeka düzeyini ölçen bir test değildir.

Üçlü test genellikle hamileliğin 16-20 haftaları arasında yapılır bazı labaratuarlar 15-22 haftalar arasında değerlendirebilir. Üçlü test aynen normal kan tahlillerinde olduğu gibi anneden az miktarda kan alınarak yapılır.

Üçlü tarama testinde sonuna göre risk belirleme aynı ikili testte olduğu gibidir. (Down sendromu için 1/270, Edwards sendromu için 1/100) Risk sınırları hakkında detaylı bilgi için ikili tarama testi yazısını okuyabilirsiniz. Üçlü test sonucunda kromozomal anomali riski yüksek gelen gebeliklerde bebek tamamen normal de olabilir, kesin neticeyi belirlemek için CVS veya amniyosentez yapılır.
35 yaş üzerindeki gebelere risk fazla olduğu için "genellikle" üçlü test yapılmasına gerek duyulmadan direkt olarak amniosentez önerilir.

Üçlü tarama testinin başarısı ne kadardır?
Üçlü tarama testi ile down sendromlu bebek taşıyan gebeliklerin tamamı belirlenemez ancak %70 kadarı belirlenebilir. Down sendromlu bebek taşıyan hamileliklerin yaklaşık üçte birinde üçlü test sonucu yüksek riskli olarak gelmez, normal gelir. Bu tespit etme başarısı düşüklüğü nedeniyle üçlü testin tek başına kullanılması tavsiye edilmez.

İlgili Konular:
- Üçlü Test Nasıl Yapılır?
Üçlü ve Dörtlü Test Sonuçlarının Yorumlanması
- Üçlü ve Dörtlü Test Gerekli Mi? Neden Yapılır?
AFP Yüksekliği
Doğum Öncesi Tarama Testleri
Tamamını >>

İKİLİ TARAMA TESTİ NEDİR?

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) İKİLİ TEST NEDİR?
İkili tarama testi gebelikte bebekte olabilecek bazı kromozomal anomalileri araştırmak için yapılan bir testtir. İkili test sonucuna göre bebekte trizomi 21 (down sendromu) ve trizomi 18 (Edwards sendromu) denilen kromozomal anomalilerin bebekte olma riski araştırılır. Bu hastalıklar zeka geriliği ve bazı organ anomalileri olan hastalıklardır. Bu testlere zeka testi denmesinin nedeni de budur, ikili test bebeğin zeka düzeyini ölçen bir test değildir.

İkili test için gebeliğin 11-14 haftaları arasında anneden kan alınır (aynı normal kan tahlillerinde alındığı gibi). Bu kanda β-hCG ve PAPP-A düzeyleri ölçülerek, annenin yaşı ve diğer bazı özellikleri ile formule edilerek bilgisayar yardımıyla sonuç belirlenir. Bu teste ikili test denir. Eğer bu formüle bebeğin ense kalınlığı (NT) de eklenirse elde edilen  sonucun doğruluk oranı daha net olur, bu teste kombine test (ikili kombine test) denir. Yani kombine test, ikili test ile ense kalınlığınının kombine edilmesi sonucu yapılan bir testtir. İkili test taraması ile down sendromlu bebeklerin %65'i tespit edilebilirken, kombine test ile %85'i tespit edilebilir. Her iki test de down sendromlu bebeklerin tamamını tespit edemez, down sendromlu bebek taşıyan gebeliklerin bir kısmında bu testlerin sonucunda risk yüksek gelmeyecektir, normal gelecektir.

İkili test sonucunda bu kromozomal anomalilerin bebekte kesin olarak var olup olmadığı tespit edilemez sadece bebekte bu anomalilerin olma riski normalden yüksek mi değil mi sorusunun cevabı alınır. Eğer risk normalden yüksek çıkarsa bebekte bu anomaliler kesin var mı sorusunun cevabını almak için CVS veya amniosentez yöntemleri uygulanır.

İkili test sonucuna göre risk belirleme:
İkili test sonucunda Down sensromu için yüksek risk sınırı 1/270 kabul edilir. Yani sonuç 1/270'den büyük çıkarsa (örneğin 1/200) bebekte Down sendromu olma riski normalden yüksektir  ancak bebek normal de olabilir. Kesin tanı için CVS veya amniyosentez yapılmalıdır.
İkili test sonucunda Edwards sendromu (trizomi 18) için yüksek risk sınırı 1/100 kabul edilir. Yani sonuç 1/100'den büyük çıkarsa (örneğin 1/80) bebekte Edwards sendromu olma riski normalden yüksektir ancak bebek normal de olabilir. Kesin tanı için CVS veya amniyosentez yapılmalıdır.

Burun Kemiği ölçümü (nazal bone):
Burun kemiği yokluğu (nazal bone absence) diye tanımlamak daha doğrudur, çünkü kemiğin varlığı veya yokluğu değerlendirilir. Nazal kemik yani burun kemiğinin ultrasonla değenlendirilmesini de ikili testle kombine ederek değerlendiren bazı merkezler vardır. Nazal kemiğin ultrasonda görülememesi trizomi olma riskini arttırır. Çünkü nazal kemik 11-14 hafta arasında normal fetusların %98'inde görülebilir, sadece %2'sinde görülemez. Trizomili 21 olan fetusların ise %70'inde nazal kemik görülemez. Trizomi 18 olan fetusların %50'sinde nazal kemik görülmez. Trizomi 13 olan fetusların %30'unda nazal kemik görülmez.


İlgili Konular:
- İkili Kombine Test Nedir?
- İkili Test Nasıl Yapılır?
- İkili Test Sonuçlarının Yorumlanması
- İkili Test Gerekli Mi? Neden Yapılır?
Doğum Öncesi Tarama Testleri
Tamamını >>

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) KANSIZLIK TEDAVİSİ

HAMİLELİKTE ANEMİ VE TEDAVİSİ
Hamilelikte kansızlığın (aneminin) en yaygın türü demir eksikliği anemisi olduğu için burada demir eksikliği anemisinin tedavisi anlatılacaktır.

Demir eksikliği anemisinin tedavisi:
Gebelikte demir eksikliğine bağlı kansızlığın tedavisinde amaç vücuttaki demir depolarının doldurulmasıdır. Demir ilaçları ile bir süre sonra kansızlık düzelebilir ancak bu tedavinin yeterli olduğu anlamına gelmez, demir depoları dolana kadar tedaviye devam etmek gerekir. Kansızlığın düzelmesi ve demir depolarının dolması yapılan kan tahlilleri ile basitçe tespit edilebilmektedir. Kansızlık düzeldikten sonra 3 ay daha demir ilacı verilmesi demir depolarının dolması için yeterlidir.

Tedavide ağızdan, kas içine (kas içine iğne ile, intramuskuler enjeksiyon) veya damardan serum ile verilen demir ilaçları kullanılabilir. Kas işine yapılan enjeksiyonlar ve damardan verilen ilaçlar ağızdan alınan haplara göre daha hızlı düzelme sağlarlar.

Hamilelikte kansızlığa iyi gelen demirden zengin yiyecekler:
Kırmızı et ve tavuk eti, baklagiller, yumurta, pekmez, yeşil sebzeler, kuru üzüm, kuru kayısı, fındık, fıstık gibi besinler demirden zengindir.
Ağızdan alınan demir ilaçları portakal suyu gibi C vitamininden zengin besinlerle beraber alınırsa demirin barsaktan emilimi daha fazla olur. Çay, kahve, süt, süt ürünleri, yumurta, tetrasiklin antbiyotikler, kalsiyum ilaçları demir ilaçlarının ve besinlerdeki demirin emilimini azaltırlar, bu nedenle ilaçlarla beraber alınmamalıdır. Çay yemeklerden en az 45 dakika sonra içilmelidir.

Hamilelik döneminde kansızlık olması daha her anneye önlem amacıyla mutlaka rutin olarak demir ilaçları (halk arasında kan hapı) verilmelidir. Bu konuda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Yiyeceklerle içeceklerle alınan demir yeterli değildir, ilaçları kullanmak gerekir:
Bu konuda son olarak şunu vurgulamak gerekir ki yiyecekler ve içeceklerle alınan demir gebelikte demir eksikliğine bağlı kansızlığı önlemek için veya kansızlığı tedavi etmek için asla yeterli olmaz, mutlaka demir ilaçları kullanılmalıdır. Yiyeceklerle alınabilecek demir miktarı ve alınan demirin emilme oranı kısıtlıdır. Fazla demir almak amacıyla bazı yiyecekleri, içecekleri çok aşırı tüketmek de faydadan çok zarar getirebilir. Gereksiz kilo ve yağ depolanmasına neden olabilir. Bu nedenle demirden zengin besinler normal miktarda tüketilmelidir ve demir eksikliği demir ilaçları ile giderilmelidir.


İlgili Konular:
- Gebelikte Kansızlık (Anemi)
- Gebelikte Demir İlacı Kullanımı
Tamamını >>

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) KANSIZLIĞIN ZARARLARI

Gebelikte kansızlığın (aneminin) anne, bebek ve doğum komplikasyonları açısından çeşitli zararları ve riskleri vardır. Bebek açısından olan riskleri hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Gebelikte kansızlığın anne ve doğum açısından riskleri:
- Annenin az kilo alması
- Annede aşırı yorgunluk ve uyku hali
- Doğum sırasında olası bir kanama halinde anne hayatının tehlikeye girmesi ve kan transfüzyonu gereksinimi (Bu nedenle annedeki kansızlık mutlaka doğumdan önce düzeltilmelidir.)
- Doğumdan sonra kanama, enfeksiyon v.b komplikasyonlar
- Doğum eyleminde uzama
- Erken doğum

İlgili Konular:
- Gebelikte Kansızlığın Bebeğe Zararları
- Gebelikte Kansızlık (Anemi)
Tamamını >>

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) KANSIZLIĞIN BEBEĞE ZARARLARI

Kansızlık (anemi) gebelik ve bebek açısından ne gibi zararlar ve riskler verebilir?
Yapılan araştırmaların çoğunda hamilelik döneminde anemik olan annelerin bebeklerinde bazı olumsuz etkilerin daha sık görüldüğü saptanmıştır. Annede anemi ne kadar fazla ise bebekte oluşan olumsuz etkiler de doğru orantılı olarak fazla görülmektedir.  Bunlar:
- Erken doğum
- Düşük doğum ağırlığı
- Anne karnında gelişme geriliği
-Doğumdan sonra bebeğe yoğun bakım gereksiniminde artış
- Annede anemi ciddi boyutta ise bu plasentadan bebeğe demir geçişinin az olmasına neden olur ve bebekte de demir eksikliği ve anemiye neden olur. Bu da bebeğin beyinsel ve fiziksel gelişimini olumsuz etkileyebilir.

İlgili Konular:
- Gebelikte Kansızlık (Anemi)
- Gebelikte Kansızlığın Zararları
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"