MİYOM (SORU CEVAP YORUMLAR)

RAHİMDE MİYOM (SORU CEVAP YORUMLAR)

Miyom nerede oluşur?
Miyomlar (leiomyom) vücutta bir çok organda oluşabilen iyi huylu benign oluşumlardır ancak kadında en sık rahim (uterus) dokusunda oluşur. Rahim ağzında da (serviks) miyom oluşabilir ancak daha nadirdir. Yumurtalıklarda yaygın görülen benign oluşum miyom değil kistlerdir, yumurtalıklarda miyom yani leiomyom çok çok nadir olur. Vücutta kol ve bacaklardaki kas dokularında veya diğer iç organlarda nadiren oluşabilir.

Miyom ameliyatını kim yapar?
Rahimde oluşan miyom ameliyatını kadın hastalıkları ve doğum uzmanları (jinekolog) yapar. Ameliyat kapalı veya açık yöntemlerle yapılabilir. Diğer organlarda miyom oluşması nadirdir ve o organla ilgili branş uzmanı tarafından ameliyat edilir, örneğim ortopedi uzmanı veya genel cerrahi uzmanı...

Miyom ameliyatı olanlar hamile kalabilir mi?
Miyom ameliyatından sonra en az 3-6 ay gebe kalınmaması önerilir, bu durum ameliyata ve myomun yerine göre değişebilir. Miyom ameliyatında rahim tamamen alınmışsa hamilelik doğal olarak imkansızdır ancak sadece miyomlar alınmışsa hamile kalınabilir.

Miyom ameliyatı genel anestezi ile mi olur?
Miyom ameliyatında sadece miyomların alınmasına miyomektomi denir ve bu operasyon açık veya kapalı yöntemle (laparoskopi) yapılabilir, bu miyomun yeri ve sayısına göre değişebilir. Rahmin iç boşluğuna doğru büyümüş miyomlar histeroskopi yöntemi ile alttan vajinal yolla alınabilir. Miyomla birlikte rahmin tamamen alınmasına histerektomi denir. Bu ameliyatların hepsi genellikle genel anestezi ile yapılır yani hasta tamamen uyutulur. Nadiren spinal anestezi (belden uyuşturularak) da yapılabilmektedir bazı ameliyatlar.

Miyom ameliyatından sonra karında şişlik ve kanama ne kadar sürer?
Miyom operasyonu sonrasında bir kaç gün, en fazla bir hafta az miktarda kanama veya lekelenme olabilir, kanama adet kanamasından fazla ise doktora başvurmak gerekir. Karında şişlik her ameliyattan sonra ilk gün gaz çıkaramama nedeniyle olabilir ancak ilk günden sonra gaz çıkarmaya başlayınca geçmesi gerekir.

Miyom ameliyatından sonra cinsel ilişkine zaman başlamalı?
Miyomektomi veya rahmin tamamen alınmasından sonra en az bir ay süre ile cinsel ilişki yasaklanır. Hasta zaten ağrı ve lekelenme gibi nedenlerle ilk ay cinsel ilişkide zorlanabilir. İlk aydan sonra cinsel ilişki başlayabilir mi diye doktorunuza danışmanız gerekir.

Miyomlar hangi büyüklükte ameliyat edilir?
Miyomler eğer aşırı kanama ve ağrı, adet (regl) düzensizliği gibi sorunlara neden oluyorsa her boyutta yani bir iki cm bile olsa ameliyat edilerek alınır. Kesin bir ölçü kuralı olmamakla beraber genellikle 5 santimetreye kadar olan miyomlar  bir şikayete neden olmuyorsa ameliyat edilmez (rahmin iç yüzüne doğru büyüyenler hariç); 5 cm'den büyük miyomlar bir şikayete neden olmuyorsa bile rahmin dışına doğru büyüdüğü için ve etraf dokulara baskı yapıp rahasızlığa neden olabileceği için ameliyat edilir genellikle. Hızlı büyüyen miyomlar için genellikle küçük de olsa ameliyat düşünülür.

Miyom karında şişkinlik yapar mı?
Miyomun karında şişlik yapması için yani dıştan bakınca hamile gibi karnın büyüdüğünün belli olması için çok büyük boyuta erişmiş olması gerekir. Örneğin 20 cm boyutunda bir miyom dışardan belli olabilir.

Miyom, kist ve polip aynı şey mi, farkları nedir?
Miyomlar ve polipler içi dolu solid urlardır, kistler ise içi sıvı dolu baloncuk şeklinde yapılardır. Miyom ve polip sıklıkla rahimde olurken, kistler sıklıklar yumurtalıklarda olur (over kisti).

Miyom büyümesi belirtileri nelerdir?
Miyomlar özellikle üreme çağındaki kadınlarda zamanla büyüyebilir, menopozdaki kadınlarda genellikle büyüme olmaz. Üreme çağında yani 20-50 yaş arasında miyom büyüdükçe adet kanamaları daha fazla olmaya başlar ve kasık-bel ağrısı başlar. Büyüme genellikle çok hızlı olmaz, örneğin bir miyomun boyunun iki katına çıkması genellikle aylar içinde değil yıllar içerisinde gerçekleşir. Hızlı büyüyen miyom sıra dışı bir durum olduğundan miyom olmaması konusunda şüphe yaratabilir ve ameliyat gerektirebilir. Gebelikte de miyomlar büyüyebilir ve ağrıya neden olabilir. Menopozdan sonra genellikle büyümezler hatta miyom boyutlarında bir miktar küçülme meydana gelebilir.

Yumurtalıkta miyom olur mu?
Yumurtalıkta (overde) miyom çok çok nadir olabilecek bir durumdur. Miyomlar sıklıkla rahimde, daha az olarak rahim ağzında oluşurlar. Yumurtalıkta miyom olması primer ovaryan leiomyom olarak adlandırılır ve çok nadirdir; böyle bir görüntü varsa ameliyat ile yumurtalıktan alınması gerekir.

Miyom kisti nedir?
Miyom kisti diye bir terim yoktur, miyom ve kist farklı yapılardır. Doğru terim miyom veya miyom dokusudur. Kistlerde yumurtalık kistleri, çikolata kistleri gibi çeşit çeşit isimler alırlar. Kist denilen kavram içi boş yani içi sıvı ile dolu olan yapıları tanımlar, oysa miyom denildiğinde vücutta içi sıvı ile dolu olmayan, solid yapılar akla gelir.

Miyomu olanlar neler yememeli?
Miyomlar yemek veya içmek ile etkilenen yapılar değildir. Miyomu olan hastalara özel bir beslenme önerisi yoktur. Her kadın ile aynı sağlıklı beslenme kurallarına uymalılardır. Miyomu olanların yememesi gereken yasaklanan yiyecekler, içecekler de yoktur. Bitkisel ilaç önerileri, otlar, kürler, soğan kürü, çaylar, doğal besin tedavileri miyomlar konusunda fayda sağlamaz.


İlgili Konular:
- Miyom Nedir?
- Miyom Tedavisi
Tamamını >>

KAPALI MİYOM AMELİYATI (LAPAROSKOPİK MYOMEKTOMİ)

Miyom (myoma uteri) kadınlarda en yaygın görülen iyi huylu tümörlerden birisidir. Miyomlar her zaman tedavi veya ameliyat gerektirmezler ancak ameliyat gerektiren myomlar için uygulanan tekniklerden birisi de laparoskopik ameliyat yöntemidir. Her miyom için laparoskopik ameliyat mümkün değildir ancak mümkün olan hastalarda çeşitli avantajlar içerir. Laparoskopik miyom ameliyatının açık yöntemle yapılan miyom ameliyatına göre başlıca avantajları karında daha az yara izi olması, ameliyat sonrası iyileşme süresinin daha kısa olması, yara yeri enfeksiyonu riskinin çok düşük olması, ameliyat sonrası daha az ağrı olmasıdır. Açık yöntemle ve diğer yöntemlerle miyom ameliyatı yapılması hakkında bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Laparoskopi (kapalı ameliyat) miyomlar dışında da karın içerisindeki bir çok hastalığın tedavisi için jinekolojide ve diğer branşlarda yaygın olarak uygulanan bir yöntemdir, laparoskopi hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Laparoskopik (kapalı) miyomektomi subseröz ve intramural miyomlarda tercih edilir (bkz: miyom türleri). Ameliyat planlanan bir miyom hastasında laparoskopik yöntemin tercih edilmesi esnasında en önemli kriter cerrahın tecrübesidir. Bu yöntemde tecrübeli olan cerrahlar kendi tecrübeleri doğrultusunda laparoskopi için uygun vakaları seçseler de genellikle çok büyük olmayan (8-10 cm'den küçük), ve 4'ten az sayıda myomu bulunan hastalar tercih edilmektedir. Bazı araştırmalar 4 ve daha fazla miyom varlığında, intraligamanter miyomlarda, büyük miyomlarda laparoskopi uygulandığında komplikasyon oranında artış olduğunu bildirmiştir (kaynak). Ameliyattan önce miyomların yeri ve büyüklükleri ultrasonografi ile dikkatlice değerlendirilir hatta bazı durumlarda MR ile değerlendirilir. MR miyomların boyutu ve lokalizasyonu konusunda, adenomyozis varlığı konusunda daha net bilgi verebilmektedir.



Laparoskopik myom ameliyatında myomlar rahim duvarından çıkarıldıktan sonra karın dışarısına genellikle "morselatör" denilen alet ile parçalanarak alınır.

Ameliyattan sonra miyomlar tekrar oluşur mu?
Açık ameliyatta olduğu gibi laparoskopik myomektomiden yıllar sonra da miyomların tekrarlama riski vardır. Tekrar miyom oluşma riski ameliyat sırasında 35 yaşından genç olanlarda ve çok sayıda miyom varlığında daha fazladır, bir veya iki myom nedeniyle uygulanan ameliyatlardan sonra tekrar miyom oluşma riski düşüktür (kaynak). Daha sonraki yıllarda tekrar miyom oluşsa dahi bunların büyük kısmı tekrar ameliyat gerektirmemektedir. Yapılan araştırmalarda miyom ameliytatının laparoskopik (kapalı) veya açık yöntemle yapılmasının tekrarlama açısından fark yaratmadığı gözlenmiştir (kaynak).

Laparoskopik (kapalı) miyom ameliyatı sonrası:
- Hamilelik planlayanların ameliyattan sonra en az 6 ay korunmaları önerilir. Daha erken dönemde gebe kalınması riskli olabilir.
- Laparoskopik miyom ameliyatı olanlar ameliyattan sonra kendini iyi hissettiğinde, ağrı hissetmediğinde cinsel ilişkiye başlayabilir. Bu süre genellikle 15-30 gün arasında değişir.
- Laparoskopik miyomektomi ameliyatından genellikle bir veya iki gün sonra hasta taburcu edilir ve bir hafta sonra kontrole gelmesi önerilir. İlk kontrollerden sonra 6 ay veya yılda bir kontroller ile takibe devam edilir.
- Ameliyat sonrasında hastanın günlük hayatındaki her işi rahat yapabilmesi 1-2 hafta içerisinde gerçekleşir. Çalışan hastalar işlerine 2-4 hafta arasında dönebilmektedir genellikle. İyileşme süreci açık ameliyata göre daha kısa sürer ve daha ağrısız geçer.


İlgili Konular:
- Myomektomi (Miyom Alınması Ameliyatı)
- Miyom Nedir?
- Miyom Tedavisi
- Miyomlarda Embolizasyon Tedavisi
- Laparoskopik Histerektomi
Tamamını >>

MİYOMLARDA EMBOLİZASYON TEDAVİSİ

UTERİN ARTER EMBOLİZASYONU
Miyom (myoma uteri) için tedavi seçeneklerinden birisi de embolizasyondur. Embolizasyon kısaca tıkayıcı bazı maddeler verilerek damarların tıkanması ve buradan geçen kan akımının durdurulması işlemidir. Uterin arter rahimi (uterus) besleyen ana damardır, miyom tedavisinde uterin arter embolizasyonu uygulanır. Miyomlarda embolizasyon dışındaki tedavi seçenekleri hakkında ayrıntılı bilgilere buraya tıklayarak ulaşabilrisiniz.

Miyom embolizasyonu nasıl bir tedavidir?
Embolizasyon işleminde ameliyatsız sadece lokal anestezi yapılarak kasıktaki damardan girilen kateter aracılığıyla rahimde bulunan myomu besleyen küçük damarların (uterin arter) tıkanması sağlanır. Kateter aynı kalp anjiografisinde olduğu gibi kasıktaki damardan girilir, rahim damarlarına doğru ilerletilen kateter içerisinden polivinil alkol (PVA) ve Embosfer gibi tanecikler verilerek myomu besleyen damar tıkanır. Bu işlemde amaç myoma giden kan akımının engellenmesidir. Bu sayede myomun beslenmesi bozulacaktır ve myom küçülecektir. İşlemde rahime giden bütün damarlar tıkanmaz bu nedenle rahim (uterus) hasar görmez. Hastaya genel anestezi verilmeden sadece lokal anestezi ile işlem gerçekleştirilir. İşlem öncesinde MR (magnetik rezonans) çekilerek myomların yerleşimi ve boyutları tam olarak belirlenir. Embolizasyon işlemi girişimsel radyoloji konusunda uzmanlaşmış radyoloji uzmanları tarafından uygulanır, kadın hastalıkları ve doğum uzmanları tarafından uygulanamaz.

Uterin arterin (rahme kan veren ana atar damar) embolizasyonu: UAE
Uterin fibroid (miyoma giden daha ince damarların) embolizasyonu : UFE

Hangi hastalarda embolizasyon tedavisi uygundur?
Embolizasyon tedavisi mi, cerrahi tedavi mi (ameliyat ile miyomun veya rahmin tamamının alınması) konusunda kararı etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bunlar hastanın yaşı, çocuk istemi, myomların sayısı ve boyutu, myomların yerleşimi, hastanın genel sağlık durumu gibi faktörlerdir. Bu faktörler ve tedavi tercihi hastaya göre değişebilmekle beraber genel kabul gören görüşler şu şekildedir:
- Myom tek ise myomektomi ameliyatı tercih edilir.
- Çok fazla sayıda myom bulunan hastalarda myomların hepsinin çıkarılması zor olabileceği için ve ameliyat riskli olabileceği için, ayrıca myomların tekrarlama riski fazla olacağı için embolizasyon tedavisi öncelikle düşünülebilir.
- Bazı hastalıklardan dolayı ameliyat olması riskli olan hastalarda embolizasyon uygulanabilir.
- Çocuk istemi olan hastalarda myomektomi ameliyatı uygunsa öncelikle düşünülebilir. Embolizasyon tedavisi sonrasında da hamile kalmak ve doğum yapmak mümkündür, bu tür hastalar çoktur ancak embolizasyon tedavisinin hamile kalabilmeyi zorlaştırabileceği konusunda şüpheler vardır. Bu şüpheler çok kesin değildir ancak daha fazla araştırma ile bu durum netleştirilene kadar çocuk istemi olan hastalarda ilk seçenek olarak önerilmemektedir.
- Rahimden dışarıya doğru sapla uzamış miyomlar (saplı subseröz veya saplı submüköz) myomlarda embolizasyon tedavisi yerine ameliyatla myomun alınması uygundur. Çünkü embolizasyon sonrası bu myomlar sap kısmından koparak karın içerisine düşebilirler. Ayrıca bu tür saplı myomların myomektomi ameliyatı ile alınmaları nispeten kolaydır.
- Miyomun yanı sıra hastada yumurtalık (over) kisti veya başka bir patoloji varsa bu durumda ameliyat tedavisi tercih edilir. Böylece aynı ameliyatta miyom ve kist birlikte alınabilir.
- Myomlarda kanserleşme riski yoktur ancak hastada başka bir nedenle kanser şüphesi (rahimde veya yumurtalıklarda) veya benzer bir durum varsa bu durumda ameliyat tercih edilmelidir.

Embolizasyon tekniğinin riskleri nelerdir?
Her işlem gibi embolizasyon işleminin de bazı riskleri vardır. Nadiren enfeksiyon gelişebilir. Yumurtalık yetmezliği (hormonlarda azalma) meydana gelebilir. Ameliyatın aksine genel anestezi verilmemesi anestezi riskleri olmamasından dolayı bir avantaj yaratır. Çok nadiren embolizasyon işlemi sonrasında rahimde oluşan hasara bağlı ameliyat ile rahimin alınması gerekebilir. Nadiren adet görememe durumu oluşabilir.

Embolizasyonun avantajları nelerdir?
Ameliyata göre hastanın iyileşmesi çok daha hızlı gerçekleşir. Ameliyat izi olmaz. Genel anestezi riski yoktur. Ameliyatta olabilecek kanama benzeri riskler yoktur.

Embolizasyon özellikle son 10 yılda miyom tedavisinde alternatif bir yöntem olarak yaygınlaşmaktadır. Amerika ve avrupa ülkelerinde daha yaygın olmakla beraber ülkemizde de bu konuda deneyimli girişimsel radyoloji uzmanları vardır. Hangi tedavi seçeneğinin uygun olacağına kadın doğum uzmanı ile girişimsel radyoloji uzmanı birlikte karar vermelidir ve tabiki her tedavi seçeneğinin avantaj ve dezavantajlarını öğrenen hasta son kararı kendisi vermelidir.


İlgili Konular:
- Miyom Nedir?
- Miyom Tedavisi
- Myomektomi (Miyom Alınması Ameliyatı)
Laparoskopik Myomektomi (Kapalı Myom Ameliyatı)
Tamamını >>

MİYOM KİMLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜR?

Miyom (myoma uteri) kimlerde daha sık görülür? risk faktörleri nelerdir? sorularına cevap vermeden önce şunu belirtmek gerekir ki myom zaten kadın popülasyonda çok sık görülen bir patolojidir, bazı yaş gruplarındaki kadınların neredeyse yarısında ufak da olsa myom izlenmektedir. Ancak bazı durumlarda myom gelişiminin arttığı, bazı durumlarda azaldığı görülmektedir.

Myomlar genç ve çocuk yaşlarda pek görülmezler daha çok doğurganlık çağları dediğimiz 25-40 yaş arasında görülürler. Bir kadında 40-45 yaşlarına kadar myom oluşmamışsa bu yaştan sonra veya menopozdan sonra oluşması çok nadirdir. Menopozdan önce oluşan myomların menopoza girdikten sonra büyümesi durur hatta küçülme izlenir.

Myom patogenezinde başlıca genetik faktörler ve hormonal faktörler rol alır. Myomların yumurtalıklardan salınan östrojen hormonundan etkilendiği bilinmektedir. Son yıllarda bazı araştırmalar progesteron hormonunun da etkileyebileceğini göstermiştir. Östrojen ve progesteron myometriumda ve myom dokusunda bazı büyüme faktörlerini (TGF, EGF, FGF, IGF gibi) etkiler. Menopzodan sonra yumurtalıklardan salınan östrojen hormonu azaldığı için myomlar küçülür.

Miyomlar kimlerde daha sık görülür:
- Doğum yapmayan veya az doğum yapanlarda sık görülür.
- Siyah ırkta myom daha sıktır.
- Adet görmeye erken yaşta başlayanlarda (erken menarş) daha sık görülür.
- Bazı araştırmalara göre obezite yani şişmanlık da bir risk faktörüdür.
- Ailesinde anne ve kız kardeşlerinde myom olanlarda daha sık görülür.
- Yaş ilerledikçe myom görülme insidansı artar.
- Kırmızı etten zengin beslenenlerde daha sık görülür. Yeşil sebzelerden zengin beslenenlerde daha az görülür.

Miyom kimlerde daha az görülür:
- Çok doğum yapanlarda myom daha az görülür.
- Sigara kullananlarda daha az görülür.
- Düzenli egzersiz ve spor yapanlarda daha az görülür.
- Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler) kullanımı myom gelişimini azaltır.


İlgili Konular:
- Miyom Nedir?
Tamamını >>

MİYOMLARDA TANI - TEŞHİS YÖNTEMLERİ

Miyom (myoma uteri, halk arasında rahimde ur) kadın hastalıkları arasında en sık görülenlerden birisidir. Genel olarak teşhisi kolay hastalıklar arasında yer alır. Myomlar belirli bir büyüklüğe ulaştığında elle vajinal muayenede anlaşılabilir ancak günümüzde küçük dahi olsalar gelişmiş ultrasonografi cihazları sayesinde kolayca tanı konulabilmektedir. Myomların teşhis ve ayırıcı tanısında kullanılan yöntemler tek tek aşağıda anlatılmıştır. En yaygın kullanılan yöntem ultrasonografidir.

Ultrason:
Karından yapılan (abdominal) veya transvajinal yolla yapılan ultrasonografi ile myomlar kolaylıkla izlenebilmektedir. Transvajinal ultrasonografi myomun boyutu ve yerleşiminin tam olarak belirlenmesi ve diğer patolojilerden ayırt edilmesi açısından daha hassastır. Ultrason ile myomun boyu, çapı, tipi (subreröz, intramural, submüköz) belirlenebilir. Belli aralıklarla yapılan ultrason ölçünleri ile myomların büyümesi takip edilir. Ultrason ile 1 cm'den küçük myomlar bile görülebilmektedir. Muayene ve ultrason sayesinde myomların çok büyük kısmında tanı konulabilmektedir, aşağıdaki diğer yöntemler nadiren gereken yöntemlerdir.

Histeroskopi:
Hsteroskopi hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Histeroskopi kısaca vajinal yolla kamera yöntemi ile rahim içerisine bakılmasıdır. Myomların tanısında nadiren gerekebilen bir yöntemdir. Özellikle rahim içerisine yakın yerleşimli (submüköz) myomlar endometrial polipler ile karşabilir, bunların ayrımında salin infüzyon sonografi (rahim içerisine su verilerek ultrason yapılması) veya histeroskopi kullanılır. Histeroskopi ile aynı zamanda submüköz myomların tedavisi de yapılabilmektedir. Çok büyük olmayan submüköz myomlar histeroskopi sırasında elektrokoter aracılığıyla kesilerek alınabilmektedir.

Salin İnfüzyon Sonografi (Rahim içerisine su verilerek ultrason yapılması):
Halk arasında sulu ultrason (SİS) diye adlandırılan salin infüzyon sonografi (sis) vajina yoluyla rahim içerisine ufak bir kanül (ince boru) yardımıyla rahim içerisine serum verilmesi sırasında ultrason yapılmasıdır. Bu işlemin faydası rahim içerisine verilen suyun rahim içerisini doldurup genişletmesi ve bu sayede rahim içerisindeki myom, polip gibi patolojilerin daha rahat görülebilmesidir.

Laparoskopi:
Laparoskopi hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Laparoskopi kısaca karın içerisine göbek altından açılan ufak bir delikten kamera yöntemi ile bakılmasıdır. Laparoskopi nadiren myomların over (yumurtalık) kisti gibi bazı pelvik parolojilerden ayırt edilmesi ve kesin teşhis konulması için uygulanmaktadır. Laparoskopik olarak myomların alınması (myomektomi) bazı myomlarda mümkündür.

Histerosalpingografi (HSG - Rahim filmi veya rahim röntgeni):
Hissterosalpingografi daha çok infertilite (kısırlık) tedavisinde rahim içerisini ve tüplerin açıklığını değerlendirmek için kullanılan bir yöntemdir. HSG hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. HSG'de rahim içerisine doğru büyümüş olan myomlar görülebilir. Rahim iç duvarında (intramural) veya dışarı doğru büyümüş (subseröz) myomlar HSG'de görülemezler.

Tomografi ve MR
Bilgisyarlı tomografi (BT, CT) veya magnetik rezonans (MR) gibi yöntemler nadiren myomların karın içerisindeki, yumurtalıklardaki diğer patolojilerden ayırt edilmesi için kullanılabilmektedir. Özellikle MR myomların yerleşiminin belirlenmesinde ve adenomyozis gibi diğer patolojilerin saptanmasında çok başarılıdır.

Miyom teşhisinde kan tahlili kullanılır mı?
Bu hastalar tarafından merak edilen bir konudur ancak myomların tanı ve takiplerinde kullanılan bir kan tahlili yöntemi yoktur. Yumurtalık (over) kistleri ile ilgili kanda bazı belirteçler tahlil ile görülebilmesine rağmen myomlar ile ilgili bu tür belirteçler yoktur. Kan tahlili ancak şüphelenilen nadir bazı durumlarda myomların bazı patolojilerden ayırt edilmesi için gerekebilir, normalde kan tahlili yapılmaz.

Smear testi myomlar hakkında bilgi verir mi?
Hayır, smear testi sadece rahim ağzı ile ilgili patolojiler hakkında bilgi verir. Myom veya polip gibi rahim içerisinde bulunan patolojiler hakkında bilgi vermez. Smear testi hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.


İlgili Konular:
- Miyom Nedir?
Tamamını >>

MİYOM TEDAVİSİ

Miyom (myoma uteri) konusunda tedavi yöntemleri başlıca üçe ayrılabilir. Bunlar 1. gözlem, 2. ameliyat ve 3. diğer (ilaç, embolizasyon vb.) tedavilerdir. Bu tedavilerden hangisinin uygulanacağı myomun boyutuna, moyonların sayısına, hastanın yaşına, çocuk sayısına ve diğer bazı özelliklerine göre belirlenir.

Miyomlarda gözlem:
Özellikle küçük olan (1 - 5 cm arası) ve herhangi bir şikayete neden olmayan myomlar hiçbir tedavi verilmeden gözlenebilir. Gözlem için ortalama 6 ay aralıklarla ultrasonografi yapılır ve myom büyüklüğündeki değişiklik karşılaştırılır eğer myom boyutlarında artma yoksa gözleme devam edilir, myom boyutlarında fazla artma varsa genellikle ameliyata karar verilir. 5 cm'den küçük myomlar için nadir haller dışında ameliyat kararı verilmez bunun yerine izlem yapılır, özellikle yaşı menopoza yakın olan hastalarda zaten menopoza girdikten sonra myom boyutlarında küçülme olacağı için bir süre izlenerek beklenmesinde fayda olabilir. Rahim iç duvarında (endometrium) olan summüköz myomlar ve aşırı kanama gibi şikayetlere neden olan myomlar küçük dahi olsalar ameliyat ile tedavi gerektirebilirler.

Ameliyat tedavisi:
Myomlarda en sık uygulanan tedavi şeklidir. Myomlarda iki türlü ameliyat planlanabilir. Birincisi sadece myomların (myom nüvelerinin) alındığı myomektomi ameliyatıdır. İkincisi myomların rahimle birlikte alındığı histerektomi ameliyatıdır. Bu ameliyatlardan hangisinin yapılacağı myomların sayısına, büyüklüğüne, hastanın diğer hastalıklarına ve durumuna, yaşına, çocuk sayısına göre seçilir. Bu ameliyatlar laparoskopik (kapalı) veya açık ameliyat şeklinde yapılabilmektedir. Myomlar çok büyükse ve sayıca fazlaysa, hastanın yaşı ortalama 40'dan fazlaysa ve yeterince çocuğu varsa histerektomi ile rahmin tümden alınması planlanabilir. Histerektomi ile rahmin alınmasının avantajı bir dha myomun tekrarlaması gibi bir durumun söz konusu olmamasıdır. Myomektomi ameliyatı yapılan hastalarda rahim durduğu için ileleride tekrar myom oluşma riski vardır ancak bu ameliyatın avantajı hastanın hala hamile kalabilmesi, çocuk sahibi olabilmesidir.



İlaç tedavisi:
Myomların tedavisinde günümüzde çok nadir haller dışında ilaç tedavisi uygulanmamaktadır. Myom boyutlarında küçülme sağlayabilen ilaçlar arasında başlıca GNRH analogları gelir. Bu ve diğer bazı ilaçlar teorik olarak myom boyutunda küçülme sağlayabilse de bu etki geçici olabilmektedir bu nedenle pratikte pek uygulanan yöntemler değillerdir.

Uterin arter embolizasyonu:
Rahim (uterus) içerisine kan veren damarların tıkanmasıdır. Bu sayede myoma giden kan azalacağı için myom boyutları küçülür. Embolizasyon işlemi ameliyatsız sadece damartan katater ile uygulanır. Bu konuda detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Hangi durumlarda miyom ameliyat tedavisi gerektirir?
- Myom boyutları fazla büyükse (genellikle 8-10 cm'den büyükler)
- Aşırı kanamaya ve kansızlığa (anemi) neden oluyorsa
- Ağrı, sık idrara çıkma, kabızlık gibi bası semptomları yaratıyorsa
- Dejenere olmuş ve ağrılı ise
- Vajene doğmuş myomlar
- Menopoz sonrasında büyümeye devam eden myomlar
- Torsiyone olmuş subseröz myom
- İnfertilite (kısırlık) sebebi olarak düşünülen myomlar

Miyomlarda bitkisel tedavi yöntemi var mıdır?
Myom tedavisinde bitkisel tedavi yöntemi yoktur. Bitkisel çaylar, içecekler, yiyecekler hiçbir fayda sağlamaz, myomları küçültmez. (Zaten myom tedavisinde ilaçlar da pek fayda sağlamamaktadır.) Bitkisel ürünler ile ilgilenerek vakit kaybetmek yerine myomların doktor takibinde uygun tedavisi yapılmalıdır.


İlgili Konular:
- Miyom Nedir?
- Myomektomi (Miyom Alınması) Ameliyatı
Laparoskopik Myomektomi (Kapalı Myom Ameliyatı)
- Histerektomi (Rahim Alınması) Ameliyatı
- Miyomlarda Ebmolizasyon Tedavisi
Tamamını >>

MİYOM İLE İLGİLİ BELİRTİLER VE ŞİKAYETLER

Miyom (myoma uteri, halk arasında rahimde ur olması) çeşitli belirti ve şikayetlerle ortaya çıkabilir ancak myom saptanan hastaların çoğunda hiçbir şikayet veya belirti yokken muayene sırasında tesadüfen myom saptanır. Küçük yani bir kaç cm çağındaki myomlar genellikle hiçbir zaman şikayete neden olmazlar ve büyümedikleri sürece bir problem oluşturmazlar bu nedenle küçük haldeyken tedavi edilmezler.

Myomlarla ilgili en sık rastlanan belirtiler aşırı ve uzun süren adet kanamalarıdır (menometroraji). Myomlara bağlı seyrek adet görme olmaz ancak sık adet görme, kanamanın uzun sürmesi, kanama miktarının aşırı olması ve buna bağlı kansızlık (anemi) gelişmesi gibi belirtiler olabilir. Adet sancılarında artış (dismenore) meydana gelebilir. Myomlara bağlı cinsel ilişki sırasında veya sonrasında kanama nadiren olsa da özellikle adet dönemi ortalarında kanama, lekelenme gibi belirtiler olabilir.

Myomlara bağlı diğer sık görülen şikayetler arasında kasık ağrısı, bel ağrısı, sık idrara çıkma gibi şikayetler vardır. Bu şikayetler büyük (en az 5-10 cm) myomlara bağlı gelişebilir. Küçük 2-3 cm boyutunda myomalara bağlı kasık ağrısı, bel ağrısı, sık idrara çıkma meydana gelmez, bu hastalarda bu şikayetlerin başka bir nedeni araştırılmalıdır. Sık idrara çıkma büyük ve rahim ön tarafında bulunan bir myomun idrar torbasına baskı yapması sonucu meydana gelir. Yine bu tür büyük myomlara kalın barsağa (rektum) baskı yaparak kabızlık, zor tuvalete çıkma gibi şikayetlere neden olması mümkündür.

Myomlara bağlı kısırlık (infertilite) veya düşük ancak myom rahmin iç tarafındaki boşluğa komşu şekilde bulunuyorsa ve rahim iç boşluğundan çıkıntı yaratacak şekilde büyümüşse beklenir. Bunlara summüköz myomlar denir. Rahim dış duvarından dışarıya oğru büyümüş (subseröz) myomların düşük veya kısırlık gibi durumlara neden olması beklenmez.

Çok büyük myomlar (en az 8-10 cm) karında şişlik şeklinde belirti verebilir, bunu hasta kendisi de farkedebilir bazen.

Bunların dışıda eğer hamile bir bayanda büyük bir myom varsa buna bağlı doğum sırasında aşırı kanama (atoni) meydana gelebilir.Gebelik sırasında  dejenerasyon denilen durum nedeniyle ağrıya neden olabilir.


İlgili Konular:
- Miyom (Myoma Uteri)
Tamamını >>

MYOMEKTOMİ (MİYOM ALINMASI AMELİYATI)

Miyomlar rahim ve rahim ağzında görülen, rahim yapısında bulunan düz kas dokusundan gelişen selim (iyi huylu) tabiatlı tümöral yapılardır. Halk arasında "ur" diye adlandırılır. Myomlar bir bezelye tanesi büyüklüğünden basket topu büyüklüğüne kadar değişebilen boyutlarda olabilir.
Miyom konusunu bu linkten detaylı olarak okuyabilirsiniz. Bu yazıda myomektomi yani myomların ameliyatla alınması konusunu bulacaksınız.

Miyomektomi myomun uterustan (rahimden) ameliyatla sıyrılarak çıkartılması işlemidir. Laparoskopik veya histeroskopik veya açık ameliyatla yapılabilir.

Kadınların çok büyük kısmında ufak miyomlar bulunur. Myomlar her zaman bir şikayete neden olmazlar. Yukarıda linki verilen myom konusunda da anlatıldığı gibi myomlar özellikle büyük myomlar aşırı ya da düzensiz adet kanaması, kasık ya da bel ağrısı, sık idrara çıkma gibi çeşitli şikayetlere neden olabilirler. Her myom tedavi veya ameliyat gerektirir demek değildir. Küçük ve şikayet yaratmayan myomlar için ameliyata gerek yoktur, aralıklı muayene ve ultrason ile büyüklüklerinin takip edilmesi yeterlidir. Fakat büyük veya şikayete neden olan myomlar ameliyat ile alınmalıdır. Ameliyat gerektiğinde bazı durumlarda sadece rahimdeki myomlar alınırken (myomektomi), bazı durumlarda rahim tamamen myomlarla birlikte alınır (histerektomi). Myomun ameliyat gerektirmesi ya da gerektirmemesi kararını etkileyen çeşitli faktörler olabilir, bunlar myomun yarattığı şikayetler ve bu şikayetlerin şiddeti, myomların yeri ve büyüklükleri, hastanın yaşı, hastanın gebelik istemi olması gibidir.

Myomektomi ameliyatı açık ameliyat (abdominal miyomektomi) şeklinde yapılabileceği gibi laparoskopik ya da histeroskopik yöntemlerle de yapılabilir. Laparoskopik myomektomi de karına açılan sadece bir kaç delikten aletlerle ameliyat yapılır. Histeroskopik myomektomide ise vajina yoluyla rahim ağzından rahimin içerisine sokulan ışıklı ince boru şeklinde bir aletle ameliyat yapılır. Laparoskopik myomektomi daha çok rahmin dış yüzüne yakın myomlar için uygundur, histeroskopik myomektomi ise rahmin iç tarafında bulunan myomlar için uygundur.



AÇIK AMELİYAT - ABDOMİNAL MİYOMEKTOMİ
Karnın enine ya da dikine bir kesi ile açılarak (laparotomi) miyomların alınması operasyonudur. Uterusun (rahmin) dış yüzeyinde yani subseröz olan ve rahim duvarının içerisinde yani intramural olan myomlar için uygun ameliyattır. Ameliyat genel anestezi altında yapılır ve süresi değişebilmekle beraber genellikle 1 saat kadar sürer. Ameliyattan sonra hastanede 2-3 gün kalmanız gerekir. Daha sonra evinizde tamamen toparlanmanız için 3-4 hafta kadar daha süre gerekebilir. Myomektomi ile myomları alınmış bir kişide 5 yıl içerisinde tekrar myom oluşma riski %50-60 kadar bulunmuştur, bunların dörtte birinde (%10-15) tekrar ameliyat gerekmiştir. Sadece myom alındığı ve rahim alınmadan bırakıldığı için bu ameliyattan sonra hastaların gebe kalabilmeleri mümkündür. Gebelik için ameliyattan sonra en az 6 ay geçmesi önerilir. Rahim duvarı ameliyattan dolayı inceleceği için daha sonraki doğumların sezaryen ile olması gerekir, normal doğum önerilmez. Ameliyat sırasında kanama ya da ameliyattan sonra enfeksiyon gelişmesi gibi nadir riskleri vardır. Çok çok nadir hastalarda myomektomi ameliyatı sırasında aşırı kanama ya da myomların çıkarılmasının mümkün olmaması gibi nedenelerden dolayı rahmin tamamen alınması (histerektomi ameliyatı) gerekebilir. Myomektomi ameliyatı hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.


LAPAROSKOPİK MİYOMEKTOMİ (KAPALI MİYOM AMELİYATI)
Karına göbekten ve daha aşağılardan açılan bir kaç ufak delik ile karın içerisine sokulan laparoskop denen alet (kameralı ince boru şeklinde aletler) ile miyomların alınmasıdır. Myomların rahmin dış yüzeyine yakın olduğu durumlarda (subseröz myomlar) ve çok büyük olmayan (10 cm'den küçük) myomlarda, 4'den fazla myom olmayan durumlarda laparoskopik (kapalı) miyom ameliyatı önerilebilir. Ameliyat genel anestezi gerektirir ve yaklaşık 1-2 saat sürer. Ameliyattan sonra hastanede 1-2 gün kalmanız gerekir. Hastanın evinde tamamen toparlanma süresi açık ameliyata göre daha kısadır ve yaklaşık 1-2 hafta sürer. Açık ameliyatta olduğu gibi bunda da myomların ileriki yıllarda tekrarlama riski vardır. Açık ameliyatta olduğu gibi çok çok nadiren ameliyat sırasında gelişebilecek kanama gibi bazı durumlardan dolayı rahmin tamamen alınması (histerektomi) gerekebilir. Laparoskopi (kapalı ameliyat) yöntemi hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Laparoskopik myomektomi hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.


HİSTEROSKOPİK MYOMEKTOMİ
Vajinadan ve rahim ağzından rahim içerisine sokulan kameralı ince boru şeklinde histeroskop denen aletle rahim iç tarafındaki (submüköz) myomların alınması ameliyatıdır. Bu yöntemle sadece rahim iç yüzeyindeki yani submüköz myomlar alınabilir. Histeroskop denen aletin ucundaki kesici ya da yakıcı aletle myomlar alınır. Ameliyat genel ya da spinal anestezi altında yapılabilir, oralama yarım saat kadar sürer. Hasta hastaneden aynı gün ya da ameliyattan 1 gün sonra taburcu edilir. Hastanın evinde tamamen toparlanması da 3 gün - 1 hafta arasında değişen kısa bir sürede gerçekleşir. Diğer ameliyatlarda olduğu gibi myomların ileriki yıllarda %10-20 oranında tekrar oluşma riski vardır.


VAJİNAL MYOMEKTOMİ
Rahim içerisindeki saplı myomların rahim ağzından vajene doğduğu durumlarda uygun yöntemdir. Myom burkularak kolaylıkla alınabilir.

Myom tedavisinde myomektomi dışında histerektomi (rahmin tamamen alınması ameliyatı) gerekebilir.

(Not: TDK'ya göre doğru yazılışı: miyom)


İlgili Konular:
Miyom Nedir?
- Miyom Tedavisi
Laparoskopik Myomektomi (Kapalı Myom Ameliyatı)
- Miyomlarda Embolizasyon Tedavisi
- Histerektomi (Rahim Alınması) Ameliyatı
Tamamını >>

GEBELİKTE MİYOM

HAMİLELİK VE MİYOM (MYOMA UTERİ)
Gebeliklerin %5-10’unde rahimde miyom vardır. Büyük bir çoğunluğu gebeliği etkilemez. Ancak büyük olduklarında sorunlar başlar. Düşüğe, erken gebelik kanamalarına, erken doğum eylemine, plasenta yerleşim anomalilerine, erken membran rüptürüne, plasenta dekolman ve retansiyona neden olabilirler.

Miyom hamilelik sırasında büyür mü?
Miyomların %30’u gebelik esnasında büyür ve bu büyüme ilk 10 haftada en sıktır. Myomu olan hastaların çoğunda gebe kaldıktan sonra doğuma kadar myom boyutlarında bir değişiklik olmaz.

Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterinde myomlar bazılarında büyüyebilir, vasküler yetmezlik ve sonucunda dejeneratif değişikliklere gidebilir. (Kırmızı dejenerasyon) Klinik olarak bu sıklıkla ağrı ve lokalize hassasiyete neden olur, ancak erken (preterm) doğumu da başlatabilir. Yatak istirahati ve ağrı kesiciler hemen daima ağrıyı durdurmada başarılıdır, fakat tokolitikler sancıları durdurmak için gerekebilir.

Doğum sırasında leiomyomlar uterin tembelliğe, fetüsün pozisyon bozukluklarına, doğum kanalının obstrükte olmasına neden olabilir. Büyük servikal veya istmik myomların varlığında sezaryen gerekebilir. Leiomyomlar doğum sonrasındaki etkin uterus kontraksiyonlarını bozarak, kanamaya neden olabilirler.

Sezaryen sırasında myomun yeri ve büyüklüğü uygunsa alınabilir. Fakat bazı myomlar gebelikte rahim fazla kanlandığı için aşırı kanamaya sebep olabilir o yüzden sezaryen sırasında her zaman myomların alınması (myomektomi) tercih edilmez.

Gebelikte myoma bağlı artan riskler:
Gebeliklerin yaklaşık %10'unda myom vardır ve myom olan gebeliklerin çoğunluğunda hiçbir problem yaşanmaz. Ancak nadiren myoma bağlı olarak hamilelikte aşağıdaki riskler görülebilir:
- Abortus
- Preterm eylem (erken doğum)
- Malprezentasyon
- Plasenta previa
- Dekolman plasenta (plasenta arkasında bulunan myomlar)
- Uterin atoni riski artar


İlgili Konular:
- Miyom (Myoma Uteri)
- Myom Kısırlık Yapar Mı?
Tamamını >>

MİYOM (MYOMA UTERİ) NEDİR?

Miyomlar rahim ve rahim ağzında görülen, rahim yapısında bulunan düz kas dokusundan gelişen selim (iyi huylu) tabiatlı tümöral yapılardır. Halk arasında "ur" diye adlandırılır. Myomlar bir bezelye tanesi büyüklüğünden basket topu büyüklüğüne kadar değişebilen boyutlarda olabilir. Genellikle yuvarlak ve pembemsi renktedirler ve uterus (rahim) içinde her yerde bulunabilirler. Myoma uteri veya uterin fibroid diye adlandırılır. Rahimde bulunan myomların her birine myom nüvesi denir.

20-35 yaş arasındadaki kadınların %20'sinde görülür. Yaş ilerledikçe, myom insidansında da artma olmaktadır. 35 yaş üzerindeki kadınların yaklaşık %40'ında myom vardır. Myomlara en çok 35-45 yaş grubu kadınlarda rastlanır. Ergenlik döneminde görülmesi çok ender bir durumdur. Rahimde myom olmasına rağmen gebelik de oluşabilir. Bu durumda, gebeliğin erken dönemlerinde yani ilk 3 ayında myom büyür. Daha sonra küçülebilir, değişmeyebilir veya büyümeye devam edebilir. Bunu önceden kestirmek zordur. Menopoz döneminde de myom görülme sıklığı düşüktür ve doğurganlık yaşlarında myom tanısı almış çoğu kadında menopoza girdiklerinde myom nüvelerinde küçülme izlenir.

Yapılan histerektomilerin (rahmin alınması ameliyatı) en sık nedeni (%35) myomlardır.

Bir kadının rahminde bir tek myom olabileceği gibi (buna myoma uteri denir) birden fazla sayıda myom bir arada da bulunabilir.(buna uterus myomatosus denir)

Miyom tipleri:
1-Subseröz myom: Rahmin dışına doğru büyüyen myomlardır.
2-İntramural myom: Myometrium  içerisinde büyüyen myomlardır.
3-Submüköz myom: Endometrial kaviteye doğru büyümüş myomlardır.
En sık görülen myomlar intramural myomlardır. Uterusu global olarak büyüten tek bir intramural myom varsa buna Kugel myomu denir.
Bir subresöz myom uterusa sapla bağlı ise buna saplı miyom denir. Subseröz myom ligamentum latum içerisine doğru büyümüşse buna intraligamenter myom adı verilir. Subseröz bir myom uterusla bağlantısını kesip başka bir dokuya bağlanıp oradan beslenmeye başlarsa buna parazitik myom denir. Servik içerisinden gelişen myomlara servikal myom denir.

myom, miyom, myoma uteri,leiomyoma
Resmi büyütmek için üzerine tıklayın

FIGO myom sınıflaması:
- Tip 0: Saplı submüköz myomdur, tamamı uterin kavite içerisindedir.
- Tip 1: %50'den fazlası endometrial kavite içerisinde, daha az kısmı intramuraldır.
- Tip 2: %50'den azı endometrial kavite içerisinde, daha fazla kısmı intramuraldır.
- Tip 3: Endometrioma bitişik intramural myomdur ancak intrakaviter uzanım göstermez.
- Tip 4: Myometriumun tam ortasında bulunan, endometrium veya serozayla ilişkisi olmayan myomdur.
- Tip 5: %50'den azı subseröz olan, daha fazlası myometrium içerisinde olan myomdur.
- Tip 6: %50'den fazlası subseröz olan daha azı intramural olan myomdur.
- Tip 7: Saplı subseröz myomdur.
- Tip 8: Servikal myom, parazitik myomlar bu gruba girer.

Belirtiler:
Myomlar sıklıkla belirti vermezler. Rutin jinekolojik muayeneler sıraısnda tesadüfen tespit edilirler. Ancak; çoğu zaman büyüme ile orantılı olarak şu bulguları verebilirler:
Fazla adet kanamaları, adet düzensizliği (menoraji en sık belirtidir.)
Cinsel ilişki sonrası kanama
Adet arası dönemde ara kanama
Sık sık idrara çıkma
Karında büyüme veya şişlik
Adet dönemlerinde ya da cinsel ilişki sırasında kuyruk sokumuna doğru ağrı
Fazla miktarda kanamalara bağlı kansızlık
Tüplerin ya da rahmin ağzını kapayan myomlar infertiliteye (kısırlık) neden olabilirler
Submüköz myomlar infertiliteye neden olabilirler

Büyük myomlar barsaklara bası yaparak barsak içinde dışkının ilerlemesine engel olmak suretiyle kabızlığa neden olurlar.
Döllenmiş yumurtanın rahmin içinde gömülüp kalmasına engelleyici şekilde yerleşmiş myomlar tekrarlayan düşüklere neden olurlar.

Myomların gelişiminin vücuttaki hormonlarla yakından ilgisi vardır. Örneğin menopoza girildikten sonra hormonlarda azalma olduğu için myomlar çoğunlukla küçülürler. Myom gelişiminden başlıca östrojen hormonu sorumlu tutulmakla birlikte son yapılan araştırmalarda progesteron hormonunun da etkili olduğu gösterilmiştir.

Miyom gelişimini arttıran risk faktörleri:
- Siyah ırk
- Nulliparite (Doğum yapmamış olmak)
- Erken menarş (İlk adetin erken yaşta başlaması)
- Kırmızı etten zengin beslenme
- Obezite
- Alkol
- Ailesel yatkınlık
- Hipertansiyon

Egzersiz ve sigaranın myom gelişimini azaltan faktörler olduğu düşünülmektedir. Doğum kontrol hapları myom gelişimine karşı koruyucu etki gösterebilir.

Myom nüveleri bazen dejenerasyon denen değişikliklere uğrayabilirler. Bunlardan en sık (%65) görüleni hyalen dejenerasyondur. Yağlı dejenerasyon, kistik dejenerasyon, gebelikte sık rastlanan kırmızı dejenerasyon (karneoz dejenerasyon), menopoz sonrası sık görülen kalsifik dejenerasyon diğer dejenerasyon tipleridir. Gebelikte görülen kırmızı dejenerasyonlar şiddetli karın ağrısına neden olabilirler.

Teşhis:
Myomlar çok küçük değilse çoğunlukla musayene sırasında elle hissedilirler. Ultrason ile myomlar çok iyi bir şekilde görülebilir ve boyutları ölçülebilir. Bazen serviksten (rahim ağzından) vajene doğru ilerlemiş myomlar spekulum muayenesinde görülebilirler. Bazen CT, MR, SİS, HSG, laparoskopi gibi diğer tanı yöntemlerine ihtiyaç duyulabilir.

Tedavi:
Myomlar genellikle küçük ve şikayete neden olmadıklarından tedavi gerektirmezler. Buna rağmen belirgin şikayet yaratanlar, doğurganlığı etkileyecek kadar büyüklükte olanlar veya kanser ya da benzeri habis (kötü huylu) tümörlerle karışabilecek özellikte olanlar tedavi gerektirirler. Myomunuz eğer küçük ise 6 ay arayla kontrol muayeneleri yapılmalıdır. Myomun büyüme hızı böylelikle takip edilmiş olunur. Tedavi için hemen hemen her zaman ameliyat uygulanır. Çok başarılı ve yaygın kullanılan bir ilaç tedavisi henüz yoktur.

İlaç olarak bir hormon olan GnRH Anologları nadir olarak kullanılmaktadır. Bunlar geçici olarak menopoz yaratırlar ve bu sayede myomların geçici bir süre için küçülmesini sağlarlar. Fakat etki kalıcı olmaz. Özellikle büyük myomlarda ameliyattan önce verilirse myomun küçülmesini ve ameliyatın daha kolay olmasını sağlayabilir. Fakat bunun yanında küçük myomların daha da küçülmesini ve ameliyat sırasında gözden kaçmasına sebep olabilir ve myomların ameliyatta uterus duvarından ayrılmasını güçleştirebilir.

Diğer nadiren ve daha çok araştırmalarda uygulanan ilaçlar: GnRH agonistleri, GnRH antagonistleri, mifepriston, danazol, gestrinon, selektif östrojen reseptör modulatörleri, selektif progesteron reseptör modulatörleri, levonorgesterol içeren RİA (mirena)

Myomektomi ameliyatı:
Myomun uterus (rahim) duvarında basitçe sıyrılarak çıkartılması işlemidir. Laparoskopik yada açık olarak yapılabilir. Çocuk isteyen kişilerde rahmin korunmasını sağlayan bir yaklaşımdır. Myomektomi ile myomları alınmış bir kişide 5 yıl içerisinde tekrar myom oluşma riski %50-60 kadar bulunmuştur, bunların dörtte birinde (%10-15) tekrar ameliyat gerekmiştir. Bu işlem uterus duvarında incelmeye neden olabileceğinden sonraki gebeliklerde normal (vajinal) doğum yerine sezeryan tercih edilmek zorunda kalınır. Myom çıkartıldıktan 6 ay sonra hasta arzu ederse gebeliğe izin verilir. Konu hakkında detaylı bilgi için tıklayın>>




Histerektomi ameliyatı (Rahmin alınması) :
Hızla büyüyen yakınmalara yol açan myomları olan, ileride gebelik düşünmeyen hastalarda uygulanan bir yöntemdir. Rahim myomla beraber tamamen alınır. Hastanın menopoza girmesini önlemek için yumurtalıklar alınmadan bırakılabilir. Konu hakkında detaylı bilgi için tıklayın>>

Myomların tedavisi için çoğunlukla ameliyat uygulanmakla birlikte yapılan çalışmalar ve araştırmalar bazı yeni tedavi yöntemlerinin uygulanmasını sağlamaktadır. Bunlara örnek olarak ülkemizde de uygulanan uterin arter embolizasyonu veya uterin arter oklüzyonu veya myoliz gibi yöntemler verilebilir.

UTERİN ARTER EMBOLİZASYONU rahme (uterusa) kan götüren atar damarların özel tekniklerle tıkanması işlemidir. Uterin arter embolizasyonu ile myomlara giden kan azalır ve bu sayede myomlar küçülür. Ameliyat lokal anestezi ile damardan girilerek yapılır, karın açılmaz. Detaylı bilgi >>

Daha yeni ve henüz araştırma aşamasında olup ülkemizde uygulanmayan bir yöntem de "MR Eşliğinde Uygulanan Odaklanmış Ultrason Sistemi (MR Guided Focused Ultrasound)" yurtdışındaki ismi "ExAblate® 2000 System" dir. Bu yöntemde magnetik rezonans görüntüleme (MR) ile myomların yeri görüntülenerek ultrason dalgaları ile myomda doku yıkımı yapılmaya çalışılır. Hasta ameliyat edilmeden dışarıdan yapılan bir yöntemdir. Rahim alınmadığı için çocuk istemi olan hastalarda uygundur.

Doğumdan sonra myomlarım küçülür mü?
Myomlar doğumdan sonra rahmin kanlanması azalacağı için ve hormon seviyeleri düşeceği için çoğunlukla küçülür ancak her zaman küçülmeyebilir.

Miyomlar kansere dönüşebilir mi?
Myomlar kanser değildir, iyi huylu (benign) tümörlerdir. Kansere dönüştüklerine dair herhagi bir kanıt yoktur.

Miyomlar ameliyattan sonra tekrar oluşur mu?
Myomların oluşmasında genetik faktörler çok önemlidir. Bu yüzden myom üretmeye yatkın bir rahim (uterus) tekrar myom üretebilir. Ameliyatta myomların tamamı alınsa bile tekrar yeni myomlar oluşabilir. Ayrıca ameliyatta tüm myomların alındığı düşünülebilir ama gözle farkedilmeyecek kadar küçük myomlar uterus içerisinde olabilir ve bunlar ameliyattan sonra zamanla büyüyüp farkedilir hale gelebilir. Büyük bir kaç myomu olanlara göre küçük çok sayıda myomu olanlarda tekrarlama riski daha fazladır. Ortalama tekrar myom oluşma oranı %15 kadardır.

(Not: TDK'ya göre doğru yazılışı: miyom)


İlgili Konular:
- Miyom İle İlgili Belirtiler ve Şikayetler
- Miyom Kimlerde Daha Sık Görülür?
- Miyomlarda Tanı - Teşhis Yöntemleri
- Miyom Tedavisi
- Gebelikte Miyom
- Miyom Alınması Ameliyatı (Myomektomi)
- Laparoskopik Myomektomi (Kapalı Myom Ameliyatı)
- Rahmin Alınması (Histerektomi)
- Miyomlarda Embolizasyon Tedavisi
- Miyom Kısırlık Yapar Mı?
- Miyom (Soru Cevap Yorumlar)
- Miyom Görüntüleri
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"