DOĞUM AĞRISI (SANCISI) AZALTMAK İÇİN TIBBİ YÖNTEMLER

Doğum sancıları özellikle ilk doğumunu yapacak olan anne adaylarının çok merak ettiği bir konudur. Sancıların nasıl olduğunu bilmezler ve etraftan duydukları ile yetinmek zorundadırlar. Son ayda rahim kasılmaları arada bir olmaya başlar fakat bunlar gerçek doğum sancıları değildir. Doğum sancısı daha şiddetli, sık ve düzenli olarak gelen sancılardır. Bu sancılar sırasında karın çok sertleşir ve bu sayede bebek aşağı doğru iner. Gerçek ve yalancı doğum sancılarının farkını buraya tıklayarak detaylı olarak okuyabilirsiniz.

Doğum ağrılarını azaltmak için tıbbi yöntemler?
Doğum sırasında annenin sancılarını azalmak için bazı yöntemler vardır. bunları doğum yaklaşmdan önce doktorunuzlakonuşmalısınız ve doğumun nasıl yapılacağına birlikte karar vermelisiniz. En sık uygulanan yöntem epidural analjezi (ağrısız doğum) yöntemidir, bu konuda detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bunun dışında TENS denen sinirlerin elektrikle uyarılması yöntemi ağrı azaltmakta nadir bazı hastanelerd euygulanan bir yöntemdir.Bu yöntemde belinize yapıltırılan pedler aracılığıyla elektrik akımı verilir bu şekilde sinirler uyarılarak ağrı azaltılmaya çalışılır.

Ağrıları azaltmak için bir diğer yöntem Entonox (Gaz ve Hava) yöntemidir. Bu yöntemde anneye ağızdan maske yoluyla gaz verilir. Bu gaz nötröz oksit ve oksijeninin yarı yarıya karışımından oluşur. Anneye rahatlama sağlar. Bu işlem sırasında annede sersemlik, baş dönmesi oluşabilir ama gaz anne ve bebek için zararsızdır. Anne sancının başlayacağını hisseder hissetmez gazı almalıdır, sancılar arasında almamalıdır.

Doğum ağrılarını azaltmak için ağrı kesici morfin benzeri ilaçlar enjeksiyon şeklinde (genellikle kalçadan) yapılabilir. (Peditin veya dolantin gibi...) Ancak bu ilaçların bebeğe geçmesi durumunda bebekte uyuşukluk, solunum zorluğu yaratabilir o nedenle sadece uygun zamanda doğuma az süre kaldığında yapılabilirler. Bazı hastanelerde bu ilaçlar kalçadan iğne ile enjeksiyon şeklinde yapılır bazı hastanelerde annenin ağrı hissettikçe düğmeye basması şeklinde mekanizma (hasta kontrollü analjezi) şeklinde verilirler.

Bunlar dışında nadiren bazı merkezlede uygulanan yöntemlere hipnoz, suda doğum, akupunktur, aromaterapi gibi yöntemler örnek verilebilir.

Doğum sancılarını azaltmak için kullanılan ilaç dışı yöntemler hakkında detaylı bilgilere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Tamamını >>

SEZARYEN SONRASI NORMAL DOĞUM (SSVD)

SEZARYEN GEÇİRENLERDE VAJİNAL DOĞUM (SSVD)
Sezaryen olan bir kadının daha sonraki gebeliğinde normal doğum yapmasına "sezaryen sonrası vajinal doğum (VBAC, vaginal birth after cesarean)" veya "sezaryen sonrası normal doğum" denir. Bu durum her zaman mümkün değildir fakat bazı şartlar sağlandığında mümkün olmaktadır ve ülkemizde olmasa da bazı ülkelerde sık uygulanmaktadır. Her zaman mümkün olmayan ve her zaman güvenli olmayan bir durum olduğu da gerçektir. Bu nedenle bir kere sezaryen geçiren kadınlar bundan sonraki gebeliklerinde de hemen her zaman sezaryen olacakları konusunda öneriler alırlar bu nedenle genellikle "bir kere sezaryen hep sezaryen" sözü geçerli olur.

Hangi durumlarda sezaryen sonrası normal doğum uygun değildir?
- Daha önce sezaryen olmanızı gerektiren durum hala devam ediyorsa mecburen yine sezaryen olmanız gerekecektir. Örneğin annenin herhangi bir hastalığı nedeniyle sezaryen gerekmişse ve bu hastalık halen devam ediyorsa..
- Daha önce geçirilen sezaryende rahim dikine (vertikal) kesilmişse daha sonra normal doğum yapılamaz çünkü bu durumda rahmin normal doğumda yırtılma (rüptür) riski çok yüksektir. Fakat sezaryenlerde rahim duvarına dikine kesi nadiren yapılır çoğunlukla yan (transvers) kesi yapılır. Bu kesiden kasıt cildinize yapılan kesi değil rahim duvarına yapılan kesidir. Cilt yan kesilse bile rahim duvarındaki kesi dik olabilir. Bunu sezaryeni yapan doktor bilebilir sadece.
- Daha önce sezaryen gerektiren durum anne doğum çatısının uygunsuzluğu ise bu durum değişmeyeceği için yine normal doğum olamayacaktır.
- Çoğul gebelik olanlar
- Yüksek tansiyon ve şeker hastalığı olanlar
- Daha önce sezaryen dışında rahimle ilgili ameliyatlar (myom ameliyatı gibi) geçirenler
- Acil sezaryen ameliyatı yapılamıyacak yerlerde sezaryen sonrası normal doğum denenmemelidir.

Sezaryen sonrası normal doğum kimler için daha uygundur:
- Daha önce sadece bir kere sezaryen geçirmiş olanlar
- Pelvis yapısı (doğum kanalı) normal doğuma uygun olanlar
- Daha önce sezaryen dışında rahim ile ilgili ameliyat (myomektomi gibi) geçirmemiş olanlar
- Normal doğuma engel teşkil edecek herhangi bir hastalığı olmayanlar
- Bebeğin kilosunun normal sınırlardan fazla olmaması ve başı doğum kanalına doğru (verteks) pozisyonunda olması

Sezaryen ile doğumun ve normal yolla doğumun bazı farklı avantajları ve riskleri olduğu gibi sezaryen sonrası normal doğumun da bazı avantajları ve riskleri vardır. Örneğin sezaryen sonrası normal doğum ile anne bir kere daha sezaryen olmaktan kurtulmuş olacak ve doğum sonrası ağrı, enfeksiyon, kanama gibi komplikasyonlar daha az olacaktır.

Fakat sezaryen sonrası normal doğumun getirdiği en büyük risk rahmin yurtılması (uterin rüptür) riskidir ve bu durum bazen yırtık alanın onarılması ile tamir olabilirken bazen rahmin tamamen alınmasını gerektirecek kadar ciddi olabilmektedir hatta fazla miktarda kanama ile anne hayatını tehlikeye sokabilmektedir. Yapılan çalışmalarda sezaryen sonrası vajinal doğum denemelerinin %60-80 oranında başarıyla sonuçlandığı gösterilse de önemli riskleri nedeniyle ülkemizde sıcak bakılmayan ve pek denenmeyen bir uygulamadır. Bazen sezaryenin üzerinden 5 veya 10 yıl geçerse artık normal doğumun risksiz olabileceği konusunda yanlış duyumlar olabilmektedir hastalar etrafında, bunun aslı yoktur ve sezaryenin üzerinden çok yıllar geçse bile birşey değişmemektedir.

Bazen sezaryen geçirmiş bir anne adayı sancı çekmiş ve rahim ağzı fazlasıyla açılmış, normal doğuma çok az kalmış şekilde geldiğinde mecburen normal yoldan doğurtulabilmektedir.


İlgili Konular:
- Normal Doğum
- Sezaryen
- Uterin Rüptür ve Dehisens (Rahim Yırtılması)
Tamamını >>

NORMAL DOĞUM MU? SEZARYEN Mİ?

Dünya üzerinde en sık yapılan ameliyatlardan birisi olmasına rağmen sezaryen hala riskli ameliyatlardan birisi olarak kabul edilir. Ancak annenin veya bebeğin hayatını tehlikeye sokacak herhangi bir durumda doğum sezaryenle gerçekleştirilmelidir. Sezaryen ameliyat oranları hızla artmakta ve gün geçtikçe endikasyonlar genişletilmektedir. Bazı durumlarda gerçekten normal vaginal yoldan doğum mümkün olamaz ve bu durumlarda sezaryen yapılmalıdır ancak anne ve bebek sağlığı için en sağlıklı ve doğal olanın normal doğum olduğu artık dünyada yaygın kabul görmektedir, bu nedenle zorunlu olmadıkça sezaryen yapılmaması ve normal doğum oranlarının ülkelerde daha fazla arttırılması önerilmektedir. Ülkemizde son yıllarda sezaryen oranları oldukça yükselmiştir, bunun çeşitli sebepleri vardır ancak dünyadaki gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bizde de normal doğum oranlarımızı arttırmak için çalışmalar başlamıştır.

Peki sıklıkla hangi durumlarda sezaryen yapıyoruz? En sık sezaryen sebepleri DAHA ÖNCE SEZARYEN AMELİYATI GEÇİRMİŞ OLMAK ve DİSTOSİ (bebek ve annenin doğum kanalı arasında uyumsuzluk) dir. Bunlardan başka makat doğumlar, bebeğin eşinin doğum kanalını tam olarak kapattığı durumlar, çok iri ( > 4500 gr.) veya çok küçük bebekler, geçirilmiş rahim ameliyatları ( myomektomi gibi), bebek kalp atışlarının bozulması, ilerlemeyen eylem, kordon sarkması, bebeğin eşinin zamanından önce ayrılması, aktif HSV, HPV, HIV enfeksiyonları, doğum kanalının kemik yapısında belirgin bozukluk olan durumlar ve doğum kanalını kapatan kitleler varlığında sezaryen doğum yapılmalıdır.


Peki isteğe bağlı sezaryen yapılabilir mi? Aslında bu sorunun pek çok etik, sosyal ve kanuni çelişkileri mevcuttur. Hasta kendi kendine sezaryen kararını verebilecek yeterli donanımda mıdır? Eğer hasta kendi isteğiyle sezaryen olduktan sonra, sezaryene bağlı bir sorun çıkarsa, bunun sorumlusu doktor değil midir? Bu hususta bir de operasyonun mali yükü mevcuttur elbette ki. Günümüzde devlet hastanelerinde isteğe bağlı sezaryen yapılmamaktadır. Ancak devlet hastanelerinin çoğunda sezaryen operasyonu için yeterli teknik altyapı ve personel mevcuttur.Başlıktaki sorunun hala kesin bir cevap olmadığı çok aşikardır. Ancak her iki doğum şeklinin de kendince riskleri mevcuttur.

Aslında dünyaya gözlerini yeni açmak üzere olan bebek ve anne için doğum şeklini belirlerken sezaryenin veya normal doğumun avantaj ve dezavantajları gözönünde bulundurularak doktor ve ailenin beraber karar vermeleri gerekmektedir.


İlgili Konular:
- Normal Doğum Mu Sezaryen Mi Daha İyidir?
Normal Doğuma Engel (Sezaryen Gerektiren) Durumlar
- İkiz Gebeliklerde Normal Doğum Mu? Sezaryen Mi?
Normal Doğum
Sezaryen
Sezaryen Sonrası Normal Doğum
Doğumun Nasıl Olacağı Ne Zaman Belli Olur?
- Türkiye'de ve Dünyada Sezaryen Oranları
Tamamını >>

DOĞUM SONRASINDA OLUŞABİLECEK SORUNLAR

DOĞUM SONRASINDA KARŞILAŞILABİLECEK ÖNEMLİ DURUMLAR

Doğumdan sonra normale dönme süreci 6 haftayı bulacaktır.Bu dönemde olabildiğince dinlenmeye çalışılmalı ve anneyi yoracak şeylerden kaçınılmalıdır. Ayrıca sezeryan ile doğum yaptıysanız 2 hafta içinde, normal yoldan doğum yaptıysanız 6 hafta içinde doktor kontrolü planlanmalıdır.

Sıklıkla lohusalık dönemi anneler için sessiz geçer ancak aşağıdaki yakınma ya da belirtilerden birini gözlemlediğinizde doktora başvurmalı ve gerekli tetkik ve tedavinin yapılmasını sağlamalısınız.

Aşağıda yaralan belirtiler sizde mutlaka normal dışı bir durum varlığını göstermezler, ancak mutlaka doktor incelemesi gerektirirler:
- 37,7 derece ve üzeri ateş
- Saatte bir ped değiştirecek düzeyde kanama
- Hastanedekinden daha fazla kızarıklık, akıntı veya kesi ağrısı
- İdrar yaparken yanma
- Bacağınızda sıcak kırmızı sert ve ağrılı bir bölge
- Memede kırmızı çizgiler veya sıcak, sert ve yumrulu bir bölge (Mastit)
- Bulantı veya kusma
- Şiddetli düzeyde ve iyileşmeyen üzüntü veya depresyon duyguları

Dikkat edilmesi gereken hususlar:
- Perine bölgesindeki ağrı yan yatarak hafifletilebilir yada ortası boş şişirilebilir köpükten bir yastığa oturmak denenebilir.
- Gebelik ve doğum sırasında sıklıkla hemoroid gelişir. Bunlar oturma banyoları ve kremlerle hafifletilebilir.
- Perine yırtığı veya epizyotomi varsa hızla iyileşecektir ancak yinede ağrılı olabilir bu bölge temiz tutulmalıdır. Yıkandıktan sonra hafifçe kurulanmalı sürterek kurulama yapılmamalıdır.
- Eğer epidural anestezi ile doğum yaptıysanız başınızda ve omzunuzda ağrılar hissedebilirsiniz.
- İki ila altı hafta boyunca kanama devam edebilir. Emziriyorsanız kanama daha çabuk sona erer.Lohusalık döneminde kanama gittikçe azalarak rengi koyulaşır.
- Özellikle emzirirken rahmin eski haline dönmek için yaptığı kasılmalardan dolayı karında kasıklara vuran ağrılar olabilir. Kasılmalar çok şiddetli ise ağrı kesiciler kullanılabilir.

En az iki adet vücut ısısı ölçümünde ateşin 37,7 derece ve üzerinde olması durumunda genellikle süt ateşi düşünülür. Bunun dışında endomiyometrit (rahim ve rahim iç zarı enfeksiyonu) ve idrar yolu enfeksiyonu lohusalıkta sıklıkla ateş yapan iki enfeksiyon türüdür.

Epizyotomi yarasının enfeksiyonu, sezaryen cilt ve cilt altı yarası enfeksiyonu da ender olarak ateşe neden olabilirler. Ayrıca ateş, lohusalıkta tesadüfen geçirmekte olduğunuz diğer bir enfeksiyonun (grip, üst solunum yolu enfeksiyonu gibi) belirtisi olabilir.

Doğum sonrasında vajinal akıntı normaldir ancak akıntının özelliği loğusalığın dönemine göre farklılıklar gösterir.
Loğusalık akıntısına "löşi" adı verilir ve bu akıntı doğumdan sonraki 4-6 hafta boyunca devam eder. Doğumdan sonra ilk günlerde kanama şeklinde olan bu akıntı zamanla pembeleşir, daha sonra rengi sararır ve nihayet beyazlaşarak loğusalık bittiğinde tümüyle biter.Bu özelliklerin dışındaki her akıntı doktor tarafından değerlendirilmelidir zira; ateş, karın ağrısı ve kötü kokulu akıntı bir endomiyometrit (rahim ve rahim iç zarı enfeksiyonu)in göstergesi olabilir.


İlgili Konular:
- Normal Doğum
Normal Doğum Yapanlara Öneriler
Doğum Sonrası Ateş ve Enfekiyon
Doğum Sonrası Aşırı Kanama (Postpartum Kanama)
Hamilelikte ve Doğumdan Sonra İdrar Kaçırma
- Doğumdan Sonra Vajinada Genişleme Ve Daralma (Soru Cevap Yorumlar)
Tamamını >>

SUDA DOĞUM

Suda doğum son yıllarda ülkemizde de bazı hastanelerde gerçekleştirilmektedir. Burada sıcak su dolu bir küvette doğum gerçekleşmektedir. Suyun sıcaklığı doğum sırasında devamlı ölçülür ve 37 derecede kalması sağlanır. Doğum eylemi sırasında havuz suyu; amniotik sıvı (bebeğin kesesindeki sıvı), kan, idrar ve benzeri maddelerle kirlenir. Bu, hem bebeğin hem de annenin doğum sonrası enfeksiyon riskini artırabilir. Bunu önlemek için havuzun suyu belli aralıklarla değiştirilir.

Suda doğumun faydaları nelerdir?
- Annenin sıcak suyun içinde bulunması rahatlamasını, sakinleşmesini ve ağrılarının azalmasını sağlayabilir.
- Suyun sıcaklığı ve kaldırma gücü nedeniyle rahme giden kan akımı artar, rahmin kasılmaları etkinleşir.
- Su vajenin ağzını, yani bebeğin çıkış noktasını daha gevşek hale getirebilir, bu da o bölgenin doğumda yırtılması olasılığını azaltabilir.
- Annenin suyun içerisinde hareket etmesi ve pozisyon değiştirmesi daha kolaydır.
- Bebeğin kesenin içindeki sıvı bir ortamdan yine sıvı bir ortama doğarak daha yumuşak ve stressiz bir geçiş yaptığını ve bu bebeklerin daha az ağlayan, daha sakin bebekler olduğunu bildiren uzmanlar vardır.
Suda doğum hangi durumlarda önerilmez?
- Herpes gibi genital bölgede enfeksiyonu olanlar < - Bebeğin makat ile doğum kanalına girdiği durunlar - İkiz-üçüz gebelikler - Erken doğumlar - Gebelikte tansiyon yüksekliği veya diyabet (şeker) gibi hastalıkları olanlar - Bebekte gelişme geriliği saptanması - Bebeğin kalp atışlarında azalma veya normal dışı durumlar saptanması - Amnion sıvısında yoğum mekonyum (bebeğin dışkısı) görüldüğü durumlarda önerilmemektedir.

Bebek suyun altında nefes alır mı?
Bebeğin suyun içinde olduğu birkaç saniye içinde bebek oksijeni tüm gebelik boyunca olduğu gibi kordondaki anne kanı aracılığı ile alır.

Suda doğumun avantaj ve dezavantajlarıyla ilgili konular zamanla daha fazla çalışmalar yapıldıkça daha da netlik kazanacaktır.

İlgili Konular:
- Normal Doğum
- Sezaryen
Tamamını >>

NORMAL DOĞUM

Normal doğum 38-42 gebelik haftaları arasında, kendiliğinden başlayan rahim kasılmalarıyla, başla gelen tek bir bebeğin anne ve bebeğe zarar vermeden vajinal yolla canlı olarak doğmasıdır.

Normal doğumda, bebek doğduktan en geç otuz dakika sonra plesanta ve zarları da kendiliğinden rahimden dışarı atılır. Normal bir doğumda yaklaşık 300 ml kadar kan kaybı olur. Doğum için geçen süre 24 saatten daha azdır.

Normal bir gebelik süresi son adet başlangıç gününden itibaren 280 gün ya da 40 haftadır. Beklenen doğum tarihi, "son adet tarihine 7 gün eklenip 3 ay gerisi" formülüyle hesaplanabilir.

doğumun evreleri, normal
Resmi büyütmek için üzerine tıklyın

İlgili Konular:
Normal Doğuma Engel (Sezaryen Gerektiren) Durumlar
Normal Doğum Görüntüleri
- Normal Doğumun Faydaları
- Doğumun Başladığı Nasıl Anlaşılır?
- Normal Doğum Ne Kadar Sürer?
- Doğumhanede Sizi Bekleyen Aşamalar
- Doğumun Evreleri
- Suni Sancı (Doğum İndüksiyonu)
- Amniyotomi (Doğumda Su Kesesinin Açılması)








KONU İLE İLGİLİ SORULAR

En fazla kaç kere normal doğum yapılabilir?
Bir kadın yumurta üretme potansiyeli bitene kadar gebe kalabilir ve normal doğum yapabilir. Bu durumda teorik olarak bir sınır yoktur ve 15-20 kadar doğum yapan kadınlar bilinmektedir. Artan doğum sayısı ile beraber anne yaşı da arttığı için özellikle 35 yaşından sonra ileri anne yaşına bağlı  ek problemler çıkma ihtimali de artar.
Tamamını >>

DOĞUM - LOHUSALIK - EMZİRME

DOĞUM
Normal Doğum
Doğumhanede Sizi Bekleyen Aşamalar
Doğum (Ağrısı) Sancısı
Doğum Ağrısını Azaltmak İçin Tıbbi Yöntemler


EMZİRME VE ANNE SÜTÜ
Tamamını >>

AMNİYOTOMİ (SU KESESİNİN AÇILMASI)

Doğum yapacak hastada su kesesinin doktor tarafından açılması işlemine amniyotomi denir. Böylelikle bebeğin gebelik süresince içinde yüzdüğü amniyon sıvısı boşaltılır. Doktor muayene sırasında çubuk şeklinde bir aletle su kesesini açar ve bu sırada hasta herhangi birşey hissetmez.
Amniyotomi doğumu hızlandırmak ve amniyon sıvısının niteliğini öğrenmek için yapılır. Amniyon sıvısı çoğunlukla berrak izlenir fakat bebeğin mekonyum çıkardığı (kakasını yaptığı) durumlarda sarı-kahverengi renkte (mekonyumlu) izlenebilir.

İlgili Konular:
- Suni Sancı (Doğum İndüksiyonu)
- Normal Doğum
Tamamını >>

AĞRISIZ NORMAL DOĞUM (EPİDURAL ANALJEZİ) (PRENSES DOĞUM)

Epidural analjezi ile doğuma (ağrısız doğum) halk arasında "prenses doğum" da denilmektedir.

Epidural analjezi anne adayının normal doğum öncesinde bel kısmından omurga aralığından bir kateter yardımıyla anestezik madde verilerek belden aşağısında ağrının hissedilmesini engelleyen bir işlemdir. Doğum sancıları karında ve kasıklarda kasılma ve basınç olarak hissedilir, ağrı ve acı hissedilmez.

Sezaryen öncesi ise buna benzer şekilde "spinal anestezi" yapılır çoğunlukla. Sezaryende de epidural analjezi yada kombine epidural-spinal yöntem uygulanabilir. Anne sezaryen sırasında vücudunun alt kısmı ile ilgili hiç ağrı duymaz. Anne bebeğini operasyon sırasında doğar doğmaz görebilir.

Normal doğumda ahim ağzı açıklığı yaklaşık 4 cm olduğunda ve anne sancıları düzenli oluşmaya başladığında işlem uygulanmalıdır, daha önce yapılması kasılmaları azaltarak doğumu yavaşlatabilir. Bazen uygun zamanda yapılmasına rağmen yine de doğumun ikinci evresinde uzamaya sebep olabilir.

Uygulama sırasında anne belini dışarıya çıkaracak şekilde oturur. İşlemin yapılacağı bölge antiseptik solüsyonla temizlenir ve lokal anestezi ile uyuşturulur. Daha sonra özel çok ince iğne ile bel bölgesinden omurilikteki epidural aralığa ilaç verilir. Genellikle daha sonra tekrar ilaç verebilmek için bu aralıkta bir kateter bırakılır. Bu kateter normal doğumdan hemen sonra sezaryenden 1 gün sonra çekilir. Normal doğumda uygulanan epidural anestezide sezaryendeki epidural anesteziye göre daha az ilaç verilir bu sayede anne bacaklarını da hareket ettirebilir. Sezaryende ise bacaklarını hareket ettiremez.

İşlem sonrası nadiren geçici başağrısı olabilir. İdrar yapmada geçici bir zorluk olabilir.

Ağrısız doğum amacıyla anneye verilen ilaçların bebeğe zararı dokunur mu?
Bu ilaçlar özel bir bölgeye uygun dozda verildiğinde bebeğe zararı olmaz. Tersine anne bağırıp çağırmaktan vazgeçtiği ve düzgün nefes alıp vermeye başladığı için bebeğe giden oksijen miktarı da artar. Bebek doğduğunda daha canlı ve hareketli olur.

Ağrısız doğum yaptırılan annelerin ‘sakat kalabileceği’ iddiası doğru mudur?
Ağrısız doğumda kullanılan kateterler omuriliği örten zarların dışına yerleştirilir. Yani annenin belinden ‘su’ alınmaz. Tekniğine uygun olarak yapıldığında ağrısız doğumun anneye hiçbir zararı yoktur. Aksine anne ağrı hissetmediği için doğum sırasında hırpalanmaz , yorgun düşmez . Bebek doğarken uterus kasılmalarıyla birlikte nefesini tutup ıkınarak bizzat kendiside doğuma yardımcı olur. Doğumdan sonra da en kısa zamanda bebeğine bakacak hale gelir.


İlgili Konular:
- Doğum Ağrısı ve Azaltmak İçin Yöntemler
- Epidural Ve Spinal Anestezi İle Sezaryen
Tamamını >>

DOĞUMUN EVRELERİ

Gebeliğin başlaması ile birlikte uterusta bir sessizlik fazı başlar, bu evrede sadece servikste yumuşama görülür ancak uterin kontraksiyonlar görülmez. Gebeliğin son aylarında hazırlık (aktivasyon) fazı denilen dönem başlar, bu dönemde uterus doğumda gerekecek olan kasılmalara kendini hazırlar. Kasılma ile ilgili reseptörler artar, servikste olgunlaşma meydana gelir. Daha sonra doğum fazı denen üçüncü faz başlar, aşağıda anlatılan doğumun 3 evresi bu faz içerisinde yer alır. Son faz bebek ve plasentanın doğumundan sonra başlayan puerperium fazıdır, bu fazda uterus ve serviks yenilenerek gebelik öncesi haline kavuşur. Bu 4 faza parturisyon fazları adı verilir.

Aşağıda anlatılan doğumun 3 evresi parturisyonun üçüncü fazı yani doğum fazı içerisinde gerçekleşir.

DOĞUMUN 1. EVRESİ
Gebelik boyunca kapalı olan rahim ağzının kasılmaların yardımıyla tam açılmasına (10 cm) kadar geçen süredir. Bu evre doğumun en uzun evresidir (yaklaşık 8-10 saat).

Bu dönem pasif ve aktif dönem olarak ikiye ayrılır.
Pasif dönem: Doğumun ve birinci evrenin en uzun süren dönemdir. Bu dönemde ağrılar seyrek ve daha hafiftir. Bu dönem ilk doğumu olan gebelerde daha uzun sürer. Birkaç saatten bir iki güne kadar sürebilir.
Aktif dönem: Rahim ağzı yaklaşık 3 cm açıklığa ulaştıktan sonra başlayan dönemdir. Bu dönemi kadın, ağrılarının sıklaşmaya ve şiddetinin artmaya başlamasıyla fark eder. Bu dönemde ağrılar yaklaşık 5 dakikada bir gelecek kadar sıklaşır.

DOĞUMUN 2. EVRESİ
Rahim ağzının tam açılmasından bebeğin doğumuna kadar geçen süredir. Bu süre ilk doğumlarda ortalama 50 dakika, sonraki doğumlarda ortalama 20 dakika kadar sürer. İlk doğumlarda 2 saati, sonraki doğumlarda 1 saati geçmesi anormal kabul edilir, spinal anestezi uygulanmışsa bu süreler 3 saat ve 2 saat olacak şekilde sınır alınır. Doğumun ikinci evresinde bebeğin inişini ve doğumunu kolaylaştırmak için annenin ıkınması teşvik edilir.

Ikınma Tekniği: Ikıntılı ağrılarda ağrının en güçlü olduğu sırada gebe kadın derin bir nefes alarak bu havayı dışarı vermeden ağzını kapatarak kuvvetle ıkınır. Ikınırken kalça ve bel "C" pozisyonunda, çeneyi göğse dayayarak tüm gücüyle makatına doğru ıkınarak bebeği iter. Ikınma ağrı boyunca devam etmeli, ağrı geçince ıkınmamalı ve gevşemelidir. Bebeğin başı doğarken gebeye ıkınmaması söylenir, ancak ıkınma hissi devam etmektedir. Ikınmayı önlemek için ağız açılarak kuvvetli bir şekilde kısa nefesler alıp verilir. Doğumda ıkınma teknikleri ile ilgili ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bebek doğduktan sonra 2-3 cm'lik mesafeden göbek klempi takılır, göbek kesilir ve eğer uygunsa emzirmesi için anneye verilir. Bebeğe ve anneye kimlik tesbiti için kol bantları takılır, bebeğin ayak izi alınır. Bu esnada annelerde üşüme ve titreme olabilir, bu durum normaldir, birkaç dakika içinde geçer.

DOĞUMUN 3. EVRESİ
Bebeğin doğmasından sonra plasentanın doğmasına kadar geçen süredir. Genellikle bebek doğduktan 5-10 dakika sonra plasenta da ayrılır ve çıkar ancak bu süre 30 dakikaya kadar sürebilir. Plasenta çıktıktan sonra tam olup olmadığı kontrol edilir. Rahim içinde plasenta parçası kalırsa kanama ve enfeksiyona sebep olur. Kesi yapılmışsa dikişi yapılır. Genellikle anneler bu evrede büyük bir rahatlık, mutluluk ve yorgunluk hissederler. Daha sonra annenin temizliği ve kanama kontrolü yapılır ve odasına çıkarılır. İlk birkaç saat kanama kontrolü, tansiyonu, nabzı ve diğer bulgularına bakılır. Bu esnada doğumhanede bebeğini emzirememişse odasında bebeğini sevebilir ve emzirebilir.

Doğumun 2. evresinde uzamaya neden olabilen faktörler:
- Nulliparite (İlk doğum)
- Grand Multiparite (5'ten fazla doğum)
- İleri yaş
- Epidural anestezi
- Bebeğin kilosunun normalden iri olması
- Annenin aşırı kilolu (obez) olması
- İndüksiyon

doğumun evreleri, normal
Resmi büyütmek için üzerine tıklyın




İlgili Konular:
- Normal Doğum Görüntüleri, Videoları İzle
- Normal Doğum Nasıl Yapılır - Video İzle
- Normal Doğum
Tamamını >>

SUNİ SANCI (DOĞUM İNDÜKSİYONU)

NORMAL DOĞUMDA SUNİ SANCI VERİLMESİ
Doğum sancılarını başlatmak yada kendiliğinden başlamış doğum sancılarını yeterli düzeye getirecek kadar arttırmak için verilen ilaçlarla yapılan işleme doğum indüksiyonu (halka arasında suni sancı) denir. Bunun için anneye serum içerisinde oksitosin denilen ilaç verilir. Oksitosin normalde beyinin hipofiz adı verilen bölgesinden salgılanan ve rahim kasılmalarını sağlayan bir hormondur. Oksitosin ayrıca doğum sonrası kanamaları kontrol etmek amacıyla da kullanılır.

Normal doğumun ilerlemesi için rahim ağzının (serviksin) giderek açılması (dilatasyon) ve incelmesi gerekir. Bu incelme olayına efasman denir, efasman sırasında rahim ağzı yumuşar ve giderek incelir. Rahim ağzının açılması normal doğum sırasında yapılan muayenelerde santimetre olarak belirtilir, efasman yani incelme seviyesi ise yüzde olarak belirtilir. Rahim ağzı 9-10 cm açıldığında ve efasman yüzde yüze yaklaştığında doğum olmak üzeredir. Suni sancı verilmesi bu açılma ve incelme olayını hızlandırır, bebeğin doğum kanalından aşağıya doğru daha hızlı ilerlemesini sağlar.

İndüksiyon gereken durumlar:
- Preeklampsi / Eklampsi (Gebelikte yüksek tansiyon ve nöbet geçirme)
- Korioamnionit (Rahim içerisinde enfeksiyon gelişmesi)
- Fetusa ait bazı testlerde anormallik saptanması
- İntrauterin gelişme geriliği
- Günaşımı gebelik (41 yada 42 haftayı geçmiş gebelik)
- Ölü fetus
- Majör konjenital fetal anomali
ve diğer bazı durumlarda indüksiyon (suni sancı) başlanması ile doğum gereklidir.


İlgili Konular:
- Suni Sancı Neden Verilir?
- Suni Sancı Nasıl Verilir?
- Suni Sancının Yan Etkileri ve Riskleri
Normal Doğum
- Suni Sancı İle Doğum (Soru Cevap Yorumlar)
Tamamını >>

EPİZYOTOMİ (DOĞUM KESİSİ) (DİKİŞLİ DOĞUM)

DİKİŞLİ NORMAL DOĞUM (halk arasındaki tabiri)
Normal doğum sırasında bebeğin daha kolay çıkmasını sağlamak ve perine bölgesinin yırtılmasını önlemek için vajen alt ucundan başlayarak yapılan kesidir. Orta hat üzerinde (median) veya yana doğru (mediolateral) olarak yapılabilir. Her doğumda uygulanmaz, sadece gerek duyulan doğumlarda uygulanır. İlk doğumlarda bile her zaman uygulanması gerekmez. Doğumdan sonra plesenta ayrıldıktan sonra epizyotomi kesisi dikişle onarılır. Kesi yapılırken ve dikilirken bu bölge lokal anestezi ile uyuşturulduğu için ağrı duyulmaz. Epizyotomi dikişleri 7 – 10 gün içinde iyileşir. Dikişleri almak gerekmez kendiliğinden eriyen iplikler kullanılır. Bazı kadınlarda çok az bazılarında ise daha fazla iz bırakabilir, bu genellikle sorun yaratmayacak düzeydedir.

Doğum sırasında kendiliğinden oluşacak bir yırtığa göre epizyotomi komplikasyonlarının daha az olması ve tamirinin daha kolay olması en önemli avantajıdır.

Nadir de olsa epizyotomi bölgesinde enfeksiyon oluşabilir. Bunun dışında morluklar, şişme, kanama görülebilir. En sık görülen şikayet ağrıdır. Ağrı kesicilerle ağrı kontrol altına alınabilir. Epizyotomi bölgesine soğuk uygulama yapılması fayda sağlayabilir.

Normal doğum kesisi ne zaman uygulanır?
Epizyotomi bebeğin başının vajinadan çıkmasına yakın, perineye başın iyice yaslanması halinde uygulanır. Başka biri ifadetle annenin 2-3 kere daha ıkınması ile bebeğin doğmasının mümküm olduğu kadar doğum ilerlediğinde uygulanır. Daha erken uygulanması doğuma kadar geçen sürede gereksiz kan kaybına neden olur.


İlgili Konular:
- Doğum Kesisi Dikişlerinin Bakımı
- Doğum Kesisine Bağlı İzlerin Düzeltilmesi
- Perine Masajı
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"