DOĞUM KONTROL HAPI KİLO ALDIRIR MI?

Doğum kontrol hapı (OKS) kullanmayı planlayan bayanların en çok sordukları sorulardan birisi de acaba kullanırsam kilo alır mıyım? kilo yapar mı? şeklinde sorulardır. Doğum kontrol haplarının bariz şekilde kilo aldırdığını, şişmalığa, obeziteye neden olduğunu gösteren araştırmalar yoktur. Hatta çoğu araştırmada hiç kilo aldırmadığı gösterilmiştir. Ancak doğum kontrol hapları içerdiği hormonalardan dolayı vücutta hafif su tutulumuna sebep olabilir, bu da ancak yılda bir kaç kilo artışı şeklinde kendini gösterebilir. Ayda bir kaç kilo aldırmak veya senede beş - on kilo aldırmak gibi etkileri olamaz, bu derece fazla kilo alınması mutlaka başka bir sebebe bağlıdır, çoğunlukla da hareket azlığı ve fazla, sağlıksız beslenmekten kaynaklanır. Doğum kontrol haplarının kendisi kalori içermez, bu hapları almakla günlük alınan kalori miktarınız artmış olmaz.

Ayrıca yıllarca örneğin 3-5 yıl doğum kontrol hapı kullanan bir bayan aldığı kiloları doğum kontrol hapına bağlamamalıdır. Çünkü hiçbir hap kullanmayan bir insanda bile bu geçen 3-5 yıl yaş büyüdükçe bazal metabolizmanın zayıflamasına böylece kilo artışına sebep olacaktır. Bu nedenle yaş ilerledikçe daha sağlıklı beslenme ve daha fazla hareket etmek konusunda özen göstermek gerekir.

Sonuç olarak kısaca doğum kontrol hapları kilo aldırmaz veya zayıflamaya neden olmaz. Kilo aldırsa bile bu yılda 1-2 kilo olacak kadar az miktarda su tutulumuna bağlı olabilir. Bunun dışında daha fazla miktarda kilo alımlarının altında mutlaka sağlıksız beslenme, hareketsizlik, spor yapmama veya başka bir hastalık gibi nedenler vardır. Sağlıklı beslenen ve egzersiz, spor yapan bir bayan kilo konusunda endişeye kapılmadan rahatlıkla doğum kontrol hapı kullanabilir, tabi dotoruna danışarak. Sağlıksız beslenen ve egzersiz yapmayan bir bayanın ise zaten doğum kontrol hapı kullanmasa bile zamanla kilo artışı ile yüzyüze kalacağı kaçınılmaz bir sonuçtur.

İlgili Konular:
- Doğum Kontrol Hapı
- Doğum Kontrol Haplarının Yan Etkileri
Tamamını >>

DOĞUM KONTROL HAPI KULLANIRKEN KANAMA, ADET VEYA LEKELENME OLMASI

Doğum kontrol hapı 8oral kontraseptif) kullanan bayanlarıb başına gelen durumlardan birisi hapları alırken kanama veya lekelenme olmasıdır. Doğum kontrol haplarının her bir kutusu bittiğinde yedi gün ara vermek ve sekizinci gün yeni kutuy abaşlamak gerekir. Adet kanaması genellikle bu 7 gün ara sırasında başlar ve 3-5 gün sürer. Adet kanamasının ne zaman başladığına ve ne kadar sürdüğüne dikkat etmeden mutlaka 7 gü ara vermek ve sekizinci gün yeni kutuya başlamak gerekir. Bazen adetin erken veya geç başlayan bayan buna göre hapın kullanımını değiştirir, adet başladığında yeni kutuya geçer, bu uygulama doğru değildir.

Bir kutu hap bittikten sonra yedi gün ara verdiniz ve sekizinci gün yeni kutuya başladınız ve ilacı kullanmaya başladıktan sonra adet kanaması (veya lekelenme) başlarsa, bu durumda hiç adet kanamasını dikkate almadan ilacı kullanmaya aynen devam etmek gerekir. Eğer kanama bir  haftadan uzun sürerse veya çok aşırı miktarda olursa doktorunuza başvurmanız gerekir. Doktorunuza başvurmadan hapların kullanımını değiştirmek adet düzeninizin bozulmasına neden olabilir.

Doğum kontrol hapı kullanırken çok nadir de olsa gebelik oluşabileceği için herhangi bir adet gecikmesi durumunda gebelik açısından dikkatli olunması ve gebelik testi yapılması gerekir. Bu durumda doğum kontrol hapı kullanırken hamile kalmak konusunda ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

İlgili Konular:
- Doğum Kontrol Hapı
Tamamını >>

DOĞUM KONTROL HAPI KULANIRKEN HAMİLE KALMAK

Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler) ve diğer yöntemlerin hiçbirisi gebelikten yüzde yüz korumayı garanti edemez. Ameliyatla tüplerin bağlanması durumunda bile çok nadiren gebelik görülebilmektedir. Doğum kontrol hapı kullananlarda genellikle hapların unutulmasına bağlı hamilelik oluşabilir, bu nedenle haplar hiç unutulmamadan düzenli alınmalıdır. Ayrıca hapların her gün yaklaşık aynı saatlerde alınması da gebeliği önlemek açısından önemlidir. Hapların bir gün sabah ertesi gün akşam alınması koruyucu etkisini azaltır, gebelik oluşabilir.

Doğum konrol hapları düzenli ve unutulmadan kullanıldığında en güvenilir korunma yöntemlerinden birisidir ancak hap alımı unutulmasa bile ve hergün aynı saatlerde çok düzenli alınsa bile çok nadiren gebelik oluşabilmektedir. Bu nedenle doğum kontrol hapı kullanırken adet gecikmesi yaşadığınızda gebelikten şüphelenmeniz ve hemen doktorunuza başvurmanız gerekir. Bu şekilde doğum kontrol hapı kullanırken hamile kalanların gebeliğinde veya bebeklerde doğum kontrol hapına bağlı bir problem izlenmemiştir, bu konuda doktorunuza mutlaka danışınız. (kaynak)

Doğum kontrol hapı alırken adet gecikmesi olması mutlaka hamile olduğunuz anlamına gelmez. Adet gecikmesi zaman zaman hap kullananlarda yaşanabilir. Bu durumda kanda gebelik testi yapılarak gebelik tespit edilmezse hap kullanmaya devam edebilirsiniz. Testte gebelik tespit edilirse hap kullanmayı bırakarak gebeliğin takibine devam edebilirsiniz vya gebelik istemiyorsanız kürtaj ile sonlandırılmasını isteyebilirsinz.

İlgili Konular:
- Doğum Kontrol Hapları Nasıl Kullanılır?
- Doğum Kontrol Hapı
Tamamını >>

DOĞUM KONTROL HAPLARININ YAN ETKİLERİ (ZARARLARI)

Doğum kontrol hapları östrojen ve progesteron hormonu içerdikleri için bu hormonları bağlı bazı yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler herkeste görülmez. Yan etkilerden kaçınmak için doğum kontrol haplarını kullanacak hastaların iyi seçilmesi gerekir, herkes için uygun bir yöntem değildir. 35 yaşından büyük ve sigara kulanan hastalarda ciddi yane etki risklerinden dolayı kesinlikle kullanılmaması gerekir.

Yan etkileri nelerdir?
- Bulantı en sık görülen yan etkidir
- Kusma nadiren görülür
- Başağrısı
- Migreni olanlarda ağrılarda şiddetlenme
- Memelerde hassasiyet ve dolgunluk
- Adetler arası lekelenmeler
- Sivilce
- Vajinal akıntıda artış olabilir
- Safra kesesi taşlarında artış olabilir
- Tansiyon problemi olan hastalarda tansiyon yükselmesine neden olabilir.
- Depresyon, duygu durum bozuklukları
- Kilo alımı genellikle yapmaz veya çok az yapabilir.
- Adet görememe nadiren olabilir.
- Progesteron kırılma kanaması olabilir. (Adet aralarında lekelenme)
Damar tıkanıklığı riskinin artması en ciddi yan etkilerinden birisidir. Doğum kontrol haplarına bağlı damar tıkanıklığı ve tromboemboli riski ayrı bir konuda detaylı olarak anlatılmıştır, buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- Emzirenlerde süt miltarını ve sütün kalitesini azaltır.
- Cinsel istek (libido) nadiren azalabilir.

Aşağıdaki yan etkiler görüldüğünde doğum kontrol hapı hemen kesilmelidir:
Bu yan etkileri gözlemlediğinizde hapı hemen keserek doktorunuza başvurmalısınız. Bazı durumlarda hapın tamamen kesilmesi gerekir, bazı durumlarda hapa bağlı ciddi bir komplikasyon gelişmiş olabilir ve bunun tedavisi gerekebilir.
- Görme bozukluğu, çift görme
- Şiddetli baş ağrısı
- Vücudun tek tarafında uyuşma ve güçsüzlük (damar tıkanıklığı gelişmiş olabilir)
- Şiddetli göğüs ağrısı
- Nefes darlığı
- Konuşma bozukluğu (serebrovasküler olay, inme gelişmiş olabilir)
- Bacakta ağrı ve şişme
- Adet gecikmesi (gebelik oluşmuş olabilir)
- Memede kitle veya şişlik farkedilmesi
- Göğüslerden süt veya sıvı gelmesi (galaktore)

İlgili Konular:
- Doğum Kontrol Hapı
- Doğum Kontrol Hapı Damar Tıkanıklığı Yapar Mı?
Tamamını >>

DOĞUM KONTROL HAPI NASIL KULLANILIR?

Doğum kontrol haplarının (OKS) kesinlikle doktor kontrolü dışında kullanılmaması gerekir, sakıncalı olabilir. Doktorunuz uygun görmüşse ilk kutuya adetin ilk günü başlamanız gerekir. Günün hangi saatinde aldığınız önemli değildir, sabah, öğlen veya akşam hapları içebilirsiniz. Ancak her gün yaklaşık aynı saatlerde alınması gerekir. Bir gün sabah diğer gün akşam alınması uygun değildir, koruyucu etkisini azaltır.

21 tablet içeren doğum kontrol hapları:
Ülkemizde doğum kontrol haplarının çoğunun içerisinde yirmibir adet tablet vardır. İlk kutuya adetin ilk günü başlayarak her gün yaklaşık aynı saatlerde bir tablet içmeye devam ederek 21 tablet bitirilmeli ve bittikten sonra 7 gün ara vermek gereklidir. Bu 7 gün içerisinde her hangi bir gün adet başlayacaktır. Adetin başladığı güne aldırmadan mutlaka yedi gün ara vererek sekizinci gün yeni doğum kontorl hapı kutusuna başlamak gerekir. Yeni kutunun adetin ilk günü olması gerekmez, ilk gün kuralı sadece ilk kutu için gereklidir. Yeni kutuya syedi gün aradan sonra sekizinci gün başlanarak aynı şekilde haplar içilir ve kutu bitince tekrar yedi gün ara verilerek sekizinci gün yeni kutuya başlamak gerekir. Burada dikkat edilmesi gereken kural kutular arasında adet ne zaman başlarsa başlasın, kaç gün sürerse sürsün hatta adet başlamasa bile mutlaka yedi gün ara vererek sekizinci gün yeni kutuya başlanması gerektiğidir.

Doğum kontrol hapı ilk  kullanılmaya başlanırken adetin ilk günü başlanırsa ilk ayda korunma sağlar. Adetin ilk günü başlanılmadığında ilk ay korumayabilir, bu durumda ilk ay prezervatif gibi ek korunma yöntemleri kullanmak gerekir.

28 tablet içeren doğum kontrol hapları:
Bazı doğum kontrol haplarında 28 tablet bulunmaktadır. Bunların 21 tablet içeren haplardan etki olarak veya yan etki olarak bir farkı yoktur. Tek fark bu kutularda son 7 tabletin hormon içermemesidir. Kutudaki son 7 hap boştur (plasebo) veya demir ilacı içerir. İlk 21 hap hormon içerir. Bu tür yirmisekiz tabletlik hapları kullanırken aynen diğerlerinde tarif edildiği gibi kullanmak gerekir. İlk kutuya başlardan adetin ilk günü başlamak gerekir yalnız sonraki kutulara hiç ara vermeden devam etmek gerekir. Son 7 hapta hormon bulunmadığı için zaten 7 gün ara vermiş gibi olmaktadır.

Hapların sırası önemli mi?
Doğum kontrol haplarının içerisindeki bütün haplar aynıdır, bir fark yoktur. Aynı miktarda aynı hormonlardan içerirler. Bu nedenle sırasıyla olmadan ortalardan alınan bir hap problem yaratmaz. Ama yine de düzenli içme alışkanlığı edinmek için hapları kutudaki şekilde gösterildiği gibi sırasıyla okları veya günleri takip ederek almak faydalıdır. 28 tabletlik kutulardaki son 7 hap hormon ilacı içermediği için bu kuralın dışındadır, onlar mutlaka en son alınmalıdır. (İçerisindeki hapların farklılık gösterdiği trifazik haplar ülkemizde bulunmamaktadır, ülkemizde monofazik haplar vardır.)


İlgili Konular:
- Doğum Kontrol Hapı
- Doğum Kontrol Hapımı İçmeyi Unuttum, Ne Yapmalıyım?
Tamamını >>

SPİRALİN YAN ETKİLERİ VAR MI?

Spiral  (RİA, rahim içi araç) genel olarak yan etkileri az ve nadiren şikayete neden olan bir yöntemdir. Bu nedenle en çok kullanılan ve tavsiye edilen yöntemlerden birisidir.
- Yan etki olarak özellikle ilk takıldığı ay hafif kasık ağrısı görülebilir, 1-2 ay içerisinde bu şikayet kendiliğinden geçer.
- Bakırlı spiral adet kanaması miktarını az miktarda arttırabilir. Bu adetleri normal miktarda olan kadınlarda problem yaratmaz ama adetleri aşırı miktarda olan kadınlarda daha fazla kanamaya ve anemiye sebep olabileceği için spiral tercih edilmez.
- Hormonlu spiral adet kanamasında azalmaya neden olabilir.
- Bakırlı spiral dismenore yani adet sancısına neden olabilir. Hormonlu spiral dismenoreyi azaltır.
- Spiral takılması sırasında uterin perforasyon (rahim delinmesi) çok nadiren olabilir.
- Spiralin bel ağrısı, kilo almak, kilo vermek gibi yan etkileri olmaz, bu tür durumlar yaşanmışsa başka bir sebebin araştırılması gerekir.
- Bakırlı RİA'lar çok nadiren metak alerjisine neden olabilir.
- Hormonlu RİA'lar nadiren fonksiyonel over kistelerine neden olabilir.

Spiral dış gebeliğe neden olur mu?
Sprial kullananların en çok merak ettiği sorulardan birisi de spiralin dış gebelik yapar mı şeklindedir. Spiral kullanımı etkili bir doğum kontrol yöntemi olduğu için gebelik ihtimalini son derece azaltır, bu yüzden spiral kullananlarda korunmayanlara göre dış gebelik riski de azalmıştır. Ancak spiral kullanırken hamile kalanlarda bu gebeliğin normal gebelik değil de dış gebelik olma olasılığı daha yüksektir.

Spiral kilo aldırır mı?
Spiral taktırmayı düşünen hastaların en çok merak ettikleri sorulardan birisidir. Spiral kilo alınması gibi bir yan etki yapmaz. İlaç veya hormon içermeyen bir korunma yönteminden böyle bir yan etki beklenemez.
Sonuç olarak spiral yan etkileri en az olan, en güvenilir ve kullanımı en kolay korunma yöntemlerinden birisidir. Bu nedenle en çok tavsiye ettiğimiz korunma yöntemlerinden birisidir.


İlgili Konular:
- Spiral
- Spiral Kimlere Takılmaz?
Tamamını >>

SPİRAL KİMLERE TAKILMAZ?

Spiral (RİA) östrojen hormonu veya başka bir ilaç içermemesi, kalp damar hastalıkları, sigara, ileri yaş gibi durumlarla ilgili olmaması gibi nedenlerden dolayı çoğu kadın için uygun bir korunma yöntemidir. Spiralin uygun olmadığı hasta grubu azdır. Bunlara örnek vermek gerekirse:

Spiral kimlere uygun değildir? Sakıncalıdır?
- Adetleri düzensiz ve aşırı kanamalı olan hastalarda adet düzenini daha fazla bozabileceği için ve kanamaları arttırabileceği için uygun değildir.
- Rahim içerisinde myom olan durumlarda rahim içerisinin şekli bozulacağı için düzgün takılamayabilir bu nedenle uygun değildir. Rahim içerisinde olmayıp rahmin dış tarafınd aolan myomlar bunu etkilemez, bu durumda takılabilir.
- Rahim içerisinde perde (septum) olması
- Rahim ve yumurtalıkları içeren enfeksiyon geçiren veya geçirmeye yatkın olan hastalar (PID)

İlgili Konular:
- Spiral
Tamamını >>

SPİRAL KAYMASI NEDİR?

Spiral (ria) kayması spiralin rahim içerisinden aşağıya doğru yani rahim ağzıan veya vajina içerisine doğru kaymasıdır.  Bu durumda spiralin çıkarılması ve istenirse yenisinin takılması gerekir. Kayan spiralin koruma etkinliği azalır ve gebelik meydana gelebilir. Ayrıca aşağıya doğru kaymış olan spiral nadiren  ilişki sırasında penise temas edebilir ve peniste basit yaralanmalara veya ağrıya neden olabilir. Spiral kayması durumunda adet günleri dışında çeşitli düzeylerde lekelenmeler ve kanamalar görülebilir.

Spiral kayması nasıl olur?
Spiral kaymasının en sık nedeni çok doğum yapan hastalarda rahim ağzının fazla geniş olmasıdır. Diğer bir neden ilk takılma sırasında rahmin içerisine tam yerleşmemiş olmasından kaynaklanabilir.  Bu nedenle her spiral takıldıktan bir ay sonraki adet döneminde kayma olması açısından tekrar kontrol edilir. Kayma saptandığında yenisi ile değiştirilmesi çoğu zaman çözüm olur ve tekrar kayma izlenmez. Tekrar kayma izlenirse başka uygun bir doğum kontrol yöntemi denenebilir. Her zaman mümkün olmasa da bazen kayan spirali yerine itmek de yeterli olmaktadır. Spiral ile korunan her kadın 1 yıl aralarla kayma açısından doktoruna kontrol ettirmelidir.

Spiral kaymasının belirtileri nedir? nasıl anlaşılır?
Spiralin kaydığını hasta kendisi anlayamaz ancak yukarıdaki şikayetlerden herhangi birisi olduğunda şühelenebilir. Spiral kayması durumunda bazen hiçbir belirti ve şikayet olmayabilir. Vajinal muayenede spiralin aşağıya rahim ağzına ve vajinaya doğru kaydığı görülebilir. Ultrason ile de spiralin kaydığı rahatlıkla anlaşılabilir.

Spiralin karın içerisine kayması:
Spiralin kendiliğinden karın içerisine veya idrar torbası (içerisine) kaydığı ve buraya yerleştiği hastalar çok nadiren görülmektedir. Spiral ultrason kontrolünde rahim içerisinde izlenemez ve karın röntgeninde karında olduğu görülür. Bu durumda spiralin ameliyatla çıkarışması gerekir. Bu çok çok nadiren görülen bir durum olduğu için spiral taktıran hastaların bu açıdan endişe etmeleri gerekemez.

İlgili Konular:
- Spiral
Tamamını >>

SPİRAL NASIL ÇIKARILIR?

SPİRAL (RİA) ÇIKARILMASI
Spiral (ria, rahim içi araç) çıkarılması kısa süren ve ağrısız bir işlemdir. Ultrasonografi ile spiral yeri kontrol edildikten sonra hasta normal jinekolojik muayene masasına alınır ve muayene aleti (spekukum) takılır. Bu esnada spiralin ipleri rahim ağzından dışarıya çıkmış şekilde izlenir. Bu iplerden alette tutularak çekilir, daha sonra spekulum çıkarılarak işleme son verilir. Spiral çıkarılması toplam 1-2 dakika süren kısa bir işlemdir ve hasta hiçbir ağrı hissetmez.

İpi görülemeyen spiralin çıkarılması:
Nadiren spiralin ipleri rahim içerisine kaçtığı için veya daha önceden koptuğu için muayene sırasında görülemeyebilir. Bu durumda spiralin iplerini çekmek mümkün olmadığı için rahim içerisine sokulan ince aletlerle spiralin kendisi tutularak çekilir. Bu durumda işlem biraz daha uzun ve hafif ağrılı olabilir. Çok nadiren bu şekilde de çıkarılamayabilir ve spiralin çıkarılması için histeroskopi denilen rahim içerisine sokulun kameralı alet ile bakarak tutup çekmek gerekebilir. Bunlar nadiren gereken müdahalelerdir, çoğunlukla ipler görülür ve kolayca çıkarılır.

Spiralin karın içerisinde saptanması:
Yine çok nadiren rastlanılan bir durum  spiralin karın içerisine kaydığı durumlardır. Ultrasonografide rahim içerisinde spiral (ria) görülemez ve karın röntgeninde spiralin karın organarı arasında olduğu saptanır. Bu durumda spiral rahim içerisinde değildir bu nedenle çıkarılması ancak ameliyatla mümkündür.

İlgili Konular:
- Spiral
- Spiral Nasıl Takılır?
- Spiral Ne Zaman Takılır?
Tamamını >>

SPİRAL NE ZAMAN TAKILIR?

SPİRAL (RİA) HANGİ ZAMANLARDA TAKILIR
Spiral takılmasında genellikle adet zamanı tercih edilir. Bunun nedeni hastanın olmadığından emin olunmasıdır. Adet günleri dışındaki zamanlarda da hasanın gebe olmadığı kesinse takılabilir, teknik olarak bir engel yoktur.

Doğumdan sonra spiral ne zaman takılır?
Normal doğumdan veya sezaryenden 6 hafta sonra muayenede bir engel yoksa spiral takılabilir. Bu süre rahimin küçülerek normal boyuna inmesi için gereklidir. 6 haftadan önce (en az bir ay) rahim büyük olacağı için ve rahim ağzı geniş olacağı için spiral takılması uygun olmaz ve takıldıktan sonra kayma riski fazla olur.

Hangi yaşlarda spiral takılabilir?
Spirl için bir yaş sınırlaması yoktur. Muayenesinde engel olmayan hastalara hangi yaşta olursa olsun takılabilir. Çok genç yaşlarda takılabileceği gibi menopoza yakın yaşlarda da takılabilir. Doğum kontrol haplarının tersine yaş, sigara, şişmanlık, kalp dmar hastalıkları gibi durumlar spiral takılmsını engellemezler bu nedenle spiral çok güvenilir ve yaygın bir korunma şeklidir.

Düşük ve kürtajdan sonra ne zaman spiral takılabilir?
Düşüklerden bir ay sonra görülen adette spiral takılabilir veya rahim içerisinin temiz olduğundan emin olunan durumlarda düşükten hemen sonra da spiral takılabilir. Düşük sonrasında kürtaj yapılmışsa veya istemli olarak gebeliği aldırmak amacıyla yapılan kürtajlardan hemen sonra spiral takılabilir. Bazen kürtajdan hemen sonra spiral takılmaz ve bir hafta sonra takılması tercih edilir bunun nedeni rahim içerisinde parça olmadığından temiz oldupundan emin olmak içindir. Kürtajdan bir ay sonra görülen ilk adet döneminde de spiral takılabilir.


İlgili Konular:
- Spiral
- Spiral Nasıl Takılır?
Tamamını >>

SPİRAL NASIL TAKILIR?

SPİRAL (RİA) TAKILMASI
Spiral (rahim içi araç, RİA) en yaygın kullanılam korunma yöntemlerinden birisidir ve oldukça güvenilir bir yöntemdir. Spiral hakkında detaylı bilgilere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Bu yazıda nasıl takıldığı hakkında bilgiler yer almaktadır.
Spiralin hasta için uygun bir korunma yöntemi olduğuna karar verilmişse genellikle adet zamanı takılır. Adet zamanının tercih edilmesinin esas nedeni hastanın hamile olmadığından bu dönemde emin olabilmemizdir. Hamile olmadığından emin olunduğundan adet zamanı dışındaki zamanlarda da takılabilir, teknik olarak bir engel yoktur, aynı kolaylıkla takılabilir.

Spiral rahim içerisine nasıl takılır?
Hasta öncelikle jinekolojik muayene masasına alınır. Vajia içerisine normal muayenelerde kullanılan plastik veya metal muayene aleti (spekulum) takılır. rahim ağzı ve vajen içerisi antiseptik solüsyonla temizlenir. Daha sonra rahim ağzı tenekulum denilen metal aletle tutulur. Spiral hazırlandıktan sonra rahim azğından içeriye sokularak takılır. Rahim ağzını tutan tenekulum çıkarılır ve spiralin iplerinin fazla kısmı 2-3 cm ip kalacak şekilde makasla kesilir. İleride spiralin çekilmesinde bu iplerden tutularak kolayca çekilebilir. Spiral takılması sırasında ve sonrasında hasta herhangi bir ağrı hissetmez, hemen günlük hayatına ve işine dönebilir, çok az kasık ağrısı olabilir. Spiral takılması toplam 1-2 dakika süren kısa bir işlemdir. Bütün işlemler rahim içerisinde enfeksiyon gelişmemesi için steril şekilde yapılır.

Spiral paketinde aynen üstteki görüldüğü gibi aynen T şeklinde bir alettir. Plastiktir ve üzerinde bakır kaplama bulunan bir bölge vardır. Spiral takılmadan önce T'nin üst kolları katlanır ve ince çubuk haline gelir. Rahim ağzından içeriye bu halde sokulur ve takıldıktan sonra etrafındaki plastik boru şeklinde kısım geri çekildiğinde T'nin kolları rahim içerisinde açılır ve spiral normal T şeklini alır, rahim içerisinde bu halde durur. Bu şekilde durduğu için rahim içerisini iyi kaplar ve iyi koruma sağlar hem de bu şekilde düşmesi engellenmiş olur.


İlgili Konular:
- Spiral
- Spiral Ne Zaman Takılır?
- Spiral Nasıl Çıkarılır?
Tamamını >>

KÜRTAJ NEDİR? NASIL YAPILIR?

KÜRTAJ (GEBELİK ALINMASI, SONLANDIRILMASI)
Kürtaj veya küretaj (halk arasında gebelik aldırma, bebek aldırma, kürtaş gibi isimler verilir) rahim içerisindeki gebeliğin çeşitli yöntemlerle alınması işlemidir. Kürtaj sadece istemli gebelik alınması için yapılmaz, düşükten sonra içeride kalan gebelik parçalarını almak için veya ölü gebelikleri, boş gebelik gibi durumları almak için de yapılır. Dış gebelik kürtaj ile alınamaz, ameliyat veya ilaç tedavisi gerekir. Aslında kürtaj sadece gebeliğin alınması için değil gebe olmayan hastalarda rahim içerisinden alınan  materyaller için de kullanılan bir terimdir.  D/C veya D&C şeklinde kısaltılabilir. Bu harfler Dilatasyon küretaj'ın kısaltmasıdır. Dilatasyon rahim ağzının genişletilmesi anlamında kullanılır. Rahim ağzının genişletilmesi rahim içerisine küretajı yapmak için gerekli aletleri (küret veya aspiratör, kanül) sokabilmek için gereklidir. Bu genişletme işlemi için ince çubuk şeklinde kalınlıkları giderek artan metal bujiler kullanılır. Çoğunlukla bu genişletme işlemi gerekmeden direkt ince plastik kanül rahim ağzından içeri geçirilerek kürtaj işlemi yapılabilir.

Kürtaj ne zamana kadar yapılabilir? Yasal süre nedir?
İstemli küretaj yani istemli olarak gebeliğin aldırılması, sonlandırılması ülkemizde yasal olaral 10 haftalık gebeliklere kadar mümkündür. Burada hamilelik haftası hesaplanırken son adetin başladığı tarihten itibaren hesaplanır ve ultrason ile teyid edilir.
Gebelik haftanızı hesaplayın >>
Vakum Enjektör

Kimler kürtaj yaptırabilir?
18 yaşından büyük ve evli olan bayanlar eşlerinin imzası ile onay alınarak kürtaj olabilirler. 18 yaşından büyük ve bekar olan bayanlar ise sadece kendi rızaları ile kürtaj olabilirler. 18 yaşından küçük olanların evli veya bekar olsalar da anne-babalarının onayı gerekir. 15 yaşından küçükler ailelerinin izni dahi olsa kürtaj olamazlar, öncelikle durumun adli mercilere bildirilmesi gerekir. 10 haftadan büyük gebeliği olanlar onay verseler dahi yasal olmadığı için ülkemizde kürtaj işlemleri yapılamaz. 10 haftadan büyük gebeliklerde ancak bebekte ciddi bir doğumsal özür varlığında veya anne hayatını tehlikeye sokacak ciddi bir hastalık varlığında kurul kararı ile gebelik sonlandırılabilir.

Kürtaj nasıl, hangi yöntemlerle yapılır?
Vakum aspirasyon küretaj: 
Kanül denilen ince plastik borular
Kürtaj işlem günümüzde sıklıkla vakum yöntemi ile yapılır. Plastik enjektör ve ince plastik boru şeklinde kanül denilen aletlerden oluşan sistem sayesinde gebelik vakum ile emilerek çekilir ve alınır. Bu yöntem hem kolay hem daha az risklidir, daha az ağrılıdır. Kurşun kalemden daha ince olan plastik uç rahim ağzından içeriye sokularak enjektörün oluşturduğu vakum sayesinde emilerek çekilir. İşlem sıklıkla 5-10 dakikayı geçmez. Lokal veya genel anestezi ile yapılabilir.

Eskiden yaygın kullanılan küret aletleri küçük çay kaşığı şeklinde ucu olan metal aletlerdir ve günümüzde nadiren gerekli hallerde kullanılır. Bu aletlerle gebelik emilerek alınmaz, küret aletinin ucu ile rahim içerisi kazınarak temizlenir. Daha kolay olan vakum yöntemi yaygınlaştığı için küretler pek kullanılmazlar. Kürtaj işleminde kullanılan enjektör, kanül ve küret gibi bütün aletlerin steril olması gerekir.




Kürtaj işleminin aşamaları:
Küretaj işleminden sonra mutlaka ultrasonografi ile gebeliğin haftası ve canlılığı kontrol edilir. Küretaj işlemine başlarken hasta jinekolojik muayene masasına alınır. Spekulum denilen muayene aleti vajina içerisine yerleştirilir. Vajina içerisi antiseptik solüsyon ile temizlenir. Bu aşamaya kadar herhangi bir ağrı hissedilmez. Daha sonra hastanın isteğine göre genel veya lokal anestezi uygulanır. Genel anestezi için hastanın kolundan serum ve damar aracılığıyla ilaçlar verilir, bunu anestezi uzmanları yapar. Hasta derin bir uyku halinde gibi olur ve hiçbir şey hissetmez. İşlemden sonra uyandırılır. Lokal anestezi istenmişse rahim ağzına iğne ile anestezi uygulanır. Daha sonra vakum yöntemi ile gebelik alınır. Spekulum çıkarılır ve genel anestezi uygulanmışsa hasta uyandırılır. Hastanın uyanması 5-10 dakika sürer. Lokal anestezi uygulanmışsa 5 dakika dinlendikten sonra ayağa kalkabilir. Ardından ultrason ile rahim içerisi tekrar kontrol edilir, temiz olduğundan emin olunur. Hasta kürtaj işleminden sonra kısa süre (10-20 dakika) dinlenerek günlük yaşamına dönebilir. Günlük her işini rahatlıkla yapabilir. İşlemden sonra hafif kasık ağrısı ve az miktarda kanama olabilir.
Küret

İlaçlar ve kontrol:
Kürtaj işleminden sonra genellikle hastaya kullanması için antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar reçete edilir. Hasta genellikle işlemden 1 hafta sonra kontrole çağrılır. Aşırı kanama ve aşırı ağrı durumlarında 1 hafta beklemeden hemen doktorunuza başvurmalısınız. 3-5 gün süren hafif ağrı ve en fazla 1 hafta süren az miktarda kanama normaldir. Bazen kanama sadece 1-2 gün sürebilir veya hiç kanama olmayabilir, bunlar normal durumlardır.

Kürtajın yapıldığı gün duş, banyo serbesttir. Kürtaj sonrası kanamalar için tampon kullanmamalısınız, ped kullanmalısınız.

Kürtaj sonrası aşağıdaki durumlarda hemen doktora başvurmalısınız:
- Ateş yüksekliği (38 derece üzerinde)
- Ağrı kesici ile geçmeyen şiddetli ağrı ve kramplar olursa
- Kürtaj sonrası aşırı kanamalar olursa
- Kürtaj sonrası günlerde kötü kokulu aşırı akıntınız olursa
- Kürtajın üzerinden 4-5 gün geçmesine rağmen kanama azalmazsa veya artarsa

Kürtajı nerede yaptırabilirim?
Kürtaj işlemi hastane veya özel muayenehanelerde, kliniklerde kadın hastalıkları ve doğum uzmanları tarafından yapılmaktadır. Kürtaj olacağınız merkezdeki uzmanın deneyimi, tecrübesi ve merkezin gerekli aletler, sterilizasyon açısından kapasitesi önemlidir. Küçük şehirlerde olmasa da özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyük şehirlerde kürtaj yapılan aile planlaması merkezleri mevcuttur.

Dikkat!
- Yurt dışında bazı ülkelerde kullanılan düşük hapı (RU-486) ülkemizde henüz kullanılmamaktadır. Ayrıca halk arasında adet söktürücü olarak tanınan hap ve iğneler ise gebelik sonlandırılmasında işe yaramazlar. Kesinlikle kullanmamalısınız.

Resmi büyütmek için üzerine tıklayın

İlgili Konular:
- Kürtajın Riskleri Nelerdir?
- Kürtaj Sonrasında Kanama, Ağrı, Adet Düzensizliği ve Diğer Şikayetler
- Kürtaj Hakkında En Çok Merak Edilen Sorular
- Kürtajdan Sonra Adet Görme ve Adet Gecikmesi
- Kürtajda Parça Kalması Nedir?
- Dünyada ve Türkiye'de Kürtaj Yasaları
- Yeni Kürtaj Yasası - 2012
- Kürtaj Kaçıncı Haftaya (Aya) Kadar Yapılabilir?
- Güvenli Olmayan Düşük ve Kürtaj Anne Ölüm Nedenidir
- Rahimden Biyopsi (Parça) Alınması - Video İzle
- Endoservikal Küretaj (ECC) Nedir?
- Kürtaj Vaji̇naya, Rahi̇me, Yumurtalıklara Zarar Veri̇r Mi̇?
Tamamını >>

KÜRTAJ HAKKINDA SORULAR VE BİLGİLER

Kürtaj konusunda en çok merak edilen sorular ve cevapları:

Kaç aya kaç haftaya kadar gebebelikte kürtaj yapılabilir?
Kürtaj işlemi yasal olarak 10 haftalık gebeliğe kadar (yaklaşık iki, iki-buçuk ay kadar eder) mümkündür.

Kürtaj sonrasında ilk adet ne zaman başlar?
Kürtajdan yaklaşık 30-40 gün sonra ilk adet görülür.

Kürtaj sonrasında kısırlık olur mu?
Hayır, kürtaj kısırlığa sebep olacak bir müdahale değildir. İlk gebeliklerde yapılan kürtaj da kısırlığa sebep olmaz.

Kürtaj fiyatları ne kadardır?
Kürtaj fiyatları gebeliğin haftasına, yapılan hastaneye, uygulanan anestezi şekline göre değişkenlik gösterir. Bu nedenle muayene olmadan ücretini öğrenemezsiniz.

Kürtajı nerede yaptırabilirim?
Kürtaj işlemi hastane veya özel muayenehanelerde, kliniklerde kadın hastalıkları ve doğum uzmanları tarafından yapılmaktadır. Kürtaj olacağınız merkezdeki uzmanın deneyimi, tecrübesi ve merkezin gerekli aletler, sterilizasyon açısından kapasitesi önemlidir. Küçük şehirlerde olmasa da özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyük şehirlerde kürtaj yapılan aile planlaması merkezleri mevcuttur.

Lokal anestezi mi genel anestezi mi kürtajda daha iyidir?
Her iki anestezi şeklinin de farklı avantaj ve dezavantajları vardır. Hastanın tercihine göre ve muayeneye göre uygun olan anestezi uygulanır.

1 veya 2 aylık gebelikte kürtaj yapılır mı?
Ay hesabı yerine hafta hesabı kullanmak doğrudur çünkü kürtajlarda 10 haftaya kadar yasal sınır belirlenmiştir. Burada gebelik haftası son adetin başladığı tarihe göre ve ultrasona göre hesaplanır.

5 haftalık veya 6 haftalık gebeliklerde kürtaj yapılır mı?
Gebelik kesesi çok küçük olmadığı sürece yapılabilir. Ancak gebelik kesesi kürtaj yapılan aletin (kanül) ucuna gelmeyecek kadar küçükse gebeliğin alınamaması riski vardır bu durumda kesenin biraz daha büyümesini bekleyip daha sonra kürtaj yapılması tercih edilebilir.

7 haftalık veya 8 haftalık kürtajlar vakum yöntemiyle yapılabilir mi?
Vakum yöntemi (enjektör ve plastik kanül) ile genellikle 10 haftaya kadar olan kürtajlar rahatlıkla yapılabilmektedir. Burada doktorun vakum yöntemi konusunda tecrübeli olması önemlidir.

9 haftalık veya 10 haftalık kürtajlar lokal anestezi ile yapılabilir mi?
Bu kadar ileri gebelik haftalarında lokal anestezi ile ağrı hissedilme riski artar. Daha çok genel anestezi tercih edilir. Ancak çok normal doğum yapmış hastalarda ve ağrı eşiği yüksek hastalarda bazen lokal anestezi de uygulanabilmektedir.

Kaç kez kürtaj olunabilir?
Bu konuda sayı olarak bir sınırlama yoktur. Ancak her cerrahi müdahalede olduğu gibi kürtajda da fazla kere gereksiz yapmaktan kaçınmak gerekir, bunun için dikkatli korunmak en önemli kuraldır.

Düşükten sonra kürtaj yapılması şart mıdır?
Eğer bütün gebelik materyali tamamen düşmemişse ve parça kalmışsa, kanama varsa kürtaj gereklidir. Gebelik materyali tamamen düşmüşse ve kanama yoksa kürtaj yapılmayabilir.

Düşük hapı veya düşük iğnesi ile kürtaj olur mu?
Ülkemizde düşük hapı veya kürtaj hapı (veya iğnesi) şeklinde kullanılabilecek bir ilaç yoktur. Bu tür ilaçalardan ve tavsiyelerden kaçınmanız gerekir. Doktor denetiminde olmayan her tür ilaç ve müdahale ciddi sonuçlar doğurabilir.

İkinci veya üçüncü  kere kürtaj olmak riskli midir?
İlk kürtajda olduğu kadar nadir riskler ikinci ve üçüncü kürtajlarda da vardır. Ekstra başka bir risk taşımaz.

Bakirelerde kızlık zarı bozulmadan kürtaj yapılabilir mi?
Kızlık zarı çok geniş ve aletlerin geçmesine müsait olanlarda bazen kürtaj mümkün olabilir ancak çoğunlukla mümkün değildir. Muayene ile kısmen anlalılabilir ancak işlem sırasında kızlık zarının yırtılmayacağının garantisi verilemez.

Kürtaj olduğum sonradan anlaşılabilir mi?
Hayır. Bir kadının kürtaj olduğu sonradan başkası tarafından veya başka bir doktor tarafından muayene edilse bile anlaşılamaz.

Kürtaj videosu ve görüntüleri izlemek uygun mudur?
Hastalara bu tür girişimsel işlemlerle ilgili video ve görüntüleri izlemelerini genellikle önermeyiz çünkü yapılan işlemleri çoğunlukla olduğundan farklı algılayarak endişe ve korkularını arttırırlar. Bunun yerine sadece doktorunuzun tavsiye ve anlattıklarını dinlemek daha faydalıdır.

Kürtaj ağrı ve acı verir mi?
Uygun anestezi (lokal veya genel) ve teknikle yapıldığında genellikle rahat ve fazla ağrı duymadan kürtaj olabilrisiniz. Daha önce doğum yapanlarda ağrı genellikel daha az olmaktadır.

Kürtaj için en çok kullanılan yöntem nedir?
Kürtaj için en çok kullanılan son yıllarda vakum aspirasyon yöntemidir. Bu yöntemde enjektör ve plastik ince boru sistemi (karman kanülü) vakum yaratarak rahim içerisindeki gebeliği emerek alır.

Kürtaj işlemi ne kadar sürer?
Genellikle 5-10 dakika zaman alır. Genel anestezi verilmişse hastanın uyanması da 10-20 dakika sürer.

Bekarlar kürtaj olabilir mi?
Bekar bayanalr 18 yaşından büyükse sadece kendi rızası ile kürtaj olabilir. 18 yaşından küçükse ailesinin imzası gerekir.

Evli bayanlar kürtaj için eşlerinden izin almalı mı?
Evet. Evli bayanların eşlerinden de imza alınır kürtaj öncesinde.

Kürtajdan sonra hastanede yatmak gerekir mi?
Hayır kürtaj işlemi yatış gerektirmez. İşlemden kısa süre sonra normal hayatınıza dönebilirsiniz.

Kürtaj sonrasında kan uyuşmazlığı iğnesi yapılması gerekir mi?
Çok küçük haftalarda şart olmasa da özellikle ileri haftalarda yapılması gerekir.

Kürtajdan ne kadar sonra spiral takılır?
Kürtajdan işlemi biter bitmez veya 1 hafta sonra kontrolde spiral takılabilir.

Kürtajdan ne kadar sonra banyo yapabilirim?
Kürtaj olduğunuz gün banyo, duş serbesttir.

Kürtajdan sonra havuza veya denize girebilir miyim?
Kürtajdan sonra 1 hafta havuza veya denize girilmesi önerilmez.

Kürtaj için en sağlıklı, en kolay ve en uygun haftalar hangileridir?
Genellikle beşinci, altıncı ve yedinci haftanın başları en uygun zamandır. Daha erken gebelikler çok küçük olduğu için nadiren alınanama riski vardır, daha büyük gebeliklerde ise ağrı daha fazla olmaktadır ve işlem daha uzun sürmektedir.





İlgili Konular:
- Kürtaj
Tamamını >>

KÜRTAJDAN SONRA KANAMA, AĞRI VE ADET DÜZENSİZLİĞİ VE DİĞER ŞİKAYETLER

Kürtaj (kürtaş, küretaj) işleminden sonra sık görülen şikayetler:

Ağrı:
Kürtaj işleminden hemen sonra (lokal anestezi ile de yapılsa genel anestezi ile de yapılsa) kasıklarda adet sancı tarzında ağrı meydana gelir. Ağrı ilk saatlerden itibaren azalmaya başlar ve ilk günden sonra çok rahatsız etmeyecek kadar hafif bir ağrı hissedilir, hatta bazen ilk günden sonra hiç ağrı görülmez. Kürtaj işleminden sonra ağrı kesici reçete edilecektir.

Kanama veya lekelenme:
Kanama kürtaj işlemi sırasında ve hemen sonrasında bir milktar (adet kanaması kadar) olacaktır. Kürtajın üzerinden saatler geçtikçe azalacaktır ve ilk günden sonra adetten daha az veya lekelenme şeklinde kanama görülür. Kanama toplam 3-5 gün en fazla 1 haftada biter.  Bazı hastalarda kürtaj gününden sonra hiç kanama görülmez, bu da normal bir durumdur. Kanamayı azaltmak için herhangi bir ilaç gerekmez, kendiliğinden azalacaktır zaman geçtikçe. Eğer günler geçtikçe kanamanızda azalma olmuyor veya artıyorsa mutlaka doktorunuza tekrar başvurun. Kanama 1 haftada kesilmemişse mutlaka doktorunuza başvurun. Aşırı kanama olması parça kalması belirtisi olabilir bu durumda ufak bir müdahale ile parça temizlenecek ve kanama duracaktır.

Bulantı - kusma:
Kürtaj sırasında veya kürtaj işlemi bittikten hemen sonra çok nadiren görülen şikayetlerdir. Daha sonraki saatlerde ve günlerde görülmez normalde, bu nedenle bulantı, kusma gibi şikayetler olduğunda doktorunuza başvurmanız gerekir. Kürtaj işlemi lokal anestezi ile yapılacaksa işleme hastanın aç karnına alınmaması bu tür şikayetleri önleyebilir.

Adet gecikmesi (adet olamama) ve adet düzensizliği:
Kürtajdan sonra ilk adet genellikle 30-40 gün sonra görülür. Daha sonraki adetler kişinin kürtajdan önceki adet düzenine göre değişen sıklıkla görülür. Kürtaj işlemi adet düzensizliğimne neden olmaz. Hastanın kürtajdan önceki adetleri nasılsa kürtajdan sonra da aynı şekilde görmeye devam eder.

Akıntı, kaşıntı ve koku:
Kürtaj sonrasında nadiren görülen şikayetlerdir. Kürtaj işlemi sırısın vajinanın ve rahim ağzının antiseptik solüsyonla temizlenmesi vajina florasını bozabilir ve akıntıya (vajinit) neden olabilir. Bu durumda hasta sarı, yeşil, kahverengi, kötü kokulu akıntıdan ve bazen kaşıntıdan şikayet eder. Kürtajdan sonraki kontrolünüzde muayenede akıntı izlenirse tablet veya vajinal ovül şeklinde verilen ilaçlarla bu şikayet düzelecektir.

Ateş:
Kürtaj sonrası normalde ateş yükselmesi olmaz ancak endometrit veya başka bir enfeksiyon gelişirse işlemden 1-2 gün sonra ateş yükselmesi gelişebilir.

Bunların dışında ishal, kabızlık, baş ağrısı, böğür ağrısı, mide ağrısı gibi şikayetler kürtaj işlemi ile ilgili değildir.




İlgili Konular:
- Kürtaj
Tamamını >>

KÜRTAJIN RİSKLERİ (ZARARLARI) NELERDİR?

KÜRTAJ SONRASI OLASI KOMPLİKASYONLAR
Her müdahalenin her işlemin çeşitli riskleri olduğu gibi kürtaj (küretaj, kürtaş, bebek aldırma, gebelik aldırma gibi isimler verilir) işleminin de bazı riskleri vardır. Bunlar günümüzde modern aletler kullanılmasından dolayı çok nadir görülen risklerdir.

Kürtaj işleminin riskleri ve olası zararları:
- Kanama: Kanama kürtaj sırasında ve sonrasında az miktarda olabilir. Gebelik haftası 10 haftadan büyük olmadıkça aşırı kanama riski yoktur. (10 haftadan büyük gebeliklerin kürtajı yasaktır.)
- Enfeksiyon: Kürtaj işleminde rahim içerisine müdahale edildiği için kullanılan bütün aletlerin steril olması gerekir ve işlemden önce vajine ve rahim ağzının antiseptik solüsyonla temizlenmesi gerekir. Buna rağmen işlemden sonra çok çok nadir rahim içerisind enfeksiyon (endometrit) gelişebilir. Antibiyotik tedavisi gerekir.
- Rahmin delinmesi (Uterus perforasyonu): Nadiren görülen bir komplikasyondur ancak  ileri gebelik haftalarındaki küretajlarda daha sık gerçekleşir. Bu durumda gözlem yapmak gerekir, bazen kendiliğinden bir girişime gerek kalmadan iyileşebilir ya da bazen ameliyat ile delinen bölgeyi onarmak gerekebilir.
- Rahim içerisinde yapışıklık olması (Asherman sendromu): Çok nadiren rahim içerisindeki dokunun travmaya anormal ve aşırı reaksiyonel cevap vermesine veya rahim içerisinin aşırı temizlenmesine bağlı yapışıklıklar oluşabilir. Kürtaj sonrasında en nadir görülen komplikasyonlardan birisidir.
- Genel anestezi uygulanacaksa buna bağlı çeşitli komplikasyonlar gelişme riski vardır.
- Lokal anestezile bağlı nadiren vazovagal senkop denilen bayıma durumu gelişebilir ve kısa sürede dğzelir.
- Kürtaj sonrasında tekrar gebelik olmamasına yani kısırlığa neden olmaz. Tekrar gebelik olmaması başka bir nedene bağlı olabilir ancak.
- Kürtajdan sonra nadiren rahim içerisinde parça kalması veya kan birikemesi görülebilir. Bu durumda rahim içerisi tekrar ufak bir müdahale ile temizlenir.
- Nadiren gebeliğin alınamaması riski vardır. Bu durumda 1 hafta sonra tekrar denenerek gebelik alınır. özellikel çok küçük gebelikler ilk seferde alınamayabilir, bu nedenle biraz büyümesini bekleyerek kürtaj yapmak gerekebilir.
- Nadiren kürtaj sonrası adet düzensizliği olabilir, bu geçici bir durumdur. Kürtaj işleminde önce adetleriniz nasılsa işlemde 1-2 ay sonra da aynı şekilde olacaktır. İlk adet görülmesi kürtajdan 30-40 gün sonra olur genellikle.





İlgili Konular:
- Kürtaj Vaji̇naya, Rahi̇me, Yumurtalıklara Zarar Veri̇r Mi̇?
- Kürtaj Nedir? Nasıl Yapılır?
- Kürtaj Sonrasında Kanama, Ağrı, Adet Düzensizliği ve Diğer Şikayetler
Uterin Perforasyon (Rahmin Delinmesi)
Tamamını >>

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) VARİS OLUŞUMU

BACAK VARİSLERİ VE DAMARLARIN BELİRGİNLEŞMESİ
Varis cilde yakın yüzeyel toplar damarlarda meydana gelen genişlemelere bağlı oluşur. Varis oluşumu ırsi yani ailesel olabilmektedir. Bu damarlarda genişleme olması hem görüntü olarak rahatsız edici olur hem de bazı kişilerde ağrı gibi şikayetler yaratır. Genişleyen varis damarları genellikle mor renkli görünür. Gebelikte varisler en çok bacaklarda oluşur. Daha az olarak vulvada (vajine dışarısı genital bölge) oluşabilir. Hemoroidler de (basur) bir çeşit varistir ve gebelikte artar. Gebelik de varis oluşumuna yatkınlık yaratan durumlardan birisidir. Hamilelik döneminde varise yatkınlık olmasının nedenleri, hamilelikte kan hacminin artması, hamilelikte artan progesteron hormonunun damarlardaki kasları gevşetmesi ve büyüyen rahmin damarlara  baskı yapmasıdır. Varisler kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür. Kadınlarda bebelikte görülme oranı 2-3 kat daha artar. Hamile bayanların yaklaşık %15'inde varis olduğu izlenir.

Bacak varisleri normal doğum için engel değildir. Vulvada yani vajine dış dölgesinde görülen çok geniş varisler varsa doğum sırasında kanamaması için ve epizyotomi (doğum dikişi) sırasında bunların kesilmemesi için dikkat edilmesi gerekir.

Gebelike varis oluşmasını önlemek için:
- Ayakta çok kalmaktan kaçının
- Aşırı kilo almaktan kaçının
- Yürüyüş,egzeriz, spor yapın
- Dar pantolon, dar ayakkabı giymeyin, rahat giyinin
- Otururken bacaklarınızın sandalyenin kenarı gibi kısımlarda sıkışması gibi kan akımını engelleyici hareketlerden kaçının
- Fırsat buldukça uzanın ve ayaklarınızın altına yükseltmek için yastık vb. koyun
- Otururken bacak bacak üzerine atmak da kan akımını engelleyerek varis oluşumunu kolaylaştırabilir
- Yüksek topuklu ayakkabı giymeyin
- Dengeli beslenin, bol sebze, meyve ve bol su tüketin
- Sigara içmeyin
- Uzun süre oturarak kalmayın, arada bir ayağa kalkarak hareket edin

Tedavi:
Varislerin tedavisi için ameliyat, varis çorabı ve bazı ilaçlar kullanılır. Gebelikte hafif varislerde tedavi gerekmeyebilir önleyici yöntemler yeterlidir ancak şiddetli varislerde varis çorabı verilir. Varisleri önlemek için bazı bacak egzersizleri yapılabilir. Ameliyat ve skleroterapi , lazer yöntemleri genellikle gebelik döneminde uygulanmaz. Varis çorağları damarları sıkarak genişlemeyi azaltır ve damarda kanın göllenmesini engeller. Doğumdan sonra varislerde büyük oranda düzelme izlenir.


İlgili Konular:
- Hamilelikte Görülen Şikayetler
Tamamını >>

SORU VE PAYLAŞIMLARINIZI GRUBUMUZDA YAZABİLİRSİNİZ.

Grubumuza katılmak için BURAYI TIKLAYIN ve gelen sayfada aşağıda yazılanları uygulayın:

- Grup sayfasının sağ tarafındaki "Bu gruba katıl" linkini tıklayarak grubumuza katılabilirsiniz.

- Grubumuza katıldıktan sonra grup sayfasının sağında bulunan "yeni gönderi" veya üst kısımda bulunan "Yeni Konu" butonuna tıklayarak yeni mesaj yazabilirsiniz. Mesajlarınız onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.

- Diğer mesajlara cevap vermek için mesajın altında bulunan formları kullanabilirsiniz.
Tamamını >>

DOULA (DOĞUM YARDIMICISI, DOĞUM DESTEKÇİSİ, DOĞUM KOÇU)

Doula anne adayına doğum sırasında duygusal ve fiziksel destek olan yani doğuma yardımcı olan bu alanda eğitim görmüş kişilere verilen isimdir. Doğum destekçisi veya doğum koçu gibi isimler de verilir. Doula anne adayına sadece doğum sırasında değil doğumdan önce ve sonra da bilgi, destek sağlar. Doğumdan önce bilgilenen anne doğuma güçlü ve moralli girer. Doğum sonrasında da doula annenin kendi bakımı ve bebek bakımı hakkında bilgiler verir. Doula doğum yaptırmaz, doğum sırasında herhangi bir müdahalede bulunmaz. Doğum sırasında anneye moral, duygusal destek verir, annenin ağrısını azaltma konusunda yöntemlere yardımcı olur, öğretir ve masaj gibi yöntemlerle annenin rahatlamasını sağlar.

Doulalar yurt dışında doğumlarda oldukça yaygın bulunmalarına rağmen ülkemizde sayıca az bulunmaktadırlar ancak yavaş yavaş yaygınlaşmaktadır. Doğumda annenin bu tür desteklerle güçlü, kendine güvenen ve sakin olması hem iyi hatırlayacağı bir doğum deneyimine sahip olmasını hem de hastaneden daha mutlu ayrılmasını sağlayacaktır. Doulalar sadece normal doğumda değil sezaryen planlanan gebeliklerde de anne ve baba adaylarına yardımcı ve destek olurlar.

İlgili Konular:
- Normal Doğum
Tamamını >>

HAMİLE EĞİTİM MERKEZİ (DOĞUM ÖNCESİ HAZIRLIK SINIFLARI)

Hamile eğitim merkezleri (Doğum öncesi hazırlık sınıfı, Gebe Eğitim Merkezi, Doğuma hazırlık kursu, Hamilelik kursu) anne adaylarının hamilelik ve doğum hakkında ve doğum sonrası karşılaşacakları hakkında bilgiler edinmelerini sağlayan kurslardır. Annenin bilgi sahibi olması hem gebelik döneminde hem de doğumda korkudan uzak, endişesiz, mutlu olmasını sağlar. Korku ve endişenin birinci sebebi bilgisizliktir. Anne gebelik ve doğum hakkında bilgilendikçe ve olanları anladıkça korkusu azalır tersine kendine güven yerleşir. Bu kurslarda sadece anneler değil isterlerse babalar da ders alılar.

Hamile eğitim merkezlerinde verilen bilgi ve eğitimler:
- Gebeliğin oluşumu, başlaması ve gelişimi hakkında bilgiler
- Gebelik fizyolojisi
- Hamilelikte vücutta meydana gelen değişimler
- Gebelikte meydana gelebilecek şikayetler hakkında bilgiler
- Gebelikte beslenme
- Gebelikte egzersiz ve spor
- Doğum korkusu ve bu korkularla başetme yöntemleri
- Hamilelik boyunca ve doğumdan sonra vücut şeklini ve formunu korumanın yolları
- Gebelikte cinsel aktivite hakkında bilgiler
- Doğum şekilleri ve bunlar hakkında bilgiler
- Solunum ve gevşeme egzersizleri
- Doğum sırasında ağrı ile baş etme ve ağrıyı azaltma teknikleri
- Doğumu kolaylaştırmak için uygun ıkınma teknikleri
- Doğum sonrası anne bakımı
- Doğum sonrası emzirme, anne sütü ve meme bakımı
- Doğum sonrası bebek bakımı ve takipleri
- Doğumun evreleri, doğumda anneye düşen görevler ve annenin psikolojisi
- Doğum öncesinde, doğumda ve doğum sonrasında babanın rolü
- Doğumda masaj teknikleri
- Doğumun gerçekleştiği mekanlar, doğumhane, buralardaki eşya ve malzemeler hakkında bilgi
- Doğum sornası lohusalık bakımı
- Hamilelikte ve lohusalıkta yapılması ve yapılmaması gerekenler

Bulunduğunuz şehirde böyle bir imkan varsa hamile eğitim merkezlerine başvurmanız çok faydalı olacaktır. Bu tür eğitimleri bazı devlet hastaneleri, bazı özel hastaneler ve bazı özel eğitim merkezleri vermektedir.


İlgili Konular:
- Gebelik Öncesi ve Hamilelikte Anne Adaylarının Bilgilendirilmesi
Tamamını >>

DOĞUM AĞRISI (DOĞUM SANCISI)

DOĞUM AĞRISI VE AZALTMAK İÇİN YÖNTEMLER
Doğum ağrısı veya başka bir deyişle sancı doğum başladıktan sonra karında, kasıklarda ve belde hissedilen, belli aralıklarla gelen ve geçen bir ağrıdır. Doğum ağrısı kadınlar arasında çok farklılık gösterir. Bazı kadınlar çok hissederken bazıları az hisseder, bazıları bu ağrılar sırasında bağırır, bazen hiç ses bile çıkarmadan doğum yapanlar görülür. Doğum ağrılarının şiddetinin kişiler arasında farklılık göstermesi sosyokültürel çevrelerinden, daha önce etraflarından duydukları hikayelerden, kişinin ağrı eşiğinden kaynaklanır. Ağrı eşiği sadece doğum ağrısının değil her tür ağrının kişiler arasında farklı şiddetlerde hissedilmesini sağlar. Ancak doğum ağrısında en önemli faktör annenin bilinç ve bilgi düzeyi ile sosyokültürel çevresidir. Kimi anne adayı bu ağrının adeta çok hissedilmesi gerektiğine inanır ve böyle duymuştur, böyle öğrenmiştir bu nedenle çok şiddetli hisseder. Kimi anne adayı da bilinçli ve sakin olarak bu ağrıyı hafif hissederek de doğumu yapabileceğini bilir.

Annenin doğum ağrıları azaltmak için ilaç dışı yöntemler:
- Annenin doğum sancılarını çektiği dönemde hareket etmesi ve ayağa kalkması ağrıların hafiflemesini sağlar. Annenin sürekli sırt üstü yatakta sabit kalması ağrının hafiflemesini engeller.
- Sancılar sırasında annenin yatakta kalçasını sağa-sola çevirmesi sancıyı azaltabilir.
- Annenin ses çıkarması, mırıldanması, inlemesi de doğum ağrılarını az hissetmesini sağlar.
- Müzik dinlemek annenin rahatlamasını, gevşemesini, sancıları hafif hissetmesini sağlar.
- Annenin güzel hayaller kurması sancıları hafif hissetmesini sağlar.
- Annenin bel ve kuyruk sokumu bölgesine masaj yapılması ağrısını azaltır.
- Annenin omuz ve beline masaj yapılması ağrısını azaltır.
- Sıcak ıslak bezlerin annenin beline uygulanması ağrısını azaltır.
- Sıcak su ile duş almak ağrıları azaltır.
- Annenin sancı odasında bir objeye odaklanması ve ona konsantre olması ağrıları hafif hissetmesini sağlar. Bu obje bir süs eşyası veya duvar saati, doğum odasında bir alet, eşya vb. olabilir.
- Annenin karnına hafif hafif masaj yapması sancılarını azaltır.
- Anneye doğum sırasında destek olan bir yardımcının annenin ayaklarına ve bacaklarına masaj yapması ağrısının azalmasını sağlar.
- Bunların dışında annenin doğum ağrılarını az hissetmesi ve bunlara en iyi şekilde uyum sağlaması için solunum egzersizi teknikleri vardır.Bu tekniklerden en çok kullanılanı Lamaze tekniğidir. Solunum egzersizleri hastanın hem sancılara daha kolay dayanmasını sağlar hem de gevşemesini ve bebeğe daha çok kan gitmesini sağlar.

Anne doğum sırasında sancılar geldiğinde yavaşça ve derin nefes alarak sancının geçmesini beklemelidir. Bu sırada çok hızlı nefes alıp vermek doğru değildir, ellerinizde uyuşmalara, kasılmalara sebep olabilir. Sancı azalırken gülümsemeye ve rahatlamaya çalışın. Sancı geçtikten sonra bir dahaki sancıya kadar dinlenin.

Bunların dışında annenin gebelik boyunca egzersiz yapması (normal egzersizler, yürüyüş, yüzme ve plates gibi..) doğumunun daha rahat geçmesine yardımcı olur. Doğum yapacağınız hastanenin gebeler için verdiği doğum öncesi eğitimler varsa bunlara katılmanız faydalı olacaktır, doğuma daha bilinçli girmenizi sağlayacaktır.


İlgili Konular:
- Doğum Ağrısını Azaltmak İçin Tıbbi Yöntemler
- Ağrısız Doğum
Doğumda Nefes Teknikleri
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"