AİLE EBESİ - AİLE EBELİĞİ SİSTEMİ BAŞLAYACAK

Türkiye'de aile hekimliği sistemine benzer şekilde aile ebeliği sistemi kurulacak. Bu sistemde aile ebesi sorumlu olduğu bölgedeki çiftlere hamilelik öncesi, hamilelik sırasında ve doğum sonrası bilgi, danışmanlık verecek, gerekli hallerde doktora yönlendirme yapacak. Bu sayede gebelik ve doğum konusunda bilinçlenmenin artması ile daha sağlıklı gebelikler ve sorunsuz doğumlar, sezaryen oranının düşmesi, normal doğum oranının artması hedefleniyor.
Tamamını >>

CİNSİYET TESTLERİNİN PİYASADAN TOPLATILMASINA KARAR VERİLDİ

Sağlık Bakanlığı anne karnındaki bebeğin cinsiyetini belirlemede kullanılan cinsiyet tahmin testlerinin piyasadan toplatılmasına karar verdi. Cinsiyet testi hakkında ayrıntılı bilgi için burayı tıklayın.

Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından 81 ilin valiliğine, Genelkurmay Başkanlığı'na ve Yükseköğretim Kuruluna gönderilen resmi yazıda, ''IntelliGender'' ve ''Ultimate 10 Weeks'' marka cinsiyet tahmin testinin, yapılan incelemede, ilgili mevzuat kapsamında üretilmediğinin ve ürün güvenliğine ilişkin gerekli işaret, sertifika ve belgelere sahip olmadığının anlaşıldığı belirtildi.

Resmi yazıda söz konusu testlerin piyasadan toplatılması da istenerek şu ifadelere yer verildi:

''Sağlık Bakanlığınca, vücut dışında kullanılan (In Vitro) Tıbbi Tanı Cihazları Yönetmeliğinin Sağlığın Korunması ile İlgili Özel Tedbirler başlığı altındaki 19. maddesi gereğince, kamu sağlığının korunması ve ülkemizde piyasaya arz edilmiş ürünlerin güvenliğini sağlama amacıyla bir dizi önlem alınması uygun bulunmuştur.

 Buna göre, 'IntelliGender' ve 'Ultimate 10 Weeks' markalı cinsiyet tahmin testlerinin kullanımının ve satışının durdurulması, konu hakkında ecza depoları, eczaneler, hastaneler, AÇSAP merkezlerinin uyarılması, anılan ürünlerin tespiti halinde toplatılarak ithalatçısına/üreticisine iadesinin ya da imhasının sağlanması, konu hakkında yapılan iş ve işlemlerle ilgili olarak Sağlık Bakanlığı'na bilgi verilmesi gerekmektedir.''

Toplatılmasına karar verilen her iki cinsiyet tahmin testi, eczanelerin yanı sıra internet aracılığıyla da satılıyordu.
(12.02.2011)

İlgili Konular:
- Cinsiyet Testi
- Bebeğin Cinsiyetinin Belirlenmesi Mümkün Mü?
Tamamını >>

EMZİRMEK ERKEK ÇOCUKLARIN BEYİNLERİNİ GELİŞTİRİYOR, KIZ ÇOCUKLARDA FARK İZLENMEDİ

Avusturya'da yapılan bir araştırmada 3000 çocuk takip edildi ve en az 6 ay emzirilen erkek çocukların ileriki yıllarda okuldaki matematik, okuma, yazma konularında daha başarılı oldukları izlendi. Kız çocuklarında ise emzirilen ve emzirilmeyenler arasında bir fark izlenmedi.

Araştırmayı yapanlara göre erkeklerde başarının artmasına rağmen kızlarda fark olmaması östrojen hormonuna bağlı olabilir. Kızlardaki yüksek östrojen hormonu düzeyleri beyin gelişimini koruyor olabilir bunun yanında erkek bebekler beyin gelişiminin korunması için emzirilmeye ihtihyaç duyarken kızlar ihtiyaç duymuyor olabilir.
Araştırma en az 6 ay anne sütü vermenin çocuk gelişimi açısından son derece önemli  tekrar göstermiştir.

İlgili Konular:
- Emzirmenin Bebeğe Faydaları
- Emzirmenin Anneye Faydaları
Tamamını >>

ANNE SESİ GEBELİK SIRASINDA BEBEĞİN DİL ÖĞRENMESİNİ UYARIYOR

Montreal Üniversitesi ve Sainte Justine hastanesinde yapılan cerebral cortex dergisinde yeni yayınlanan bu araştırmaya göre annenin sesi gebelik sırasında bebeğin beyninde dil öğrenme bölgesinin uyarılmasını sağlıyor. Doğumdan sonraki ilk 24 saat gibi kısa sürede bebeklerin kafasına takılan elektrotlar ile yapılan elektrofizyolojik ölçümlerde bebeklerin anne sesi duyduğunda beynin sol yarısındaki dil öğrenme bölümünün uyarıldığı, hemşirenin sesini duyduğunda ise beynin sağ yarısındaki ses algılama bölümünün uyarıldığı tespit edilmiştir. Bu da gösteriyorki önceden bilindiği gibi bebek henüz anne karnında iken anne seslerini duyuyor ve bu sesler bebeğin beyninde dil öğrenme bölümünün uyarılmasını, gelişmesini sağlıyor.
Tamamını >>

GEBELİKTE SİGARA KULLANMAK ÇOCUĞUN ADET GÖRME YAŞINI KÜÇÜLTÜYOR

Danimarka'da yapılan bir araştırmaya göre hamilelik sırasında sigara kullanılması çocuğun erken yaşta adet görmesine neden oluyor. Annenin gebelik sırısında içtiği sigara sayısı ile orantılı olarak çocuğun adet görme yaşının küçüldüğü bildirilmiştir. Bu araştırmada gebelikten önce veya doğumdan sonra sigara kullanılmasının çocuğun adet yaşını etkilemediği bildirilmiştir.
Gebelik sırasında alkol kullanan annelerin çocuklarında da adet başlama yaşı etkilenmemiştir.

Gebelikte sigara kullanmanın ve alkol almanın bilinen çok fazla zararlı etkisi vardır. Bunlar hakkında detaylı bilgilere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

İlgili Konular:
Tamamını >>

DOĞUM KONTROL HAPI KULLANANLARDA DAMAR TIKANIKLIĞI RİSKİ

Doğum kontrol hapları (Oral kontraseptif, OKS) damar tıkanıklığı yapar mı? konusu özellikle son günlerde medyada yoğun olarak tartışılan bir konu olmasına rağmen aslında eskiden bu yana bilinen bir bilgidir bu, yeni bir gelişme değil. Doğum kontrol hapları damar tıkanıklığı riskini arttırır, ancak önemli olan ne kadar arttırır? hangi hastalarda arttırır? hangi hastalarda bu nedenle kullanılması sakıncalıdır? gibi sorulardır...

Venöz tromboemboli: Toplar damarlarda tıkanıklık olmasıdır.
Arteriel tromboemboli: Atar damarlarda, kalp ve beyin damarlarında tıkanıklık olmasıdır. Örneğin: inme (serebrovasküler olay), myokard enfarktüsü.

Doğum kontrol hapı kullananlarda venöz tromboemboli ve arteriel tromboemboli riski artmaktadır. Venöz tromboemboli daha sık görülmektedir. Arteryel tromboemboli risk artışı daha çok yüksek doz östrojen içeren hap kullanan, ileri yaşta, sigara içen, hieprtansif hastalarda olmaktadır.

Venöz tromboz denilen damar tıkanıklığı vücutta toplar damarlarda olan pıhtılaşma sonucu oluşan tıkanıklıklardır, özellikle bacaklardaki toplar damarlarda olur bu (DVT, derin ven trombozu). Buradaki pıhtılardan kopan parçalar kalbe ve beyine giderek (inme) oralardaki damarlarda da tıkanmaya neden olabilir. Doğum kontrol hapları kullanmak venöz tromboz riskini arttırır. Peki ne kadar arttırır? Kimlerde daha çok arttırır? Bu konuda en önemli risk faktörü sigara! Sigara kullananlarda doğum kontrol haplarına bağlı damar tıkanıklığı gelişme riski daha yüksektir. Bu nedenle özellikle 35 yaşından büyük sigara kullanan bayanlara başka hiçbir sorunu olmasa bile doğum kontrol hapı önerilmez.
Doğum kontrol haplarındaki damar tıkanıklığı riski östrojen içeren diğer hormon ilaçlarında da görülmektedir.

Kimler daha riskli?
Özetle yaşı genç de olsa sigara içmese de doğum kontrol hapları her kadında damar tıkanıklığı riskini arttırır. Ancak bu küçük bir risk artışıdır. Bu risk 35 yaşından büyük, şişman ve sigara kullanan kadınlarda daha fazla artmaktadır.

Doğum kontrol hapı kullanan kadınların kaçında damar tıkanıklığı görülür?
Önemli bir soru da budur. Çünkü doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda damar tıkanıklığı riskinin ortalama 1-4 kat artmasına rağmen, damar tıkanıklığı toplumda çok nadir görülen bir hastalık olduğu için doğum kontrol hapı kullananlarda da çok nadir görülmektedir. Farklı araştırmalar farklı oranlar birdirse de ortalama riskin hap kullananlarda 1-4 kat arttığı saptanmıştır ve bu risk artışı sonucunda her yıl doğum kontrol hapı kullanan her 100 bin kadından 5'inde damar tıkanıklığı gelişmektedir. (Kaynak)

Doğum kontrol haplarının hepsi aynı (östrojen ve progesteron) hormonları içerir, hiçbir doğum kontrol hapı bitkisel değildir. Hepsinin etkileri ve yan etkileri aynıdır. İçerisindeki östrojen dozu az olan haplarda damar tıkanıklığı riski daha azdır. Yani risk artışı ilacın dozuna ve kullanım süresine bağlıdır.
Sadece progesteron içeren haplar (minipill) ve sadece progesteron içere iğneler de doğum kontrolü amaçlı kullanılmaktadır, bu ilaçlarda östrojen hormonu bulunmadığı için tromboembolik olay (damar tıkanıklığı) riski yoktur.

Damar tıkanıklığı için diğer risk faktörleri:
Doğum kontrol hapı kullanılmasa bile aşağıdaki durumlarda damar tıkanıklığı (DVT) riski artmaktadır. Bu riskleri bulunduran kişiler doğum kontrol hapı kullanırlarsa risk daha da artar.
Bu risk faktörleri:
- Obezite
- Sigara kullanmak
- Ameliyat olmak
Pıhtılaşma bozuklukları (Kalıtsal trombofililer, antifosfolipid antikor sendromu)
- İleri yaş (35 yaş üstü)
- Daha önce damar tıkanıklığı geçirmiş olmak
- Hareketsizlik, uzamış hayat istirahati
- Travma
- Kanser
- Diyabet
- Orak hücreli anemi
- Dehidratasyon
- Myeloproliferatif hastalıklar
- Enfeksiyon hastalıkları
- SLE

OKS kullanımında pıhtılaşma faktörlerindeki değişiklikler:
Doğum kontrol hapı (OKS) kullanımının damar tıkanıklığına neden olmasının nedeni pıhtılaşma faktörlerinde yaptığı değişikliklerdir. Doğum kontrol hapı kullananlarda kandaki pıhtılaşma faktörlerinde şu değişiklikler oluşur:
- Fibrinojen (faktör 1) ve Faktör 7, 8, 10 artar.
- Protein C, protein S ve antitrombin 3 azalır.
- Plazminojen aktivatör inhibitörü (PAI-1) artar.
- Antiplazmin azalır.
- Parsiyel tromboplastin zamanı ve protrombin zamanı kısalır.

İlgili Konular:
- Doğum Kontrol Hapı
- Doğum Kontrol Haplarının Yan Etkileri
Hamilelikte İnme (Felç)
Tamamını >>

TÜP BEBEKTE EN KALİTELİ EMBRİYOYU SEÇMEK İÇİN YENİ YÖNTEM: METABOLOMİCS

Tüp bebekte başarıyı arttırmak için en kaliteli embriyonun seçilerek rahim içerisine transfer edilmesi önemlidir. Yeni geliştirilen metabolomics yöntemi ile embriyonun ürettiği kimyasal maddeler ve metabolik aktivitelerine bakılarak en iyi embriyoyu daha hassas seçmek mümkün oldu. Bu yöntemden önce klasik olarak kullanılan yöntemde embriyolar mikroskop altında şekillerine bakılarak gözle değerlendirilmekteydi.

Metabolomiks yöntemi ile daha kaliteli embriyolar seçildiği için tüp bebek başarısı artmaktadır. Tüp bebek uygulanmasından önce embriyolar özel bir solüsyon içerisinde büyütülürler. Embriyo büyürken bu solüsyondan gerekli besin maddelerini alır ve aynı zamanda solüsyon içerisine bazi atık maddeler atar. Metabolomix yönteminde solüsyondaki bu değişimler saptanmaktadır ve atılan atık maddeler analiz edilerek ebriyonun kalitesi belirlenmektedir.

İlgili Konular:
Tamamını >>

İLKBAHARDA BAŞLAYAN GEBELİKLERDE BEBEKTE ALLERJİ DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR

Yapılan araştırmaya göre gebeliğinin ilk 3 ayını ilkbaharda geçiren annelerde gebeliğinin ilk 3 ayını sonbaharda geçiren annelere göre doğum sonrası bebekte süt ve yumurtaya karşı allerji görülme riski 3 kat daha yüksek saptanmıştır. Araştırmada 2001 ve 2006 yılları arasında Finlandiya'da doğan 6000 civarında çocuk incelenmiştir. (Kaynak)

Daha önceki benzer araştırmalar da sohbahar ve kış aylarında doğan çocuklarda allerjik hastalıkların (allerjik astım, egzama) daha fazla görüldüğünü, yaz ve ilkbahar aylarında doğan bebeklerde daha az görüldüğünü göstermiştir.
Bu durumun bebeğin allerjenlere karşı antikor üretmesinin gebeliğin 11. haftasından sonra başlaması ile ilgili olabileceği düşünülmektedir. İlkbahar aylarında havada allerjik polenler fazladır ve gebeliğin ilk 3 ayında bebek bu allerjenlere karşı antikor üretemediği için doğumdan sonra da bunları tanıyamamakta ve allerjenlere karşı hassas olmaktadır.
Tamamını >>

LAPTOP KULLANMAK ÇOCUK SAHİBİ OLMAYI ZORLAŞTIRABİLİR


Kadın ve erkeklerde infertilite yani kısırlık ile ilgili birçok faktör vardır bunlara buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Araştırmalar kısırlık ile ilgili olabilecek yeni faktörler de bulmaktadır. Aşağıda bahsedilen araştırmada bunun bir örneği görülmektedir.

Yapılan bir bilimsel araştırmaya göre laptop kullanımı erkeklerde testis ısısında artışa neden olabilir ve bu da spermlerin hasarlanmasına neden olabilir. Bu nedenle dizlerinin üstünde laptop kullanırken erkeklerin mümkün olduğunca bacaklarını açarak ve kısa süreli kullanmaları önerilmektedir. Hatta bacaklar açık olarak kullanılsa bile yine de testis ısısının güvenilir sınırım üzerinde olabileceği nedeniylee en güvenilir yol olarak laptopu masada kullanmaları önerilmektedir. (Kaynak)

İlgili Konular:
Tamamını >>

TÜM KROMOZOM ANALİZİ (24 SURE TESTİ) İLE TÜP BEBEK

Tüp bebek uygulamalarının başarısını arttırmak amacıyla İngiltere'nin Cambridge üniversitesinde geliştirilen tüm kromozom analizi (24 sure) yönteminde döllenmiş yumurtadan alınan hücredeki tüm kromozomlar kısa sürede incelenebilmektedir. Bu sayede önceki tüp bebek uygulanamalarına göre daha yüksek başarı elde edilmektedir, düşük oranı daha az olmaktadır çünkü tüp bebekteki başarısızlıkların en önemli nedeni düşüklerdir. Düşüklerin en önemli nedeni de kromozomal anormalliklerdir. Bu yöntem sayesinde tüm kromozomların sayısının normal olduğundan emin olunmaktadır ve ondan sonra rahim içerisine verilmektedir. Yöntem ülkemizde de yeni uygulanmaya başlamıştır.

24 sure testinde 12 saat gibi kısa bir sürede 24 kromozom sayısal normallik aşısından taranmaktadır. Anoploidi yani kromozom sayılarında bozukluk saptanmazsa tüp bebek yapılmaktadır. Özellikle ileri yaş gebeliklerde kromozomak bozukluk daha sık görülmektedir.
Tamamını >>

CİNSİYET TESTİ

EVDE CİNSİYET BELİRLEME TESTİ
(Boy Girl IntelliGender Cinsiyet Belirleme Testi)
Bilindiği gibi bebeğin cinsiyeti ultrason muayenesinde 16-20 haftalarda yüksek oranda belirlenebilmektedir. 13-15 haftalarda da bu kadar yüksek oranda olmasa da gelişmiş ultrason cihazları ile belirlenebilmektedir. Evde annenin idrarı ile yapılabilen cinsiyet belirleme testi son yıllarda bazı ülkelerde kullanılmaktadır. Bazı ülkelerde ise bu tür testler yasaklanmıştır. Cinsiyet belirleme testleri ile gebeliğin 10. haftası gibi erken bir dönemde bebeğin cinsiyeti yüzde 80 oranında belirlenebilmektedir, aile dördüncü - beşinci aylara kadar beklemeden cinsiyeti öğrenebilmektedir. Test kabına sabah annenin ilk idrarı eklenerek 10 dakikada sonuç alınabilmektedir, 10 dakika sonunda şişedeki renk yeşilimsi ise erkek, turuncu ise kız manasına gelmektedir.

Cinsiyet gebelik döneminde çiftlerin ilk merak ettiği ve en çok merak ettiği konudur. Bu nedenle bu durumun erken belirlenebilmesi çiftleri mutlu edecektir ancak bazı durumlarda bu kadar erken belirlenmesinin sakıncaları da olabilir. Örneğin istemediği cinsiyeti öğrenen çift gebeliği küretaj ile aldırmak isteyebilir. Ülkemizde 10. gebelik haftasına kadar istemli küretaj yasal olarak serbesttir. Bu durum küretaj oranlarında artışa neden olabilir. Bu nedenle zaten bazı ülkelerde bu test yasaklanmıştır. Ülkemizde de onaylanmış (veya yasaklanmış) olmamakla beraber bulunabilmektedir. Testin bir yararı da cinsiyete bağlı geçen kalıtsal hastalıklar konusunda olabilir. Bazı çiftlerin sadece kız veya sadece erkek çocuklarında genetik hastalıklar meydana gelmektedir, bu durumlarda çiftler cinsiyeti erkenden öğrenerek gebeliği aldırmak veya devam ettirmek isteyebilirler. Ancak doğada her konuda olduğu gibi cinsiyet konusunda da mükemmel bir "denge" vardır ve doğadaki hiçbir dengeye müdahale etmek doğru değildir, bu nedenle erken haftalarda cinsiyeti öğrenildiği için gebeliğin sonlandırılmasını çoğu uzmanlarca önerilmemektedir, bu hem doğanın dengesi açısından hem de etik açıdan tartışmalı bir konudur.

Ekleme (12.2.2010): Cinsiyet testlerinin piyasadan toplatılması kararı verilmiştir.  Detaylar >>


İlgili Konular:
- Bebeğin Cinsiyetini Seçmek Mümkün mü?
Bebeğin Cinsiyeti Nasıl, Kaçıncı Haftalarda Anlaşılır?
Tamamını >>

ERKEĞİN KİLOSU DA GEBELİK OLUŞMASINI ZORLAŞTIRIYOR

Yayınlanan bu yeni araştırmaya göre sadece kadınların değil erkeklerin de aşırı kilolu olması gebelik başarısını azaltıyor. Çiftlerden erkeklerin aşırı kilolu olduğu grupta diğer gruba göre tüp bebek uygulamasında gebelik başarısının daha düşük olduğu saptanmıştır. Erkeklerin normal kilolu olduğu çiftlerin %49'unda gebelik elde edilirken, erkeklerin aşırı kilolu olduğu çiftlerin %34'ünde gebelik elde edilebilmiştir. Bu nedenle infertilite veya tüp bebek tedavisi gören çiftlerde daha önce sadece kadınların kiloları üzerinde durulurken artık erkeklerin de kilolarına dikkat edilmesi ve kilo vermesi yönünde çalışılması önerilmiştir.
Çalışmadaki aşırı kilolu ve normal kilolu erkekler arasında sperm kalitesinde bir fark saptanmamıştır. Her iki grubun embriyo kaliteleri arasında da bir fark saptanmamıştır. Gebelik başarıları arasındaki farkın bilinmeyen ve obezite ile tetiklenen bazı faktörlerden oluştuğu düşünülmüştür. (Kaynak)

İlgili Konular:
- Kısırlık
Tamamını >>

ZOR DOĞUM HUZURSUZ BEBEĞE SEBEP OLABİLİR

Yapılan bazı çalışmalarda doğumu zor geçen ve vakum-forseps gibi müdahaleler gereken annelerin bebeklerinin doğumu rahat geçen veya sezaryen olan annelerin bebeklerine göre daha huzursuz, daha stresli olduğu belirlenmiştir. Bu tür zor doğumlarda kordon kanında kortizon (stres hormonu) daha yüksek saptanmıştır. Bebeklerdeki huzursuzluğun da bu hormonun etkisine bağlı olabileceği düşünülmektedir.
Son olarak Çin'de 4190 bebek üzerinde yapılan bir çalışma buna benzer sonuçlar vermiştir ve sezaryenle doğan bebeklerin müdahaleli zor doğumla doğan bebeklere göre daha sakin olduğunu göstermiştir. (Kaynak)
Tamamını >>

KANSER BİLİNÇLENDİRME AYI

İçinde bulunduğumuz Ekim ayının kanser bilinçlendirme ayı olarak belirlenmesi nedeniyle bu ay içerisinde çeşitli dernekler ve sağlık kuruluşları insanları kanserlere karşı bilinçlendirmek için çalışmalar yapmaktadır. Kadın hastalıkları ile ilgili en önemli kanserlerden birisi de rahim ağzı (serviks) kanseridir. Bu kanser hakkında ve önlemleri hakkında insanlarımız ne kadar bilinçlenirse o kadar az görülecektir. Bu konuda Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneğinin halkımızı bilinçlendirmek adına yaptığı değerli çalışmaları alttaki linlerden incelemenizi tavsiye ederim:



Rahim ağzı kanseri ile ilgili sitemizdeki bilgiler:

Tamamını >>

DÜNYA MENOPOZ GÜNÜ

Bugün 18 Ekim Dünya Menopoz Günü
Menopoz hakkında sitemizde bulunan bilgilere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Tamamını >>

2010 NOBEL TIP ÖDÜLÜ

Dünyada ilk tüp bebek uygulamasını gerçekleştiren 'tüp bebeğin babası' İngiliz bilim adamı Prof. Dr. Robert Edwards, 2010 Nobel Tıp Ödülü'ne layık görüldü.
Robert Edwards, tüp bebek tedavileri için tıp dilinde vücut dışında döllenme anlamına gelen “in vitro fertilizasyon" (IVF) çalışmaları nedeniyle 2010 Nobel Tıp Ödülü'ne sahip oldu.
Tamamını >>

DÜNYA EMZİRME HAFTASI (1-7 EKİM)

Dünyada ve ülkemizde 1 Ekim tarihi "Dünya Emzirme Günü" olarak kutlanmaktadır, bunu takip eden 1-7 Ekim haftası da "Dünya Emzirme Haftası" olarak kutlanmaktadır. Bu haftanın seçilmesinin sebebi yılın 40. haftası olmasıdır. Normalde gebelik 40 hafta sürer, bu hafta gebeliğin bitişini ve emzirmenin başladığını temsilen seçilmiştir. Emzirmenin bebek ve anne için olan sayısız faydasının yanısıra toplumsal, sosyal ve ekonomik açıdan da birçok faydası vardır. Bu haftada annelere ve anne adaylarına bu faydaların daha iyi öğretilmesi ve doğru emzirme prensiplerinin benimsetilmesi ile emzirmeye teşvik amaçlanmaktadır.

Emzirme ve Anne Sütü Konusunda Bilgi Alabileceğinz Yazılarım:

Not: Dünyada bazı ülkelerde emzirme haftası 1-7 Ağustos olarak kutlanır. Bkz: The World Alliance for Breastfeeding Action (WABA)
Tamamını >>

DÜNYANIN EN YAŞLI ANNESİ

50 yaş civarında ve sonrasında oluşan gebelikler ülkemizde ve dünyada nadiren görülebilmektedir. Özellikle son yıllarda tüp bebek ve yumurta bağışı konusundaki gelişmelerle bu ileri yaş gebelikleri biraz daha artmıştır. 50, 55, 60'lı hatta 70 yaşlarında bile görülen örnekler vardır. Burada en yaşlı iki örnek anlatılmaktadır:

- 2008 yılında 70 yaşında iken doğum yapan Omkari Panwer Hindistan'da sezaryen ile ikiz bebekler (biri erkek, diğeri kız) dünyaya getirmiştir. Omkari ve eşi (77 yaşında) bir erkek varis istedikleri için tüp bebek tedavisi görmüşlerdir. Omkari'nin 2 kızı ve 5 torunu vardı.

- Yine 2008 yılında 70 yaşında iken doğum yapan Rajo Devi Lohan bir kız çocuk dünyaya getirmiştir.
Kaynak: wikipedia

İlgili Konular:
Tamamını >>

DÜNYANIN EN GENÇ ANNESİ

Dünyanın en genç annesi 27 Eylül 1933 yılında Peru'da doğan Lina Medina'dır. Line Medina 14 Mayıs 1939 tarihinde 5 buçuk yaşındayken (tam olarak 5 yaş, 7 ay, 21 gün) sezaryen ile doğum yaparak dünyanın en genç annesi olmuştur, yani yaklaşık olarak 5 yaşını doldurmadan gebe kalmıştır. Gerardo isminde 2700 gram ağırlığında bir erkek bebek dünyaya getirmiştir. Lina'nın ilk adetini henüz 8 aylıkken gördüğü (puberte prekoks) tespit edilmiştir. Ailesi tarafından karnının şişmesi nedeniyle doktora götürülen Lina'nın hamile olduğu anlaşılmıştır. Lina'nın bebeğinin babasının kim olduğuysa polisin araştırmasına rağmen hiçbir zaman netleşmemiştir. Bebek Gerardo ismini sezaryeni yapan Dr. Gerardo Lozada'dan almıştır. Bebek 10 yaşına gelinceye kadar annesini ablası olarak bilmiştir. Bebek Gerardo 1979 yılında 40 yaşında bir tür kemik iliği hastalığından dolayı hayatını kaybetmiştir.

Lina 1972 yılında (39 yaşında iken) evlenmiştir ve ilk doğumundan 33 yıl sonra ikinci çocuğunu (erkek) dünyaya getirmiştir.

Lina'da görülen bu durumun temel sebebi "puberte prekoks" denen hastalıktır. Puberte prekoks "kız çocuklarında 8 yaşından önce adet görme ve diğer seks karekterlerinin gelişmesi" olarak tanımlanır. Kız çocuklarının yaklaşık %10'unda rastlanan bir durumdur ancak Lina'da görüldüğü kadar erken yaşlarda rastlanması çok nadirdir.

Sağdaki resim 1940 yılında Lina'nın bebeği 11 aylıkken çekilmiştir.

İlgili Konular:
Tamamını >>

2008 NOBEL TIP ÖDÜLLERİ RAHİM AĞZI (SERVİKS) KANSERİ VE AIDS KONUSUNDA VERİLDİ

2008 Nobel Tıp Ödülleri sahiplerini buldu. Ödüllere HIV virüsünü keşfeden iki Fransız bilim adamıyla, rahim ağzı kanserine (serviks kanseri) yol açan HPV virüsünü bulan bir Alman araştırmacıya verildi.
Karolinska Enstitüsü’nden yapılan açıklamada, iki Fransız bilim adamının AIDS’e neden olan HIV’i, Alman bilim adamının da rahim ağzı kanserine yol açan İnsan Papilloma Virüsü (HPV) keşifleriyle bu ödüle layık görüldükleri bildirildi.

Rahim ağzı kanserine yol açan virüs olan HPV’yi bulduğu için tıp ödülünü 2 Fransızla paylaşan Alman bilim adamı Harald zur Hausen de ödülün kendisi için sürpriz olduğunu söyledi. Heidelberg’deki Alman Kanser Araştırma Merkezi’nde çalışan Hausen, ödül parasıyla ne yapacağına henüz karar vermediğini belirtti. Zur Hausen, HPV’nin rahim ağzı kanserine yol açtığını saptayarak, “varolan dogmaya karşı durduğu için” ödüle layık bulunmuştu. Zur Hausen virüsü 1980’lerin başında keşfetmişti.
Kaynak: bilim.org
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"