HAMİLELİKTE GÜLMEK VE KAHKAHA ATMAK ZARARLI MI?

Hamilelikte çok gülmek veya gülme krizi derecesinde kahkaha atmak bebeğe zarar vermez. Hamilelerin gülmesi gebelik üzerinde olumsuz bir etki oluşturmaz.

Hamile kadınların aşırı gülme durumunda bebeğin zarar görebileceği düşünceleri karınlarının sallanması ve gerilmesinden kaynaklanır. Ancak gülme sebebiyle karın içi basınç rahime zarar verecek kadar artmaz, aksi halde gülmek, öksürmek, hapşırmak gibi durumlar erken doğuma ve düşüğe neden olurdu, ancak böyle bir risk söz konusu değildir.

Gülmek ve morali iyi tutmak, stresten uzak olmak hem hamileler için hem her insan için faydalıdır.

İlgili Konular:
- Hamilelikte Neler Serbest? Neler Yasak?
Tamamını >>

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) MİDE BULANTISI

Gebelikte mide bulantısı en sık görülen şikayetlerden birisidir. Hamileliğin ilk aylarında %70-80 oranında görülen bir şikayettir.

Gebelikte (hamilelikte) mide bulantısı neden olur?
Mide bulantısının başlıca sebebi hamileliğe bağlı artan gebelik hormonlarıdır. Özellikle B-HCG hormonundaki artışla mide bulantısı arasındaki ilişki çok barizdir. İkiz gebeliklerde B-HCG hormonu daha çok arttığı için bulantı ve kusma da daha çok olur. B-HCG hormonunun azalmaya başladığı 3. ayın bitiminden sonra hamilelerde bulantı şikayeti de azalır.
Bunun dışında gebelikte midenin asit salgılamasında artış, kokulara karşı hassasiyetin artması, yorgunluk, halsizlik, stres, duygusallık gibi faktörler de bulantının oluşmasında etkili olabilir.

Gebelilkte mide bulantısı ne zaman başlar?
Gebeliğin genellikle beşinci altıncı haftalarında başlar. Bazı gebelerde daha geç başlayabilir.

Gebelikte mide bulantısı ne zaman geçer?
Sıklıkla gebeliğin üçüncü ayı bittikten sonra (12 - 14 haftalardn sonra) mide bulantısı hafifler ve biter. Nadiren daha uzun sürdüğü hatta doğuma kadar sürdüğü görülebilir. Gebelerin %10'unda bulantı-kusma şikayetleri hamileliğin sonuna kadar sürebilir.

Gebelikte mide bulantısı ve kusma olmaması bir sorun olduğunu gösterir mi?
Bazı hastalar bundan endişe ederler ve hiç bulantı olmadığı için gebelikte bir problem olduğunu düşünürler. Bazı hastalarda mide bulantısı ve kusma hiç olmayabilir bu bebekle ilgili bir sorun olduğu anlamına gelmez.

Gebelikte mide bulantısı ve kusma bebeğe zarar verir mi? Risk yaratır mı?
Hayır, mide bulantısı gebelik ve bebek açısında bir risk yaratmaz. Gebeliğin ilk aylarında bulantı nedeniyle anne adayı fazla yemek yiyemez ve kilo alamayabilir, hatta kilo verebilir ancak bu önemli değildir, normal bir durumdur. Bir süre sora bu şikayetler rahatlayacak ve gebelik sağlıklı bir şekiilde devam edecektir.

Gebelikte mide bulantısına hangi yiyecekler, neler iyi gelir?
- Hafif ve yağsız yiyecekler yenmelidir.
- Midede şişkinlik yapmayan yiyecekler ve içecekler tüketilmelidir.
- Sabah uyandıktan sonra çubuk kraler, bisküvi ve leblebi yemek ve ayağa kalkmadan bir on - onbeş dakika beklemek sabah mide bulantılarını keser.
- Haşlama patetes, ekmek, pirinç pilavı, makarna mide bulantısına çözüm getirebilir.
- Peynir, yoğurt yemek iyi gelebilir.
- Zencefil çayı içmek faydalı olabilir.

Su ve sıvı gıdaları yemekle birlikte değil yemek aralarında tüketin. Yağlı, baharatlı, şişkinlik yapan gazlı yiyecekler tüketmeyin. Dinlenin ve stresten uzak durun. Doktorunuzun önerdiği ilaçları kullanabilirsiniz, doktorunuzun önerisi dışında ilaç, bitkisel ilaç vb. kullanmamalısınız.

hamilelikte bulantı kusma
Resmi büyütmek için üzerine tıklayın
İlgili Konular:
- Gebelikte Beslenme
Gebelikte Yemek Yiyememe, Beslenememe, Yeme Bozuklukları
Tamamını >>

PREEKLAMPSİ TEDAVİSİ

PREEKLAMPSİ (GEBELİK ZEHİRLENMESİ) TEDAVİSİ
Preeklampsi (halk arsında hamilelik zehirlenmesi) tedavisi hastalığın şiddetine ve gebeliğin kaç hafta olduğuna bağlıdır. Bu iki kriter tedavi ve gebeliğin takibi açısından verilecek kararlarda çok önemlidir. Preeklampsinin kesin tedavisi doğumdur, doğum gerçekleşirse hastalık da kendiliğinden düzelecektir. Doğum dışındaki tedaviler, tansiyon düşürücü ilaçlar, yatak istirahati vb. kesin tedavi getirmez sadece anneyi korumak için ve doğuma kadar vakit kazanmak için uygulanırlar.

Gebelik sona yakın değilse (örneğin 28-34 haftalar arasında) bu durumda bebek gelişimini tam olarak tamamlamadığı için eğer hastalık şiddetli değilse bebeğin gelişmesi için beklenir, bu esnada bebeğin akciğer gelişimini hızlandırmak için sterod ilaç verilir. Ancak preeklampsi (hamilelik zehirlenmesi) şiddetli ise yani tansiyon çok yüksek, idrarda protein atılımı çok fazla ve diğer organlarla ilgili fonksiyon bozuklukları varsa bebeğin daha fazla gelişmesi beklenemez ve genellikle acilen doğum kararı verilir. Burada annenin hayati tehlike riski ile bebeğin doğarsa karşı karşıya kalabileceği risk karşılaştırılır ve ona göre tedaviye karar verilir.

Hamilelik son haftalarda ise (örneğin 37 hafta civarında) bu durumda bebek gelişimini büyük oranda tamamlamıştır ve doğum kararı daha rahat verilebilir.

Hafif preeklampside hasta tansiyon ölçümü, ultrason, nst ve diğer kan idrar tahlilleri ile sıkı takip altına alınarak takip edilir ve hastalığın şiddetinde artma olmazsa gebeliğin son haftalarına ulaşıldığında mormal doğum veya sezaryenle doğum gerçekleştirilir. Ancak şiddetli preeklampside (veya eklampsi nöbeti geçirenlerde) bu şekilde beklemek anneyi hayati tehlikeye sokacağı için beklenemez ve doğum erken haftalarda (erken doğum) gerçekleştirilir, bu durumda bebeğin yeni doğan yoğun bakım ünitesine alınması gerekebilir.

Özellikle şiddetli preeklampsi hastalarına nöbet geçirmelerini önlemek için magnezyum sülfat (MgSO4) tedavisi verilir. Preeklampsi hastalarının nöbet geçirmesi durumunda hastalık artık eklampsi adını alır.

İlgili Konular:
- Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi)
- Gebelikte Tansiyon Yüksekliği (Hipertansiyon)
Tamamını >>

GEBELİK ZEHİRLENMESİ NEDENLERİ

HAMİLELİK ZEHİRLENMESİ NEDEN OLUR? SEBEPLERİ NEDİR?
Gebelik zehirrlenmesi esas adı ile preeklampsi hastalığına neyin sebep olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Nu konuda çok fazla sayıda araştırma yapılmıştır ve bunların sonucunda en çok plasenta (bebeğin eşi) ile ilgili bazı bilinmeyen patolojilerin gebelik zehirlenmesine neden olabileceği görüşü üzerinde durulmuştur. Plasentadan bebeğe olan kan akımını azaltan veya plasentadan anne kan dolaşımına bazı maddelerin salınımına neden olan ancak henüz net olarak açıklığa kavuşturulmamış patolojilerin hamilelik zehirlenmesine neden olduğu düşünülmektedir. Bunun dışında annenin bağışıklık sistemi, kan pıhtılaşma hastalıkları genetik nedenler şüphe yaratan diğer durumlardır.

Özetle preeklampsiye (gebelik zehirlenmesine) neden olan esas sebep henüz bilinmemektedir. Ancak aşağıda sıralandığı gibi bazı risk faktörleri vardır ki bunları taşıyan kadınlarda hamilelikleri sırasında gebelik zehirlenmesi görülme ihtimali diğer kadınlarda daha fazladır.

Gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) için risk faktörleri:
- Anne adayının 40 yaşından büyük olması (risk 3 kat artar)
- Anne yalının 20'den küçük olması
- Annenin zenci ırktan olması (risk bir buçuk kat artar)
- İlk gebeliklerde (risk 3 kat artar)
- Anne adayının ailesinde daha önceden gebelik zehirlenmesi geçirenler olması (risk 5 kat artar)
- Gebelikten önce anne adayında kronik yüksek tansiyon olması (risk 10 kat artar)
- Gebelikten önce anne adayında kronik böbrek hastalığı olması (risk 20 kat artar)
- Anne adayında diyabet (şeker hastalığı) olması (risk 2 kat artar)
- Anne adayında antifosfolipid antikor sendromu olması
- İkiz gebelikler (risk 4 kat artar)
- Annenin aşırı kilolu olması (risk 3 kat artar)
- SLE ve diğer kollojen doku hastalıkları
- Trombofilik (pıhtılaşma) bozuklukları

Risk faktörleri için kaynak: ACOG. Committee on Practice Bulletins-Obstetrics. Diagnosis and management of preeclampsia and eclampsia.

İlgili Konular:
- Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi)
- Gebelikte Tansiyon Yüksekliği (Hipertansiyon)
Tamamını >>

GEBELİK ZEHİRLENMESİ NASIL ANLAŞILIR? (TEŞHİS)

HAMİLELİK ZEHİRLENMESİNDE TANI, TEŞHİS
Gebelik zehirlenmesi (esas adı ile preeklampsi) hamilelikte %5-10 civarında yaygın görülen bir durum olduğu için anne adayları çevresinde sık gördüğü bu hastalık karşısında acaba bende de varmı? olursa nasıl anlaşılır? gibi sorularla kaygıya kapılabilmektedirler. Bu konuya açıklık getirmek için gebelik zehirlenmesi belirtileri ve tanı (teşhis) yöntemleri aşağıda anlatılacaktır.

Gebelik zehirlenmesi belirtileri hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Gebelik zehirlenmesinde teşhis:
Gebelik zehirlenmesi genel olarak teşhisi zor bir hastalık değildir. Daha önceden tansiyon yüksekliği olmayan bir kadında hamilelik sırasında tansiyon yükselmesi (140/90 mmHg'dan fazla) saptanması teşhise götüren ilk adımdır. Tansiyon yüksekliğine ek olarak tanıya götüren en önemli bulgu idrarda fazla miktarda protein atılmasıdır (proteinüri). Bu iki bulgu teşhiste olmazsa olmazdır. Bunlara eşlik eden en sık bulgu şişlik ve ödemdir ancak bu her zaman olması şart bir bugu değildir. İdrarda protein atılımı basit bir strip testi ile (idrara batırılan küçük kağıt) ölçülebilir, gerektiği durumlarda hastanın 24 saat boyunca bir kaba idrarı toplanarak atılan protein miktarı ölçülebilir.
Bunların dışında kan tahlilleri (karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri) gebelik zehirlenmesinin şiddetinin belirlenmesi için yapılır. Bun agöre hafif veya şiddetli preklampsi teşhisi konur. Karaciğer enzimlerinde yükselme ve kan platelet (trombosit) sayısında düşme şiddetli preeklampsi göstergesidir.

İlgili Konular:
- Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi)
- Gebelik Zehirlenmesi Belirtileri
Tamamını >>

GEBELİK ZEHİRLENMESİ BELİRTİLERİ

HAMİLELİK ZEHİRLENMESİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Gebelik zehirlenmesi esas adı ile preeklampsi aşağıdaki belirtileri verebilir ancak bazı hamilelerde hiçbir belirti veya şikayet yaratmadan yapılan tansiyon ölçümleri ve tahliller neticesinde saptanabilir. Özetle gebelik zehirlenmesi her zaman belirti veya şikayetlere neden olan bir hastalı değildir.

Gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) belirtileri nelerdir?
- Baş ağrısı
- Vücutta, el ve ayaklarda yüzde şişlik, ödem
- Nefes darlığı
- Mide bölgesinde veya karnın sağ üst bölgesinde ağrı
- Halsizlik (gebelikte zaten yaygın bir şikayettir)
- Bulanık görme, körlük (çok nadir)
- Bilinç bulanıklığı

Görüldüğü gibi yukarıda sıralanan belirtilerin hiçbirisi gebelik zehirlenmesine has belirti değildir. Hepsi gebelik zehirlenmesi olmayan normal hamilelerde veya başka hastalıklarda da görülebilen non-spesifik belirtlerdir. Ödem ve şişlik çoğu gebelikte vardır ancak ödemin hızla artması ve özellikle yüzde olması gebelik zehirlenmesini daha çok düşündürmelidir. Baş ağrısı tansiyon yüksekliğine bağlı olan ve genellikle ilk oluşan belirtilerden birisidir. Baş ağrısı ile gelen bir gebede tansiyon yüksekliği şüphesi sonucund yapılan ölçüm ve idrar tahlili gebelik zehirlenmesi teşhisine götürebilir. Bulanık görme veya görmede tam kayıp, bilinç bulanıklığı gibi şikayetler ancak çok şiddetli preeklampside görülebilir.

İlgili Konular:
- Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi)
- Gebelikte Tansiyon Yüksekliği (Hipertansiyon)
Tamamını >>

ANNE KARNINDA BEBEK HAREKETLERİ NE ZAMAN BAŞLAR VE HİSSEDİLİR?

HAMİLELİKTE BEBEK HAREKETLERİ NE ZAMAN BAŞLAR?

Anne karnında bebek hareketleri ne zaman başlar?
Anne karnında (gebelilkte, hamilelikte) bebek henüz çok erken haftalarda 9. hafta civarında hareket etmeye başlar. Ultrason muayenesi sırasında bu hareketler görülebilir, özellikle ultrason probu ile rahim sallandığında bebek de refleks olarak hareket eder. Ancak bu haftalarda bebek henüz çok küçük (2 cm) olduğu için hareketlerinin hissedilmesi imkansızdır. Bu haftalarda bazen anne adaylarının bebek hareketlerini hissetmesi sandığı olan aslında barsak hareketleridir.  (bkz: 9. haftada gebelik)

Anne karnında bebek hareketleri ne zaman (kaçıncı haftada) hissedilir?
Bebek yeterince büyüdüğü zaman yaptığı hareketler rahim duvarına kadar etki gösterebilir ve anne tarafından hissedilebilir. Bu da ancak 16-20 haftalar civarında mümkün olabilir. İlk gebeliklerde daha geç hissedilir ve 20-22 hafta civarını bulabilir. İkinci ve üçüncü vb. gebeliklerde daha erken 16 hafta civarında hissedilmeye başlar. (bkz: 16. hafta ve 20. hafta)

Kız bebek mi erkek bebek mi erken hareket etmeye başlar?
Hastalar tarafından sık sık "kız mı erken hareket etmeye başlar erkek mi? hangisi erken canlanır? hangisi anne karnında erken oynar?" şeklinde sorular sorulabilmektedir. Kız erkek cinsiyeti açısından fark yoktur, ikisi de aynı haftalarda hareket etmeye başlar ve annenin hissetmesi de aynı yukarıda anlatılan haftalarda olur. Bazı bebekler anne kanında daha hareketli olur, bazıları daha az hareketli olur ancak bu cinsiyetler arsında kız erkek farkı göstermez.




İlgili Konular:
- Bebek Hareketlerini Saymak
Bebek Hareketlerinde Azalma
- Anne Karnında Bebeğin Uyuması
Tamamını >>

ANNE KARNINDA HAFTA HAFTA BEBEK GELİŞİMİ

Anne karnında gebeliğin ilk 10 haftasına embriyonal dönem denir. 10 haftadan doğuma kadar olan döneme fetal dönem denir. Embriyonal dönemde bebeğin bütün organlarının oluşumu tamamlanır. Fetal dönemde bu organlar gelişir ve olgunlaşır. Anne karnında (daha doğru söyleyişle rahminde) geçen her hafta bebeğin organ ve fonksiyonları hızla gelişir, aşağıdaki linklerden bu gelişmeleri hafta hafta takip edebilirsiniz. Anne karnında gelişimini tam olarak tamamlamadan doğan (erken doğum) bebeklerde solunum sıkıntısı gibi bazı problemler gelişir bu nedenle yoğum bakım ünitesi gerekebilir. Anne karnındaki gelişimini çok az tamamlamış bebeklerin ise anne karnı dışında yaşama şansı hiç yoktur, ortalama olarak 24 haftadan önce doğan bebeklerde durum böyledir. Bu nedenle gebelik (hamilelik) boyunca anne karnında geçirilen her bir hafta bile bebek gelişimi açısından çok önemlidir.


Anne karnında hafta hafta bebek gelişimi:
Hamileliğin 1 haftasında  anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 2. haftasında  anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 3. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 4. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 5. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 6. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 7. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 8. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 9. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 10. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 11. haftasında  anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 12. haftasında  anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 13. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 14. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 15. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 16. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 17. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 18. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 19. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 20. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 21. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 22. haftasında  anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 23. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 24. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 25. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 26. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 27. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 28. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 29. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 30. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 31. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 32. haftasında  anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 33. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 34. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 35. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 36. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 37. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 38. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 39. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 40. haftasında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 41. haftasında  anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla

Anne karnında ay ay bebek gelişimi:
Hamileliğin 1. ayında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 2. ayında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 3. ayında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 4. ayında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 5. ayında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 6. ayında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 7. ayında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 8. ayında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla
Hamileliğin 9. ayında anne karnında bebek ne durumdadır? --> tıkla


Anne karnında hafta hafta ultrason görüntüleri:

1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41


İlgili Konular:
Hafta Hafta Hamilelik
- Anne Karnında Ay Ay Bebek Gelişimi
Tamamını >>

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) ULTRASON BEBEĞE ZARARLI MIDIR?

Ultrasonografi (ultrason) yöntemi röntgen ışını içermeyen bir yöntemdir, sadece ses dagalarını kullanarak çalışır. Bu nedenle hamile veya diğer insanlarda dokuya bir zarar vermesi beklenmez. Gebelik sırasında yapılan ultrason muayenelerinin bebek (fetus) üzerinde herhangi bir yan etki riski taşımadığını gösteren birçok bilimsel araştırma vardır. Ultrason çok uzun yıllardır hamilelik takibinde kullanılan bir yöntem olduğu için bebek üzerine olası etkileri konusunda çok fazla tecrübe vardır. Bu tecrübeler ve bilimsel araştırmalar sonucunda bebeğe hiçbir zarar vermediği konusunda bildiriler çoktur.

Fazla sayıda ultrason yapılması riskli midir?
Her uygulama gibi ultrasonografi uygulamasının da gereksiz yere fazla yapılması hem maliyet olarak hem zaman olarak israf anlamına gelecektir. Bu nedenle sadece gerekli durumlarda ve gerekli sayıda gebelik boyunca uygulanmalıdır. Gebeliğin başından doğuma kadar uygulanan ultrason sayısı hastaya ve gebeliğin durumuna göre değişmekle birlikte ortalama 5 - 10 arasında değişmektedir, bazı gebeliklerde daha fazla da uygulanabilir.

İlgili Konular:
- Gebelikte Ultrason
Tamamını >>

RENKLİ DOPPLER ULTRASON

RENKLİ ULTRASON NEDİR? GEBELİKTE NEDEN YAPILIR?

Renkli doppler ultrason nedir?
Renkli doppler ultrason veya renkli (color) doppler ultrasonografi (halk arasında renkli ultrason) sadece gebelik takibinde kullanılan bir yöntem değildir. Hamilelik dışında da kadında ve erkekte çeşitli hastalıklarının takibinde kullanılan bir yöntemdir. Power doppler renkli doppler ultrasonografinin bir türüdür.
Ultrason cihazı ses dalgaları ile çalışır. Doppler ultrason bu ses dalgalarının kan damarları içerisindeki kan hücrelerine çarpıp geri yansırken frekans değiştirmesinden faydalanılarak yapılır. Renkli doppler incelemesi ise buna ek olarak ekrana damarlardaki kanın akış yönünü ve hızını kırmızı-mavi renklerle çizer. Ekrandaki görülen damarların üzerinde bu renkler belirir, aynı zamanda kalp atımına benzer sesler işitilir.
Doppler ultrasonografi konusu hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Renkli ultrason neden yapılır?
Renklli doppler ultrason ile en çok incelenen damar bebeğin göbek kordonundaki damarlardır (umblikal damarlar). Bunun dışında rahim damarları, beyin damarları, kalp damarları gibi çeşitli damarlar incelenebilir. Özellikle rahim içerisinde gelişme geriliği (iugr) şüphesi olan bebeklerde, anomali varlığında, kalp ritm bozukluğu veya kardiyak anomali varlığında, yüksek tansiyon hastalarında yapılır. Her gebelikte rutin olarak yapılan bir inceleme değildir.

Renkli doppler ultrason ne zaman yapılır?
Gebelikte yapıldığıı belli bir zaman yoktur ancak gebeliğin ilk aylarında damarlar belirginleşecek kadar büyük olmadığı için yapılamaz. Yukarıda anlatılan şüphelerin varlığında gebeliğin orta veya ilerleyen her haftalarında yapılabilir. Fiyatı yapılan merkeze göre değişkenlik gösterir.

Renkli ultrason görüntüleri:


İlgili Konular:
- Doppler Ultrason
- Ayrıntılı (Detaylı) Ultrason
- Gebelikte Ultrason
Tamamını >>

SEZARYEN DOĞUM (AMELİYATI) VİDEOLARI, GÖRÜNTÜLERİ İZLEMEK...

SEZERYAN VE DİĞER AMELİYATLARA AİT GÖRÜNTÜLERİ VİDEOLARI İZLEMEK ZARARLI MI? FAYDALI MI?

Sezaryan ameliyatı (sezaryen doğum) görüntüleri izlemek günümüzde internette youtube benzeri sitelerin yaygınlaşmasıyla mümkün hale gelmiştir. Ancak bu tür görüntülerin hastaya ve eşine, yakınlarına fayda mı zarar mı getireceği tartışmalı bir konudur. Aynı durum sadece sezaryen için değil bütün ameliyatlar için geçerlidir.

Bir hasta olacağı ameliyat ile ilgili genel bilgileri ve ameliyatın aşamalarını, vücudunun hangi bölgesinin kesilerek yapılacağını, kaç santimetre kesi olacağını, iz kalıp kalmayacağını, ameliyatın ne kadar süreceğini ve benzeri birçok konuyu doktorundan sorarak rahatlıkla öğrenebilir. Bunun dışında ameliyatın aşamalarını izlemek, nasıl yapıldığını görmek, o esnadaki kanamaları ve kesme, dikiş atma işlemlerini görmek hastaya birşey kazandırmaz hatta belki kaygı ve endişe yaratır. Çünkü ameliyat bir doktorun bile defalarca izleyerek alıştığı bir olaydır, bu konuda profesyonel olmayan bir insanın bir veya bir kaç defa izlemesi ile şaşırmaması, etkilenmemesi (kötü anlamda) mümkün değildir. Ameliyat esnasında aslında sıradan ve olağan olan bir olay hastaya çok olağanüstü ve korkunç gibi görünebilir. Bu nedenlerle bir hastanın geçireceği ameliyatı sadece doktorundan dinlemesi  yeterlidir, izlemesine gerek yoktur, bundan fayda yerine zarar görme ihtimali vardır. Ameliyatının özelliklerini doktorunun tarifiyle dinleyen ve anlayan bir hasta ameliyata en huzurlu, en sakin şekilde girecektir. Oysa bu tür videoları, görüntüleri merak eden izleyen hasta ister istemez kafasında son derece gereksiz bir sürü soru işaretiyle ameliyat gününü bekleyecektir. Bu soru işaretlerinin bir çoğu hastanın sandığı gibi önemli konular değildir ancak hasta konu hakkındaki yetersiz bilgisinden dolayı bunları çok önemli sanabilir ve gereksiz endişe, kaygı, korku hislerine kapılabilir. Bunun tam tersi ise maalesef doğru değildir. Yani hiçbir zaman bir hasta ameliyat görüntülerini izleyerek "ameliyat hakkında artık daha detaylı bilgim oldu, böylece kafamdaki soru işaretleri gitti, şimdi daha rahat ve huzurlu ameliyata girebilirim" diyemez. Bunları ancak doktorunun tariflerini dinleyen bir hasta söyleyebilir, böylelikle gerekli bilgileri öğrenmenin verdiği rahatlıkla ve  doktoruna güven hissiyle ameliyat (sezaryen ile doğum) gününü huzurlu, kaygısız bekler ameliyata da aynı şekilde girer.

Doktorunuz sizin ameliyat hakkında ne kadar ve ne tür bilgiler edinmeniz gerektiğini bilir ve size ona göre anlatım yapar. Sizin bilmeniz gerekmeyen ve hatta bilirseniz kafanızı karıştırabilecek, size zarar verebilecek gereksiz bilgileri size aktarmaz. Hastayı ameliyat hakkında bilgilendirme konuşmasındaki asıl amaç ameliyatın hasta üzerindeki iyi ve kötü olası bütün etkilerini hastaya öğretmektir, bunları bilmek her hastanın hakkıdır. Bunun dışında ameliyatın yapılış şekli ile ilgili genel özellikleri de doktor hastasına anlatır. Örneğin ameliyat laparoskopik mi açık mı yapılacak, vücudun hangi bölgesi kesilerek yapılacak, kaç cm ne büyüklükte bir kesi olacak, ameliyattan sonra vücutta dıştan ne gibi görüntü değişikliği ve iz olacak, ameliyat kaç dakika sürecek, ameliyattan sora hastanede kaç gün yatılacak, hastanın tamamen iyileşmesi ve normal hayatına, işine dönmesi kaç gün sürecek, ameliyattan önce veya sonra ek ilaç tedavisi gerekecek mi, hastalığın tekrarlaması nedeniyle tekrar ameliyat gerekebilir mi, ameliyat yerine başka tedavi alternatifi mümkün mü gibi....

Etiketler: Sezeryan doğum videosu, Sezaryan doğum videosu, sezeyan doğum görüntüsü, videoaları, görüntüleri, izle, seyret, canlı, youtube, ameliyat videoları izle, sezeryan görüntüleri izle

İlgili Konular:
- Sezaryen
- Normal Doğum Videoları, Görüntüleri İzle
Tamamını >>

NORMAL DOĞUM GÖRÜNTÜLERİ, VİDEOLARI İZLE

Normal doğum videoları, görüntüleri internette ve youtube sitesinde iki şekilde bol miktarda buunmaktadır. Birincisi ailelerin normal doğum yaptıkları günü anı olarak saklamak amacıyla kendilerinin veya profesyonel fotoğrafçılara çektirdikleri videolardır. Bu tür videolar doğumdan öncesini, sancı odasını, doğumhaneyi, anne, bebek, ebe, doktor ve diğer tanıdıkları içerir genellikle. İkinci grup videolar ise normal doğumun mekanizmasını, bebeğin doğum kanalında ilerlemesini, annenin ve sağlık ekibinin doğum sırasında yaptığı uygulamaları gösteren videolardır. Normal doğum yapacak bir anne adayının veya eşinin bu tür videolar, görüntüler izlemesi şart değildir. Bazı insanlarda bu görüntüler normal doğum hakkında bilgi verdiği için bilmediği ve korktuğu bazı noktalardan dolayı tedirginlik yaşamasını azaltabilir. Ancak bazı insanlarda tam tersi etki yapabilir. Bu tür videoları ve görüntüleri izleyeceksiniz bile gerçek doğumlara ait olanlar yerine aşağıdakiler gibi animasyon şeklinde olanları izlemeniz daha faydalı olabilir, bunlar sadece doğumun mekanizması hakkında bilgi verme amaçlı hazırlanan videolardır bu nedenle gereksiz ve irrite edici görüntülerle kafa karışıklığına neden olmazlar.


Normal Doğum videosu :
Altta izlenen videoda normal doğum başladıktan sonra rahim ağzının yavaş yavaş açılması ve silinmesi sonrasında bebeğin doğum kanalında ilerlemesi ve doğumu görülmektedir.




Etiketler: Normal doğum videosu, normal doğum görüntüsü, videoaları, görüntüleri,izle, seyret, canlı, youtube, doğum videoları izle, doğum görüntüleri izle


İlgili Konular:
- Normal Doğum
- Normal Doğum Nasıl Yapılır - Video İzle
- Bebeğin Doğum Kanalına İnmesi - Video İzle
- Doğum Nasıl Gerçekleşir (Doğumun Mekanizması) - Video İzle
- Sezaryen Videoları, Görüntüleri İzlemek
Tamamını >>

NORMAL DOĞUM YAPANLARA ÖNERİLER

Normal doğum yapanlar genellikle doğumdan sonra 24 saat içerisinde taburcu edilirler. Bundan sonra annenin  lohusalık döneminde evde kendisi ve bebek açısında dikkat etmesi gereken bazı hususlar vardır.

Normal doğum yapanlar:
- Eğer normal doğum sırasında epizyotomi (doğum kesisi) uygulanmışsa, dikiş bölgesinin bakımını ve temizliğini ihmal edilmemelidir. Epizyotomi uygulanmadan normal doğum yapanlar vajina bölgesine herhangi bir bakım veya pansuman uygulamazlar.
- Bebeğinize ilk 6 ay sadece anne sütü verin. Bu konu hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Emzirmek sadece bebek için değil anne için de birçok fayda sağlar.
- Normal doğum yapanlar hastaneden taburcu olurken reçete edilen ilaçları evde mutlaka kullanmalıdır. Bu ilaçlar süt ile geçer ve bebeğe zarar verir diye düşünülmemelidir.
- Mümkün olduğunda dinlenme ve uykuya vakit ayrılmalıdır.
- Normal doğum yapanlar doğumdan sonra çok kısa sürede normal hayatlarına dönebilecek şekilde hızlı iyileşirler. Bu nedenle doğum sonrası egzersiz ve spora erken başlayabilirler. Bu annenin gebelik öncesi formuna ve kilosuna hızla kavuşmasını sağlar. Doğum sonrası kilo vermek, egzersiz ve spor hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- Doğumdan sonra başlayan löşi denilen kanama yaklaşık bir ay azalarak devam edecektir. Bu kanama için sadece ped kullanılmalıdır, tampon kullanılmamalıdır.
- Normal doğum yapanlar cinsel ilişkiye ortalama doğumdan bir ay sonra başlayabilirler. Ancak bu süre varsa dikiş bölgesinin durumuna ve annenin genel durumuan göre değişebilir.
- Normal doğum yapanlarda göbek şişliğinin eski haline dönmesi için en faydalı hareket egzersiz yapmaktır ve gereğinden fazla aşırı, zararlı besinlerle beslenmemektir. Göbek bölgesinin düzelmesi için korse veya krem, ilaç önerilmez, faydasızdır. Anne düzenli beslenme ve egzersize devam ettikçe göbek bölgesi hızla düzelecektir.
- Bebeğin kontrolleri, tahlilleri ve aşıları zamanında aksatılmadan yaptırılmalıdır.
- Kendinizde aşırı mutsuzluk, karamsarlık, değersiz hissetme gibi duygular hissediyorsanız hemen doktorunuza başvurmalısınız. Doğum sonrası depresyon hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- Normal doğum yapanlar taburcu olduktan sonra kadın doğum doktorunun belirlediği tarihte mutlaka kontrole gitmelidir. Genellikle doğumdan bir hafta sonra kontrol olur. Muayenede epizyotomi dikişi iyileşmiş mi, rahim veya kanama ile ilgili bir problem var mı, göğüslerle ve emzirme ile ilgili bir problem var mı gibi kontroler yapılır.
- Normal doğum yapanlarda uygulanan doğum kesisi (epizyotomi) için atılan dikişler genellikle kendiliğinden eriyen ve alınmayan dikiş malzemeleri ile atılır. Bu dikişler alınmaz ve kendiliğinden kaybolur. Doktorunuz aksi bir durum belirtmedikçe böyledir.
- Doğum sonrası korunma yöntemlerinden size uygun olanını doktorunuza danışarak uygulayın. Emzirmek hamile kalmayı engerler diye düşünmeyin. Doğum sonrası korunma yöntemleri hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- Normal doğum yapanlarda adetlerin başlaması eğer anne çok düzenli emziriyorsa 6 aya kadar (bazen 1 yıl) sürebilir. Çok düzenli emzirmeyen anneler genellikle doğumdan 2-3 ay sonra adet görmeye başlarlar.
- Normal doğum yapanlar kanama veya akıntı gibi nedenlerden dolayı vajina içerisini su veya başka maddelerle asla yıkamamalıdır. Kanama ve akıntı ortalama bir ay içerisinde kendiliğinden azalacaktır.


İlgili Konular:
- Normal Doğum
- Doğum Sonrasında Oluşabilecek Sorunlar
Normal Doğumdan Sonra Cinsel İlişki
- Sezaryen Sonrası Öneriler ve Yapılması Gerekenler
Tamamını >>

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) HANGİ KANAMALAR NORMALDİR?

HAMİLELİKTE TEDAVİ GEREKTİRMEYEN VE NORMAL KABUL EDİLEN KANAMALAR
Burada bahsedilen kanamalar herhangi bir tedavi veya müdahale, ameliyat, küretaj, doğu gibi işlemler gerektirmeyen, gebeliğin doğal seyrinde bazen görülebilen normal kanamalardır. Tabiki bir kanamanın normal kabul edilebilmesi için öncelikle muayene, ultrason veya tahlil gibi yöntemlerin uygulanması gerekir. Doktor tarafından değerlendirilmeden bir kanamanın normal olduğunu anlamak imkansızdır bu nedenle her kanama acilen değerlendirme gerektirir.

Gebelikte normal kabul edilen kanamalar:
- İmplantasyon kanaması (üstüne adet görmek) : Bu konu hakkında ayrıntılı açıklamaya buraya tıklayrak ulaşabilirsiniz. Bu kanama için herhangi bir tedavi verilmez.
- Nişan gelmesi (nişan kanaması) : Rahim ağzındaki mukus tıkacının atılması olayıdır. Doğumun yaklaştığını haber veren az miktarda bir kanamadır. herhangi bir tedavi veya müdahale gerektirmez, normal kabul edilir. Doğum yaklaştığı için hazırllılar ve planlamalar yapmayı gerektirir sadece. Detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- Pelvik muayene yapılması (çatı muayenesi): Doğuma yaklaşılan gebeliğin son haftalarında doğum yolunun değerlendirilmesi amacıyla yapılan muayene sırasında çok az miktarda kanama veya lekelenme görülebilir. Bunun bir zararı yoktur, herhangi bir tedavi gerektirmez, normal kabul edilir. çatı kemiği muayenesi hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaaşabilirsiniz.

Hamilelikte cinsel ilişkiden sonra kanama olması normal midir?
Cinsel ilişki sonrası olan kanamaları normal kabul ederek doktora başvurmamak hatadır. Bu tür kanamalar gebelikle ilgili, veya rahim ağzıyla ilgili bazı anormalliklerden kaynaklanabilir. Cinsel birliktelik sonrası kanama olması hemen doktora başvurmayı gerektirir. Bir anornallik ve tehlike saptanması halinde bir süre cinsel ilişki yasaklanabilir.

İlgili Konular:
- Gebelikte Kanama
- Gebelikte Kanama Nedenleri
Tamamını >>

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) KANAMA NEDENLERİ

HAMİLELİKTE VAJİNAL KANAMA (LEKELENME) SEBEPLERİ
Kanama (veya lekelenme) gebeliğin ilk haftasından son haftasına kadar her döneminde görülebilen ve en sık rastlanan şikayetlerden birisidir. Gebelikte vajinal kanama bir kaç damla kadar az veya litrelerce fazlalıkta olabilir, pembe, kırmızı, rengi açık - koyu, sümüksü kıvamda gibi çeşitli şekillerde olabilir.

Hamilelik döneminde kanamaya sebep olan durumlar:
- İmplantasyon kanaması
- Düşük tehtidi
- Kısmi (tam olmayan) düşük
- Tam düşük
- Boş gebelik (anembriyonik gebelik)
- Mol gebelik (üzüm gebeliği)
- Dış gebelik
- Anne karnında bebeğin ölmesi (intrautarin ex fetus)
- Erken Doğum
- Nişan kanaması
- Dekolman plasenta (bebeğin eşinin ayrılması)
- Plasenta previa (bebeğin eşinin rahim ağzını kapatması)
- Erken doğum
- Cinsel ilişkiye bağlı vajinal yırtılma
- Uterin rüptür (rahmin yırtılması)
- Rahim ağzında veya vajinada tümöral kitleler
- Servisit (rahim ağzı iltihabı)
- Pelvik muayene yapılması (çatı kemiği muayenesi)
- Servikal polip

Gebelikte kanama miktarına, şekline veya gebelik haftasına bakılmaksızın her zaman acil önemli bir durumdur ve en kısa zamanda doktora başvurmayı gerektirir. Mutlaka nedeninin araştırılması gerekir. Bazı vajinal kanamalar (veya lekelenmeler) hiçbir tedavi gerektirmezken bazıları acil doğum veya acil müdahale gerektirecek öneme sahip olabilir.
Yukarıda sayılan bütün nedenlerin ayrıntılı açıklaması sitede mevcuttur, arama bölümünden ulaşabilirsiniz.

İlgili Konular:
- Gebelikte Kanama
- Gebelikte Lekelenme
- Gebelikte Hangi Kanamalar Normaldir?
Tamamını >>

DOĞUMDAN SONRA ADET DÜZENSİZLİĞİ VE ADET GÖREMEME

Doğum sonrası ilk adet kanaması (regl) ne zaman görülür?
Hem normal doğum hem sezaryen doğumdan hemen sonra başlayan kanama gideren azalır ve 30-40 gün kadar sürer, bu adet kanaması değildir, loşi adı verilen rahim içerisindeki kan ve doğumdan kalan kalıntıların atılması için gerekli bir kanamadır.
Gerçek adet kanaması ise doğumdan sonra bebeğini düzenli emzirenlerde genellikle 6 ay sonra başlar ancak çok düzenli ve sık emzirenlerde bu süre doğumdan 1 yıl sonrasını bile bulabilir. Nadiren çok düzenli emzirdiği halde 6 aydan daha önce adet gören anneler de olabilir. Adet kanaması başlasa bile emzirme devam ettiği sürece düzensiz olabilir, genellikle emzirme dönemi bitince düzene girer.
Doğumdan sonra bebeğini hiç emzirmeyen veya seyrek emziren annelerde adet kanaması genellikle doğumdan 3 ay sonra başlar, emzirme tamamen bitince adet kanaması her ay düzenli şekilde gerçekleşir.

Doğumdan sonra adet düzensizliği veya gecikmesi normal midir?
Normal doğum ve sezaryenden sonra emzirme devam ediyorsa adetler genellikle düzensiz olur, gecikmeler yaşanabilir ve bu normaldir; emzirme tamamen bittiğinde düzelecektir. Nadiren emzirdiği halde düzenli adet gören anneler de vardır. Ancak burada şu noktaya dikkat etmek gerekir: her adet gecikmesini veya düzensizliğini emzirmeye bağlamamak gerekir. Kadının hayatının her döneminde olduğu gibi doğumdan sonraki emzirme döneminde de adet gecikmesi hamile kalma ihtimalini akla getirmelidir. Doğumdan sonra adetlerin başlamamış olması veya emziriyor olmak hamile kalmayı yüzde yüz engellemez. Bu nedenle korunma yöntemlerini de uygulamak gerekir. Doğum sonrası korunma yöntemleri hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Özetle doğum yapmış annelerin ilk yıl içerisinde adet düzensizliği ve adet gecikmesi çok sık olur ve genellikle emzirmeye bağlıdır. Ancak doktor kontrolü ve muayene olmadan bunu emzirmeye bağlamak nadiren altta yatan bir problemi atlamaya sebep olabilir.

Doğumdan sonra adet olmamak kilo yapar mı?
Adet görememek kilo almaya ve şişmanlığa neden olmaz. Doğum sonrası kilo almanın nedeni beslenme düzenine dikkat etmemek ve hareket etmemektir genellikle. Bu konuda hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Doğumdan sonra adetler arasında ara kanama ve lekelenme olması:
Bunu emzirme veya başka bir normal sebebe bağlamamak gerekir ve doktora başvurmak gerekir. Bazen rahim içerisinde bulunan polip gibi oluşumlar veya altta yatan başka nedenler saptanabilir. Bir neden saptanmadığı taktirde düzenleyici ilaçlarla veya kendiliğinden lekelenmelerin geçmesi için hasta takibe alınır.

Doğumdan sonra adet düzeni değişenler ne yapmalı?
Emzirme dönemi bittiğinde genellikle adet düzeni gebelikten önceki eski haline gelir ancak bazı kadınlarda eskisinden daha farklı düzende ilerleyebilir. Adetler daha seyrek, daha sık veya kanama miktarı daha farklı olabilir. Bu durum gebeliğin ve doğumun kendisine bağlı değildir. Bazen guatr gibi veya prolaktin yüksekliği gibi gebelikte veya doğum sonrasında tespit edilen bir hastalık buna neden olabilir; bazen kullanılan bir ilaç buna neden olabilir. Doktor muayenesinde bir sebep bulunamazsa adet düzeninin değişmesi sorun teşkil etmez.

Doğumdan sonra adet düzenleyici ilaç kullanılır mı?
Anne emzirirken anne sütüyle bebeğe geçebileceği için mecbur olmadıkça ilaç kullanılmaz ancak bazı zorunlu hallerde adet düzenleyici ilaçların bazıları kullanılabilir. Doktor önerisi olmadan hiçbir adet düzenleyici hormon hapı veya adet söktürücü ilaç kullanılmamalıdır. Örneğin adet düzensizliğinin sebebi prolaktin hormon yüksekliği veya tiroid hormon bozukluğu gibi bir nedense buna yönelik ilaçlar kullanılabilir; bunun dışında belli bir sebep saptanamayan durumlarda zaten ilaca gerek kalmadan aylar ilerledikçe ve emzirme azaldıkça genellikle kendiliğinden düzelme olacaktır.


İlgili Konular:
- Doğumdan Sonra Ne Zaman Adet Olunur?
Tamamını >>

SEZARYEN DOĞUM SONRASI ÖNERİLER VE YAPILMASI GEREKENLER

SEZARYENDEN SONRA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Anne genellikle sezaryen (sezeyan, sezaryan) ameliyatından bir veya iki gün sonra bebeği ile birlikte taburcu edilir. Bundan genellikel bir hafta sonra tekrar hastaneye kontrole gelir. Bu arada evde geçireceği bir hafta içerisinde ve sonrasında dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır:
- Bebeğinizi sık sık ve her istediğinde emzirin. Sezaryen ameliyatı olanlarda süt hemen gelmez veya az gelir sözü doğru değildir bu sizin emzirmenizle ilgili bir durumdur. Emzirme bebek ve anne açısından çok önemli bir konudur. Emzirme ve meme bakımı konusunda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- Genellikle ameliyattan 3 gün sonra banyo yapılmasına ve dikiş bölgesinin ıslanmasına izin verilir ancak bu konu dikişinizin durumuna ve doktorunuzun önerilerine göre değişebilir. Bu konuda doktorunuzun önerisine uyalısınız.
- Dinlenmeye ve uyumaya fırsat buldukça vakit ayırın. Bu dönem bebekten dolayı yorucu bir dönem olduğu için bebeğin müsade ettiği her fırsatta dinlenmeye ve uyumaya özen göstermelisiniz.
- Her gün 20-30 dakika yürüyüş yapmaya çalışın. Bu gebelik sonrası vücudunuzun eski haline dönmesine, karın - göbek şişliğinin düzelmesine, fazla kiloların verilmesine faydalı olacaktır. Doğum sonrası egzersiz hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. İlk haftalarda yürüyüş dışında ağır egzersiz ve sporlardan kaçının. (bkz: sezaryen sonrası karın ve göbek eritme egzersizleri)
- Sezaryenden sonra az miktarda vajinal kanama olması normaldir. Bu  bir ay kadar azalarak devam eder. BUnun için sadece hijyenik kadın pedleri kullanılmalıdır, tampon kullanılmamalıdır. Vajina içerisini yıkamak gibi işlemler asla uygulanmamalıdır.
- Doktorunuz izin verirse ameliyattan 4 - 6 hafta sonra cinsel aktiviteye başlayabilirsiniz.
- Düzenli ve sağlıklı beslenmeye özen göstermelisiniz. Bol su ve sıvı gıdalar tüketmelisiniz. Emziren annenin beslenmesi konusunda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- Fazla miktarda kanama, ateş, kötü kokulu vajinal akıntı, dikiş yerlerinde açılma veya akıntı, kanama, göğüslerde aşırı ağrı ve kızarma, bacaklarda ani şişme ve kızarıklık görülmesi gibi durumlarda hemen doktora başvurulmalıdır. Hiçbir şikayet olmasa dahi doktorunuzun belirlediği tarihte mutlaka kontrole gitmelisiniz, bu genellikle ameliyattam 7 - 10 gün sonrası olur.
- Hastaneden taburcu olurken size reçete edilen ilaçları mutlaka aksatmadan kullanmalısınız.


İlgili Konular:
- Sezaryen
- Sezaryen Dikişleri
- Sezaryen Sonrası Ağrı
- Sezaryen Sonrası Cinsel İlişki
- Doğumdan Sonra Anne ve Bebek Bakımı
- Doğum Sonrası Oluşabilecek Sorunlar
- Sezaryen Sonrası Karın (Göbek Eritme) Egzersizleri  
- Sezaryen Veya Normal Doğumdan Sonra Korse Kullanmak 
- Sezaryen Öncesi Hazırlıklar Ve Yapılması Gerekenler
- Normal Doğum Yapanlara Öneriler
Tamamını >>

SEZARYEN DOĞUM SONRASI AĞRI

SEZARYEN AMELİYATI SONRASI AĞRI
Her ameliyat gibi sezaryen (sezaryan, sezeryan) ameliyatından sonra da belirli derecelerde ağrı olur ancak günümüzde gelişen ağrı kesici ilaçlar ve anestezi-ağrı kesici metodlar sayesinde bu ağrıları azaltmak kolaylaşmıştır. Sezaryen doğum sonrası ağrının başlıca nedeni her karın ameliyatında olduğı gibi cilt ve cit altındaki kas, fasya vb. dokuların kesilmesidir. Normal doğumdan sonra olduğu gibi sezaryenden sonra da rahim kanamayı durdurmak için kasılır, bu kasılma da ağrıya neden olur.

Sezeryan sonrası ağrı nasıl azaltılır?
Sezeryan ameliyatından sonra ağrının en fazla olduğu dönem ilk 2-4 saatlik dönemdir. Spinal veya epidural anestezinin (belden iğne ile ilaç vererek uyuşturma) bu esnada çok büyük avantajı vardır çünkü etkisi ameliyattan sonra bir kaç saat devam ettiği için hasta ağrının en yoğun olabileceği bu dönemde hiç ağrı hissetmez. Genel anestezi sonrası uyanma gibi bir durum da spinal-epidural anestezi sonrasında yoktur. Spinal-epidural anestezi hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Genel anestezi ile ameliyat olan hastaların ameliyat sonrasında ağrı hisetmemeleri için narkotik analjezik veya non steroid antienflamatuar denilen ağrı kesici ilaçlar kullanılır. Hastaya ameliyattan sonraki ilk gün verilen serum ve içerisindeki ağrı kesiciler de ağrısını azaltmakta faydalıdır.

Hasta Kontrollü Ağrı Kesici (PCA, Patient Controlled Analgesia)
Bu yöntem adından da anlaşıldığı üzere hastanın kendi kontolünde ağrı kesici ilaç veren bir yöntemdir. Hasta ağrı hissettği andaa cihazın düğmesine basar ve ilaç salınır. Bu yöntem epidural anestezi kateteri ameliyattan sonra yerinde bırakılarak uygulanır genellikle. Hasta düğmeye bastığında kateterde belindeki epidural aralığa az miktarda ağrı kesici verilir. Aynı yöntem damardan ilaç verecek şekilde de uygulanabilmektedir. Bu yöntem sezaryen dışındaki birçok ameliyatta da yaygın olarak kullanılmaktadır. PCA yönteminin avantajı ilaç sadece hasta ağrı hissettiğinde verildiği için gereksiz yüksek dozda ilaç kullanılmasının önlenmesidir, ayrıca hasta ağrı hissettğinde kendisine ağrı kesici ilaç uygulanması için beklememiş olur.

Ağrı ne zaman geçer?
Ameliyattan yaklaşık 6 saat sonra ağrı oldukça azalır ve hasta rahatlar. Ayağa kalkıp yürüyebilir düzeye gelir ancak yürürken kasıklarında ve karnında hafif ağrı hissedebilir. Ameliyattan bir gün sonra ağrı çok azalmıştır, artık şiddetli ağrılar görülmez. Hastaya taburcu olduktan sonra evinde kullanması için de ağrı kesiciler (tablet şeklidnde) reçete edilir. Kontrole geleceği zamana kadar evde geçirdiği bu bir haftada yatıp kalkarken, eğilip doğrulurken vb. ani hareketlerde kasıklarında, karnında çok az ağrı olabilir hastanın, bunun dışında şiddetli bir ağrısı olmaz.


İlgili Konular:
- Sezaryen
- Sezaryen Sonrası Öneriler ve Yapılması Gerekenler
- Epidural ve Spinal Anestezi İle Sezaryen
Tamamını >>

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) ENFEKSİYONLARDAN KORUNMAK

ENFEKSİYONLARDAN KORUNMAK İÇİN ÖNLEMLER
İnsan hayatında çocukluk dönemi gibi enfeksiyonlara karşı riskli olunan ve bebeği de etkileme ihtimalinden dolayı dikkatle önlemler alınması gereken bir dönem gebelik dönemidir. Gebelik döneminde görülebilecek enfeksiyon hastalıklarından bazıları annenin yanı sıra bebeği de etkileme potansiyeline sahiptir. Gebelikte görülebilecek çeşitli enfeksiyon hastalıklarına buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Hamilelikte enfeksiyon hastalıklarına karşı korunmak için alınabilecek bazı basit tedbirler şöyle sıralanabilir:
- Hijyen
- Sık sık el yıkamak
- Başka insanların dokunduğu yiyeceklere, içeceklere, eşyalara mümkün olduğunca az dokunmak
- Seksüel geçişli hastalıklara karşı gerekirse kondomla korunmak (Partnerinizde böyle bir risk varsa)
- Enfeksiyon açısından riskli bölgelere seyahat etmemek: Özellikle yurt dışında iyi tanımadığınız ve bazı hastalıkların yaygın görüldüğü bölgelere dikkat etmelisiniz.
- Ailede aşıları eksik olan veya enfeksiyon hastalıklarına yakalanan çocuk ve diğer bireylere karşı dikkatli olmak. Böyle bir durumda doktora danışarak gerekli izolasyonu sağlamak.
- İyi pişmemiş et tüketmemek
- Gebeliğiniz kış aylarına denk geliyorsa grip aşısı olmak (ayrıntılı bilgi için tıklayın)

İlgili Konular:
- Gebelikte Enfeksiyon Hastalıkları
Tamamını >>

AŞERMEK NEDİR? NE ZAMAN BAŞLAR?

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) AŞERMEK
Aşermek anne adayının herhangi bir yiyeceği aşırı miktarda canının çekmesi anlamında kullanılır. Genelllikle gebeliğin ilk aylarında başlar ancak gebeliğin  herhangi bir haftasında başlayabilir. Genellikle gebeliğin 3. - 4. aylarında azalır veya biter nadiren daha ileri aylara kadar sürebilir.

Anne adayı hangi yiyeceklere içeceklere aşerebilir?
Anne adayı genellikle çikolata ve diğer bazı tatlıları, turşu, erik, çeşitli meyveleri, çeşitli içecekleri aşırı isteyebilir. Ayrıca pika sendromu denilen bir durum vardır, burada anne toprak, kireç, kum, saç, sabun, kil, tebeşir, kibrit gibi maddeleri yeme isteği duyar. Pika sendromu varlığında hemen doktorunuza başvurmalısınız.

Aşermenin sebebi nedir?
Aşermenin gebelikte değişen hormon düzeyleri,  mineral vitamin ihtiyaçları veya psikolojik nedenler, ilgi, duygusal destek ihtiyacı gibi bazı nedenlere bağlı olabileceği düşünülmektedir ancak kesin nedeni bilinmemektedir.

Aşermenin bebeğin kız veya erkek cinsiyette olması ile ilgisi var mıdır?
Halk arasında bazen bu şekilde yanlış bir inanış vardır. Aşermenin bebeğin kız veya erkek olması ile bir bağlantısı yokktur. Annenin tatlı, ekşi, tuzlu veya herhangi bir yiyecek, içecek maddesine aşermesi bebeğin kız veya erkek olduğunu işaret etmez.

İlgili Konular:
- Gebelikte Beslenme
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"