Vajinal akıntı (vajinit) tedavisi için öncelikle akıntının çeşidini yani etken olan enfeksiyon ajanını belirlemek gerekir. Bunun için bazen akıntıdan çubukla örnek alınarak kültür yapılır, bazen de akıntının kokusuna, rengine, görüntüsüne bakılarak çeşiti tahmin edilir ve ona göre tedavi planlanır. Beyaz peynirimsi süt kesiği gibi olan ve sıklıkla kaşıntı eşlik eden akıntılar genellikle vajinal mantar (kandida) denilen akıntılardır ve bunların tedavisinde ant,fungal (mantarlara karşı) fitil ve haplar, kremler kullanılır. Daha bol miktarda sarı, yeşil, köpüklü, kötü kokulu akıntılar ise bakteriyel akıntılardır (trikomonas veya gardnerella vajiniti), bunların tedavisinde de bakterilere karşı etkili antibiyotikler ve vajinal fitiller (ovüller) kullanılır. Kaşıntı eşlik ediyorsa kremler de kullanılır. Bakire kadınlarda vajinal ovüller yerine ağızdan tabletler ile ilaç tedavisi verilir.
Vajinit tedavisinde hastaların dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır. İlaçların kullanım süresince yaklaşık bir hafta cinsel ilişkiden kaçınılması tedavinin başarısını arttırır. Bunun dışında vajinaya koyulan ovül yani fitiller mümkün olduğunca derine konulmalıdır ve akşam konulacak fitil uyumadan önce konulursa kayması engellenir, daha faydalı olur. Kremler vajinanın içerisine sürülmez sadece dış tarafa kaşıntı olan bölgeye sürülür. (Vajina içerisine aplikatör ile sıkılan kremler vardır, onlar hariç).
İlgili Konular:
- Vajinal Akıntı (Vajinit)
VAJİNADA AKINTI VE KAŞINTI, YANMA NEDENLERİ
VAJİNİT SEBEPLERİ
Vajinal akıntı (vajinit) enfeksiyon etkenleriyle oluşan bir hastalıktır ve tipik olarak vajina dış bölgesinde akıntı, kaşıntı, yanma ile karanterizedir, bazen sadece akıntı olur diğer şikayetler eşlik etmez. Buna neden olan enfeksiyon ajanları bazı bakteriler ve kandida türü mantarlar olmaktadır sıklıkla. En sık etkenler gardneralla vajinalis, trikomonas vajinalis ve kandida albikanstır.
Bazı hastalıklar ve durumlar bu enfeksiyon ajanlarının çoğalarak vajinada akıntı, kaşıntı, yanma ile seyreden vajinit tablosunu oluşturmalarını kolaylaştırırlar.
Vajinada akıntı (vajinit) nedenleri ve oluşmasını kolaylaştıran sebepler:
- Genital bölgenin sürekli nemli ve terli olması
- Antibiyotik kullanımı
- Diabet (şeker hastalığı)
- Şişmanlık
- Vajinayı yıkamak (vajinal duş)
- Gebelik
- Doğum kontrol hapları
- Steroid ilaç kullanımı
- AIDS gibi immun sistemi baskılayan hastalıklar
- Dar ve pamuklu olmayan tayt, pantolon, iç çamaşırı giymek
- Vajina bölgesine parfüm vb. kullanmak
- Duştan sonra vajina bölgesinin iyi kurulanmaması
- Tuvalet temizliğinin yanlış yapılması (Önden arkaya doğru yapılmalı)
- Tampon kullanırken sık değiştirmemek
İlgili Konular:
- Vajinal Akıntı (Vajinit)
- Sperm Alerjisi
Vajinal akıntı (vajinit) enfeksiyon etkenleriyle oluşan bir hastalıktır ve tipik olarak vajina dış bölgesinde akıntı, kaşıntı, yanma ile karanterizedir, bazen sadece akıntı olur diğer şikayetler eşlik etmez. Buna neden olan enfeksiyon ajanları bazı bakteriler ve kandida türü mantarlar olmaktadır sıklıkla. En sık etkenler gardneralla vajinalis, trikomonas vajinalis ve kandida albikanstır.
Bazı hastalıklar ve durumlar bu enfeksiyon ajanlarının çoğalarak vajinada akıntı, kaşıntı, yanma ile seyreden vajinit tablosunu oluşturmalarını kolaylaştırırlar.
Vajinada akıntı (vajinit) nedenleri ve oluşmasını kolaylaştıran sebepler:
- Genital bölgenin sürekli nemli ve terli olması
- Antibiyotik kullanımı
- Diabet (şeker hastalığı)
- Şişmanlık
- Vajinayı yıkamak (vajinal duş)
- Gebelik
- Doğum kontrol hapları
- Steroid ilaç kullanımı
- AIDS gibi immun sistemi baskılayan hastalıklar
- Dar ve pamuklu olmayan tayt, pantolon, iç çamaşırı giymek
- Vajina bölgesine parfüm vb. kullanmak
- Duştan sonra vajina bölgesinin iyi kurulanmaması
- Tuvalet temizliğinin yanlış yapılması (Önden arkaya doğru yapılmalı)
- Tampon kullanırken sık değiştirmemek
İlgili Konular:
- Vajinal Akıntı (Vajinit)
- Sperm Alerjisi
Etiketler:
nedenleri
,
sebepleri
,
vajinal akıntı
,
vajinit

BAKİRELERDE VAJİNAL AKINTI VE TEDAVİSİ
Bakire bayanlarda normal fizyolojik vajinal akıntı veya enfeksiyona bağlı kötü kolulu yeşil veya beyaz akıntı görülebilir. Akıntı mantar (kandida) enfeksiyonuna bağlı olabilir. Bakire bayanlarda cinsel yaşamı olan bayanlardaki kadar sık rastlanmaz akıntı şikayetine. Şeffaf az miktarda kokusuz akıntı her bayanda olduğu gibi bakire bayanlarda da normaldir ve tedavi gerektirmez. Ancak akıntı kötü kokulu ve kaşıntı eşlik eden türdense tedavi gerekir. Daha önce cinsel yaşamı olmamış bayanlar da akıntı endeniyle kadın hastalıkları ve doğum uzmanına (jinekolog) muayene olabilirler. Akıntıdan ince kültür çubuğuyla kızlık zarına zarar vermeden kolaylıkla kültür alınabilir. Bu işlemde hiçbir ağrı hissedilmez. Tedavide ise evli bayanlarda kullanılan vajinal ovüller (fitil) içeri koyarken kızlık zarına zarar verme riskinden dolayı kullanılamaz bunun yerine ağızdan alınan tabletlerle ve kremlerle tedavi tercih edilir.
İlgili Konular:
- Vajinal Akıntı (Vajinit)
İlgili Konular:
- Vajinal Akıntı (Vajinit)
Etiketler:
bakire
,
mantar
,
vajinal akıntı
,
vajinit
,
vakinada akıntı

ÜSTÜNE GÖRME (ÜSTÜNE ADET GÖRME) NEDİR?
YERLEŞME KAMAMASI (İMPLANTASYON KANAMASI)
Halk arasında hamilelikte (gebelikte) üstüne görmek, üste görmek, üstüne adet olmak gibi isimlerle adlandırılan durum aslında adet (regl, mens) kanaması değildir, hamileliğin başlangıcında gebeliğin rahim iç tabakasına yerleşmesinden kaynaklanan kanamadır, buna implantasyon kanaması (yerleşme kanaması) denir. Her gebelikte bu kanama meydana gelmez. Hastalar bu kanamayı şöyle anlarlar: Hasta gebeliğin başlangıcında hemen hemen adet dönemine denk gelen günlerde bu gebeliğin yerleşmesine bağlı kanamayı farkeder ancak hamile olduğunu farketmediği için adet kanaması sanar. Bir ay sonra yani gebelik iki aylık olduğunda adet görmeyince ancak fark eder hamile olduğunu ve geçen ay gördüğü kanamayı "üstüne gördüm, üstüne görmüşüm, hamileliğin üstüne adet görmek, gebeliğin üstüne adet görmek" gibi isimlerle ifade eder.
Bu kanama adet kanaması değildir. Bu nedenle çoğu zaman miktarı ve rengi de kadının normal adetinden farklıdır ancak hasta bunu her zaman fark etmeyebilir. Gebeliğin rahim duvarına gömülürken yani implante olurken oluşturduğu bu az miktarda kanama zararsızdır, gebeliğe veya bebeğe zarar verecek bir durum değildir. Tek sakıncası hasta bu kanamadan dolayı adet gördüğünü sandığı için gebe kaldığını farketmez ve gebeliği farkedene kadar gebelik açısından zararlı ilaçlar vb. kullanabilir veya röntgene maruz kalabilir. Bu açıdan korunmayan ve gebelik planlayan bayanların dikkatli olmaları gerekir.
Yerleşme kanaması (implantasyon kanaması) ne zaman olur?
Son görülen adetten yaklaşık 25-30 gün sonra meydana gelir yani hemen hemen bir sonraki adet dönemine denk gelir. Bu nedenle hasta hamileliğin yerleşmesine bağlı olan bu kanamayı adet kanaması sanabilri ve hamile olduğunu far etmeyebilir.
Yerleşme kanaması düşüğe neden olur mu?
Bu kanama gebeliğin rahim duvarına yapışmasına bağlı normal bir kanama olduğu için düşüğe neden olmaz ve normal bir kanamadır. Ancak yine de her gebelikte meydana gelmez. Bu dönemde düşükle sonuçlanan bazı gebelikler vardır, bunlara sessiz düşük (kimyasal gebelik) denir ancak bunun sebebi yerleşme kanaması değildir; gebeliğin çok erken döneminde, daha gebelik net farkedilmeden düşük olduğu için sessiz düşük denir; sebep muhtemelen gebelikle ilgili bilinmeyen bazı genetik anormalliklerdir.
Yerleşme kanaması ağrılı olur mu?
Yerleşme (implantasyon) kanaması çoğunlukla hiçbir ağrı olmadan sadece lekelenme şeklinde farkedilir. Nadiren az miktarda ağrı olabilir bu dönemde. Şiddetli ağrı varsa mutlaka başka bir sebebe bağlıdır ve acilen doktor muayenesi ile sebebin araştırılması gerekir.
İlgili Konular:
- Hamilelikte Adet Görülür Mü?
Halk arasında hamilelikte (gebelikte) üstüne görmek, üste görmek, üstüne adet olmak gibi isimlerle adlandırılan durum aslında adet (regl, mens) kanaması değildir, hamileliğin başlangıcında gebeliğin rahim iç tabakasına yerleşmesinden kaynaklanan kanamadır, buna implantasyon kanaması (yerleşme kanaması) denir. Her gebelikte bu kanama meydana gelmez. Hastalar bu kanamayı şöyle anlarlar: Hasta gebeliğin başlangıcında hemen hemen adet dönemine denk gelen günlerde bu gebeliğin yerleşmesine bağlı kanamayı farkeder ancak hamile olduğunu farketmediği için adet kanaması sanar. Bir ay sonra yani gebelik iki aylık olduğunda adet görmeyince ancak fark eder hamile olduğunu ve geçen ay gördüğü kanamayı "üstüne gördüm, üstüne görmüşüm, hamileliğin üstüne adet görmek, gebeliğin üstüne adet görmek" gibi isimlerle ifade eder.
Bu kanama adet kanaması değildir. Bu nedenle çoğu zaman miktarı ve rengi de kadının normal adetinden farklıdır ancak hasta bunu her zaman fark etmeyebilir. Gebeliğin rahim duvarına gömülürken yani implante olurken oluşturduğu bu az miktarda kanama zararsızdır, gebeliğe veya bebeğe zarar verecek bir durum değildir. Tek sakıncası hasta bu kanamadan dolayı adet gördüğünü sandığı için gebe kaldığını farketmez ve gebeliği farkedene kadar gebelik açısından zararlı ilaçlar vb. kullanabilir veya röntgene maruz kalabilir. Bu açıdan korunmayan ve gebelik planlayan bayanların dikkatli olmaları gerekir.
Yerleşme kanaması (implantasyon kanaması) ne zaman olur?
Son görülen adetten yaklaşık 25-30 gün sonra meydana gelir yani hemen hemen bir sonraki adet dönemine denk gelir. Bu nedenle hasta hamileliğin yerleşmesine bağlı olan bu kanamayı adet kanaması sanabilri ve hamile olduğunu far etmeyebilir.
Yerleşme kanaması düşüğe neden olur mu?
Bu kanama gebeliğin rahim duvarına yapışmasına bağlı normal bir kanama olduğu için düşüğe neden olmaz ve normal bir kanamadır. Ancak yine de her gebelikte meydana gelmez. Bu dönemde düşükle sonuçlanan bazı gebelikler vardır, bunlara sessiz düşük (kimyasal gebelik) denir ancak bunun sebebi yerleşme kanaması değildir; gebeliğin çok erken döneminde, daha gebelik net farkedilmeden düşük olduğu için sessiz düşük denir; sebep muhtemelen gebelikle ilgili bilinmeyen bazı genetik anormalliklerdir.
Yerleşme kanaması ağrılı olur mu?
Yerleşme (implantasyon) kanaması çoğunlukla hiçbir ağrı olmadan sadece lekelenme şeklinde farkedilir. Nadiren az miktarda ağrı olabilir bu dönemde. Şiddetli ağrı varsa mutlaka başka bir sebebe bağlıdır ve acilen doktor muayenesi ile sebebin araştırılması gerekir.
![]() |
Resmi büyütmek için üzerine tıklayın |
İlgili Konular:
- Hamilelikte Adet Görülür Mü?
Etiketler:
gebelik
,
hamilelik
,
implantasyon kanaması
,
üstüne adet görme
,
üstüne görme
,
üstüne olmak
,
yerleşme kanaması

ADET AĞRISI (SANCISI) İÇİN BİTKİLER ÖNERİLİR Mİ?

İlgili Konular:
- Ağrılı Adet Görme (Dismenore)
- Adet Ağrısında İlaç ve Diğer Tıbbi Yöntemler
Etiketler:
adet
,
adet ağrısı
,
adet sancısı
,
bitkiler
,
bitkisel
,
bitkisel çaylar
,
dismenore
,
regl

ADET AĞRISININ NEDENLERİ

Primer dismenorede sebep olarak herhangi bir patoloji veya hastalık yoktur. Burada ağrı tamamen doğal mekanizmalarla oluşmaktadır. Ağrıya sebep olan yumurtlama sonrası prostaglandin (PGF2α) denilem maddelerin salgılanması ve kanama zamanında rahmin kasılmalarıdır. Rahim içerisinde bulunan kanları atmak için kasılır bu da ağrıya neden olur. Doğum yapmayan genç kızlarda rahim ağzı dar olduğu için kanların boşalması zor olacaktır bu da daha fazla ağrıya neden olacaktır, doğumdan sonra ve genellikle 25 yaşlarında bu ağrılar hafifler.
Sekonder dismenore ise genellikle 25-35 yaşlarında sonradan bir sebebe bağlı oalrak gelişir. Burada sebep endometriozis, adenomyozis, myom, yumurtalık kisti, spiral, rahim içerisinde polip, enfeksiyonlar, PID, daha önce yapılan ameliyatlara bağlı karında yapışıklıklar, rahiç içerisnde perde (septum) bulunması gibi çok çeşitli olabilir. Rahim içerisinde perde olması (septum) ve rahim ağzının bazi ameliyatlar veya enfeksiyonlara bağlı zamanla daralması gibi durumlarda adet kanının dışarı atılması zorlaşır ve bu da ağrıya neden olur.
Ayrıca dismenorede neden adetle ilgisiz karın içerisinde veya pelviste bulunan başka bir patoloji olabilir hasta bunu sadece adet döneminde oluyormuş gibi tarif edebilir, bu ayrımın dikkatli yapılması gerekir.
İlgili Konular:
- Ağrılı Adet Görme (Dismenore)
Etiketler:
adet ağrısı
,
adet sancısı
,
dismenore
,
nedenleri
,
sebepleri

ADET AĞRISINDA İLAÇ VE DİĞER TIBBİ TEDAVİLER
Şiddetli adet ağrıları (dismenore) adet görülen ilk yıllardan itibaren sürekli her ay yaşanan bir sorun olabileceği gibi kimileri için de önceleri yokken ilerleyen yıllarda birden başlayan bir sorun olabilir. her iki durumda da hastanın kendi kendine ağrısını hafifletmek için alabileceği bazı önlemler ve tıbbi olarak uygulanan bazı tedavi yöntemleri mevcuttur. Adet sancısı ağrı kesicilerle geçiştirilmesi gereken bir durum değildir, ciddi ve sürekli olan adet sancıları mutlaka altta yatan bir patolojinin varlığı açısından değerlendirilmelidir ve varsa sebebe yönelik tedavisi uygulanmalıdır.
İlgili Konular:
- Adet Ağrısına Ne İyi Gelir? Nasıl Geçer?
- Ağrılı Adet Görme (Dismenore)
- Adet Ağrısının Nedenleri
İlaç tedavisi:
Adet ağrıları için uygulanan ilaç tedavilerinin başında non-steroid antienflamatuar gruptan ağrı kesici ilaçlar gelir , özellikle naproksen sodyum ve ketopreofen içerenler tercih edilir. adet ağrılarına neden olan prostaglandinlerin üretimini azalttıkları için faydalı olurlar. Bu tür ağrı kesivi ilaçların adet sancıları başlamadan bir-iki gün önce alınması ve adet döneminde almaya devam edilmesi daha faydalı olacaktır. Hastalar genellikle adetin ve ağrının başlayacağı günü tahmin edebilir ve bir gün önceden ağrı kesici içmeye başlayabilirler. Bu ilaçları kullanırken mide ülseri olanların dikakt etmeleri gerekir, mide eüzerinde yan etkileri olabilir. Ağrı kesci ilaçlar hasyanın adet kanamasını azaltabilir ancak bunun bir zararı yoktur. Adet kanamasının ağrı kesicilerle azalmasının halk arasında sanılanın aksine hiçbir sakıncası yoktur.
Ağrı kesici ilaçların yeterli durumlarda daha az uygulanan ilaç tedavisi de doğum kontrol hapları ile uygulanan tedavidir. Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler) yumurtlamayı (ovulasyonu) engellerler. Adet ağrılarının oluşmasında yumurtlama olması da bir faktördür. Bu sayede doğum kontrol hapları adet ağrılarını azaltabilir. Tabi bu tedavi seçeneği ancak çocuk istemi olmayan hastalarda uygulanabilir.
İlaç dışında uygulanan tedavi uygulamaları:
Özellikle orta yaşlarda sonradan gelişen adet ağrılarında laparoskopi veya diğer tanısal yöntemlerle sebep olan endometriozis, myom, , polip, yumurtalık kisti benzeri bir patoloji saptanmış ise buna yönelik ameliyat tedavisi uygulanabilir. Ağrıya neden olan hastanın spiral kullanması ise spiral çekilebilir.
Bunun dışıdna günümüzde pek uygulanmayan eski yıllarda denenmiş olan uterosakral sinir transeksiyonu (rahme giden sinirlerin ameliyatla kesilmesi) gibi yöntemler vardır. Çok şiddetli ve hiçbit tedaviye yanıt vermeyen ısrarlı ağrılarda rahim ve yumurtalıkların ameliyatla alınması son çare olsa da pratikte pek gerekmemektedir.
Ayrıca genç kızlarda görülen adet ağrılarının adetin ne olduğu konusunda bilgisi az olan ve bu bilgisizlilkten dolayı korku ve endişe yaşayan kızlarda daha çok görüldüğü saptanmıştır. Bu hastalar adet konusunda aileleri tarafından bilgilendirilmemişlerdir hatta yanlış olarak adet kanamasının pis, kirli olduğuna inanmışlardır. Bu hastaların adet mekanizmaları ve adet kanamasının ne olduğu konusunda bilgilendirilmeleri de rahatlamalarını ve ağrılarının azalmasını sağlayacaktır.
Ayrıca genç kızlarda görülen adet ağrılarının adetin ne olduğu konusunda bilgisi az olan ve bu bilgisizlilkten dolayı korku ve endişe yaşayan kızlarda daha çok görüldüğü saptanmıştır. Bu hastalar adet konusunda aileleri tarafından bilgilendirilmemişlerdir hatta yanlış olarak adet kanamasının pis, kirli olduğuna inanmışlardır. Bu hastaların adet mekanizmaları ve adet kanamasının ne olduğu konusunda bilgilendirilmeleri de rahatlamalarını ve ağrılarının azalmasını sağlayacaktır.
İlgili Konular:
- Adet Ağrısına Ne İyi Gelir? Nasıl Geçer?
- Ağrılı Adet Görme (Dismenore)
- Adet Ağrısının Nedenleri
Etiketler:
adet ağrısı
,
adet sancısı
,
dismenore
,
ilaç
,
nasıl geçer
,
ne iyi gelir
,
ne keser

ADET AĞRISINA NELER İYİ GELİR? NASIL GEÇER?
Adet ağrısından (sancısından) şikayetci olan hastaların ağrılarını azaltmak için ilaç tedavisi dışında yapabilecekleri bazı önlemler vardır. Tabi ağrı kesicilerle ve bu önlemlerle geçmeyen adet ağrılarının mutlaka doktor tarafından değerlendirilmesi sebebinin netleştirilerek ona göre tıbbi tedavi verilmesi gerekir.
Şiddetli adet ağrılarını hafifletmek için neler iyi gelir?
- Kasık völgesine ve bel gölgesine sıcak havlu veya termofor uygulanması ağrıları kesebilir
-Sıcak banyo ağrılara iyi gelir
- Kasık ve bel bölgesine masaj yapılması iyi gelebilir
- Düzenli uykuya dikkat edilmesi faydalı olabilir
- Sigaradan, yağlı yiyecekler ve fazla kahve tüketiminden kaçınmak iyi gelebilir
- Düzenli egzerzi ve spor ağrıları hafifletebilir
İlgili Konular:
- Ağrılı Adet Görme (Dismenore)
- Adet Ağrılarında İlaç ve Diğer Tıbbi Tedaviler
- Adet Ağrısının Nedenleri
Şiddetli adet ağrılarını hafifletmek için neler iyi gelir?
- Kasık völgesine ve bel gölgesine sıcak havlu veya termofor uygulanması ağrıları kesebilir
-Sıcak banyo ağrılara iyi gelir
- Kasık ve bel bölgesine masaj yapılması iyi gelebilir
- Düzenli uykuya dikkat edilmesi faydalı olabilir
- Sigaradan, yağlı yiyecekler ve fazla kahve tüketiminden kaçınmak iyi gelebilir
- Düzenli egzerzi ve spor ağrıları hafifletebilir
İlgili Konular:
- Ağrılı Adet Görme (Dismenore)
- Adet Ağrılarında İlaç ve Diğer Tıbbi Tedaviler
- Adet Ağrısının Nedenleri
Etiketler:
adet ağrısı
,
adet sancısı
,
dismenore
,
nasıl geçer
,
ne iyi gelir
,
ne keser

KÜRTAJDAN SONRA ADET GÖRME VE ADET GECİKMESİ
Kürtaj işleminden sonra adet ortalama olarak 30-40 gün sonra görülür. Bu süre bazen 20 gün kadar kısa olabilir bazen daha uzun olabilir. Kürtaj sonrasında adet gecikmesi sık rastlanır ancak genellikle en fazla 1 hafta - 10 gün gecikmeden sonra adet başlar. Burada hastanın dikkat etmesi gereken nokta kürtajın yapıldığı günden sonra en fazla 40 gün geçmesine rağmen hala adet (regl, mens) kanaması başlamamışsa mutlaka doktoruna başvurmalıdır. Bu durumda tekrar hamile kalmış bile olabilirsiniz. Nadir görülen bir komplikasyon da gebeliğin alınamamış olması ve gebeliğin devam etmesinden dolayı adet görülememesidir.
Çok nadir görülen bir komplikasyon kürtajdan sonra rahim içerisinde yapışıklık oluşması ve bu nedenle adet görülmemesiri ancak bu çok nadir bir durumdur.
Kürtajdan sonraki ilk adetin süresi yukarıda anlayıldığı şekilde değişken olabilir ancak daha sonraki adetler hastanın kürtajdan önceki adet düzeni nasılsa o şekilde devam edecektir.
Kürtaj adet düzensizliğine neden olur mu?
Kürtaj adet düzensizliğine neden olmaz. Kürtaj hormonları etkileyebilecek bir işlem değildir. Kürtajdan sonra ilk adet zamanı değişken olabilir ancak daha sonraki adetler kadının normal adet düzeni nasılsa aynı şekilde görülecektir. Tabiki kürtajdan öncek adetleri düzensiz olan bir hastada kürtajdan sonra da düzensiz seyrekmesi normaldir, bunun için ayrıca tedavi verilmesi gerekebilir.
İlgili Konular:
- Kürtaj
- Adet Düzensizliği
- Adet Gecikmesi
Çok nadir görülen bir komplikasyon kürtajdan sonra rahim içerisinde yapışıklık oluşması ve bu nedenle adet görülmemesiri ancak bu çok nadir bir durumdur.
Kürtajdan sonraki ilk adetin süresi yukarıda anlayıldığı şekilde değişken olabilir ancak daha sonraki adetler hastanın kürtajdan önceki adet düzeni nasılsa o şekilde devam edecektir.
Kürtaj adet düzensizliğine neden olur mu?
Kürtaj adet düzensizliğine neden olmaz. Kürtaj hormonları etkileyebilecek bir işlem değildir. Kürtajdan sonra ilk adet zamanı değişken olabilir ancak daha sonraki adetler kadının normal adet düzeni nasılsa aynı şekilde görülecektir. Tabiki kürtajdan öncek adetleri düzensiz olan bir hastada kürtajdan sonra da düzensiz seyrekmesi normaldir, bunun için ayrıca tedavi verilmesi gerekebilir.
İlgili Konular:
- Kürtaj
- Adet Düzensizliği
- Adet Gecikmesi
Etiketler:
adet gecikmesi
,
adet görme
,
kürtaj
,
regl

ADET KANI NEREDEN GELİR? NASIL OLUŞUR?

Adet kanı karın içerisinden veya yumurtlalıklardan gelmez. Sadece rahim içerisinden gelir.
Adet kanı kirli midir?
Halk arasında adet kanının kirli kan olduğu gibi bir inanış vardır ancak tamamen yanlıştır. Adet kanı rahim içerisinden gelen kan ve parçalardan oluşur, rahim içerisi de tamamen steril bir ortamdır. Adet görülmediği zaman burada gebelik gelişecektir, bu nedenle buranın "kirli" olması gibi bir durum düşünülemez. Hatta bazı hastalar adet kanaması az olduğunda veya adeti geciktiğinde bu kirli kanın içeride biriktiğini ve kendisinde hastalık oluşturacağını düşünür, bu tamamen yanlış bir inanıştır.
İlgili Konular:
- Normalde Adet Süresi ve Miktarı Ne Kadar Olmalıdır?
Etiketler:
adet
,
adet kanı
,
menstrüasyon
,
regl

ADET DÜZENSİZLİĞİ HAMİLE KALMAYI ENGELLER Mİ? (KISIRLIK YAPAR MI?)
Adet düzensizliğinin hamile kalmayı engellemesi veya kısırlık (inffertilite) durumuna neden olması hastalar tarafından merak edilen bir konudur. Adet (regl, mens) düzensizliği hamile kalmayı her zaman etkilemez ancak bazı durumlarda engelleyebilir veya geciktirebilir, bu adet düzensizliğinin sebebine göre değişir. Örneğin adet düzensizliğinin sebebi yumurtlama düzensizliği ve polikistik over sendromu gibi bir durum ise bu durumda her ay düzenli yumurtlama olmadığı için gebeliğin normalden daha geç elde edilmesi beklenir. Adet düzensizliğinin sebebi rahim içerisinde bulunan bir myom ise gebeliğe engel olabilir veya düşüğe neden olabilir. Adet düzensziliğinin sebebi guatr hormonlarında bozukluk veya prolaktin (süt hormonu) gibi hormonal bozukluk ise bu hamile kalmayı da etkileyebilir çünkü adet düzensizliğini etkileyen hormonlar yumurtlamayı da etkilemektedir.
Adet düzensizliği veya yumurtlama düzensizliği hamile kaldıktan sonra hamileliğin gidişatını veya bebeği etkilemez. Bunlar ancak hamile kalmadan önce gebeliğin oluşma sürecini geciktirme konusunda etki edebilirler.
Adet düzensizliği veya yumurtlama düzensizliği hamile kaldıktan sonra hamileliğin gidişatını veya bebeği etkilemez. Bunlar ancak hamile kalmadan önce gebeliğin oluşma sürecini geciktirme konusunda etki edebilirler.
İlgili Konular:
- Adet Düzensizliği
Etiketler:
adet düzensizliği
,
gebelik
,
hamile kalmak
,
hamilelik
,
infertilite
,
kısırlık
,
regl

DÜZENSİZ ADET GÖRMENİN ZARARLARI
Adet (regl) düzensizliği çok çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bu altta yatan nedene göre zararlı sonuçları olabilir veya stres, depresyon, aşırı kilo alma, aşırı zayıflama, ilaç kullanımı gibi nedenlerden oluşan zararsız bir adet düzensizliği de olabilir. Bu tür durumlarda adet düzensizliğinden çok buna sebep olan stres, kilo gibi durumlar hastaya zarar verebilir. Bu sebeplerin düzenlemnmesi gerekir. Ancak adet düzensizliğinin sebepleri arasında myom, polip, hormon düzensizliği, yumurtlama bozukluğu gibi durumlar varsa bunlar da zararlı olabilir. Bu tür durumların netleştirilmesi, ilaçla veya gerekli ise ameliyatla tedavileri gerekir. Eğer sebep erken teşhis edilmezse ve tedavi geciktirirse örneğin adet düzensizliğine neden olan bir myomun büyümesi ileride daha fazla sıkıntılara yol açabilir. Adet düzensizliği olan hastaların bir kısmında yumurtlama düzensizliği vardır bu da hamile kalmayı engelleyici veya geciktirici etki gösterebilir.
Adet düzensizliği her zaman zararlı bir durum değildir hatta bazı hallerde adet düzensziliği normaldir. Örneğin adet görmeye başlanan ilk yıllarda (15-17 yaşlarda), emziren annelerde, korunma iğnesi kullananlarda adet düzensizliği normal ve beklenen bir durumdur.
İlgili Konular:
- Adet Düzensizliği
Adet düzensizliği her zaman zararlı bir durum değildir hatta bazı hallerde adet düzensziliği normaldir. Örneğin adet görmeye başlanan ilk yıllarda (15-17 yaşlarda), emziren annelerde, korunma iğnesi kullananlarda adet düzensizliği normal ve beklenen bir durumdur.
İlgili Konular:
- Adet Düzensizliği
Etiketler:
adet düzensizliği
,
düzensiz adet
,
regl düzensizliği
,
zararları

KIZLAR ADET GÖRMEYE KAÇ YAŞINDA BAŞLAR?
Adet (regl) kanaması kızlarda genellikle 9-12 yaşları arasında başlar. İlk adet görülmesine menarş denir. 9 yaşından önce adet görülmesi erkendir.
Kızlarda 9 yaşından önce adet görmenin ve diğer ergenlik belirtilerinin başlamasının çeşitli nedenleri olabilir. Bazen hiçbir neden bulunamaz ve idiyopatik olarak adlandırılır. Beyin ve yumurtalıklarla ilgili hormon salgılayan bazı tümörler, dışarıdan alınan ilaçlar, böbrek üstü bezleri ile ilgili bazı hastalıklar ve tümörler küçük yaşta adet görmeye neden olabilir. Bazen 4-5 yaşlarındaki küçük çocuklarda adet kanaması olduğu görülür ve araştırıldığında çocuğun evde bulduğu doğum kontrol haplarını veya benzer hormon ilaçlarını içtiği farkedilir. Bu açıdan da ailelerin dikkatli olması gerekir. İlaç içilmesine bağlı adet kanamasının sakıncası yoktur ve kendiliğinden duracaktır, tekrar etmeyecektir. Ancak erken adet görmeye neden olan diğer sebepler önemlidir ve tedavisi gerekir.
Erken yaşta adet görmeye başlayan kız çocuklarının kemik epifizleri erken kapanabilir ve bu nedenle boyları kısa kalabilir. Bunu önlemek için ve çocuğa psikolojik destek vermek için bazı tedaviler uygulanır.
Adetin en geç kaç yaşına kadar başlaması gerekir?
Kız çocuklarında ilk adet kanamasının en geç 14 yaşında başlaması gerekir. Adet kanaması dışında tüylenme ve göğüslerde büyüme gibi diğer ergenlik belirtileri başlamışsa adet kanaması için 16 yaşına kadar beklenebilir. Bu yaşlara kadar adet (regl) kanaması başlamamışsa vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerekir. Bu yaşlara kadar hiç adet başlamamasına primer amenore denir.
Adetin başladığı ilk yıllarda (ergenlik döneminde) düzensiz olması normaldir, hatta 3-5 ayda bir adet görmeler gerçekleşebilir. Bu durumlarda genellikle adet düzenleyici tedavi vermek yerine beklemek tercih edilir çünkü hastanın yaşı büyüdükçe genellikle en geç 16-17 yaşına vardığında adetler düzene kendiliğinden girer.
Puberte (adet) başlama yaşını etkileyen faktörler:
Aşağıdaki faktörlere maruz kalan kız çocukları daha küçük yaşta adet görmeye başlarlar.
- Gelişmiş ülkelerde yaşayanlarda
- Kentsel yerleşim alanlarında yaşayanlarda
- Deniz seviyesinde, düşük rakımda yaşayanlarda
- Ekvatoa yakın bölgelerde yaşayanlarda
- Körlerde puberte daha erken yaşta başlar
- Kırsal bölgelerde yalayanlar, aşırı egzersiz yapanlar, ciddi beslenme bozukluğu olanlar, soğuk iklimlerde yaşayan kız çocukları daha geç yaşlarda adet görmeye başlarlar. Hafif kilolu kız çocukları daha erken yaşlarda adet görmeye başlar ancak ciddi obezite tam tersi etki gösterir.
İlgili Konular:
- İlk Adet Kanaması
- Erken Yaşta Ergenlik Başlaması (Puberte Prekoks)
Kızlarda 9 yaşından önce adet görmenin ve diğer ergenlik belirtilerinin başlamasının çeşitli nedenleri olabilir. Bazen hiçbir neden bulunamaz ve idiyopatik olarak adlandırılır. Beyin ve yumurtalıklarla ilgili hormon salgılayan bazı tümörler, dışarıdan alınan ilaçlar, böbrek üstü bezleri ile ilgili bazı hastalıklar ve tümörler küçük yaşta adet görmeye neden olabilir. Bazen 4-5 yaşlarındaki küçük çocuklarda adet kanaması olduğu görülür ve araştırıldığında çocuğun evde bulduğu doğum kontrol haplarını veya benzer hormon ilaçlarını içtiği farkedilir. Bu açıdan da ailelerin dikkatli olması gerekir. İlaç içilmesine bağlı adet kanamasının sakıncası yoktur ve kendiliğinden duracaktır, tekrar etmeyecektir. Ancak erken adet görmeye neden olan diğer sebepler önemlidir ve tedavisi gerekir.
Erken yaşta adet görmeye başlayan kız çocuklarının kemik epifizleri erken kapanabilir ve bu nedenle boyları kısa kalabilir. Bunu önlemek için ve çocuğa psikolojik destek vermek için bazı tedaviler uygulanır.
Adetin en geç kaç yaşına kadar başlaması gerekir?
Kız çocuklarında ilk adet kanamasının en geç 14 yaşında başlaması gerekir. Adet kanaması dışında tüylenme ve göğüslerde büyüme gibi diğer ergenlik belirtileri başlamışsa adet kanaması için 16 yaşına kadar beklenebilir. Bu yaşlara kadar adet (regl) kanaması başlamamışsa vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerekir. Bu yaşlara kadar hiç adet başlamamasına primer amenore denir.
Adetin başladığı ilk yıllarda (ergenlik döneminde) düzensiz olması normaldir, hatta 3-5 ayda bir adet görmeler gerçekleşebilir. Bu durumlarda genellikle adet düzenleyici tedavi vermek yerine beklemek tercih edilir çünkü hastanın yaşı büyüdükçe genellikle en geç 16-17 yaşına vardığında adetler düzene kendiliğinden girer.
Puberte (adet) başlama yaşını etkileyen faktörler:
Aşağıdaki faktörlere maruz kalan kız çocukları daha küçük yaşta adet görmeye başlarlar.
- Gelişmiş ülkelerde yaşayanlarda
- Kentsel yerleşim alanlarında yaşayanlarda
- Deniz seviyesinde, düşük rakımda yaşayanlarda
- Ekvatoa yakın bölgelerde yaşayanlarda
- Körlerde puberte daha erken yaşta başlar
- Kırsal bölgelerde yalayanlar, aşırı egzersiz yapanlar, ciddi beslenme bozukluğu olanlar, soğuk iklimlerde yaşayan kız çocukları daha geç yaşlarda adet görmeye başlarlar. Hafif kilolu kız çocukları daha erken yaşlarda adet görmeye başlar ancak ciddi obezite tam tersi etki gösterir.
İlgili Konular:
- İlk Adet Kanaması
- Erken Yaşta Ergenlik Başlaması (Puberte Prekoks)
Etiketler:
adet
,
adet başlaması
,
kaç yaşında
,
regl
,
regl başlaması

ADET KANAMASI NORMALDE KAÇ GÜN SÜRER? NE KADAR OLUR?
Normalde adet süresi ve miktarı ne kadar olmalı?
Adet (regl, mens) kanamasının 2-7 gün arasında sürmesi normal kabul edilir. sadece 1 gün kanama olup bitmesi az miktardadır ve sebebin araştırılması gerekir. 7 günden fazla süren kanamalar da uzun kabul edilir ve nedenin araştırılması gerekir. Miktarına gelince bunun ölçümü ve normal olup olmadığının değerlendirilmesi biraz daha zordur çünkü her kadının ped değiştirme sıklığı değişiktir. Ancak genel olarak günde 3-5 pedden fazla değiştirilmesi fazla kabul edilir. Tabii hasta 1-2 damla kanama olduğunda bile ped değiştiriyorsa ve bu şekilde günde 4-5 ped değiştirdiğini ifade ediyorsa bu fazla değildir normaldir. Günde sadece bir ped yeterli oluyorsa bu da normal kabul edilebilir önemli olan adetin en az 2 gün sürmesidir.
Adetin sıklığı ne kadar olmalıdır? Kaç günde bir adet olmalıdır?
Adetlerin başladığı tarihler arasında en az 21 gün en fazla 35 gün olması gerekir. Her kadının tam 28 veya 30 günde bir adet görmesi gerekmez, 21 - 35 gün arasındaki süreler normal kabul edilir. Burada dikkat edilmesi gereken bu süre sayılırken bir adetin ilk gününden diğer adetin ilk gününe kadar geçen sürenin sayılmasıdır. Adetler arasında temiz kalınan günlerin sayılması doğru değildir.
Ergenlik döneminde adet düzeni ve miktarı nasıl olmalıdır?
Adetlerin ilk başladığı ergenlik dönemi yıllarında adetler burada bahsedilen kurallara uyacak şekilde düzenli olmak zorunda değildir, 2-3 yıl sonra en geç adetleri kendi kendine tedavi verilmeden düzene girecektir. Bu nedenle yeni adet görmeye başlayan kızlarda adet düzensizliği (sık veya seyrek adet görme) normaldir ve genellikle aşırı kanama olmadığı sürece tedavi gerektirmez. Aşırı kanama oluyorsa sebebin araştırılması ve tedavisi şarttır. Kanama bir haftadan uzun sürüyorsa ve sürekli ped değiştirmeyi gerektirecek kadar çok oluyorsa veya hastada kansızlık geliştirmişse kanamanın çok olduğu kabul edilir.
İlgili Konular:
- Adet Düzensizliği
- Adetin Fazla ve Uzun Sürmesi
- Adet Kanamasının Az Görülmesi
- Birlikte Yaşayan Kadınların Aynı Günlerde Adet Görmesi
Adet (regl, mens) kanamasının 2-7 gün arasında sürmesi normal kabul edilir. sadece 1 gün kanama olup bitmesi az miktardadır ve sebebin araştırılması gerekir. 7 günden fazla süren kanamalar da uzun kabul edilir ve nedenin araştırılması gerekir. Miktarına gelince bunun ölçümü ve normal olup olmadığının değerlendirilmesi biraz daha zordur çünkü her kadının ped değiştirme sıklığı değişiktir. Ancak genel olarak günde 3-5 pedden fazla değiştirilmesi fazla kabul edilir. Tabii hasta 1-2 damla kanama olduğunda bile ped değiştiriyorsa ve bu şekilde günde 4-5 ped değiştirdiğini ifade ediyorsa bu fazla değildir normaldir. Günde sadece bir ped yeterli oluyorsa bu da normal kabul edilebilir önemli olan adetin en az 2 gün sürmesidir.
Adetin sıklığı ne kadar olmalıdır? Kaç günde bir adet olmalıdır?
Adetlerin başladığı tarihler arasında en az 21 gün en fazla 35 gün olması gerekir. Her kadının tam 28 veya 30 günde bir adet görmesi gerekmez, 21 - 35 gün arasındaki süreler normal kabul edilir. Burada dikkat edilmesi gereken bu süre sayılırken bir adetin ilk gününden diğer adetin ilk gününe kadar geçen sürenin sayılmasıdır. Adetler arasında temiz kalınan günlerin sayılması doğru değildir.
Ergenlik döneminde adet düzeni ve miktarı nasıl olmalıdır?
Adetlerin ilk başladığı ergenlik dönemi yıllarında adetler burada bahsedilen kurallara uyacak şekilde düzenli olmak zorunda değildir, 2-3 yıl sonra en geç adetleri kendi kendine tedavi verilmeden düzene girecektir. Bu nedenle yeni adet görmeye başlayan kızlarda adet düzensizliği (sık veya seyrek adet görme) normaldir ve genellikle aşırı kanama olmadığı sürece tedavi gerektirmez. Aşırı kanama oluyorsa sebebin araştırılması ve tedavisi şarttır. Kanama bir haftadan uzun sürüyorsa ve sürekli ped değiştirmeyi gerektirecek kadar çok oluyorsa veya hastada kansızlık geliştirmişse kanamanın çok olduğu kabul edilir.
İlgili Konular:
- Adet Düzensizliği
- Adetin Fazla ve Uzun Sürmesi
- Adet Kanamasının Az Görülmesi
- Birlikte Yaşayan Kadınların Aynı Günlerde Adet Görmesi
Etiketler:
adet kaç gün sürer
,
adet ne kadar olmalı
,
adetin normal miktarı
,
regl

ADET KANAMASININ FAZLA VE UZUN SÜRMESİ
Adet kanamasının aşırı fazla miktarda olması veya çok uzun sürmesi mutlaka sebebi araştırıması gereken bir durumdur. Adetin 1 haftadan uzun sürmesi ve günde 3-5 pedden fazla değiştirilmesi genellikle fazla olarak kabul edilir. Eğer adet kanaması çok aşırı değilse 6-7 güne kadar sürmesi normal kabule edilir, uzun değildir. Adet kanamasının fazla ve uzun olması kansızlığa (anemi) neden olabilir.
Sebepleri:
Adet kanamasının fazla olmasının veya uzun sürmesinin başlıca nedenleri arasında hormonal bozukluklar, yumurtlama düzensizlikler, myom (ur), rahim içerisinde polip benzeri parçalar gelir. Spiral nadiren bazı hastalarda aşırı kanamaya neden olabilir. Bunun dışında kullanılan bazı hormonal ilaçlar da adet kanamasının aşırı olmasına neden olabilir.
Tanı için vajinal muayene, ultrasonografi, hormon tahlilleri ve bazen rahim içerisinden parça alınması gibi yöntemler kullanılır. Adet fazla ve uzun sürmesi mutlaka sebebi netleştirilmesi gereken bir durumdur.
Tedavi:
Tedavi sebep olan etkene göre planlanır. Myom veya polip gibi bir etken varsa bunun ameliyatla alınması gerekebilir. Sebep olarak spiral düşünülüyorsa çekilmesi gerekebilir. Özellikle 35 yaşından sonra olan aşırı kanamalarda sebebin araştırılması için rahim içerisinde kürtaj yöntemi ile parça alınması (probe küretaj) gerkebilir. Bazı hastalarda uygun adet düzenleyici hormaonal ilaçlarla tedavi gerekebilir.
İlgili Konular:
- Sık Adet Görme
- Adet Düzensizliği
- Endometrial Ossifikasyon
Sebepleri:
Adet kanamasının fazla olmasının veya uzun sürmesinin başlıca nedenleri arasında hormonal bozukluklar, yumurtlama düzensizlikler, myom (ur), rahim içerisinde polip benzeri parçalar gelir. Spiral nadiren bazı hastalarda aşırı kanamaya neden olabilir. Bunun dışında kullanılan bazı hormonal ilaçlar da adet kanamasının aşırı olmasına neden olabilir.
Tanı için vajinal muayene, ultrasonografi, hormon tahlilleri ve bazen rahim içerisinden parça alınması gibi yöntemler kullanılır. Adet fazla ve uzun sürmesi mutlaka sebebi netleştirilmesi gereken bir durumdur.
Tedavi:
Tedavi sebep olan etkene göre planlanır. Myom veya polip gibi bir etken varsa bunun ameliyatla alınması gerekebilir. Sebep olarak spiral düşünülüyorsa çekilmesi gerekebilir. Özellikle 35 yaşından sonra olan aşırı kanamalarda sebebin araştırılması için rahim içerisinde kürtaj yöntemi ile parça alınması (probe küretaj) gerkebilir. Bazı hastalarda uygun adet düzenleyici hormaonal ilaçlarla tedavi gerekebilir.
İlgili Konular:
- Sık Adet Görme
- Adet Düzensizliği
- Endometrial Ossifikasyon
Etiketler:
adetin aşırı olması
,
adetin fazla olması
,
adetin uzun sürmesi
,
fazla adet görme

ADET KANAMASININ AZ OLMASI
Adetin az gelmesi, adet kanamsının az olması şeklinde isimlendirilen duruma tıp dilinde hipomenore ismi verilir. Adetin en az 2 gün sürmesi ve günde en az 2 ped değiştirilmesi normal miktarda olarak kabul edilir, bundan daha az olan adetlere hipomenore denilebilir.
Burada dikkat edilmesi gereken bazı kadınların adet kanamalarının az olmasından şikayet ettikleri halde aslında normal miktarda adet olmalarıdır. Adetin 2-3 gün sürmesi kısa değildir, normaldir. Her kadında adet 5-6 gün veya bir hafta sürmek zorunda değildir.
Sebepleri:
Adet kanamasını az olmasının sebepleri arasında hormonal nedenler başta gelir. Yaşın ilerlemesine bağlo olarak özellikle 40 yaşından sonra kadınlık hormonlarının azalmasına bağlı olabilir. Guatr hormonlarının azalması (hipotroidi) sebep olabilir. Rahim içerisini ilgilendiren bazı ameliyatlar (histroskopik myom rezeksiyonu) rahim içerisinde yapışıklığa ve bunun neticesinde adet miktarında azalmaya neden olabilir. Nadiren bu tür yapışıklıklar kürtaj sonrasın da da olabilir.
Tedavisi:
Tedavide bazı hormonal ilaçlar kullanılabilir. Hipotroidi gibi bir hastalık varsa guatr hormonları verilebilir. Tedavi sebep olan etkene göre planlanır. Bazen spiral takılması da adet kanamasında artmayı sağlar.
İlgili konular:
- Seyrek Adet Görme
- Adet Düzensizliği
İlgili konular:
- Seyrek Adet Görme
- Adet Düzensizliği
Etiketler:
adetin az gelmesi
,
adetin az olması
,
hipomenore

GEÇ ADET OLMA
Geç adet (regl) görme sadece bir sefer olduğunda buna adet gecikmesi denir. Ancak geç adet görme sürekli oluyorsa yani her ay adetler 1 hafta - 10 gün gecikme sonrasında başlıyorsa (adetlerin ilk günleri arası 35 günden daha uzun sürüyorsa) buna oligomenore yani seyrek adet görme denir.
Sebepleri:
Seyrek adet görmeye neden olan bütün durumlar geç adet görmeye yani adet gecikmesine neden olabilir. Yumurtlama olmaması veya geç yumurtlama olması, stres, kullanılan ilaçlar vb. Bunların çoğu zararsız ve geçici sebeplerdir ancak adet gecikmesine neden olan tiroid hormonu, prolaktin hormonu gibi bir bozukluk varsa veya başka bir organik neden varsa gözden kaçması zararlı olabilir, bu nedenle geç adet olunması halinde doktora başvurmak gerekir.
Geç adet oldum hamile miyim?
Adet gecikmesi durumunda akla ilk gelecek durum hamilelik olmalıdır. Geç adet gören hasta başta adet gecikmesi yaşadığında hamile miyim diye şüphelendiği halde adeti başlayınca artık hamile olmadığını düşünecektir, bu çoğu zaman doğrudur ancak nadiren yanıltıcı olabilir. Bazen hamilelik durumunda olan kanamaları hasta adet kanaması sanabilir ve bunu geç adet gördüm şeklinde düşünebilir. Nadiren olabilecek bir durum olsa da yine de göz önünde bulundurulması gerekir. Gerekirse gebelik testi ve muayene ile durumun açıklığa kavuşturulması gerekir. Adet gecikmesi olan her durumda gebelik şüphesi ile doktora başvurmak gerekir.
Geç adet olmak için ne yapmalıyım?
Bazı durumlarda kadınlar bilerek geç adet olmak isterler. Adet gününün özel bir güne (tatil, sınav) denk gelmesi durumunda adetini daha ileri tarihe ertelemek isteyebilirler. Bunun için doktorunuzdan yardım alabilirsiniz, hormonal bazı ilaçlarla adeti geciktirmek mümkün olabilir. Asla doktora danışmadan kendi kendinize ilaçlar veya bitkisel çözümler, kürler, otlar, tarçın, soğan kürü, çaylar, doğal yöntemler vb. denememelisiniz çünkü bunlar faydalı olmayacağı gibi tam da istemediğiniz günde adet başlamasına neden olabilir. İlaçsız bir yöntemle adeti geciktirmek veya belli bir tarihe kadar ertelemek mümkün değildir. "Adetimi geciktirmek istiyorum" konusunda daha ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
İlgili Konular:
- Adet Gecikmesi
- Seyrek Adet Görme
- Adet Düzensizliği
- Amenore (Adet Görememe)
Sebepleri:
Seyrek adet görmeye neden olan bütün durumlar geç adet görmeye yani adet gecikmesine neden olabilir. Yumurtlama olmaması veya geç yumurtlama olması, stres, kullanılan ilaçlar vb. Bunların çoğu zararsız ve geçici sebeplerdir ancak adet gecikmesine neden olan tiroid hormonu, prolaktin hormonu gibi bir bozukluk varsa veya başka bir organik neden varsa gözden kaçması zararlı olabilir, bu nedenle geç adet olunması halinde doktora başvurmak gerekir.
Geç adet oldum hamile miyim?
Adet gecikmesi durumunda akla ilk gelecek durum hamilelik olmalıdır. Geç adet gören hasta başta adet gecikmesi yaşadığında hamile miyim diye şüphelendiği halde adeti başlayınca artık hamile olmadığını düşünecektir, bu çoğu zaman doğrudur ancak nadiren yanıltıcı olabilir. Bazen hamilelik durumunda olan kanamaları hasta adet kanaması sanabilir ve bunu geç adet gördüm şeklinde düşünebilir. Nadiren olabilecek bir durum olsa da yine de göz önünde bulundurulması gerekir. Gerekirse gebelik testi ve muayene ile durumun açıklığa kavuşturulması gerekir. Adet gecikmesi olan her durumda gebelik şüphesi ile doktora başvurmak gerekir.
Geç adet olmak için ne yapmalıyım?
Bazı durumlarda kadınlar bilerek geç adet olmak isterler. Adet gününün özel bir güne (tatil, sınav) denk gelmesi durumunda adetini daha ileri tarihe ertelemek isteyebilirler. Bunun için doktorunuzdan yardım alabilirsiniz, hormonal bazı ilaçlarla adeti geciktirmek mümkün olabilir. Asla doktora danışmadan kendi kendinize ilaçlar veya bitkisel çözümler, kürler, otlar, tarçın, soğan kürü, çaylar, doğal yöntemler vb. denememelisiniz çünkü bunlar faydalı olmayacağı gibi tam da istemediğiniz günde adet başlamasına neden olabilir. İlaçsız bir yöntemle adeti geciktirmek veya belli bir tarihe kadar ertelemek mümkün değildir. "Adetimi geciktirmek istiyorum" konusunda daha ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
İlgili Konular:
- Adet Gecikmesi
- Seyrek Adet Görme
- Adet Düzensizliği
- Amenore (Adet Görememe)
Etiketler:
geç adet görme
,
geç adet olma
,
regl

SEYREK ADET GÖRME
OLİGOMENORE
Normalde art arda iki adetin başlangıç günleri arasında en az 24 gün en fazla 38 gün geçmesi gerekir. Bu araların 38 günden fazla sürmesi durumuna seyrek adet görme yani oligomenore denir.
Tedavi:
Tedavi altta yatan nedene göre planlanır. Eğer bir sakınca yoksa adet düzenleyici ilaçlar kullanılabilir. Hasta aynı zamanda çocuk istemi olan bir hasta ise yumurtlama düzenleyici hap veya iğneler ile yumurtlama tedavisi verilebilir. Bitkisel tedaviler, otlar, kürler, çaylar, soğan vb. bitkiler bu konuda hiçbir fayda sağlamayacağı gibi bu tür doğal yöntemler zararlı yan etkiler oluşturabilir. Doktor tavsiyesi olmadan hiçbir ilaç kullanılmamalıdır.
Adetlerin seyrek olması kilo yapar mı?
Adetlerin seyrek veya gecikmeli olması kilo almaya neden olmaz ancak tam tersi olabilir; yani aşırı kilolu olmak adetlerin seyrek olmasına neden olabilir. Aşırı kilolu veya obez olmak yumurtlama düzensizliği ve adet düzensizliğine neden olabilir.
Spiral seyrek ve gecikmeli adet görmeye sebep olur mu?
Doğum kontrolü amaçlı uygulanan normal spiraller veya bakırlı spiraller seyrek adet görmeye neden olmaz . Ancak hormonlu yani progesteron içeren spiraller adetlerin seyrek olmasına hatta bazen adet görememeye neden olabilir.
Adetlerin seyrekleşmesi hamilelik belirtisi mi?
Adetlerin seyrekleşmesi hamilelik belirtisi veya gebe kalınacağı anlamına gelmez. Adet gecikmesi olduğunda gebelik şüphesi vardır ancak adetlerin seyrek olması gebelik olduğu veya olacağı hakkında bir fikir vermez.
İlgili Konular:
- Geç Adet Olma
- Adet Kanamasının Az olması
- Adet Düzensizliği
- Sık Adet Görme
- Amenore (Adet Görememe)
Normalde art arda iki adetin başlangıç günleri arasında en az 24 gün en fazla 38 gün geçmesi gerekir. Bu araların 38 günden fazla sürmesi durumuna seyrek adet görme yani oligomenore denir.
Sebepleri:
Geç adet (regl, mens) görmenin başlıca sebebi yumurtlama olmaması (anovulasyon) veya yumurtlamanın düzensiz olmasıdır (ovulasyon düzensizliği). Normalde adet görmeyi sağlayan yumurtlama sonrası salınan progesteron hormonudur. Yumurtlama olmadığında veya geç olduğunda progesteron çekilmesi de olmayacağı için adet görülmez veya geç görülür.
Yumurtlama dışında hipotroidi (guatr hormonlarının az salgılanması) seyrek adet görmenin nedenlerinden birisidir. Süt hormonun fazla salgılanması (hiperprolaktonemi, galaktore) seyrek adet görmeye neden olan başka bir durumdur. Yine menopoz yaşlarına yaklaşmış olan 45-50 yaşları civarında kadınlarda östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak seyrek adet görmeler başlar ve bir süre sonra hiç adet görmeyecek şekilde kesilir.
Aylık veya özellikle 3 aylık korunma iğneleri, adet söktürücü ilaçlar, adet geciktirici ilaçlar, doğum kontrol hapları, adet düzenleyici ilaçlar gibi hormon içeren bir çok ilaç adet gecikmelerine ve seyrek adet görmeye neden olabilir.
Adet görmeye yeni başlayan kızlarda 15-20 yaşları arasında bu tür seyrek adet olma veya tam tersine sık adet olma gibi durumlar çok sık görülür. Çoğunlukla altta yatan bir hastalık bulunmaz ve yaş büyüdükçe adet düzeni kendiliğinden normalleşir.
Doğum yapan kadınlarda emzirmeye bağlı olarak adetler seyrek olabilir, genellikle emzirme bittikten sonra adetler eski düzenli haline gelecektir.
Doğum yapan kadınlarda emzirmeye bağlı olarak adetler seyrek olabilir, genellikle emzirme bittikten sonra adetler eski düzenli haline gelecektir.
Tedavi altta yatan nedene göre planlanır. Eğer bir sakınca yoksa adet düzenleyici ilaçlar kullanılabilir. Hasta aynı zamanda çocuk istemi olan bir hasta ise yumurtlama düzenleyici hap veya iğneler ile yumurtlama tedavisi verilebilir. Bitkisel tedaviler, otlar, kürler, çaylar, soğan vb. bitkiler bu konuda hiçbir fayda sağlamayacağı gibi bu tür doğal yöntemler zararlı yan etkiler oluşturabilir. Doktor tavsiyesi olmadan hiçbir ilaç kullanılmamalıdır.
Adetlerin seyrek olması kilo yapar mı?
Adetlerin seyrek veya gecikmeli olması kilo almaya neden olmaz ancak tam tersi olabilir; yani aşırı kilolu olmak adetlerin seyrek olmasına neden olabilir. Aşırı kilolu veya obez olmak yumurtlama düzensizliği ve adet düzensizliğine neden olabilir.
Spiral seyrek ve gecikmeli adet görmeye sebep olur mu?
Doğum kontrolü amaçlı uygulanan normal spiraller veya bakırlı spiraller seyrek adet görmeye neden olmaz . Ancak hormonlu yani progesteron içeren spiraller adetlerin seyrek olmasına hatta bazen adet görememeye neden olabilir.
Adetlerin seyrekleşmesi hamilelik belirtisi mi?
Adetlerin seyrekleşmesi hamilelik belirtisi veya gebe kalınacağı anlamına gelmez. Adet gecikmesi olduğunda gebelik şüphesi vardır ancak adetlerin seyrek olması gebelik olduğu veya olacağı hakkında bir fikir vermez.
![]() |
Resmi büyütmek için üzerine tıklayın |
İlgili Konular:
- Geç Adet Olma
- Adet Kanamasının Az olması
- Adet Düzensizliği
- Sık Adet Görme
- Amenore (Adet Görememe)
Etiketler:
adet
,
mens
,
oligomenore
,
regl
,
seyrek

SIK ADET GÖRME
SIK (ERKEN) ADET OLMA
Sık adet (regl) görme (polimenore) adetlerin başlangıç günleri arasının 24 günden daha kısa olmasıdır. Sık adet görenlerin adeti beklediği tarihten daha erken yani vaktinden önce başlar, bu nedenle erken adet görmek olarak da adlandırılır.
Burada bahsedilen süre bir adetin bitiminden diğer adetin başlamasına kadar "temiz kalınan" süre değildir, bir adetin ilk gününden bir sonraki adetin ilk gününe kadar geçen sürenin yirmidört günden kısa olması anormal kabul edilir. Bu anormal ve sık kanama hastalar tarafından "ayda 2 kere adet oluyorum" şeklinde ifade edilebilir veya adet aralarında leklenmeler, kanamalar oluyor şeklinde de ifade edilebilir.
İlgili Konular:
- Adet Düzensizliği
- Adet Kanamasının Fazla ve Uzun Sürmesi
- Seyrek Adet Görme
Sık adet (regl) görme (polimenore) adetlerin başlangıç günleri arasının 24 günden daha kısa olmasıdır. Sık adet görenlerin adeti beklediği tarihten daha erken yani vaktinden önce başlar, bu nedenle erken adet görmek olarak da adlandırılır.
Burada bahsedilen süre bir adetin bitiminden diğer adetin başlamasına kadar "temiz kalınan" süre değildir, bir adetin ilk gününden bir sonraki adetin ilk gününe kadar geçen sürenin yirmidört günden kısa olması anormal kabul edilir. Bu anormal ve sık kanama hastalar tarafından "ayda 2 kere adet oluyorum" şeklinde ifade edilebilir veya adet aralarında leklenmeler, kanamalar oluyor şeklinde de ifade edilebilir.
Sık adet görmenin sebepleri:
Myom, polip veya hormonal nedenler gibi çeşitli durumlar sık adet görmeye neden olabilir. Bazı hastalarda ise hiçbir neden bulunamaz. Stres gibi durumlar da adet düzensizliğine ve sık adet görmeye nadiren neden olabilir. Hipertroidi (guatr hormonu bozukluğu) sık adet görmeye neden olabilir. Muayene ve ultrasonografi ve gerekirse tahliller ile nedenin araştırıması gerekir.
Sık adet görmenin zararları var mı?
Sık adet gören kadınlarda özellikle kanama süresi uzunsa ve aşırı kanama oluyorsa kan kaybı fazla olacağı için anemi (kansızlık) gelişebilir. Sebep eğer tiroid hormon bozukluğu ise bunun başka belirtileri ve zararları izlenebilir. Sık adet gören kadınlarda psikolojik sıkıntı ve rahatsızlık; işine, günlük hayatına konsantre olamama gibi belirtiler de sık görülür.
Tedavi:
Sık adet gören kadınlarda özellikle kanama süresi uzunsa ve aşırı kanama oluyorsa kan kaybı fazla olacağı için anemi (kansızlık) gelişebilir. Sebep eğer tiroid hormon bozukluğu ise bunun başka belirtileri ve zararları izlenebilir. Sık adet gören kadınlarda psikolojik sıkıntı ve rahatsızlık; işine, günlük hayatına konsantre olamama gibi belirtiler de sık görülür.
Tedavi:
Sık adet görmek mutlaka değerlendirilmesi ve sebebinin araştırılması gereken bir durumdur. Buna neden olan sebebe göre tedavi planlanır. Eğer sebep myom, polip gibi oluşumlarsa fazla kan kaybetme ve sonuç olarak kansızlık (anemi) gelişir. Hormonal bazı bozukluklar varsa bunların tedavisi gerekir. Bazen adet düzenleyici ilaçlar ile tedavi gerekirken bazen neden olan myom, polip gibi oluşumlar için ameliyat tedavisi gerekebilmektedir. Bitkisel tedaviler, otlar, kürler, soğan, incir, şifalı bitkiler, doğal çözümler gibi girişimler tedavi konusunda işe yaramaz ve ayrıca altta yatan sebebin kaçırılmasına neden olacağı için daha kötü sonuçlara sebep olabilir.
Sık adet görmek hamilelik belirtisi olabilir mi?
Normalde sık adet görmek (regl olmak) gebelik olduğunu göstermez. Ancak gebe kalan kişi gebeliğe bağlı bir kanama yaşarsa, gebe olduğunun farkında olmadığı için bunu erken adet olduğu şeklinde yorumlayabilir.
Sık (erken) adet görmek menopoz belirtisi midir?
Adet aralarının kısa olmaya başlaması yani sık aralıkla adet görmek menopozun yaklaştığı yıllarda görülebilir. Menopoz dönemine yaklaşan ve hormon düzeyleri azalan kadınlarda önce adetler sık olmaya başlar daha sonra seyrek olmaya başlar ve en sonunda tamamen kesilir. ancak genç yaştaki kadınlarda sık adet görmek menopoz olacağı anlamına gelmez. Sık adet olması her zaman menopoz yaklaştığı anlamına gelmez ve her menopoz olan kadında bu belirti görülmez.
Doğumdan sonra sık adet görmek normal midir?
Doğumdan sonra adet düzeni hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Doğum sonrası adetler başladıktan bir süre sonra normal eski gebelik öncesi düzenine girer genellikle. Doğumdan sonra veya emzirme sırasında sık adet olunuyorsa bunun başka bir sebebi olabilir, muayene olmak gerekir.
10-15 gün arayla adet olmak normal mi?
Yukarıda belirtildiği gibi 1 hafta veya 10-15 günde bir adet olmak sık adet olmak anlamına gelir, çünkü bir adetin ilk günü ile diğer adetin ilk günü arasındaki süre en az 24 gün olmalıdır. Bir iki hafta temiz kalabilen ve tekrar adet kanaması başlayan kadınların mutlaka muayene olması gerekir.
Sık adet görmek hamilelik belirtisi olabilir mi?
Normalde sık adet görmek (regl olmak) gebelik olduğunu göstermez. Ancak gebe kalan kişi gebeliğe bağlı bir kanama yaşarsa, gebe olduğunun farkında olmadığı için bunu erken adet olduğu şeklinde yorumlayabilir.
Sık (erken) adet görmek menopoz belirtisi midir?
Adet aralarının kısa olmaya başlaması yani sık aralıkla adet görmek menopozun yaklaştığı yıllarda görülebilir. Menopoz dönemine yaklaşan ve hormon düzeyleri azalan kadınlarda önce adetler sık olmaya başlar daha sonra seyrek olmaya başlar ve en sonunda tamamen kesilir. ancak genç yaştaki kadınlarda sık adet görmek menopoz olacağı anlamına gelmez. Sık adet olması her zaman menopoz yaklaştığı anlamına gelmez ve her menopoz olan kadında bu belirti görülmez.
Doğumdan sonra sık adet görmek normal midir?
Doğumdan sonra adet düzeni hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Doğum sonrası adetler başladıktan bir süre sonra normal eski gebelik öncesi düzenine girer genellikle. Doğumdan sonra veya emzirme sırasında sık adet olunuyorsa bunun başka bir sebebi olabilir, muayene olmak gerekir.
10-15 gün arayla adet olmak normal mi?
Yukarıda belirtildiği gibi 1 hafta veya 10-15 günde bir adet olmak sık adet olmak anlamına gelir, çünkü bir adetin ilk günü ile diğer adetin ilk günü arasındaki süre en az 24 gün olmalıdır. Bir iki hafta temiz kalabilen ve tekrar adet kanaması başlayan kadınların mutlaka muayene olması gerekir.
![]() |
Resmi büyütmek için üzerine tıklaayın |
İlgili Konular:
- Adet Düzensizliği
- Adet Kanamasının Fazla ve Uzun Sürmesi
- Seyrek Adet Görme
Etiketler:
erken adet olmak
,
polimenore
,
sık adet görmek
,
sık adet olmak
,
vaktinden önce adet olmak

ADET GECİKTİRİCİ BİTKİLER
Bazan hastalar adet geciktirici veya adet söktürücü gibi amaçlarla bitkisel ilaçlar, içecekler, çaylar denemek istemektedir. Bu kesinlikle sakıncalı ve faydasız bir harekettir. Bu ilaçların ne tür hormonal etkileri olduğu ve vücutta ne gibi yan etkiler yaratabilecekleri belli değildir. Adet geciktirici olarak fayda göstermeyecekleri gibi aksine istemediğiniz zaman ve yerde adet görmenize neden olacak ve daha da kötüsü belki ciddi yan etkiler gösterebilecektir. Bu nedenle adet geciktirmenizi gerektirecek bir durum söz konusu olduğunda mutlaka doktorunuza muayene olarak size uygun adet geciktirici ilaçları kullanmanız gerekir. Bu tür bitkisel içecekler, yiyecekler, çaylar denememelisiniz ve kendi kendinize adet geciktirme mühalelerinden kaçınmalısınız.
İlgli Konular:
- Adet Geciktirici İlaçlar
- Adet Söktürücü Bitkiler
İlgli Konular:
- Adet Geciktirici İlaçlar
- Adet Söktürücü Bitkiler
Etiketler:
adet
,
adet geciktirici bitkiler
,
bitkisel
,
regl

ADET GECİKTİRİCİ İLAÇLARIN YAN ETKİLERİ, ZARARLARI VAR MI?
Hormon içeren her ilaç gibi adet geciktirici ilaçların da içerdiği progesteron (gestagen) hormonuna bağlı bazı yan etkileri olabilir. Bunlar göğüşlerde şişkinlik, hassasiyet, dolgunluk, adet miktarında değişme gibi yan etkilerdir. Bu yan etkiler geçicidir ve 1-2 ay içerisinde adetler tekrar eski düzenine girer. Adet dönemi sonrasında lekelenme veya damla damla kanama gibi yan etkiler olabilir. Nadiren bulantı, kusma, halsizlik, sersemlik gibi yan etkiler görülebilir.
Adet geciktirici progesteron içeren ilaçların bunların dışında sık görülen ciddi yan etkileri ve zararları yoktur ancak hiçbir zaman doktor kontrolü dışında kullanılmaması gereken hormonal ilaçlardır.
Adet geciktirici olarak doğum kontrol hapı kullanılmışsa bunlara bağlı bulantı, kusma, baş ağrısı gibi yan etkiler görülebilir. Doğum kontrol haplarının yan etkileri ile ilgili detaylı bilgilere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
İlglili Konular:
- Adet Geciktirici İlaçlar
Adet geciktirici olarak doğum kontrol hapı kullanılmışsa bunlara bağlı bulantı, kusma, baş ağrısı gibi yan etkiler görülebilir. Doğum kontrol haplarının yan etkileri ile ilgili detaylı bilgilere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
İlglili Konular:
- Adet Geciktirici İlaçlar
Etiketler:
adet geciktirici ilaçlar
,
yan etkileri
,
zararları

ADET GECİKTİRİCİ İLAÇLAR
Adet (regl) geciktirici ilaçlar hastaların tatil, denize girmek, bazı spor aktivitlerine katılmak, hacca gitmek gibi nedenlerle bazen talep ettikleri işlaçlardır. Kesinlikle doktor kontrolünde olmadan kullanılmaması gereken hormonal ilaçlardır. Adet geciktirilmesi amacıyla verilen ilaçlar progesteron (gestagen) içeren hormonal ilaçlardır. Bunların dışında doğum kontrol hapları da bazı hastalarda adet geciktirilmesi amacıyla verilebilir. Hangi ilacın hangi hastaya verileceği mutlaka doktor kontrolünde kararlaştırılmalıdıri kendi balınıza bu ilaçlardan birisini adet geciktirmek amacıyla kullanmanız hem istediğinizin tersine zamansız yerde adet görmenize neden olabilir hem de adet düzensizliğine neden olabilir.
Doğum kontrol hapı kullanan bayanlar kutudaki hapların tamamını bitirdikten sonra ara vermeden yeni kutudakileri içmeye başlarlarsa adet kanaması başlamaz ve haplar bırakılana kadar adet gecikmesi yaşanır. Ancak doktor muayenesi olmadan bu tür uygulamalar denenmemelidir, sakıncalı olabilir. Bu yöntem 21 tablet içeren doğum kontrol hapları için geçerlidir, 28 tablet içerenler ile olmaz. 28 tablet içeren doğum kontrol hapları ile ancak son 7 tablet (hormon içermeyen tabletler) alınmadan yeni kutuya geçilerek uygulanabilir.
İlgili Konular:
- Adet Geciktirici İlaçların Yan Etkileri, Zararları
- Adet Geciktirici Bitkiler
Adet geciktirici ilaçlardan progesteron ilaçları adetin başlayacağı tarihe 3-5 gün kala kullanılmaya başlanır ve ilaç kullanıldığı sürece adet gecikmesi gelişir. Bu gecikme 10-15 gün veya daha fazla olabilir ancak çok uzun (1 ay kadar) gecikme her zaman mümkün olmayabilir, adet başlayabilir. Genellikle ilacı bıraktıktan 3-5 gün sonra regl kanaması başlar.
Doğum kontrol hapı kullanan bayanlar kutudaki hapların tamamını bitirdikten sonra ara vermeden yeni kutudakileri içmeye başlarlarsa adet kanaması başlamaz ve haplar bırakılana kadar adet gecikmesi yaşanır. Ancak doktor muayenesi olmadan bu tür uygulamalar denenmemelidir, sakıncalı olabilir. Bu yöntem 21 tablet içeren doğum kontrol hapları için geçerlidir, 28 tablet içerenler ile olmaz. 28 tablet içeren doğum kontrol hapları ile ancak son 7 tablet (hormon içermeyen tabletler) alınmadan yeni kutuya geçilerek uygulanabilir.
İlgili Konular:
- Adet Geciktirici İlaçların Yan Etkileri, Zararları
- Adet Geciktirici Bitkiler
Etiketler:
adet geciktirici
,
hap
,
ilaç
,
regl geciktirici

ADET SÖKTÜRÜCÜ İLAÇLARIN YAN ETKİLERİ, ZARARLARI VAR MI?
Adet söktürücü ilaçlar (hap, iğne) hormon içeren ilaçlar oldukları için çeşitli yan etkileri olabilir. Bu ilaçlar kesinlikle doktor tavsiyesi olmadan kullanılmalıdır. Ayrıca bunlar her ay sürekli her adet gecikmesinde kullanılan ilaçlar değillerdir, her adet gecikmesinde adet söktürücü ilaç kullanılmaz, adet gecikmelerinin çok çeşitli sebepleri vardır. Adet söktürücü ilaçlar progesteron hormonu içerdikleri için bu ilaçların alınmasından belli bir süre sonra adet görülür ancak adetin miktarında değişiklik yaratabilir. Bunun dışında göğüslerde hassasiyet, şişme meydana gelebilir. Adet döneminden sonra lekelenme veya damla damla kanama oluşabilir.
Hamilelik varsa zarar verir mi?
Ayrıca adet (regl) söktürücü ilaçların çoğu hamilelik döneminde kullanılması sakıncalı ilaçlardır. Adet gecikmesini sebebi gebelik ise ve bu fark edilmeden bu ilaçlar kullanılır ise gebelikte bebek üzerine bazı olumsuz etkileri görülebilir. Hamilelerde kanama veya düşüğe sebep olmazlar ancak bazı adet söktürücü ilaçlar bebekte anomalilere (özür) sebep olabilir.
Adet düzenleyici ilaçlar kilo aldırır mı?
Adet düzenleyici ilaçlar kilo almaya sebep olmaz. İçerdikleri hormonlar kilo almayı etkileyen türden değildir.
Bu ilaçların bazıları kullanım süresince bulantı, kusma gibi şikayetlere neden olabilir. Ancak akıntı, kötü koku, enfeksiyon gibi belirtileri bu ilaçlara bağlamamak gerekir.
İlgili Konular:
- Adet Söktürücü İlaçlar
- Adet Söktürücü Bitkiler
Hamilelik varsa zarar verir mi?
Ayrıca adet (regl) söktürücü ilaçların çoğu hamilelik döneminde kullanılması sakıncalı ilaçlardır. Adet gecikmesini sebebi gebelik ise ve bu fark edilmeden bu ilaçlar kullanılır ise gebelikte bebek üzerine bazı olumsuz etkileri görülebilir. Hamilelerde kanama veya düşüğe sebep olmazlar ancak bazı adet söktürücü ilaçlar bebekte anomalilere (özür) sebep olabilir.
Adet düzenleyici ilaçlar kilo aldırır mı?
Adet düzenleyici ilaçlar kilo almaya sebep olmaz. İçerdikleri hormonlar kilo almayı etkileyen türden değildir.
Bu ilaçların bazıları kullanım süresince bulantı, kusma gibi şikayetlere neden olabilir. Ancak akıntı, kötü koku, enfeksiyon gibi belirtileri bu ilaçlara bağlamamak gerekir.
İlgili Konular:
- Adet Söktürücü İlaçlar
- Adet Söktürücü Bitkiler
Etiketler:
adet söktürücü
,
ilaçlar
,
regl
,
riskleri
,
yan etkileri
,
zararları

ADET SÖKTÜRÜCÜ BİTKİLER
Adet söktürücü (regl) söktürücü amacıyla bitkisel ilaç veya bitkisel yiyecek - içeceklerin, çayların kullanılması kesinlikle sakıncalıdır (adaçayı, kekik, soğan suyu, soğan kürü). Adet söktürücü olarak kullanılan ve reçete edilen ilaçlar hormon içeren ilaçlardır. Bazı bitikiler de alındığın da vücutta hormonal etkiler gösterebilirler ancak bunların faydadan çok zarar getirme riskleri de vardır çünkü hormonların çok çeşitleri vardır ve çok çeşitli organlar üzerinde etki ederler. İlaçlardaki hormonların türü, miktarı uzun çalışmalar sonucunda en uygun şekilde ayarlanır ancak bitkilerin içerdiği maddelerin türleri ve miktarları belli değildir. Bu nedenle hormonal etki veya adet söktürücü veya başka nedenlerle bitkisel ürünler kullanmak sakıncalıdır. Bir hormon vücuda alındığında sadece rahim üzerinde etki göstermez, hormonun türüne ve alınan doza göre farklı organlar üzerinde de çeşitli etkiler gösterir. Hatta bazı bitkilerin aşırı miktarda ve uzun süre alınması rahim iç duvarı gibi bazı organlar üzerinde proliferatif etki göstererek kanser riskini arttırdığı yönünde şüpheler vardır. Bu nedenle bitkisel çözümlerden kaçınılması gerekir ve doktor muayenesi sonucunda uygun görülürse ilaçları kullanmak gerekir.
İlgili Konular:
- Adet Söktürücü İlaçlar
- Adet Geciktirici Bitkiler
İlgili Konular:
- Adet Söktürücü İlaçlar
- Adet Geciktirici Bitkiler
Etiketler:
adet görmek
,
adet söktürücü bitkiler
,
bitkisel
,
regl

ADET SÖKTÜRÜCÜ İLAÇLAR
Adet söktürücü diye adlandırılan ilaçlar (haplar, tabletler, iğneler) kadın hastalıkları ile ilgili en sık kullanılan ilaçlardır ve çoğu kadın en az bir kere kullanmıştır. Bu ilaçların bu kadar yaygın kullanılmasına rağmen öncelikle şunu belirtmek gerekir ki asla doktor denetimi altında olmadan kullanılmaları gereken ilaçlardır. Bunlar hormon içeren ilaçlardır ve bu nedenle doktor denetimi altında olmadan yanlış kullanımlar adet düzensizliği başta olmak üzere bir takım problemlere yol açabilirler.
Adet (regl) söktürücü ilaçlar sadece progesteron (gestagen) hormonu içeren ilaçlardır. Bazı durumlarda östrojen ve progesteron hormonu içeren ilaçlar da adet söktürücü olarak kullanılırlar.
Adet söktürücü ilaçlar nasıl etki eder?
Adet söktürücü ilaçların etki mekanizması kadının normal adet düzenini taklit etmesine dayanır. Kadınların adet döngülerinin ilk yarısında östrojen hormonu, ikinci yarısında progesteron hormonu baskındır. İkinci yarıda artan bu progesteron hormonunun azalması (progesteron çekilmesi) sonucunda adet kanaması başlar. adet söktürücü ilaçlar da aynen bu durumu taklit eder, önce progesteron verilir daha sonra ilaç kesildiğinde progesteron azalır ve kanama olur. Adet kanaması genellikle ilaç kesildikten 3-5 gün sonra başlar. Bazen 1 hafta - 10 günü bulabilir adetin başlaması.
Adet söktürücü ilaçlar kullanılırken hamilelik şüphesinin kesinlikle olmaması gerekir çünkü bu ilaçların çoğu hamilelik sırasında kullanılmayan ilaçlardır. Bazı progesteron içeren ilaçlar hem adet söktürücü olarak hem de gebelik de bazı durumların tedavisinde kullanılırlar.
Sonuç olarak adet söktürücü ilaçlar diğer ilaçlar gibi asla doktor kontrolü altında olmadan kullanılmamalıdır, bunların kullanım zamanı ve dozu önemlidir. Her adet gecikmesi adet söktürücü kullanılmasını gerektirmez; yersiz kullanmak zararlı etkiler oluşturabilir.
Adet söktürücü ilaçlar nasıl kullanılır?
Adet söktürücü hapları başlama zamanı önemlidir çünkü adet döngüsünün uygun döneminde başlanmazsa adet söktürücü etki göstermeyebilir. Bu başlama zamanını doktorunuz ayarlayacaktır. Hap olanlar genellikle 3-5 gün, en fazla 1 hafta olacak kadar kullanılır ve hap kesildikten bir kaç gün sonra adet kanaması başlar genellikle; bu süre 1 haftayı da bulabilir. Haplar ortalama bir haftada adeti söktürür, ama bu süre her kadında değişebilir.
İğne şeklinde olanlar genellikle bir veya iki doz yapılır, bu dozların zamanlamasını doktorunuzun önerdiği şekilde uygulamak önemlidir.
Adet söktürücü ilaç (Tarlusal vb.) kullandım ama adet olmadım
Bu durumda yeterince beklemek gerekir, adet olması bazen bir kaç gün bazen bir hafta civarında sürer. İkinci ihtimal hamilelik ihtimalidir. Gebe olduğunu fark etmediği halde adet süktürücü ilaç kullanan bir kadının adet kanaması başlamaz. Bu ilaçlar hamile kadınlarda kanama başlamasına neden olmaz hatta bazıları gebelikte oluşan kanamaların durdurulması amacıyla kullanılır. Bu nedenle ilaç içmesine rağmen adet görmeyen hastaların hamilelik mi var yoksa daha fazla beklemek mi gerekir diye doktoruna danışması gerekir.
Adet olunca ilacı bırakmak gerekir mi?
İlacın tamamı bitmemiş olsa bile adet başladığı zaman ilaca devam etmeye gerek yoktur, genellikle ilaç kanama başlayınca kesilir. Ancak doktorunuz farklı bir amaçla farklı tür bir tedavi veriyor olabilir bu nedenle ne zaman ilacı bırakmanız gerektiğini doktorunuza sormalısınız.
Adet söktürücü ilaçlar düşüğe neden olur mu?
Hamile olduğunu bilmeden adet söktürücü ilaç içenlerde bebeğin düşmesine neden olur mu şeklinde endişe sık görülür. Adet söktürücü ilaçlar hamile kadınlarda kanama veya düşük olmasına sebep olmazlar; esas problem bebekte anomali yani özür yapabilme riskidir. Bebekte özüre sebep olma riski kullanılan ilaca, ilacın dozuna ve gebelik haftasına göre değişir; bu nedenle özür riski var mı diye mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Adet söktürücü ilaçların bazıları hamilelerde düşük tedavisinde kullanılır yani her adet söktürücü ilaç hamilelikte bebeğe zararlı değildir. Tarlusal, Progestan, Cyclo-Progynova, Duphaston gibi çok çeşitli adet söktürücü ilaçlar vardır ve hepsinin hamilelike etkisi farklıdır.
İlgili Konular:
- Adet Söktürücü İlaçların Yan Etkileri
- Adet Söktürücü Bitkiler
Adet (regl) söktürücü ilaçlar sadece progesteron (gestagen) hormonu içeren ilaçlardır. Bazı durumlarda östrojen ve progesteron hormonu içeren ilaçlar da adet söktürücü olarak kullanılırlar.
Adet söktürücü ilaçlar nasıl etki eder?
Adet söktürücü ilaçların etki mekanizması kadının normal adet düzenini taklit etmesine dayanır. Kadınların adet döngülerinin ilk yarısında östrojen hormonu, ikinci yarısında progesteron hormonu baskındır. İkinci yarıda artan bu progesteron hormonunun azalması (progesteron çekilmesi) sonucunda adet kanaması başlar. adet söktürücü ilaçlar da aynen bu durumu taklit eder, önce progesteron verilir daha sonra ilaç kesildiğinde progesteron azalır ve kanama olur. Adet kanaması genellikle ilaç kesildikten 3-5 gün sonra başlar. Bazen 1 hafta - 10 günü bulabilir adetin başlaması.
Adet söktürücü ilaçlar kullanılırken hamilelik şüphesinin kesinlikle olmaması gerekir çünkü bu ilaçların çoğu hamilelik sırasında kullanılmayan ilaçlardır. Bazı progesteron içeren ilaçlar hem adet söktürücü olarak hem de gebelik de bazı durumların tedavisinde kullanılırlar.
Sonuç olarak adet söktürücü ilaçlar diğer ilaçlar gibi asla doktor kontrolü altında olmadan kullanılmamalıdır, bunların kullanım zamanı ve dozu önemlidir. Her adet gecikmesi adet söktürücü kullanılmasını gerektirmez; yersiz kullanmak zararlı etkiler oluşturabilir.
Adet söktürücü ilaçlar nasıl kullanılır?
Adet söktürücü hapları başlama zamanı önemlidir çünkü adet döngüsünün uygun döneminde başlanmazsa adet söktürücü etki göstermeyebilir. Bu başlama zamanını doktorunuz ayarlayacaktır. Hap olanlar genellikle 3-5 gün, en fazla 1 hafta olacak kadar kullanılır ve hap kesildikten bir kaç gün sonra adet kanaması başlar genellikle; bu süre 1 haftayı da bulabilir. Haplar ortalama bir haftada adeti söktürür, ama bu süre her kadında değişebilir.
İğne şeklinde olanlar genellikle bir veya iki doz yapılır, bu dozların zamanlamasını doktorunuzun önerdiği şekilde uygulamak önemlidir.
Adet söktürücü ilaç (Tarlusal vb.) kullandım ama adet olmadım
Bu durumda yeterince beklemek gerekir, adet olması bazen bir kaç gün bazen bir hafta civarında sürer. İkinci ihtimal hamilelik ihtimalidir. Gebe olduğunu fark etmediği halde adet süktürücü ilaç kullanan bir kadının adet kanaması başlamaz. Bu ilaçlar hamile kadınlarda kanama başlamasına neden olmaz hatta bazıları gebelikte oluşan kanamaların durdurulması amacıyla kullanılır. Bu nedenle ilaç içmesine rağmen adet görmeyen hastaların hamilelik mi var yoksa daha fazla beklemek mi gerekir diye doktoruna danışması gerekir.
Adet olunca ilacı bırakmak gerekir mi?
İlacın tamamı bitmemiş olsa bile adet başladığı zaman ilaca devam etmeye gerek yoktur, genellikle ilaç kanama başlayınca kesilir. Ancak doktorunuz farklı bir amaçla farklı tür bir tedavi veriyor olabilir bu nedenle ne zaman ilacı bırakmanız gerektiğini doktorunuza sormalısınız.
Adet söktürücü ilaçlar düşüğe neden olur mu?
Hamile olduğunu bilmeden adet söktürücü ilaç içenlerde bebeğin düşmesine neden olur mu şeklinde endişe sık görülür. Adet söktürücü ilaçlar hamile kadınlarda kanama veya düşük olmasına sebep olmazlar; esas problem bebekte anomali yani özür yapabilme riskidir. Bebekte özüre sebep olma riski kullanılan ilaca, ilacın dozuna ve gebelik haftasına göre değişir; bu nedenle özür riski var mı diye mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Adet söktürücü ilaçların bazıları hamilelerde düşük tedavisinde kullanılır yani her adet söktürücü ilaç hamilelikte bebeğe zararlı değildir. Tarlusal, Progestan, Cyclo-Progynova, Duphaston gibi çok çeşitli adet söktürücü ilaçlar vardır ve hepsinin hamilelike etkisi farklıdır.
İlgili Konular:
- Adet Söktürücü İlaçların Yan Etkileri
- Adet Söktürücü Bitkiler
Etiketler:
adet söktürücü
,
hap
,
iğne
,
ilaç
,
regl söktürücü

ERTESİ GÜN HAPI HAMİLELİĞİ NASIL ÖNLER? NASIL ETKİ EDER?
Ertesi gün hapları (ertesi sabah hapları) içerdiği östrojen ve progesteron hormonu sayesinde (bazıları sadece progesteron içerir) gebeliği şu mekanizmalarla önler:
1. Yumurtlamayı engeller
2. Döllenme oluşmuşsa bunun rahim içerisine yerleşmesini engeller.
Ertesi gün hapları ilişkiden sonra ne kadar çabuk alınırsa o kadar iyi etki eder. İlk gün alındığında yaklaşık %90 oranında koruma sağlarken ikinci ve üçüncü gün alınırsa bu koruma daha az olacaktır. Bu nedenle ilşkiden sonra 24 saat içerisinde alınması önerilir, en geç 3 gün içerisinde alınmalıdır.
Burada dikkat edilecek nokta ertesi gün haplarının oluşmuş bir gebeliği asla sonlandıramayacağıdır, bu haplar ancak gebelik oluşmadan önce etkilidir. Ertesi gün hapları kürtaj gibi gebelik oluştuktan sonra gebeliğin alınmasını veya düşmesini sağlayacak bir yöntem değildir. Gebelik oluştuktan sonra ertesi gün hapı kullanılmaz, kullanılsa bile hiçbir etkisi olmaz. Hamilelik oluştuktan sonra devamı istenmiyorsa tek çare kürtaj ile aldırmaktır.
İlgli Konular:
- Ertesi Gün Hapı Nasıl Kullanılır?
- Ertesi Gün Hapı Ve Acil Korunma Yöntemleri
1. Yumurtlamayı engeller
2. Döllenme oluşmuşsa bunun rahim içerisine yerleşmesini engeller.
Ertesi gün hapları ilişkiden sonra ne kadar çabuk alınırsa o kadar iyi etki eder. İlk gün alındığında yaklaşık %90 oranında koruma sağlarken ikinci ve üçüncü gün alınırsa bu koruma daha az olacaktır. Bu nedenle ilşkiden sonra 24 saat içerisinde alınması önerilir, en geç 3 gün içerisinde alınmalıdır.
Burada dikkat edilecek nokta ertesi gün haplarının oluşmuş bir gebeliği asla sonlandıramayacağıdır, bu haplar ancak gebelik oluşmadan önce etkilidir. Ertesi gün hapları kürtaj gibi gebelik oluştuktan sonra gebeliğin alınmasını veya düşmesini sağlayacak bir yöntem değildir. Gebelik oluştuktan sonra ertesi gün hapı kullanılmaz, kullanılsa bile hiçbir etkisi olmaz. Hamilelik oluştuktan sonra devamı istenmiyorsa tek çare kürtaj ile aldırmaktır.
İlgli Konular:
- Ertesi Gün Hapı Nasıl Kullanılır?
- Ertesi Gün Hapı Ve Acil Korunma Yöntemleri
Etiketler:
ertesi sabah hapı
,
ertesin gün hapı

ERTESİ GÜN HAPI YAN ETKİLERİ
Ertesi sabah hapları hormon içeren ilaçlar oldukları için bazı yan etkiler yapabilirler ancak bunlar geçicidir, kalıcı ve önemli bir yan etki beklenmez. En sık görülen yan etki bulantı ve kusmadır. Bu özellikle östrojen ve progesteron hormonunu birlikte içeren haplarda görülür. Sadece progesteron içeren haplar bu açıdan avantajlıdır, fazla bulantı kusma görülmez.
Diğer bir yan etki bu haplar alındıktan sonra adet gecikmesi, lekelenme, damla damla kanama veya adet miktarında azalma - artma gibi düzensizliklerdir. Bu etkiler sadece hapın alındığı ay görülür ve geçicidir, sonraki aylarda adetler normal düzenine girecektir. Burada dikkat edilmesi gereken adet gecikmesinin hemen hapın yan etkisine bağlanmamasıdır, adet gecikmesi hamileliğe bağlı da olabilir. Bu nedenle adet gecikmesi yaşanırsa hamilelik testi yapılmalıdır.
Diğer hormon içeren ilaçlarda olduğu gibi göğüslerde dolgunluk, şişme, hassasiyet, baş ağrısı gibi yan etkiler de geçici olarak görülebilir.
İlgili Konular:
- Ertesi Gün Hapı Nasıl Kullanılır?
- Ertesi Gün Hapı Ve Acil Korunma Yöntemleri
Diğer bir yan etki bu haplar alındıktan sonra adet gecikmesi, lekelenme, damla damla kanama veya adet miktarında azalma - artma gibi düzensizliklerdir. Bu etkiler sadece hapın alındığı ay görülür ve geçicidir, sonraki aylarda adetler normal düzenine girecektir. Burada dikkat edilmesi gereken adet gecikmesinin hemen hapın yan etkisine bağlanmamasıdır, adet gecikmesi hamileliğe bağlı da olabilir. Bu nedenle adet gecikmesi yaşanırsa hamilelik testi yapılmalıdır.
Diğer hormon içeren ilaçlarda olduğu gibi göğüslerde dolgunluk, şişme, hassasiyet, baş ağrısı gibi yan etkiler de geçici olarak görülebilir.
İlgili Konular:
- Ertesi Gün Hapı Nasıl Kullanılır?
- Ertesi Gün Hapı Ve Acil Korunma Yöntemleri
Etiketler:
ertesi gün hapı
,
ertesi sabah hapı
,
yan etkileri
,
zararları

ERTESİ GÜN HAPI NASIL KULLANILIR?
Ertesi gün (ertesi sabah) hapı ülkemizde eczanelerde bulunmaktadır. Ertesi gün haplarının (ertesi sabah hapı) ağızdan bir seferde veya 12 saat arayla iki seferde alınan tipleri vardır. Bazıları hem östrojen hep progesteron hormonu içerir bazıları sadece progesteron hormonu içerir. Aldığınız hapın prospektusunda bir seferde mi yoksa 12 saat arayla mı içilmesi gerektiği yazacaktır. En yaygın bulunanları sadece progesteron (levonorgestrel) içeren ve bir seferde 2 hap içilen türleridir. Sadece progesteron içerenlerde yan etki az görülmesi de bir avantajdır. Östrojen ve progesteron birlikte içerenler bulantı ve kusma yapabilirler.
İlişkiden sonra ilk fırsatta alınması ve en geç 3 gün içerisinde alınması önerilir. Ertesi gün hapı ilişkiden sonra ne kadar erken alınırsa etkisi o kadar güçlü olur ve koruma şansı artar. Ancak hiçbir zaman koruması yüzde yüz değildir, yaklaşık %90 oranında koruma sağlar. Bu nedenle adet gecikmesi durumunda mutlaka hamileşik ihtimaline karşı gebelik testi yapılmalıdır. Ayrıca ertesi gün haplarının kendi hormonal etkisinden dolayı da adet gecikmesi yaşanabilir, bu nedenle adet gecikmesi mutlaka hamilelik oldupunu göstermez. Yine de her ihtimale karşı mutlaka gebelik testi yaptırmak gerekir.
Ertesi gün hapları bulantı ve kusma yapabileceği için bu konuda dikkatli olmak gerekir çünkü eğer kusma haplar içildikten sonraki iki saat içerisinde olmuşsa haplar da tamamen veya kısman dışarı atılır ve etkisi azalır. Bu durumda yeniden hap içilmesi gerekir. Eğer kusma haplar içildikten 2 saat veya daha uzun süre sonra olmuşsa yeniden hap içilmesine gerek yoktur çünkü haplar mideden barsaklara geçmiştir. Bu durumları engellemek için ertesi gün hapları ile birlikte bulantı önleyici ilaçlar da alınabilir.
Kimler ertesi gün hapı kullanabilir?
Ertesi gün hapını aşağıda bahsedilen durumlardan herhangi bir durumla karşı karşıya kalan bayanlar kullanabilir. Hormonal ilaç kullanmasında bir sakınca olan kişiler doktoruna danışmadan kullanmamalıdır.
Hangi durumlarda ertesi gün hapı kullanılır?
- Korunmadan cinsel ilişkiye girmek
- Prezervatifin ilişki sırasında yırtılması
- Vajina dışarısına boşalma olması. Bu durumda da gebelik olabileceği için hap kullanılması gerekir.
Ertesi gün hapı aldım fakat hamile kaldım?
Bu durumda gebeliği istemiyorsanız tek çare kürtaj ile aldırmaktır. Eğer hamileliğin devamına karar vermişseniz bu durumda ertesi gün hapının gebeliğe zarar vermesinden endişelenmenize gerek yoktur. Ertesi gün hapı kullanıp da hamile kalanlarda bebek üzerinde yan etki izlenmemiştir.
İlgili Konular:
- Ertesi Gün Hapı Ve Acil Korunma Yöntemleri
- Ertesi Gün Hapı Yan Etkileri
- Ertesi Gün Hapı Gebeliği Nasıl Önler?
İlişkiden sonra ilk fırsatta alınması ve en geç 3 gün içerisinde alınması önerilir. Ertesi gün hapı ilişkiden sonra ne kadar erken alınırsa etkisi o kadar güçlü olur ve koruma şansı artar. Ancak hiçbir zaman koruması yüzde yüz değildir, yaklaşık %90 oranında koruma sağlar. Bu nedenle adet gecikmesi durumunda mutlaka hamileşik ihtimaline karşı gebelik testi yapılmalıdır. Ayrıca ertesi gün haplarının kendi hormonal etkisinden dolayı da adet gecikmesi yaşanabilir, bu nedenle adet gecikmesi mutlaka hamilelik oldupunu göstermez. Yine de her ihtimale karşı mutlaka gebelik testi yaptırmak gerekir.
Ertesi gün hapları bulantı ve kusma yapabileceği için bu konuda dikkatli olmak gerekir çünkü eğer kusma haplar içildikten sonraki iki saat içerisinde olmuşsa haplar da tamamen veya kısman dışarı atılır ve etkisi azalır. Bu durumda yeniden hap içilmesi gerekir. Eğer kusma haplar içildikten 2 saat veya daha uzun süre sonra olmuşsa yeniden hap içilmesine gerek yoktur çünkü haplar mideden barsaklara geçmiştir. Bu durumları engellemek için ertesi gün hapları ile birlikte bulantı önleyici ilaçlar da alınabilir.
Kimler ertesi gün hapı kullanabilir?
Ertesi gün hapını aşağıda bahsedilen durumlardan herhangi bir durumla karşı karşıya kalan bayanlar kullanabilir. Hormonal ilaç kullanmasında bir sakınca olan kişiler doktoruna danışmadan kullanmamalıdır.
Hangi durumlarda ertesi gün hapı kullanılır?
- Korunmadan cinsel ilişkiye girmek
- Prezervatifin ilişki sırasında yırtılması
- Vajina dışarısına boşalma olması. Bu durumda da gebelik olabileceği için hap kullanılması gerekir.
Ertesi gün hapı aldım fakat hamile kaldım?
Bu durumda gebeliği istemiyorsanız tek çare kürtaj ile aldırmaktır. Eğer hamileliğin devamına karar vermişseniz bu durumda ertesi gün hapının gebeliğe zarar vermesinden endişelenmenize gerek yoktur. Ertesi gün hapı kullanıp da hamile kalanlarda bebek üzerinde yan etki izlenmemiştir.
İlgili Konular:
- Ertesi Gün Hapı Ve Acil Korunma Yöntemleri
- Ertesi Gün Hapı Yan Etkileri
- Ertesi Gün Hapı Gebeliği Nasıl Önler?
Etiketler:
ertesi sabah hapı
,
ertesin gün hapı
,
nasıl kullanıır

PREZERVATİF (KONDOM) NASIL TAKILIR, NASIL KULLANILIR?
PREZERVATİF KULLANIRKEN DİKKAT EDİLECEKLER
Prezervatif yani kondom (kılıf) yaygın kullanılan korunma yöntemlerinden birisidir. Prezervatif kullanımında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır, bunlar:
- Prezervatif ilişki öncesinde sertleşme olduktan sonra takılmalıdır.
- prezervatif penisin ucuna yerleştirildikten sonra geriye doğru sıyrılarak takılır. Katlanmış olan prezervatif sonuna kadar açılarak takılmalıdır, penisin sadece ucunda durmamalıdır, penisi mümkün olduğunca fazla kaplamalıdır.
- Prezervatif takılmadan vajinaya hiç girilmemesi gerekir. Boşalma olmadan önce vajinaya girilmesi bile gebeliğe neden olabilir.
- Her kondom tek kullanımlıktır, tekrar kullanılamaz.
- Kondomun üzerine kaygaşlaştırıcı olarak krem, vazelin, bebek yağı, yemek yağı gibi maddeler sürülmemelidir, bunlar prezervatifin yırtılmasına neden olabilir. Ancak kayganlaştırıcı olarak özel olarak üretilmiş cinsel ilişki ürünleri veya gliserin sürülebilir.
- İlişki sonunda boşalma olduğunda beklemeden penis sertken kondom çıkartılmalıdır. Penisin sertliği geçerse kondom vajina içerisinde kalabilir ve çıkaramayabilirsiniz, ayrıca spermler vajina içerisine dökülerek hamileliğe neden olabilir.
- Prezervatifler sıcak ve güneş ışığı alacak yerlerde tutulmamaldır. Normal oda ısısında serin yerde tutulmalıdır.
- Kondomun son kullanma tarihine dikkat edilmelidir.
- Prezervatifin paketini açarken makas gibi kesici aletler kullanmamak gerekir, uygun açma yerinden tutup çekerek açmak gerekir.
- Penis boyutuna göre uygun çeşit prezervatifi kullanmak gerekir.
İlgili Konular:
- Prezervatif
Prezervatif yani kondom (kılıf) yaygın kullanılan korunma yöntemlerinden birisidir. Prezervatif kullanımında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır, bunlar:
- Prezervatif ilişki öncesinde sertleşme olduktan sonra takılmalıdır.
- prezervatif penisin ucuna yerleştirildikten sonra geriye doğru sıyrılarak takılır. Katlanmış olan prezervatif sonuna kadar açılarak takılmalıdır, penisin sadece ucunda durmamalıdır, penisi mümkün olduğunca fazla kaplamalıdır.
- Prezervatif takılmadan vajinaya hiç girilmemesi gerekir. Boşalma olmadan önce vajinaya girilmesi bile gebeliğe neden olabilir.
- Her kondom tek kullanımlıktır, tekrar kullanılamaz.
- Kondomun üzerine kaygaşlaştırıcı olarak krem, vazelin, bebek yağı, yemek yağı gibi maddeler sürülmemelidir, bunlar prezervatifin yırtılmasına neden olabilir. Ancak kayganlaştırıcı olarak özel olarak üretilmiş cinsel ilişki ürünleri veya gliserin sürülebilir.
- İlişki sonunda boşalma olduğunda beklemeden penis sertken kondom çıkartılmalıdır. Penisin sertliği geçerse kondom vajina içerisinde kalabilir ve çıkaramayabilirsiniz, ayrıca spermler vajina içerisine dökülerek hamileliğe neden olabilir.
- Prezervatifler sıcak ve güneş ışığı alacak yerlerde tutulmamaldır. Normal oda ısısında serin yerde tutulmalıdır.
- Kondomun son kullanma tarihine dikkat edilmelidir.
- Prezervatifin paketini açarken makas gibi kesici aletler kullanmamak gerekir, uygun açma yerinden tutup çekerek açmak gerekir.
- Penis boyutuna göre uygun çeşit prezervatifi kullanmak gerekir.
İlgili Konular:
- Prezervatif
Etiketler:
kondom
,
nasıl kullanıır
,
prezervatif
,
sprial nasıl takılır

PREZERVATİF (KONDOM) YIRTILMASI
Prezervatif (kondom, kılıf) kullanımında en önemli risk yırtılma riskidir. Çok sık görülen bir durum olmasa da zaman zaman çiftlerin fark ettiği büyük yırtıklar veya fark etmediği küçük yırtıklar meydana gelebilmektedir. Bu durumda doğal olarak hamilelik oluşma riski vardır.
Prezervatifin yırtılma riskini en aza indirmek için üzerine gliserin ve özel kayganlaştırıcışar dışında başka şeyler sürülmemelidir. bebek yağı, vazelin, el kremi gibi maddeler sürülmemelidir. Prezervatifin son kullanma tarihine dikkat edilmelidir ve aşırı sıcak, güneş gören yerlerde muhafaza edilmemelidir. Normal oda ısısında serin yerde muhafaza edilmelidir.
İlgili Konular:
- Prezervatif
- Ertesi Sabah Hapları ve Acil Korunma
Prezervatif yırtıldığında ne yapmalıyım?
Prezervatif yırtıldığında acil korunma yöntemlerinden birisine başvurmak gerekir. Bunun için acil korunma hapları yani ertesi gün hapı (ertesi sabah hapı) kullanılabilir. Diğer bir acil korunma yöntemi de ilişkiden sonra spiral taktırmaktır ancak hap kullanımı daha pratiktir daha çok tercih edilir. Bu acil korunma yöntemleri hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Bu yöntemlerle gebeliğin kesin olarak engelleneceği garanti edilemez ancak %95 civarında yüksek oranda korunma sağlarlar. Bu hapları aldıktan sonra düşük ihtimal de olsa gebelik olabileceği akılda tutulmalıdır ve adet gecikmesi yaşanırsa gebelik testi yapılmalıdır. Adet gecikmesi bu hapların kendi etkisinden dolayı da meydana gelebilir.
Prezervatifin yırtılma riskini en aza indirmek için üzerine gliserin ve özel kayganlaştırıcışar dışında başka şeyler sürülmemelidir. bebek yağı, vazelin, el kremi gibi maddeler sürülmemelidir. Prezervatifin son kullanma tarihine dikkat edilmelidir ve aşırı sıcak, güneş gören yerlerde muhafaza edilmemelidir. Normal oda ısısında serin yerde muhafaza edilmelidir.
İlgili Konular:
- Prezervatif
- Ertesi Sabah Hapları ve Acil Korunma
Etiketler:
kondom
,
prezervatif
,
yırtılması

TÜP BAĞLATMA KİMLER İÇİN UYGUNDUR? KİMLER TERCİH EDEBİLİR?
Tüp bağlatma ameliyatı korunma yöntemleri içerisinde geri dönüşü en zor olan yönemlerden birisidir. Bu nedenle bir daha çocuk istemeyeceğinden kesinlikle emin olan çiftlerin yaptırması gereken bir yöntemdir. Genellikle 2 - 3 veya daha fazla çocuğu olan çiftlere yapılır. Tek çocuğu olan çiftlere yapılması normalde tercih edilmez ileride çocuğun hastalık veya kaza bir nedenden dolayı kaybedilmesi sonrasında yeniden çocuk isteme ihtimallerine karşı. Ancak çiftler istedikten sonra ve imza verdikten sonra tek çocukları dahi olsa bağlanabilir, yasal olarak bir sakınca yoktur.
Bunun dışında daha önce başka yöntemlerle korunanlar veya spiral kullananlar sonradan tüp bağlattırabilirler. Daha önce başka ameliyatlar geçirenler veya daha önce sezaryen olanlar sonradan tüp bağlattırabilirler ancak daha önce çok kere karın ameliyatı geçirenlerde genellikle laparoskopik yöntem yerine açık ameliyat yöntemi tercih edilir.
Kaç yaşında yapılabilir?
Tüp bağlatma ameliyatı ile ilgili herhangi bir yaş sınırı yoktur, önemli olan çiftlerin yeterince çocuk sahibi olmalarıdır. Ancak yine de 18 - 20 gibi çok genç yaşlarda yapılması tercih edilmez çünkü bu çiftlerin ileride yeniden çocuk isteme veya ayrılarak yeniden evlenme gibi nedenlerle çocuk isteme riskleri fazladır.
Doğum kontrol hapı gibi hormon içeren yöntemleri çeşitli nedenlerden dolayı kullanması yasak olanlar ve adet düzensizliği gibi nedenlerden dolayı spiral taktıramayanlar veya spirali kaydığı için kullanamayanlar için geriye kalan en uygun yöntemlerden birisi tüp bağlamadır. Ancak doktor muayenesi olmadan size en uygun korunma yöntemini net olarak bilmeniz mümkün değildir.
İlgili Konular:
- Tüp Bağlatma Ameliyatı
Bunun dışında daha önce başka yöntemlerle korunanlar veya spiral kullananlar sonradan tüp bağlattırabilirler. Daha önce başka ameliyatlar geçirenler veya daha önce sezaryen olanlar sonradan tüp bağlattırabilirler ancak daha önce çok kere karın ameliyatı geçirenlerde genellikle laparoskopik yöntem yerine açık ameliyat yöntemi tercih edilir.
Kaç yaşında yapılabilir?
Tüp bağlatma ameliyatı ile ilgili herhangi bir yaş sınırı yoktur, önemli olan çiftlerin yeterince çocuk sahibi olmalarıdır. Ancak yine de 18 - 20 gibi çok genç yaşlarda yapılması tercih edilmez çünkü bu çiftlerin ileride yeniden çocuk isteme veya ayrılarak yeniden evlenme gibi nedenlerle çocuk isteme riskleri fazladır.
Doğum kontrol hapı gibi hormon içeren yöntemleri çeşitli nedenlerden dolayı kullanması yasak olanlar ve adet düzensizliği gibi nedenlerden dolayı spiral taktıramayanlar veya spirali kaydığı için kullanamayanlar için geriye kalan en uygun yöntemlerden birisi tüp bağlamadır. Ancak doktor muayenesi olmadan size en uygun korunma yöntemini net olarak bilmeniz mümkün değildir.
İlgili Konular:
- Tüp Bağlatma Ameliyatı
Etiketler:
kimlere uygun
,
tercih edilir
,
tüp bağlatma

TÜP BAĞLATMANIN RİSKLERİ, YAN ETKİLERİ VE ZARARLARI VAR MIDIR?
Tüp bağlatma (tüp ligasypnu) işleminin kadın üreme organları veya diğer organlar üzerinde bir yan etkisi yoktur ancak bu işlem basit de olsa bir ameliyattır ve her ameliyat gibi bazı riskleri vardır. Her ameliyatta ortak olan risklerin başında anesteziye bağlı çeşitli riskler gelir. Anesteziye bağlı nadir riskler dışında tüp bağlatma ameliyatının kendisine dair kanama gibi riskler görülmeyecek kadar nadirdir çünkü kanamaya neden olaabilecek bölgelerden nispeten uzak bir ameliyattır.
Bunun dışında bayanlar tarafından en çok merak edilen riskler:
Tüp bağlatma menopoza neden olur mu?
Hayır. Tüp bağlatma menopoz veya kadınlık hormonları ile ilgili bir işlem değildir.
Tüp bağlatma işlemi ileride bel ağrısı, kasık ağrısı çekmeme sebep olur mu?
Hayır. Bu ameliyatta sadece tüpler küçük bir bölgeden bağlanır ve bu bağlama beli veya kasıkları etkileyebilecek bir bölge değildir. Bu tür ağrılara sebep olmaz.
Tüp bağlatma adet düzensizliği yapar mı?
Hayır. Tüp bağlatma ameliyatı rahim veya yumurtalığı veya hormonları etkilemeyen bir ameliyattır bu nedenle adet düzensizliği yapmaz. Hastanın adetleri ameliyattan önce nasılsa ameliyattan sonra da aynı şekilde olacaktır. Adet düzensizliği daha çok yumurtalığın alındığı ameliyatlarda görülür, tüp bağlama ameliyatı ile ilgili değildir.
Tüp bağlatma ameliyatı cinsel ilikiyi etkiler mi?
Ameliyat sadece karın içerisindeki tüp denilem organ üzerinde yapıldığı için vajina ile ilgili değildir dolayısıyla cinsel ilişki üzerinden hiçbir etkisi olamaz.
Tüpleri bağlananlarda hamilelik oluşma riski var mıdır?
Her doğum kontrol yöntemi gibi tüp bağlama yöntemi de yüzde yüz koruma sağlayamaz ve çok nadiren gebelik oluşma riski vardır. Bu nedenle adet gecikmesi durumunda gebelik ihtimali açısından uyanık olmak gerekir. Ancak tüp bağlama yöntemi en güçlü koruma sağlayan yöntemlerden birisidir, hamilelik çok nadiren oluşur.
Tüp bağlama ameliyatının belki de en büyük riski ileri de geri dönüşünün çok zor olmasıdır. Yani ileride çiftler herhangi bir nedenden dolayı tekrar çocuk sahibi olmak isterlerse tüplerin açılması ameliyatının fayda sağlama oranı düşüktür. Bu nedenle tüp bağlama ameliyatını artık çocuk sahibi olmak istemeyeceklerinden kesin emin olan çiftlerin yaptırması gerekmektedir.
İlgili Konular:
- Tüp Bağlatma Ameliyatı
Bunun dışında bayanlar tarafından en çok merak edilen riskler:
Tüp bağlatma menopoza neden olur mu?
Hayır. Tüp bağlatma menopoz veya kadınlık hormonları ile ilgili bir işlem değildir.
Tüp bağlatma işlemi ileride bel ağrısı, kasık ağrısı çekmeme sebep olur mu?
Hayır. Bu ameliyatta sadece tüpler küçük bir bölgeden bağlanır ve bu bağlama beli veya kasıkları etkileyebilecek bir bölge değildir. Bu tür ağrılara sebep olmaz.
Tüp bağlatma adet düzensizliği yapar mı?
Hayır. Tüp bağlatma ameliyatı rahim veya yumurtalığı veya hormonları etkilemeyen bir ameliyattır bu nedenle adet düzensizliği yapmaz. Hastanın adetleri ameliyattan önce nasılsa ameliyattan sonra da aynı şekilde olacaktır. Adet düzensizliği daha çok yumurtalığın alındığı ameliyatlarda görülür, tüp bağlama ameliyatı ile ilgili değildir.
Tüp bağlatma ameliyatı cinsel ilikiyi etkiler mi?
Ameliyat sadece karın içerisindeki tüp denilem organ üzerinde yapıldığı için vajina ile ilgili değildir dolayısıyla cinsel ilişki üzerinden hiçbir etkisi olamaz.
Tüpleri bağlananlarda hamilelik oluşma riski var mıdır?
Her doğum kontrol yöntemi gibi tüp bağlama yöntemi de yüzde yüz koruma sağlayamaz ve çok nadiren gebelik oluşma riski vardır. Bu nedenle adet gecikmesi durumunda gebelik ihtimali açısından uyanık olmak gerekir. Ancak tüp bağlama yöntemi en güçlü koruma sağlayan yöntemlerden birisidir, hamilelik çok nadiren oluşur.
Tüp bağlama ameliyatının belki de en büyük riski ileri de geri dönüşünün çok zor olmasıdır. Yani ileride çiftler herhangi bir nedenden dolayı tekrar çocuk sahibi olmak isterlerse tüplerin açılması ameliyatının fayda sağlama oranı düşüktür. Bu nedenle tüp bağlama ameliyatını artık çocuk sahibi olmak istemeyeceklerinden kesin emin olan çiftlerin yaptırması gerekmektedir.
İlgili Konular:
- Tüp Bağlatma Ameliyatı
Etiketler:
riskleri
,
tüp bağlatma
,
tüp ligasyonu
,
yan etkileri
,
zararları

TÜP BAĞLATMA AMELİYATI NASIL YAPILIR?

Laparoskopi (kapalı) yöntemiyle tüp ligasyonu:
Laparoskopik ameliyat yönteminde karından ve göbekten sadece deliklerden sokulan kamera ve aletlerle işlem yapılır. Karına sezaryen kesisi şeklinde kesi yapılmaz sadece 1-2 adet küçük delik bulunur. Bu nedenle ameliyat sonrası iyileşme kolay olur ve ağrı az olur. Ameliyat yapıldıktan sonra bir gün içerisinde hasta taburcu edilebilir. Laparoskopi yöteminde tüpler orta bölgesinden koterize edilerek (yakılarak) işlem yapılır, tüp uçarı klipslenebilir.
Açık ameliyatla tüp ligasyonu:
Burada sezaryen kesisinin yapıldığı bölgeden kesi yapılarak normal yöntemlerle ameliyat yapılır. Ancak kesi sezaryen kesisi kadar geniş ve büyük olmaz genellikle 3-5 cm kadar daha küçük bir kesi yapılarak tüpler bağlanır. Kesi küçük olduğu için hatsanın iyileşmesi kolay olur ve ağrısı çok fazla olmaz. Ameliyattan genellikle bir gün sorna taburcu edilir.
Laparoskopik (kapalı ameliyat) veya açık hangi yöntemle yapılırsa yapılsın tüp bağlama ameliyatının koruma etkinliği çok yüksektir.
Sezaryen ve diğer ameliyatlar sırasında tüp bağlama ameliyatı:
Yeterli sayıda çocuk sahibi olduklarına karar veren çiftler eğer doğum sezaryen ile gerçekleşecekse bu esnada tüplerin de bağlanmasını isteyebilirler ve iki ameliyat aynı anda gerçekleşebilir. Sezaryen için yapılan cilt kesisi dışında ek başka bir kesi yapılması veya kesinin büyütülmesi gerekmez. Sezaryen ameliyatında tüpler bağlanırsa ameliyat sadece bir kaç dakika daha uzun sürer. Sezaryen dışında yumurtalık kisti veya myom ameliyatı sırasında da hasta isterse aynı zamanda tüplerin bağlanması yapılabilir.
Normal doğumdan hemen sonra tüp bağlatma:
Normal doğumdan sonraki gün göbek altından yapılacak küçük bir kesi ile de (laparoskopik değil) tüp bağlatma ameliyatı yapılabilir. Bu durumda kesi pubik bölgeden (sezaryen kesisi yapılan bölgeden) yapılmaz yukarıda göbeğe yakın bölgeden yapılır çünkü rahim doğumdan sonra büyüktür ve tüpler de rahimle beraber bu mesafede bulunur.
İlgili Konular:
- Tüp Bağlatma Ameliyatı
- Laparoskopi (Kapalı Ameliyat)
Etiketler:
adet düzensizliği
,
laparoskopi
,
nasıl
,
tüp bağlatma
,
tüp ligasyonu

DOĞUM KONTROL HAPI ALMAYI (İÇMEYİ) UNUTMAK

Doğum kontrol haplarını her gün unutmadan üstelik her gün aynı saatlerde almak çok önemlidir. Hapın içildiği saatler arasında en fazla 2-3 saat fark olması gerekir. Bir gün sabah ertesi gün akşam almak gibi fazla saat farkları olursa koruma özelliği azalır ve gebelik oluşabilir.
Sadece bir gün hap almayı unutursanız:
Eğer sadece 1 hap almayı unutursanız ve bunun üzerinden 24 saatten fazla süre geçmemişse hatırlar hatırlamaz o unuttuğunuz hapı almalısınız ve sonraki günlerin haplarını da her zaman aldığınız saatlerde alarak haplara devam edebilirsiniz. (Örneğin salı günü alacağınız hapı unutmuşsanız bu hapı hatırlar hatırlamaz alın, çarşamba gününün hapını her zaman hap aldığınız saatte alın ve sonraki günler de yine normal saatlerde hapları alarak devam edin.) Tek 1 hap unutulan durumlarda (24 saatten fazla gecikme olmadan hatırlayıp alırsanız) ek korunma yöntemine gerek yoktur.
İki gün arka arkaya hap almayı unutursanız:
Eğer arka arkaya 2 gün yada daha fazla hap almayı unutmuşsanız bu durumda doğum kontrol yönteminin koruma etkisi geçmiş olabilir ve 7 gün boyunca ek bir korunma yöntemi de ekleyerek (prezervatif gibi) hapları birer birer almaya devam etmelisiniz.
Hapları almanızda bir düzensizlik olduğunu fark ettiğinizde yukarıdaki yöntemleri uygulayabilirsiniz veya kaç gün hap unuttuğunuzu hatırlamıyorsanız, çok karıştırmışsanız bu durumda o ayki kutu bitene kadar kondom gibi ek bir korunma yöntemi ile korunmanız ve birdahaki adetinizin ilk günü yeni bir kutu doğum kontrol hapına başlamanız sizi garantiye alacaktır. Adetiniz gecikirse gebelik testi yapmanız gerekir.
İlgili Konular:
- Doğum Kontrol Hapları
- Doğum Kontrol Hapı Nasıl Kullanılır?
Etiketler:
almayı unuttum
,
doğum kontrol hapı
,
içmeyi unuttum

KİMLER DOĞUM KONTROL HAPI KULLANMAMALI (SAKINCALIDIR)
ORAL KONTRASEPTİFLER - KESİN VE RÖLATİF KONTRENDİKASYONLAR
Doğum kontrol hapları asla doktor kontrolü olmadan kullanılmaması gereken ilaçlardır. Çünkü bazı durumlarda ciddi yan etkileri olabilmektedir. Doğum kontrol hapı kullanmaya engel bir faktör var mı diye mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Aşağıda doğum kontrol hapı kullanmanın zararlı olabileceği veya kullanırken dikkatli olunması gereken durumlar listelenmiştir:
İlgili Konular:
- Doğum Kontrol Hapı
- Doğum Kontrol Haplarının Yan Etkileri
Doğum kontrol hapları asla doktor kontrolü olmadan kullanılmaması gereken ilaçlardır. Çünkü bazı durumlarda ciddi yan etkileri olabilmektedir. Doğum kontrol hapı kullanmaya engel bir faktör var mı diye mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Aşağıda doğum kontrol hapı kullanmanın zararlı olabileceği veya kullanırken dikkatli olunması gereken durumlar listelenmiştir:
- Düşük yada kürtajlardan sonra doğum kontrol hapına başlamak için süre geçmesine gerek yoktur, hemen başlanabilir.
- Bütün sigara içenlerde önerilmezken özellikle 35 yaş üzerinde sigara içenler kesinlikle kullanmamalıdır.
- Hipertansiyon (yüksek tansiyon) hastalarında ilk seçenek değildir, ancak kullanılabilecek başka yöntem yoksa kullanılabilir. (Tansiyon yüksekliği kontrol altındaysa ve aşırı yüksek değilse)
- Daha önceki gebeliklerinde tansiyon yüksekliği öyküsü olanlarda şu an tansiyon yükekliği yoksa kullanılabilir.
- Derin ven trombozu (damar tıkanıklığı) olan veya daha önce geçirmiş olanlarda asla kullanılmamalıdır.
- Kalp krizi öyküsü olanlar asla kullanmamalıdır.
- Serebrovasküler olay (beyin damarlarında tıkanıklık, inme) geçirenler asla kullanmamalıdır.
- Trombofili ve antifosfolipid sendromu varlığında kullanılmamalıdır.
- Trombojenik kalp kapak hastalığı olanlarda kesin kontrendikedir.
- Trombojenik kardiyak aritmisi olanlarda kesin kontrendikedir.
- Trigiliserid yüksekliği olanlarda kullanılmamalıdır. (250 üzeri rilatif kontremdike, 750 üzeri kesin kontrendike)
- Migren hastaları: Fokal nörolojik semptomları (aura) yoksa rölatif kontrendikedir, aurali mifrende kesin kontrendikedir.
- Endometriozis hastaları kullanabilir, OKS'nin faydalı etkileri olabilir.
- Over kisti (yumurtalık kisti) olanlar kullanabilir, OKS'nin faydalı etkileri olabilir.
- Rahim ağzında iyi huylu lezyonları olanlar kullanabilir.
- Memede iyi huylu kist ve benzeri kitlesi olanlar kullanabilir.
- Mevcut meme kanserinde kesin kontrendikedir, geçirilmiş meme kanseri öyküsü olanlarda rölatif kontrendikedir..
- Endometrium kanseri hastalarında kesin kontrendikedir.
- Lösemi hastalarında kesin kontrendikedir.
- Hepatoselüler adenom ve malign hepatom kesin kontrendikedir.
- Akut karaciğer hastalığı kesin kontrendikasyondur.
- Myomu olan hastalar kullanabilir ancak nadiren myom boyutunda artmaya sebep olabilir.
- Hipofiz adenomu (prolaktinoma) OKS kullanmaya engel değildir. OKS hipofiz adenomunun büyümesine neden olmaz.
- Pelvik enfeksiyon geçirmiş hastalar kullanabilir.
- Diabet (şeker hastalığı) eğer böbrek, göz, damar gibi komplikasyonlara yol açmışsa kesin kontrendikedir. Kontrollü diyabet rölatif kontrendikasyondur.
- Guatr (hipertroidi veya hipotroidi) OKS için engel teşkil etmez.
- Safra kesesi taşı OKS kullanmak için kesin engel teşkil etmemekle beraber, OKS bu taşları arttırabilir, dikkatli olmak gerekir. Rölatif kontrendikedir.
- Orak hücreli anemi rölatif kontrendikasyondur, ağrılı krizlere vb. neden olabilir.
- SLE rölatif kontrendikasyondur. Bazı hastalarda atak sıklığı artar.
- Epilepsi hastalığı OKS kullanmak için engel değildir ancak epilepsi ilaçlarının bazıları doğum kontrol haplarının etkisini azaltır, bu nedenle gebelik oluşabilir. Rölatif kontrendikasyondur.
- Uzun süre hareketsizliğe neden olabilecek büyük ameliyatlar veya travmalar kesin kontrendikasyondur. Ameliyatlardan 1 ay önce kesilmelidir.
- Bütün sigara içenlerde önerilmezken özellikle 35 yaş üzerinde sigara içenler kesinlikle kullanmamalıdır.
- Hipertansiyon (yüksek tansiyon) hastalarında ilk seçenek değildir, ancak kullanılabilecek başka yöntem yoksa kullanılabilir. (Tansiyon yüksekliği kontrol altındaysa ve aşırı yüksek değilse)
- Daha önceki gebeliklerinde tansiyon yüksekliği öyküsü olanlarda şu an tansiyon yükekliği yoksa kullanılabilir.
- Derin ven trombozu (damar tıkanıklığı) olan veya daha önce geçirmiş olanlarda asla kullanılmamalıdır.
- Kalp krizi öyküsü olanlar asla kullanmamalıdır.
- Serebrovasküler olay (beyin damarlarında tıkanıklık, inme) geçirenler asla kullanmamalıdır.
- Trombofili ve antifosfolipid sendromu varlığında kullanılmamalıdır.
- Trombojenik kalp kapak hastalığı olanlarda kesin kontrendikedir.
- Trombojenik kardiyak aritmisi olanlarda kesin kontrendikedir.
- Trigiliserid yüksekliği olanlarda kullanılmamalıdır. (250 üzeri rilatif kontremdike, 750 üzeri kesin kontrendike)
- Migren hastaları: Fokal nörolojik semptomları (aura) yoksa rölatif kontrendikedir, aurali mifrende kesin kontrendikedir.
- Endometriozis hastaları kullanabilir, OKS'nin faydalı etkileri olabilir.
- Over kisti (yumurtalık kisti) olanlar kullanabilir, OKS'nin faydalı etkileri olabilir.
- Rahim ağzında iyi huylu lezyonları olanlar kullanabilir.
- Memede iyi huylu kist ve benzeri kitlesi olanlar kullanabilir.
- Mevcut meme kanserinde kesin kontrendikedir, geçirilmiş meme kanseri öyküsü olanlarda rölatif kontrendikedir..
- Endometrium kanseri hastalarında kesin kontrendikedir.
- Lösemi hastalarında kesin kontrendikedir.
- Hepatoselüler adenom ve malign hepatom kesin kontrendikedir.
- Akut karaciğer hastalığı kesin kontrendikasyondur.
- Myomu olan hastalar kullanabilir ancak nadiren myom boyutunda artmaya sebep olabilir.
- Hipofiz adenomu (prolaktinoma) OKS kullanmaya engel değildir. OKS hipofiz adenomunun büyümesine neden olmaz.
- Pelvik enfeksiyon geçirmiş hastalar kullanabilir.
- Diabet (şeker hastalığı) eğer böbrek, göz, damar gibi komplikasyonlara yol açmışsa kesin kontrendikedir. Kontrollü diyabet rölatif kontrendikasyondur.
- Guatr (hipertroidi veya hipotroidi) OKS için engel teşkil etmez.
- Safra kesesi taşı OKS kullanmak için kesin engel teşkil etmemekle beraber, OKS bu taşları arttırabilir, dikkatli olmak gerekir. Rölatif kontrendikedir.
- Orak hücreli anemi rölatif kontrendikasyondur, ağrılı krizlere vb. neden olabilir.
- SLE rölatif kontrendikasyondur. Bazı hastalarda atak sıklığı artar.
- Epilepsi hastalığı OKS kullanmak için engel değildir ancak epilepsi ilaçlarının bazıları doğum kontrol haplarının etkisini azaltır, bu nedenle gebelik oluşabilir. Rölatif kontrendikasyondur.
- Uzun süre hareketsizliğe neden olabilecek büyük ameliyatlar veya travmalar kesin kontrendikasyondur. Ameliyatlardan 1 ay önce kesilmelidir.
İlgili Konular:
- Doğum Kontrol Hapı
- Doğum Kontrol Haplarının Yan Etkileri
Etiketler:
doğum kontrol hapı
,
kullanmamalı
,
sakıncalı
,
yasak

Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>