DİYABET (ŞEKER) HASTALARI HAMİLE KALABİLİR Mİ?

Burada bahsedilen durum hamile kalmadan önce diyabet yani şeker hastalığı olan kişilerle ilgilidir buna pregestasyonel diyabet denir. Hamilelikte ortaya çıkan şeker hastalığı ayrı bir konudur (gestasyonel diyabet, gdm), bu konuda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Hamile kalmadan önce şeker hastalığı olan hastalarda bu durum ya çocuklukta başlayan tip 1 diyabet veya yetişkin yaşlarda genellikle orta yaşlardan sonra başlayan tip 2 diyabet hastalığı şeklinde olabilir. Her iki durumda da şeker hastalığı bulunan kişi doktoru tarafından bildirilen başka bir sorun yoksa hamile kalabilir. Ancak hamilelik oluşmadan önce hastanın şeker düzeyleri tamamen kontrol altına alınmış olmalıdır çünkü kontrolsüz ve yüksek düzeyde syereden şeker seviyeleri ile hamile kalındığında hem bebekte bazı anomaliler oluşma riski artar hem de annenin hamilelikte şeker kontrolü zorlaşır.

Gebelikten önce şeker hastalığı olan hastaların şeker düzeyleri ve HbA1C düzeyleri ölçülerek şekerlerinin normal sınırlarda seyretmesi için insülin veya diğer ilaç dozları, diyetleri ayarlanır.HbA1C düzeyi şekerin son 2-3 ay içerisindeki uzun süreli kontrolü hakkında bilgi verir bu nedenle önemlidir ve normal sınırlarda olana kadar korunarak gebelik engellenmelidir. HbA1C düzeyi normalden yüksek olarak oluşan hamileliklerde bebekte bazı anomalilerin oluşma riski artar.

Şeker hastaları gebe kaldığında ilaç dozları ve şeker seviyeleri değişir mi?
Gebelik döneminde salgılanan bazı hormonlar kadının insülin ve glukoz (şeker) seviyelerini etkileyebilir ve bu nedenle hamilelikten önce düzgün seyreden şeker seviyeleri bozulabilir, insülin dozlarının yeniden ayarlanması gerekebilir. Gebeliğin başlangıcında troid (guatr) hormonlarının kontrol edilmesi gerekir. Tip 2 diyabet hastalarının kullandığı şeker hapları denilen ilaçlar gebelikte kullanılamaz bunların yerine gebelik döneminde diyet ve insülin tedavisi verilir. Bu nedenlerle diyabetli hastaların gebelikleri riski gebelik grubuna girer ve bu hastalar gebelikleri boyunca hem şeker kontrollerini yapan dahiliye veya endokrin uzmanlarına hem de kadın doğum uzmanlarına sık ve düzenli şekilde görünmelilerdir.

Doğumdan sonra şeker hastalığı nasıl seyreder?
Doğumdan sonra sıklıkla insülin ihtiyacı azalır ve şeker seviyeleri oynak bir hal alır. Düzenli uyuyamama, yorgunluk, sürekli emzirme gibi nedenlerle şekerin aşırı düşmesi yani hipoglisemi atakları geşilebilir. Bu nedenle yanınızda sürekli şeker bulundurmanız gerekir. Glukoz seviyelerinin takibi ve ilaçların tekrar ayarlanması için doğumdan sonra da dahiliye veya endokrinoloji doktorunuzla sıkı irtibat halinde olmanız gerekir.


İlgili Konular:
Gebeliğe Bağlı Şeker Hastalığı (Gestasyonel Diabet)
Tamamını >>

İKİZ GEBELİK (İKİZ HAMİLELİK) BELİRTİLERİ

Gebelikte görülen belirti ve çeşitli şikayetler hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. İkiz gebeliklerde bazı belirtiler tekil gebeliklerden farklı olabilir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki belirtilere bakarak bir gebeliğin ikiz veya tekil olduğunu tahmin etmek yüksek oranda yanıltıcı olacaktır zaten günümüzde ultrasonografinin yaygınlaşması ile gebeliğin daha ilk haftalarından itibaren çok basit şekilde ikiz gebelik teşhisi konulabilmektedir.

İkiz gebeliklerde tekil gebeliklere göre hangi belirtilerde farklılıklar olabilir?
- Kilo alımı daha erken ve daha fazla olabilir.
- Rahmin büyümesi daha fazla olur, karın daha belirgin olur. Mezura ile rahim tepesinin (uterin fundus) ölçümü daha fazla olur.
- Bulantı ve kusma şikayetleri daha fazla olabilir.
- Yorgunluk ve halsizlik daha fazla olabilir.
- Bazı ikiz hamileliklerde bebek hareketleri daha erken aylarda başlar ve daha sık hareket hissedilir.
- Kanda gebelik testi (B-HCG) ikizlerde daha yüksek çıkar.
- Gebeliğin 4. ayında yapılan AFP testi ikiz gebeliklerde daha yüksek çıkar.

Burada belirtilen belirtiler her zaman görülen kesin ve net durumlar değildir örneğin bir tekiz gebelikte bulantı ve kusma başka bir ikiz gebelikten daha fazla olabilir. Yukarıda da belirtildiği gibi belirtilere bakarak bir gebeliğin ikiz olduğunu tahmin etmeye çalışmak çok yanıltıcı olabilir ve günümüzde zaten ultrasonun çok yaygın kullanılmasıyla belirtilerle ayrım yapmaya gerek kalmamıştır.


İlgili Konular:
Hamilelik Belirtileri
Tüp Bebekte Hamilelik Belirtileri
- İkiz Gebelik
İkiz Gebelik Ne Zaman Belli Olur? Nasıl Anlaşılır?
Tamamını >>

BEBEĞİN ERKEK (VEYA KIZ) OLMASI İÇİN NELER YAPILMALI?

Bebek sahibi olmayı planlayan çiftlerden özellikle de daha önce kız bebekleri olan çiftlerden sıkça duyulan sorulardan birisidir: erkek bebek için ne yapmak gerekir? erkek bebek olması için dua var mıdır? neleri yersem erkek bebek olur? ne içersem erkek bebek olur? bebeğin erkek olması nasıl mümkün olur gibi sorular...
Daha az oranda olsa da kız bebek olması için ne yapmalı şeklinde sorular da olmaktadır.

Bu güne kadar bebeğin kız veya erkek olma şansını değiştirecek herhangi bir yöntem, yiyecek, içecek, dua, bitki, çay, madde vb. bulunamamıştır. Doğada bununla ilgili mülemmel bir denge vardır. Halk arasında falanca yöntemi uyguladım ve erkek bebeğin oldu şeklindeki söylentiler tamamen tesadüftür çünkü zate 2 çeşit cinsiyet vardır ve bunlardan birisinin tutma ihtimali yüzde 50'dir. Yani bir çifte tamamen uydurma bir yöntem önerilse bile bunu uygulaması halinde istediği cinsiyette bebek elde etme şansı %50'dir zaten. Bu nedenle halk arasındaki bu tür söylentilere asla itibar edilmemelidir.

Bebeğin cinsiyetini belirleyebilmek için tek yöntem PGD (preimplantasyon genetik tanı) yöntemidir ancak tüp bebek sırasında uygulanabilen bu yöntem ülkemizde yasaktır. PGD yöntemi ve bebeğin cinsiyetini belirleme konusunda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.


İlgili Konular:
- Bebeğin Cinsiyetini Seçmek (Kız veya Erkek) Mümkün Mü?
Tamamını >>

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) EGZERSİZ VE SPORA NE ZAMAN BAŞLANMALIDIR?

Hamilelere egzersiz ve spora genellikle 3. ay bittikten sonra yani 12-13 haftalarda başlayacak şekilde önerilir. Bu haftalardan daha önce veya hamileliğin başından itibaren egzersiz ve spora yapılmasının bir sakıncası gösterilmemiştir bu nedenle anne adayı hamile olduğunu farketmeden gebeliğin ilk aylarında spor yapmışsa bile bunun bir sakıncası olmaz.

Hamileliğin ilk 3 ayında spora önerilmemesinin nedeni gebeliğin genel durumu hakkında fikirlerin bu dönemden sonra netleşmesi ve ayrıca kanama, düşük gibi durumların ilk 3 ayda sık rastlanmasıdır. Hamilelerin önemli bir kısmı bu ilk aylarda kanama ve düşük gibi komplikasyonlarla karşı karşıya kalır, bu aylarda spor yapan anne adayı bunun spor ve egzersiz hareketlerine bağlı olduğunu düşünerek kendini suçlayabilir ancak aslında düşüğe neden olan durum spor ve egzersiz değildir. Bu nedenle anne adayının içinin rahat olması için genellikle bu aylarda spor önerilmez.

Hamilelik döneminde egzersiz ve spor konusunda diğer bilgilere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Tamamını >>

HAMİLELİKTE SPOR VE EGZERSİZ YAPARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Gebelik döneminde egzersiz ve spor yaparken dikkat edilmesi gereken önemli hususlar vardır. Bunlara dikkart edildiği sürece ve doktorunuz tarafından bir sakınca görülmediği sürece hamilelikte egzersiz ve spor çok faydalı olacaktır.

Hamilelikte egzersiz ve spor yaparken dikkat edilmesi gereken noktalar:
- Öncelikle hamilelelikte egzersiz ve spora başlamadan önce mutlaka doktora başvurulmalıdır.
- Gebeliğin 3. ayından sonra egzersizlere başlanmalıdır.
- Sporun süresi çok uzun olmamalıdır ortalama 30 dakika yeterlidir.
- Sporun şiddeti fazla olmamalıdır. Kişi nefes nefese kalmayacak şekilde, spor yaparken rahatlıkla konuşabilecek şekilde nefesini ve sporun şiddetini ayarlamalıdır.
- Aşırı terleyecek şiddette spor yapılmamalıdır, hafif terleme olabilir.
- Karın bölgesine travma yaratabilecek sporlar yapılmamalıdır.
-  Denge kaybı yaratacak düşme riski içeren sporlar yapılmamalıdır.
- Dağcılık ve benzeri sporlar yapılmamalıdır.
- Su altı dalma gibi sporlar yapılmamalıdır. Yüzme yapılabilir ve çok faydalıdır.
- Spordan önce, spor sırasında ve spordan sonra yeterli miktarda su veya sıvı içeceklerle sıvı kaybı önlenmelidir.

Hamilelik döneminde egzersiz ve spor konusunda diğer bilgilere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Tamamını >>

HAMİLELER SPOR YAPABİLİR Mİ?

Hamileler gebelik dönemi boyunca doğuma kadar ve hatta doğum sonrasında da devam edecek şekilde spor yapabilirler. Nadiren doktor tarafından sakıncalı bulunanan bazı durumlarda spor ve egzersize izin verilmez bu nedenle spor ve egzersiz yapmadan önce doktorunuza danışmalısınız. Doktor tarafından izin verildiği sürece spor ve egzersiz her gebe tarafından yapılmalıdır, hamilelikte ve hamilelik sonrasında çok faydalı olacaktır. Genellikle spora hamileliğin üçüncü ayından sonra izin verilir. Hamilelikten önce düzenli spor yapan anne adayları hamile kaldıktan sonra ilk 3 ay spora ara vererek üçüncü aydan sonra tekrar başlayabilirler ve hamilelik süresinde hafif - orta tempoda aşırı yorgunluk olmayacak şekilde devam edebilirler.

Hamileler için spor ve egzersize sakınca oluşturan bazı durumlar suların gelmesi, yüksek tansiyon, erken doğum tehlikesi olması, kanama olması, düşük riski gibi durumlardır.

Hamilelikte spor ve egzersiz konusunda detaylı bilgilere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
hamilelikte egzersiz ve spor
Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız
Tamamını >>

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) KAÇ KİLO ALINMALI?

Anne adayının hamileliğin başından doğuma kadar geçen yaklaşık 9 ay sürede ortalama 9-12 kilo almaları normaldir ancak bu orta kilodaki bayanlar için geçerlidir.Aşırı kilolu olan anne adaylarının gebeliikte daha az 6-8 kilo almaları yeterlidir çünkü zaten aşırı kilolu olan anne adayı gebelikte de fazla kilo alırsa istenmeyen bazı durumlar meydana gelebilecektir. Bunun için aşırı kilolu olan bayanlar gebelilk boyunca fazla kilo aldırıcı besinlerden (bol karbonhidratlı ve yağlı besinler gibi) kaçınmaları gerekir. Aşırı kilonun gebelik üzerindeki olumsuz etkileri hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Gebeliğe başlarken normalden zayıf olan anne adayları ise daha fazla kilo alabilirler, doğuma kadar ortalama 15-16 kilo gibi. Normal sınırlarda ağırlık artışının korunması için her gebenin gebelikte sağlıklı ve doğru beslenme kurallarına dikkat etmesi gerekir.

Normal sınırlarda kilo alan bir annenin hem gebeliği daha sağlıklı geçecektir hem de doğumdan sonra normal kilosuna dönmesi daha kolay olacaktır. Doğumdan sonra kilo vermek konusunda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

İlgili Konular:
- Hamilelikte Kilo Alımı
Tamamını >>

DOĞUMUN NASIL OLACAĞI NE ZAMAN BELLİ OLUR?

Hamilelik döneminde takipler süresince çiftlerin en çok merak ettikleri konulardan birisi de doğumun nasıl olacağı konusudur? Normal doğum mu? sezaryen mi? olacak sorusuna özellikle gebeliğin son aylarında sık rastlanır. Normal doğum ve sezaryen arasındaki farklar ve hangisinin tercih edilmesi gerektiği konusu ayrıntılı olarak ayrıca anlatılmıştır bu konuya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Burada doğumun hangi yöntemle gerçekleşeceğinin ne zaman belli olacağı açıklanacaktır.

Doğum şekli kaçıncı haftada belli olur?
Doğumun normal yolla mı yoksa sezaryenle mi gerçekleşeceği çoğu gebelikte son güne hatta son ana kadar belli olmayabilir. Tamamen normal görünen bir gebelikte normal doğum sırasında bebeğin doğum yolunda ilerlemesinden kaynaklanan bir sebeple veya kalp atışlarında meydana gelen değişiklikler nedeniyle bir anda searyen gerekebilir ve bu tür durumların önceden tahmin edilmesi her zaman mümkün değildir. Genellikle gebeliğin son ayına kadar doğumun nasıl olacağı hakkında bir fikir belirtmek doğru olmaz. Örneğin son aya kadar anne karnında bebeğin dönmesi sık görülür ancak son ayda artık bebek büyüdüğü için nadiren döner. Hamileliğin son gününe kadar hiçbir zaman kesin olarak normal doğum yapılabileceği söylenemez, her an bazı değişiklikler meydana gelebilir. Ancak gebeliğin son haftalarında (37-38-39-40. haftalarda) bebeğin duruşuna, kilosuna, muayenede doğum yolunun şekline bakılarak normal doğumun mümkün olabilmesi konusunda yaklaşık bir tahminde bulunulabilir.

Ancak bazı durumlar vardır ki bu durumlarda normal doğumun olamayacağı sezaryenin mutlaka gerekeceği önceden daha doğum haftaları yaklaşmadan bilinebilir: Örneğin ikiz ve üçüz gebeliklerde (bazen normal doğum da olabilir), bebeğin suyunun çok az olduğu ve kalp atışının düzensiz olduğu bazı durumlarda, bebeğin kilosunun aşırı fazla olması durumunda, daha önceden sezaryen ameliyatı veya rahim ameliyatı geçirenlerde, bebeğin eşinin (plasenta) doğum kanalını kapatması gibi durumlarda... Bebeğin makat veya ayaklar aşağıda olacak şekilde ters durması durumunda normal doğumun olamayacağı kesin olarak söylenmez çünkü gebeliğin  her haftasında bebeğin tekrar dönerek düz pozisyona gelmesi mümkün olabilmektedir, ancak bebek büyüdükçe özellikle son ayda artık dönme şansı azalır.


İlgili Konular:
- Normal Doğum
- Sezaryen
- Normal Doğum Mu? Sezaryen Mi?
Tamamını >>

İDRARDA GEBELİK (HAMİLELİK) TESTİNDE SİLİK ÇİZGİ GÖRÜLMESİ NE ANLAMA GELİR?

İdrarda gebelik testleri idrardaki BHCG hormonunun saptanması ile çalışırlar. Gebelik oluştuğunda idrarda BHCG hormonu belli bir düzeyin üzerine (20 mU) çıkarsa gebelik testinde bu saptanır ve çizgiler koyu renk olarak görülür. Gebelik testinde bulunan iki çizgiden birinin soluk renkte görülmesi gebeliğin çok erken dönemde olmasına bağlı olabilir veya kimyasal gebelik gibi düşük ile alakalı durumlara bağlı olabilir. Yani ikinci çizginin silik görülmesi sonrasında sağlıklı bir hamileliğe sahip olunabilir veya kimyasal düşük gibi bir durumla karşı karşıya kalınabilir veya hiç gebelik oluşmamış bile olabilir. Bu durumu netleştirmek için test 3-4 gün sonra tekrar edilmelidir veya kanda gebelik testi yapılmalıdır. İdrarda gebelik testleri ancak adet gecikmesi yaşandıktan sonraki günlerde gebeliği tespit edilebilir o yüzden adet gecikmesi olmadan yapılmamalıdır. Ayrıca son kullanma tarihi geçmiş veya bozulmuş testler de yanlış sonuç verebilirler.

İdrarda gebelik testinde her iki çizgi de koyu renkte net görülüyor ise genellikle hatalı sonuç beklenmez yani hamilelik tespit edilir. Ancak normal bir hamilelik mi değil mi anlaşılması için herzaman doktor muayenesi gereklidir. Normal bir hamilelik dışındaki bazı durumlar da (dış gebelik, ölü gebelik, düşük gibi) gebelik testinde iki çizginin net koyu renkte görülmesine veya bir çizginin soluk görülmesine neden olabilir.

İdrarda hamilelik testinde sadece tek çizgi görülüyorsa, ikinci çizgi hiç belli olmuyorsa bu durumda ya gebelik yoktur ya da test erken yapılmıştır. Bu testler adet gecikmesi olmadan önce hatta bazen adet gecikmesi olduktan sonraki ilk günlerde yanlış sonuç verebilirler. Adet görene kadar her kadın kendisinde hamilelik olasılığı var kabul etmelidir ve 3-4 gün sonra testi tekrar etmelidir. Şüpheli durumun devam etmesi halinde doktor muayenesi ve ultrasonografi, kanda gebelik testi gibi tahlillerle durum netleştirilmelidir.

İlgili Konular:
- Gebelik Testi
- Gebelik Testi Nasıl Yapılır?
Tamamını >>

HAMİLE MİYİM?

Bir kadının adet görmeye başladığı yaşlardan menopoza girene kadar cinsel olarak aktif olduğu her dönemde teorik olarak hamile kalma olasılığı vardır. Bir kadında hamile miyim? değil miyim? şeklinde şüphe yaratacak en yaygın durum adetinin gecikmesidir. Adeti geciken her kadın acaba hamile miyim? değil miyim? şeklinde şüphe duyar ve net sonucu bir an önce öğrenmeye çalışır. Bu durum herhangi bir doğum kontrol yöntemi ile korunan kadınlar için de geçerlidir. Spiral, doğum kontrol hapı, korunma iğneleri, tüp bağlatma, prezervatif ve diğer bütün doğum kontrol yöntemlerini kullanırken çok az da olsa hamile kalma riski vardır.

Adeti geciken her kadının hamile olma olasılığı vardır ancak her adet gecikmesi mutlaka hamilelik olduğu anlamına gelmez. Ayrıca bazen hiç adet gecikmesi olmadan da (üstüne adet görme) hamile kalanlar olur. Hamile bayanlarda adet gecikmesi dışında bulantı, kusma, iştahsızlık, halsizlik, göğüslerde dolgunlaşma gibi belirtiler olabilir ancak bazı kadınlarda hiçbir belirti de olmayabilir. Bu durumda kesin ve net sonucu ancak doktor muayenesi ve doktor kontrolünde yapılacak idrar veya kanda gebelik testleri gösterecektir. Ayrıca kesin teşhis için ultrason değerlendirmesi de gerekebilir. Kan ve idrarda yapılan gebelik testleri nedir ve ilişkiden kaç gün sonra sonuç verir, hamileliğin ultrasonla teşhisi gibi konularda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

İlgili Konular:
- Hamilelik Nasıl Anlaşılır?
- Hamilelik Kaç Günde Belli Olur?
- Hamilelik Testi
Tamamını >>

HAMİLELİK (GEBELİK) BELİRTİLERİ EN ERKEN NE ZAMAN BELLİ OLUR?

HAMİLELİK BELİRTİLERİ NE ZAMAN BAŞLAR?
Hamilelik olduğunu dair şüphe yaratacak ilk ve en klasik belirti adet gecikmesidir. Bulantı, kusma, halsizlik, yorgunluk, kasıklarda ağrı, göğüslerde şişkinlik ve büyüme, koyulaşma gibi diğer belirtiler de adet gecikmesi olmadan önce başlamaz. Adet gecikmesi başladığında gebeliğe neden olan yumurtlamanın üzerinden ortalama olarak 2 hafta geçmiştir fakat bu anda gebeliğe 4 haftalık gebelik denir çünkü gebelik haftası en son görülen adetten başlayarak sayılır. Sonuç olarak hamilelik belirtileri en erken son görülen adetten 4-5 hafta sonra başlar. Adet gecikmesi olmadan önce gebelik belirtilerini oluşturacak kadar gebelik hormonları artmamıştır.

Gebeliğin ultrasonda görülebilmesi de belirtilerin başladığı bu döneme denk gelir. Adet gecikmesi olmadan önceki  günlerde gebelik ultrason ile görülemez hatta çoğunlukla kan ve idrar testlerinde de saptanamaz.




İlgili Konular:
- Gebelik Belirtileri
Tamamını >>

HAMİLE (GEBE) KALMADAN ÖNCE YAPILMASI GEREKENLER

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki ilk doktor muayenesinin gebelik oluştuktan sonra değil gebelik oluşmadan önce yapılması gerekir. Bu sayede doktorunuz size hem hamilelik hakkında bilgi verecektir hem de gebelikten önce yapılan bazı tahlilleri görecektir. Ayrıca doktorunuz size hamile kalmadan önce folik asit vitamini kullanmanızı önerecektir, bu konuda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Herhangi bir sağlık problemi olmayan anne adayının hamilelikten önce başka bir ilaç kullanması gerekmez, tabi doktorunuz muayene sonucunda farklı bir karar vermezse.

Hamilelik planlandığı andan itibaren anne adayının sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklardan tamamen uzaklaşmsı gerekir. Doktoruna danışmadan asla ilaç kullanmaması gerekir çünkü korunmadan ilişkiye girdiğiniz için hamile olmadığınızı sandığınız bir gün aslında hamile olabilirsiniz.

Hamilelik döneminde geçerli olan dengeli ve doğru beslenme kuralları hamilelik planlandığı anda uygulanmya başlanmalıdır. Bu hem bebeğin sağlığı için hem de annenin daha normal  bir kiloda sağlıklı bir gebelik geçirmesi için önemlidir. Hamilelik döneminde diyet uygulanamayacağı için aşırı kilosu olan anne adaylarının bu kilolarından hamilelikten önce kurtulmaları faydalı olacaktır. Gebelikte beslenme ile ilgili detaylı bilgilere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.


İlgili Konular:
- Gebeliğe Hazırlık
Tamamını >>

GEBELİKTE GRUP B STREPTOKOK TARAMASI VE YENİDOĞAN ENFEKSİYONUNUN ÖNLENMESİ

B GRUBU STREPTOKOK BAKTERİLER (GBS) VE HAMİLELİKTE TARAMA YAPILMASI
B grubu streptokok bakteriler (Streptococcus agalactiae) hamile olan veya olmayan kadınların vücutlarında yüksek oranda bulunan bakterilerdir. Bu bakteriler kadınlarda gastrointestinal sistem (mide barsak sistemi, rektum), genitoüriner sistem (vajina, serviks üretra, idrar yolları), boğaz, deri gibi organlarda hiçbir hastalık oluşturmadan normal florada bulunan  bakterilerdir. Hamile olan ve olmayan kadınlarda yapılan araştırmalarda bu organlarda Grup B streptokok bakterilerinin saptanma oranları %3-40 arasında (ortalama %10) değişmektedir.

Gebelik, doğum ve bebek konusunda grup B streptokokların önemi nedir?
Grup B streptokok bakterileri bulunduran hamilelerin yaklaşık yarısının doğum sırasında bu bakteriyi bebeğine geçirdiği belirlenmiştir. Bu bakteriler bebekte pnömoni (zatürre), menenjit, sepsis (vücutta yaygın enfeksiyon) şeklinde ciddi neonatal enfeksiyonlara yol açabilir, ölüme neden olabilir. Yaşamaya devam edebilen bebeklerde yüksek oranda felç, körlük, sağırlık gibi problemler meydana gelebilmektedir. Grup B streptokoklar bebeğe hamilelik sırasında geçmez, doğum sırasında bebek vajinada ilerlerken temas ile geçer bu nedenle önlemek için doğum sırasında (intrapartum) antibiyotik kullanılır. Grup B streptokoklar yenidoğanda sepsis ve menenjitin en sık nedeni olmakla beraber doğum sırasında bakteriyi alan her bebekte hastalık meydana gelmez.
Grup B streptokoklar ayrıca annede idrar yolu enfeksiyonu, endometrit (rahim enfeksiyonu) gibi durumlara neden olabilirler.

GBS kolonizasyonu hangi riskleri artrırır?
- Preterm eylem
- PPROM
- Koryoamniyonit
- Yara yeri enfeksiyonu
- Üriner enfeksiyonu

Tanı ve Tarama:
Amerika Obstetrisyenler ve Jinekologlar Koleji (ACOG) ile Hastalık kontrol ve önlem merkezi (CDC) yukarıda anlatılan risklerin önlenmesi amacıyla bütün gebelerde 35-37 haftalar arasında grup B streptokok varlığının taranmasını önermektedir. Tarama amacıyla vajen, serviks ve rektum kültürleri (rektovajinal kültür) yapılır. Bu bakteriler kendilerine özel kültür ortamında kolaylıkla tespit edilerek tanınırlar.

Tedavi ve Önlem:
Grup B streptokok bakterileri tespit edilen hamilelere antibiyotik proflaksisi verilmesi önerilmektedir. Bu sayede bakterinin anneden bebeğe geçişi önlenebilir.
Ayrıca daha önceki gebeliklerinden sonra bebekte Grup B streptokok enfeksiyonu saptananlara, doğum sırasında ateşi yüksek olan annelere ve uzamış membran rüptürü olan annelere (doğumdan önce suların gelmesine rağmen 18 saatte doğumun gerçekleşmemesi) aynı şekilde antibiyotik (Penisilin G, Ampisilin) proflaksisi önerilir. Grup B streptokok taşıyan annelerin bebeklerini emzirmelerinde bir sakınca yoktur.

Grup B Streptokok neonatal enfeksiyon risk faktörleri:
- Prematürite
- Uzamış erken membran rüptürü
- Annede intrapartum ateş (muhtemelen koryoamniyonit)
- Daha önce GBS enfekte bebekte doğurmak
- GBS bakteriürisi


EK BİLGİLER:
- Grup B streptokok bakteriürisi olan hastalara mutlaka doğumdan önce ve intrapartum tedavi verilmesi önerilmektedir, bu nedenle rektovajinal kültür ile tarama yapılmasına gerek yoktur.
- Daha önceki doğumda bebekte GBS enfeksiyonu gelişmişse şu anki gebelikte doğumda mutlaka GBS proflaksisi önerilmektedir, bu nedenle tarama yapılmasına gerek yoktur.
- Preterm doğan bebekler yüksek risk altında olduğu için bunlara mutlaka GBS proflaksisi önerilmektedir. Son 4 hafta içinde negatif tarama sonucu varsa yapılmayabilir.
- 37 hafta üzeri doğumlarda (preterm olmayan) sadece uzamış EMR ve intrapartum ateş varsa proflaktif antibiyotik önerilir.
- Grup B Streptokok rektovajinal kültür taraması pozitif olan gebelere doğumdan önce antibiyotik verilmez, doğum zamanı intrapartum tedavi uygulanır. Sadece GBS bakteriürisi saptanan gebelere doğumdan önce teşhis anında tedavi verilir.
- Doğumdan önce taşıyıcı annelere tedavi verilmemesinin nedeni rekürrensin çok fazla olmasıdır.
- Yenidoğan bebekte enfeksiyon varsa GBS tedavisi verilir, annesine antibiyotik profllaksisi uygulanan bebeklere de rutin antibiyotik proflaksisi uygulanmaz.
- Grup B streptokok: St. Agalactiae
- Grup A Streptokok: St. Pyogenes


İlgili Konular:
- Gebelikte Yapılan Testler ve Tahliller
Tamamını >>

GEBELİĞİN (HAMİLELİĞİN) SON AYI

Gebeliğin son ayında (36-40 hafta arası, dokuzuncu ay ve sonrası) anne adayında özellikle ilk hamileliği ise doğumun yaklaşmasından dolayı merak ve heyecan artar. Anne ve yakınları doğum şekli, doğu yeri gibi konuşarda planlar yapmaya başlarlar. Bu konularda anne adayı mümkün olduğu kadar etraftaki kulaktan dolma bilgilere fazla itibar etmeden ve etkilenmeden konu hakkında doktorundan objektif bilgiler almaya çalışmalıdır. Hangi doğum şekli ve neden? Hangi anestezi şekli ne neden? Hepsinin avantajları ve dezavantajarı hakkında objektif bilgiler edindikten sonra kararını ona göre doktoru ile birlikte vermelidir. Normal doğım genellikele gebeliğin 38-40 haftaları arasında gerçekleşir. Sezaryen planlanmışsa genellikle 39 hafta civarında gerçekleştirilir.

Şikayetler:
Hamileliğin son aylarında annenin şikayetlerinde bazı değişiklikle olur. Karnın artık fazlasıyla büyümesi yürümede ve hareket etmekte zorlanma, nefes almakta zorlanma, rahat uyuyamama gibi şikayetlere neden olabilir. Genellikle 36 hafta civarında bebeğin doğum kanalına girmesi nedeniyle annenin karnın biraz aşağıya iner ve bu da nefes darlığı, reflü (ağıza su gelmesi), mide rahatsızlıkları gibi şikayetlerde azalma sağlar. Bel ağrısı karnın ağırlaşmasına bağlı artabilir. Karın ve kasık ağrısı artabilir, ara sıra karında kasılmalar, sertlik olabilir. Bu ağrılar ve sertleşmeler gerçek veya yalancı doğum sancıları ile ilgili olabilir, bu konuda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Su gelmesi ve kanama:
Gebeliğin son ayında az milktarda vajinal akıntı normaldir ancak bunu su gelmesi ile karıştırmamak gerekir. Akıntı koyu ve yapışkan iken, su gelemesi akıcı ve bardaktan dökülür (veya idrar kaçırır) şekilde bol olur genellikle. Bu konuda karar veremediğiniz durumlarda mutlaka doktorunuza muayene olmalısınız çünkü su gelmesi ihmal edilmemesi gereken bir durumdur. Eğer gerçekten su gelmesi varsa sıklıkla doğum 1-2 gün içerisinde gerçekleşir.
Gebeliğin son ayında lekelenme veya az miktarda bile olsa kanama mutlaka acilen doktora başvurmayı gerektirir. Kanama nişan gelmesi veya başka sebeplerden dolayı olabilir.

Cinsel İlişki:
Gebelliğin her ayında olduğu gibi son ayında da cinsel ilşişki serbesttir. Kanama veya doktorunuzun belirttiği özel bir sakıncalı durum yoksa cinsellik konusunda sakınca yoktur.

Beslenme:
Hamileliğin son aylarında beslenme konusunda bir değişiklik gerekmez. Gebeliğin diğer aylarında olduğu gibi sık sık ve azar azar yemeye özen göstermek gerekir. Sağlıklı ve dengeli beslenmek birinci kuraldır. Gebelikte beslenme konusunda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Doğuma gideceğiniz gün veya önceki gün aşırı yemek ve yağlı yiyeceklerden kaçınmalısınız. Şayet sezaryen kararı verilmişse ameliyattan önceki 8 saat hiçbir yiyecek ve içecek, az miktarda su dahi almamanız gerekir.

Bebek:
Hamileliğin son ayında bebekte yağlanma artar. Son 1 ayda bebek ortalama 500 - 100 gram civarında kilo alır. (bkz: Haftalara göre bebeğin boyu ve kilosu) Bu ayda bebek hareketleri çok önemlidir. Bebek hareketlerinde azalma hissettiğinizde doktorunuza başvurmalısınız. 2 saat içerisinde bebek 10 kere hareket etmelidir. Bebeğin durumu konusunda önemli bir nokta da prezentasyonudur, yani başının veya makatının önde olması. Bu doğum şeklini belirleyecek önemli kriterlerden biridir. Gebeliğin son ayından önce bebeğin pozisyonu kolaylıkla değişse de son ayda pozisyon değişmesi bebek büyüdüğünden dolayı zorlaşır. Bu ayda bebek ters (makat önde) pozisyonda ise ve doğuma kadar dönme gerçekleşmezse sezaryen gerekebilir. (bkz: Bebeğin ters durması)

Hamileliğin son ayında su gelmesi, sancı, kanama, akıntı, lekelenme gibi çeşitli nedenlerle vajinal muayene (alttan muayene) yapılması gerekebilir, bunun bir sakıncası yoktur, doğumun başlaması konusunda fikir verebilecek tek yöntemdir. rahim ağzındaki açılma ve incelme (silinme) ancak elle muayene ile anlaşılır, ultrason veya diğer yöntemlerle anlamak mümkün değildir. Bu nedenle anne adaylarının elle veya spekulumla vajinal muayene yapılmasından kaçınmaları gerekmez.


İlgili Konular:
- Hafta Hafta Hamilelik
- Gebeliğin 9. Ayı
- Gebeliğin 10. Ayı
Tamamını >>

GEBELİĞİN (HAMİLELİĞİN) KAÇINCI HAFTASINDA DOĞUM OLUR?

Normal doğum kaçıncı haftada gerçekleşir?
Hamileliğin kaç haftalık, kaç günlük (kaç aylık) olduğunu hesaplarken son görülen adetin ilk günündeki tarihten itibaren hesaplanır. Son adete göre yapılan hesplamaya göre hamilelik ortalama 40 hafta yani 280 gün (9 ay 10 gün) sürer. Hamilelik haftanızı son adetinize göre otomatik hesaplamak için buraya tıklayın. Ancak her gebelik tam kırkıncı haftada doğumla sonuçlanmaz. Bazı gebeliklerde 1 veya en fazla 2 hafta kadar gecikme yaşanabilir, bu durumda doğum 41. - 42. haftaları bulabilir. Buna günü geçmek, geç doğum, günaşımı gibi isimler verilir. Bazı hanileliklerde ise ise 40 haftadan önce doğum başlayabilir. Normal doğumların büyük bir kısmı 37-40 hafta arasında gerçekleşir. Bu zaman aralığında gerçekleşmesi normaldir, tam 40 hafta olması gerekmez. Ancak 37 haftadan önce doğum gerçekleşmesine erken doğum (preterm) adı verilir.


gebelik süresi, gün aşımı, preterm
Resmi büyütmek için üzerine tıklayın

Sezaryen gebeliğin kaçıncı haftasında yapılır?
Eğer gebelik planlı sezaryeni gerektiren bir gebelikse, örneğin hastanın daha önceden sezaryen geçirmiş veya rahim ameliyatı geçirmiş olması, bebeğin ters durması, bebeğin eşinin doğum kanalını kapatması gibi durumlarda... Bu durumlarda genellikle 39. hafta civarında planlı şekilde sezaryen yapılır. Bazen acilen sezaryen  gerektiren durumlar olabilir (aşırı kanama gibi) bu durumlarda hamilelik haftası ne olursa olsun acilen sezaryen yapılır.

gebelik süresi
Resmi büyütmek için üzerine tıklayın





İlgili Konular:
- Normal Doğum
- Erken Doğum
- Geç Doğum (Gün Aşımı)
Tamamını >>

GEBELİĞİN (HAMİLELİĞİN) İLK BELİRTİLERİ

GEBELİĞİN İLK HAFTASI, İLK AYI OLUŞAN EN ERKEN BELİRTİLER
Gebelik belirtileri en erken 1-2 hafta adet gecikmesi yaşandıktan sonra başlar daha önce başlamaz, bu günlerde gebelik 5-6 haftalık yaklaşık bir - bir buçuk aylık şeklinde adlandırılır. Gebeliğin farkedildiği bu ilk günlerde ne gibi belirtiler ilk olarak meydana gelir?

Ayrıca şunu belirtmek gerekir ki adet gecikmesi yaşanmadan önceki günlerde gebelikle ilgili herhangi bir belirti veya şikayet beklenmez çünkü bu dönemde gebelik henüz oluşma aşamasındadır ve gebeliğin rahime yerleşmesi sonrasında kanda gebelik hormonlarının artması ancak adet gecikmesinden sonra gerçekleşir. Belirtilerin çoğu da bu hormonlara bağlı olarak gerçekleşir.

Hamileliğin ilk günlerinde en erken oluşan belirtiler:
- Adet gecikmesi. Bir kadını hamile olduğundan şüphelendiren ilk belirti genellikle adet gecikmesidir. Ancak her adet gecikmesi gebelik anlamına gelmez, adet gecikmesinin diğer sebepleri hakkında bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- Yorgunluk
- Bazı yiyeceklere karşı hassasiyet, tiksinme ve bazı yiyeceklere karşı aşırı istek (aşerme)
- Kokulara karşı duyarlılık
- Bulantı, kusma. Özellikle sabah bulantıları..
- Göğüslerde (memelerde) büyüme ve hassasiyet, meme uçlarında koyulaşma
- Sık idrara çıkma
- Baş dönmesi, bayılma hissi (nadir)
- İmplantasyon kanaması (Üstüne adet görme): Gebeliğin rahme yerleşmesine bağlı lekelenme. Bu konuda detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.




İlgili Konular:
- Gebelik Testi
- Gebelik Belirtileri
- Gebelikte Görülen Şikayetler
Tamamını >>

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) FAYDALI VE ZARARLI BİTKİLER NELERDİR?

HAMİLELER VE BİTKİSEL MADDELER, ÇAYLAR
Bitkisel ilaçların, yiyeceklerin, içeceklerin, bitkisel çayların vb. günümüzde yaygınlaşması nedeniyle hamilelik dönemindeki etkileri de hamile bayanlar tarafından merak edilmektedir. Bu tür yiyecek, içecek ve çayların çeşitli yerlerde fazlaca reklamları tanıtımları yapılmaktadır. Hamilelik döneminde anne ve bebek için faydalı bitkiler var mıdır? Bebeğimin sağlığı için tüketmem gereken bitkisel çaylar vb. var mı? Bunlar faydalı mı? Zararlı mı? gibi çeşitli sorular olabilmektedir.

Hamilelik döneminde anne veya bebek sağlığı için hiçbir bitkisel ilaç, çay, yiyecek, içecek önerilmez. Hamilelik döneminde sadece doktorunuzun önerdiği şekilde dengeli ve düzenli beslenmek, gerekli vitamin vb. ilaçları kullanmak yeterlidir. Hamilelik anne ve bebek açısından hassas bir dönemdir bu nedenle bu dönemde herşeyin doğal olması önemlidir. Gebelik sırasında annenin bazı vitamin veya mineralleri eksik alması kadar fazla alması da zararlı olabilir. Bitkisel besinlerin veya çayların içeriğinde çok çeşitli maddeler (bazıları yüksek miktarda) bulunabilmektedir, hatta bazı bitkisel içecekler hormonal etkiler bile gösterebilmektedir. Bu nedenle bitkisel yiyecek, içeceklerin gebelikte anne ve bebek açısından ne tür etkiler veya zararlar gösterebileceğini her zaman önceden kestirmek mümkün değildir. Sonuç olarak gebelikte bu tür bitkisel maddelerden kaçınmak gerekir. Ihlamur, nane, limon, elma, portkal gibi basit bitki çayları az miktarda tüketilebilir, ancak şart değildir, bunlardan da bir fayda beklenmemelidir. 


İlgili Konular:
- Gebelikte Bitkisel Çaylar ve Bitkisel İlaçlar
Gebelikte Bitki Çayları İçilebilir Mi?
Gebelikte Faydalı ve Zararlı Besinler, Yiyecekler, İçecekler
- Gebelikte Beslenme
Tamamını >>

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) NASIL BESLENİLMELİ?

HAMİLELİK DÖNEMİNDE NE ŞEKİLDE BESLENMELİ?
Hamilelik döneminde beslenmenin doğru ve bilinçli olması hem anne hem bebek sağlığı açısından önemlidir. Doğru beslenme ile uygun miktarda kilo almak hem gebelik döneminin ve doğumun daha rahat geçmesini sağlayacaktır hem de doğumundan sonra kiloların verilemesinin, vücudun eski haline dönmesinin daha kolay olmasını sağlayacaktır.

Öncelikle hamilelikte nasıl beslenmeli konusunda öncelikle halk arasındaki söyleniş şekli ile "hamileler iki can taşır bu nedenle iki kat yemelidir" kuralının yanlış olduğu bilinmelidir. Hamilelerin bu kadar çok yemesi faydadan çok zarar getirir. Bir hamilenin hamile olmayan bir insandan yaklaşık olarak günde 300 kilokalori fazla yemesi yeterlidir, bu da çok büyük bir fark değildir. Bu şekilde gebelikte ortalama 9-12 kilo alınması normaldir. Gebelikte kilo alınması konusunda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.


hamilelikte nasıl beslenilmeli
Resmi büyütmek için üzerine tıklayın

Hamileler nasıl beslenmeli?
Hamilelikte bol su tüketmek gerekir. Her gün 1-2 bardak süt içilmesi faydalıdır. Aşırı kilo almamak için fazla yağlı yiyeceklerden, hamur işlerinden çok tüketmemek gerekir.  Haftada 1-2 gün balık ve hergün az miktarda ceviz tüketmek omega 3 kaynağı olduğu için bebek açısından da faydalıdır. Sebze yemekleri ve meyve tüketimi hem sağlıklıdır hem de hamilelikte en sık görülen kabızlık şikayetini önleyecektir. Ancak aşırı meyve tüketiminden kaçınmak gerekir. Meyveler şeker kaynağı oldukları için aşırı kilo almaya sbeep olabilirler. Günde bir kaç meyveden fazla tüketilmemesi gerekir. Haftada bir kaç kere kızmızı et, tavuk yenilebilir. Vejeteryanların et tüketmemesi problem yaratmaz, baklagiller ve sebzelerden de gerekli besin maddelerini alabilirler. Tatlandırıcı, diyet, light içecek ve yiyecekler tüketilmemelidir. Çay, kahve aşırı miktarda tüketilmemelidir. Bunların dışında doktorunuz tarafından folik asit, vitamin ve demir ilaçları takviyeleri önerilmişse bunları da aksatmadan almanız gerekir. Gebelikte kullanılması gereken ilaçlar ve vitaminler konusunda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Hamilelikte beslenme konusunda daha ayrıntılı bilgilere aşağıdaki linklerden ulaşabilrisiniz.


İlgili Konular:
- Gebelikte Beslenme
- Gebelikte Faydalı ve Zararlı Besinler, Yiyecekler, İçecekler
Hamilelikte Diyet Yapılır Mı?
Tamamını >>

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) MADEN SUYU, SODA İÇİLMESİ

Hamilelikte maden suyu içilir mi? Zararlı mı? Gebelikte Soda tüketiminin bir sakıncası var mı? şeklinde sorular hamile bayanların sık merak ettikleri sorulardandır. Hamilelik döneminde doğal ve katkısız olmak kaydıyla maden suyu yani soda tüketiminin hiçbir sakıncası yoktur. Doğal maden suları çok çeşitli mineraller içerirler. Maden suyu tüketiminin gebelikte doğal, katkısız, tatlandırıcı içermeyen, sade (meyvesiz) olması daha iyi olacaktır. Günde bir veya bir kaç adet içilebilir.

Bu konudan çıkarılacak sonuç hamilelikte bebeğin sağlığı için mutlaka hergün maden suyu içilmelidir şeklinde olmamalıdır. Hamilelikte maden suyu içilmesi şart değildir hatta bunun faydalarını gösteren bilimsel bilgiler de yoktur ancak zarar beklenmeyen doğal bir içecek olduğu için isteyen hamile bayanlar içebilir. Bazen hastalar maden suyunun şişkinlik, hazımsızlık, bacaklarda kramp gibi şikayetlerini hafiflettiğini ifade ederler. Madem suyunu sevmeyen veya içtiğinde rahatsızlık duyan hamilelerin içmemesinde bir sakınca yoktur. Gebeliğin her döneminde bol su içmek faydalıdır, bunu maden suyu dışında normal su, taze meyve suları gibi çeşitli içeceklerden karşılamak mümkündür.


İlgili Konular:
- Gebelikte Bol Su İçmenin Önemi
- Gebelikte Beslenme
- Gebelikte Tatlandırıcı ve Diet Ürünlerin Tüketimi
Tamamını >>

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) LEKELENME

HAMİLELİKTE DAMLA DAMLA KANAMA, LEKELENME OLMASI
Gebeliğin başlangıcından sonuna kadar hiçbir zaman kanama normal kabul edilen bir durum değildir. Kanama çok az bile olsa bir kaç pembe damla veya lekelenme şeklinde bile olsa önemlidir, asla normal bir durum olarak kabul edilmez, acilen doktora başvurmayı gerektiren bir durumdur. Kanamanın sebebinin araştırılması için muayene, ultrasonografi ve bazen başka tetkikler gerekir. Gebelik sırasında eğer gerekirse vajinal muayene yapılmasının hiçbir sakıncası yoktur, kanamanın artmasına veya düşük benzeri risklere yok açmaz.

Lekelenmenin nedenleri:
Lekelenme eğer gebeliğin ilk aylarında meydana gelirse düşük tehlikesi olduğunu gösterir. Eğer bu lekelenme artmazsa sıklıkla kendiliğinden bir kaç günde kesilir ve düşük gerçekleşmez. Lekelenmenin artıp adet kanaması şeklinde aşırı miktarda kanamaya döndüğü durumlarda genellikle düşük (abortus) meydana gelir. Gebeliğin son aylarında olan lekelenmeler bebeğin eşinden (plasenta) kaynaklanan patolojiler nedeniyle olabilir. Doğuma yakın lekelenme veya az miktarda kanama olması doğumun başlayacağının (nişan kanaması) belirtisi olabilir ancak başka bir sebebi de olabileceği için mutlaka doktora başvurmayı gerektirir. Bunların dışında da lekelenmeye sebep olan çeşitli durumlar olabilir.


İlgili Konular:
- Gebelikte Kanama
- Gebelikte Kanama Nedenleri
Tamamını >>



UYARI: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Yazıların her hakkı saklıdır, izinsiz kullanılamaz. devamı >>

"Gebelik ve kadın hastalıkları konusunda ayda 1 milyondan fazla ziyaretçi sayısı ile en çok tıklanan, en geniş içerikli site"